Bilim insanları yapay zekada "halüsinasyon" sorununu çözmüş olabilir

Bilim insanları, popüler yapay zeka sistemlerinin en büyük sorunlarından birinin üstesinden gelmeyi sağlayacak bir yol bulmuş olabilir

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Bilim insanları yapay zekada "halüsinasyon" sorununu çözmüş olabilir

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Yeni bir araç, yapay zekaların ne zaman "halüsinasyon" gördüğünü, yani gerçekleri uydurduğunu bulmasını sağlayabilir. Bu halihazırda büyük dil modellerine (LLM'lere) güvenirken karşı karşıya kalınan büyük bir tehlike.

ChatGPT ve benzeri araçların temelini oluşturan LLM'ler, gerçeklerden ziyade dil üretmek üzere inşa edilmiştir. Bu da sık sık "halüsinasyonlar" üretebilecekleri anlamına gelir; yani kendinden emin bir şekilde ifade edilen ve makul görünen ancak aslında gerçekle hiçbir ilişkisi olmayan iddialarda bulunurlar.

Bu sorunu çözmenin zor olduğu anlaşılmıştı, çünkü kısmen yeni sistemler böylesine makul görünen metinler üretiyor. Ancak bu aynı zamanda teknolojiyi geniş bir uygulama yelpazesinde kullanma umudunun da merkezinde yer alıyor, çünkü insanların sistemlerin ürettiği her metnin doğru ve güvenilir olduğuna güvenebilmeleri gerek.

Yeni yöntem, bilim insanlarının LLM'ler yanlış ve keyfi metin ürettiğinde "masa uydurma" diye adlandırdıkları şeyi bulmasını sağlıyor. LLM'ler bunu genellikle bir soruyu yanıtlayacak bilgiye sahip olmadığında yapıyor.

Bu, asıl LLM'nin çalışmasını kontrol etmek için başka bir LLM ve ardından bu çalışmayı değerlendiren başka bir LLM kullanılarak yapılıyor. Çalışmaya dahil olmayan bir araştırmacı bunu "ateşe ateşle karşılık vermek" diye tanımladı ve LLM'lerin kendilerini kontrol etmenin önemli bir parçası olabileceğini öne sürdü.

Çalışma kelimelerin kendilerine değil anlamlarına odaklanıyor. Araştırmacılar sistemin kontrol edilmesi gereken çıktılarını, ifadelerinin diğer anlamı ima edip etmediğine karar veren ve esasen yorumlamayı arayan başka bir sisteme gönderiyordu.

Bu yorumlamalar daha sonra asıl sistemin çıktısının güvenilir olma olasılığını anlamak için kullanılabiliyordu. Araştırma, bu çalışmayı değerlendiren üçüncü bir LLM'nin, bir kişinin yaptığıyla aşağı yukarı aynı sonuçlara ulaştığını gösterdi.

Sistem, LLM'leri daha güvenilir hale getirmek ve dolayısıyla daha geniş bir görev yelpazesinde ve daha önemli ortamlarda kullanılabilmek açısından değerli olabilir. Ancak bilim insanları bunun başka tehlikeleri de beraberinde getirebileceği uyarısını yaptı.

Melbourne Üniversitesi'nden Karin Verspoor çalışmaya ek bir makalede, LLM'leri bu amaçla kullanmaya devam ettikçe, "araştırmacıların bu yaklaşımın LLM'lerin çıktısını gerçekten kontrol edip etmediği ya da halüsinasyonlara ve öngörülemeyen hatalara eğilimli birden fazla sistemi katmanlaştırarak yangını istemeden körükleyip körüklemediği meselesiyle uğraşması gerekecek" diye yazdı.

Çalışma, Nature akademik dergisinde yayımlanan "Detecting hallucinations in large language models using semantic entropy" (Büyük dil modellerindeki halüsinasyonları semantik entropiyle saptamak) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

Independent Türkçe



Meta, yapay zekâ ihtiyaçları için nükleer enerjiye yöneliyor

Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)
Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)
TT

Meta, yapay zekâ ihtiyaçları için nükleer enerjiye yöneliyor

Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)
Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)

Meta, Constellation Energy'den nükleer enerji satın almak için 20 yıllık bir anlaşma imzalayarak, teknoloji devlerinin veri merkezlerinin artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak için sektörle iş birliği yapma eğilimini sürdürdü.

Meta, Haziran 2027'den itibaren Constellation'ın Illinois'deki Clinton Temiz Enerji Merkezi'nden yaklaşık 1,1 gigavat güç satın alacak. Bu, tesisin tek nükleer reaktörünün toplam çıktısını temsil ediyor.

