TikTok algoritmasına yeni ayar

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

TikTok algoritmasına yeni ayar

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

TikTok, kullanıcıların "Sizin İçin" sayfasında görünen konuları daha iyi kontrol etmelerine olanak tanıyacak ancak bu kontrol kısmi olacak.

Yeni güncellemeyle kullanıcılar, seyahatten spora ve mizaha kadar çeşitli konulardaki içerikleri daha fazla veya daha az görmeyi seçebilecek.

Özellik, kullanıcıların bu konulardaki içerikleri tamamen kapatmasına izin vermeyecek. Ancak TikTok, belirli içeriklerin görünme sıklığını azaltabileceklerini ifade ediyor.

TikTok artık kullanıcıların belirli türdeki içerikleri daha kolay filtreleyebilmesi için "akıllı anahtar kelime filtreleri"ni kullanmasına da izin verecek.

Uygulama, kullanıcıların algoritmasından kısıtlamak istedikleri belirli anahtar kelimeleri seçmesine uzun zamandır izin veriyordu. Ancak yeni özellik, yapay zeka kullanarak eşanlamlı kelimeleri ve benzer içerikleri de bularak bunları akıştan gizleyecek.

TikTok'un algoritması ve "Sizin İçin" sayfası, kullanıcılar için uygulamanın en çekici özellikleri. Ancak bu özellikler tartışmalara ve kullanıcıların aynı içeriği izleyerek sorunlu ve zararlı bir döngüye girmesine yol açabileceği iddiaları gibi eleştirilere de neden oluyor.

TikTok bunun sonucunda algoritmaya kontroller getiriyor. Ayrıca kullanıcıların beğeniler ve favoriler aracılığıyla gördükleri içeriklere tepki vererek uygulamayla daha fazla etkileşime girmesini teşvik ediyor.

Bu duyuru, TikTok'un #skinnytok ("sıska tiktok kullanıcısı" anlamına gelen bu etiket altında kullanıcılar zayıflamaya dair içerikler paylaşıyordu -ed.n.) anahtar kelimesini arama sonuçlarından yasaklamasından kısa süre sonra geldi. Bu karar uygulamanın, genç kullanıcıların vücut algısıyla ilgili sorunları körüklediğini söyleyen Avrupalı düzenleyicilerin baskısı üzerine alınmıştı.

TikTok yeni özellikleri açıklarken, 2025 yaz trendi raporunu da yayımladı. Raporda BritTok, bahçecilik ve retro TV'nin yükselişine dikkat çekildi.

Independent Türkçe



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news