Karanlık madde teorisine meydan okundu: "Kütlesiz kütleçekim mümkün"

Hiç gözlemlenmeyen bir maddenin, evrenin yüzde 85'ini oluşturduğu varsayılıyor

Evrenin büyük bir bölümünü oluşturduğu öne sürülen karanlık maddenin, ışığı yaymadığı, emmediği ve yansıtmadığı için gözlemlenemediği söyleniyor (Unsplash)
Evrenin büyük bir bölümünü oluşturduğu öne sürülen karanlık maddenin, ışığı yaymadığı, emmediği ve yansıtmadığı için gözlemlenemediği söyleniyor (Unsplash)
TT

Karanlık madde teorisine meydan okundu: "Kütlesiz kütleçekim mümkün"

Evrenin büyük bir bölümünü oluşturduğu öne sürülen karanlık maddenin, ışığı yaymadığı, emmediği ve yansıtmadığı için gözlemlenemediği söyleniyor (Unsplash)
Evrenin büyük bir bölümünü oluşturduğu öne sürülen karanlık maddenin, ışığı yaymadığı, emmediği ve yansıtmadığı için gözlemlenemediği söyleniyor (Unsplash)

Kütleçekim kuvvetinin kütlenin yokluğunda da mümkün olabileceğini öne süren bir araştırmaya göre karanlık madde teorisi geçerliliğini yitirebilir. 

Galaksilerin bir araya toplanması gibi gizemli olayları açıklamak için ortaya atılan karanlık madde teorisine göre doğrudan gözlemlenemeyen bir madde kütleçekim etkisine yol açıyor.

Evrenin yaklaşık yüzde 85'ini oluşturduğu varsayılan karanlık maddenin yarattığı kütleçekimin, Albert Einstein'ın görelilik teorisinin cevap veremediği olayları açıkladığı düşünülüyor. 

Bu teori ilk kez Hollandalı gökbilimci Jan Oort tarafından 1932'de ortaya atılsa da henüz kanıtlanmaması bazı bilim insanlarının bunu sorgulamasına yol açıyor. 

ABD'de yer alan Huntsville'deki Alabama Üniversitesi Fizik ve Astronomi bölümünden Dr. Richard Lieu da yakın zamanda hakemli dergi Monthly Notices of the Royal Astronomical Society'de yayımlanan makalesinde bu teoriye meydan okuyor. 

Dr. Lieu'ya göre kabuk benzeri topolojik kusurlardan oluşan eşmerkezli yapılar, galaksilerin bir araya toplanmasına yol açan bir kütleçekim etkisi yaratabilir. Bilim insanı bunu şöyle açıklıyor:

Çok yüksek madde yoğunluğuna sahip ve genellikle kozmik sicimler veya küresel kabuklar şeklindeki topolojik kusurlar, uzayın sıkışık bölgeleridir.

Küre şeklindeki bu kabukların iç katmanında pozitif, dışındaysa varsayımsal bir madde olan negatif kütle olduğu düşünülüyor. Dr. Lieu'nun teorisine göre bu iki katmanın beraberliği net kütlesi sıfır olan bir yapı ortaya çıkarıyor. 

Araştırmacı aslında kütlesiz olan bu maddelerin, yine de etraflarındaki cisimler üzerinde kütleçekim etkisi yaratacağını söylüyor. 

Einstein'ın teorisine göre kütleçekimin uzay-zamanı bükmesiyle gökcisimleri arasında böyle bir kuvvet oluşuyor. Kütleçekimden etkilenen şeylerin kütlesi olması gerekmiyor ve örneğin fotonların bu kuvvetten etkilendiği biliniyor. 

Topolojik kusurların muhtemelen evrenin çok erken dönemlerindeki bir faz geçişinde meydana geldiği varsayılıyor. Faz geçişi evrendeki bütün maddelerin durumunun değişmesini ifade ediyor. 

Dr. Lieu böyle bir olayın kütleye gerek kalmadan evrende kütleçekim etkileri yaratabileceğini öne sürüyor. 

Araştırmacı bu kütlesiz kabukların nasıl oluştuğuna dair bir açıklama sunmasa da yeni teorinin, evrendeki gizemli olayları izah etmede karanlık maddeden daha iyi bir seçenek olabileceğini düşünüyor. 

"İkinci bir çözümün varlığı epey düşündürücü olsa bile, karanlık madde hipotezini gözden düşürmek için yeterli değil" diyen Dr. Lieu şöyle ekliyor:

Ancak kütleçekimin, kütle olmadan da var olabileceğinin ilk kanıtı.