İki şirket, uzun vadeli anlaşmanın santralin devam eden işletimini ve yeniden lisanslanmasını destekleyeceğini doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın CNBC'den aktardığına göre Meta'nın taahhüdü olmadan santral, 2017'den bu yana kullandığı emisyonsuz kredinin süresi dolduğunda kapanma riskiyle karşı karşıyaydı.

Constellation Başkanı ve CEO'su Joe Dominguez, “Meta ile ortaklık yapmaktan gurur duyuyoruz... Meta, mevcut santrallerin yeniden lisanslanmasını ve genişletilmesini desteklemenin yeni enerji kaynakları bulmak kadar etkili olduğunu fark etti” ifadelerini kullandı.

Clinton Centre'ın üretimini de 30 megawatt artıracak olan anlaşmanın şartları açıklanmadı. Santral doğrudan Meta'nın veri merkezlerini beslemeyecek; teknoloji devinin yüzde 100 temiz enerji üretme hedefine katkıda bulunurken bölgesel şebekeye güç sağlamaya devam edecek.

Bu duyuru, büyük teknoloji şirketleri ile nükleer endüstri arasında yapılan bir dizi anlaşmanın sonuncusu. Eylül ayında Constellation, Three Mile Island'ı yeniden çalıştıracağını ve 20 yıllık bir anlaşma kapsamında Microsoft'a enerji satacağını duyurmuştu.

Google geçtiğimiz yıl küçük modüler nükleer reaktörler (SMRs) geliştiren Kairos Power ile yaptığı iş birliğinin ardından üç yeni nükleer tesisin geliştirilmesini finanse etme sözü verdi. Amazon ise ekim ayında bu reaktörlerin geliştirilmesi için 500 milyon dolardan fazla yatırım yaptı ve Mart 2024'te Susquehanna Nükleer Santrali’nde faaliyet gösterecek bir veri merkezi kompleksi satın aldı. Amazon, Google ve Meta gibi teknoloji devleri mart ayında Dünya Nükleer Birliği öncülüğünde 2050 yılına kadar nükleer enerjinin küresel olarak üç katına çıkarılması çağrısında bulunan bir taahhüdü imzaladılar.

Ancak Constellation ile yapılan anlaşma, Meta'nın nükleer enerji sektörüne ilk resmi girişi anlamına geliyor. Şirket aralık ayında, ABD'de bir ila dört gigawatt arasında yeni nükleer kapasite ekleme arzusunu belirterek, ortak olacak nükleer enerji geliştiricileri bulmak için bir teklif talebinde bulundu. Gelişmiş nükleer enerjiye odaklanan bu teklif halen değerlendirme aşamasında ve şirketin Clinton tesisine verdiği destekten farklı.

Meta Küresel Enerji Başkanı Urvi Parekh şunları söyledi: “Yapay zekâ hedeflerimizi ilerletmeye devam etmek için temiz ve güvenilir enerjiyi güvence altına almak şart. Clinton tesisinin önümüzdeki yıllarda da faaliyet göstermesine katkıda bulunmaktan ve bu tesisin ABD'nin enerji liderliğini ilerletmenin önemli bir parçası olduğunu göstermekten gurur duyuyoruz.”

Başkan Donald Trump kısa bir süre önce, 2050 yılına kadar ABD'nin nükleer kapasitesini dört katına çıkarma hedefiyle nükleer enerjinin yaygınlaştırılmasını hızlandırmayı amaçlayan dört kararname imzaladı. Bu kararnameler, diğer hususların yanı sıra, Nükleer Düzenleme Komisyonu'nun elden geçirilmesini ve yerli bir nükleer yakıt tedarik zinciri kurulmasını öngörüyor.

Beyaz Saray ayrıca, küçük modüler reaktörler de dahil olmak üzere reaktörlerin düzenleyici onayının hızlandırılması çağrısında bulundu. Geçmişte nükleer projeler yüksek ön maliyetlerden ve uzun inşaat programlarından mustaripti. Sektör, küçük nükleer reaktörlerin nükleer enerjiyi genişletmek için daha uygun maliyetli bir yol olacağını umuyor. Şu anda ABD'de faaliyette olan küçük nükleer reaktör bulunmuyor.

Diğer yandan Constellation dün yaptığı açıklamada, Clinton sahasında küçük bir nükleer reaktör inşa etme olasılığı için Nükleer Düzenleme Komisyonu'ndan yeni bir lisans almayı değerlendirdiğini duyurdu.