Dr. Lieu'nun bu önermesinin kanıtlanması evrene dair bilinenlerde çığır açıcı etkiler yaratabilir.

Independent Türkçe, Debrief, Phys.org, Monthly Notices of the Royal Astronomical Society



Konakçılarını "dehşet verici" bir şekilde öldüren arı türü keşfedildi

Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
TT

Konakçılarını "dehşet verici" bir şekilde öldüren arı türü keşfedildi

Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)

Kurbanlarını "dehşet verici" bir yolla öldüren bir yaban arısı türü keşfedildi. Meyve sineklerinin içine bıraktıkları larvalar büyüyerek sineğin karnını patlatıyor. 

Parazitoid yaban arıları, genellikle yumurtalarını henüz gelişim aşamasındaki sineklere bırakıyor. Bu dönemde konakçıların daha savunmasız olması arıların işini kolaylaştırıyor. 

Yumurtadan çıkan arılar, gelişimi devam eden sineklerin içinde büyüyerek onları içeriden yiyor. Sinekler genellikle yetişkinliğe varmadan ölüyor.

Fakat araştırmacılar ilk defa yetişkin sinekleri hedef alan bir parazitoid yaban arısı türü tespit etti. 

Mississippi Eyalet Üniversitesi'nden doktora öğrencisi Logan Moore, bahçesinden topladığı meyve sineklerinin karnında, bilinmeyen bir türde yaban arısı larvası olduğunu gördü. 

Moore ve ekip arkadaşları, Syntretus perlmani adı verdikleri türün gelişim süreçlerini laboratuvar ortamında inceledi. 

Bulgularını önde gelen hakemli dergi Nature'da 11 Eylül'de yayımlayan ekip, arının iğnesiyle yetişkin meyve sineklerinin karnına yumurtasını bıraktığını kaydetti. 

Daha sonra yumurtanın larvaya dönüşerek sineğin karnında 18 gün kaldığı ve konakçısının karnını patlatarak onu terk ettiği gözlemlendi.

Ardından birkaç saat ortalıkta gezinen arı, koza evresine geçerek 23 günün ardından yetişkin olarak kozadan çıktı.

Moore, "Sineğin yan tarafından dışarı çıkıyor" diyerek ekliyor: 

Ve durumu daha dehşet verici kılan şey de sineğin genellikle bundan sonraki birkaç saat boyunca canlı kalması.

Yeni bulunan yaban arısının, dünyanın en yaygın sinek türlerinden meyve sineğini (Drosophila melanogaster) hedef alması bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Araştırmacılar, böyle bir keşfin nasıl şimdiye kadar yapılmadığını anlamaya çalışıyor. 

Moore, "Belki de bu kadar uzun süre keşfedilmemesinin nedeni, kimsenin bunu beklememesiydi" ifadelerini kullanıyor.

Sinekler, larva vücuttan ayrıldıktan sonra genelde bir süre daha yaşıyor (Matthew Ballinger)
Sinekler, larva vücuttan ayrıldıktan sonra genelde bir süre daha yaşıyor (Matthew Ballinger)

Bilim insanları laboratuvar testlerinde Syntretus perlmani'nin, Drosophila cinsindeki başka sinekleri de konakçı olarak seçtiğini gözlemledi.

Makalenin ortak yazarı Matthew Ballinger "Sinekleri hedef alan bilinen tüm parazitoid yaban arıları olgunlaşmamış yaşam evrelerindeki sineklere saldırır ve onun içinde gelişir" diyor: 

Drosophila ve diğer sinekleri hedef alan parazitoid yaban arıları hakkında 200 yıldır araştırmalar yürütülmesine rağmen, bugüne kadar yetişkinlere saldıran bir türe hiç rastlamamıştık.

Araştırmacılar Syntretus perlmani'nin, yetişkin sinekleri konakçı haline getirecek şekilde nasıl evrimleştiğini bulmayı amaçlıyor. 

Ekip, Syntretus perlmani'nin ABD'nin doğu kısmında geniş bir yaşam alanına yayıldığını söylüyor (Matthew Ballinger)
Ekip, Syntretus perlmani'nin ABD'nin doğu kısmında geniş bir yaşam alanına yayıldığını söylüyor (Matthew Ballinger)

Ballinger "Yeni tür hakkında daha fazla bilgi edinmek için sabırsızlanıyoruz" diyerek ekliyor: 

Umarız diğer araştırmacılar da önümüzdeki yıllarda kendi projelerine başlayarak bu türün enfeksiyon biyolojisini, ekolojisini ve evrimini daha iyi anlamaya çalışır.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, Nature