150 yıllık evrim tartışmasını yapay zeka bitirdi

Darwin cinsel seçilimi, Wallace doğal seçilimi işaret etmişti

Kelebeklerdeki renk ve desen çeşitliliğine dişilerin nasıl katkıda bulunduğu ortaya çıktı (Unsplash)
Kelebeklerdeki renk ve desen çeşitliliğine dişilerin nasıl katkıda bulunduğu ortaya çıktı (Unsplash)
TT

150 yıllık evrim tartışmasını yapay zeka bitirdi

Kelebeklerdeki renk ve desen çeşitliliğine dişilerin nasıl katkıda bulunduğu ortaya çıktı (Unsplash)
Kelebeklerdeki renk ve desen çeşitliliğine dişilerin nasıl katkıda bulunduğu ortaya çıktı (Unsplash)

Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace arasında anlaşmazlığa yol açan evrim sorusu, yaklaşık 150 yılın ardından yapay zekayla cevaplandı. 

Evrim teorisinin kurucularının, kuş ve kelebeklerin renk ve desenlerindeki çeşitliliğin sebebine dair farklı görüşleri vardı. Darwin'e göre dişiler, erkeklerin görüntüsüne göre eş seçtiği için erkeklerdeki çeşitlilik daha fazlaydı; yani cinsel seçilim temel bir rol oynuyordu. 

Wallace ise daha geniş kapsamlı olan doğal seçilimin, bu farklılıkları ortaya çıkardığı görüşündeydi. Evrimin temel mekanizmalarından olan doğal seçilim, canlıların farklılıklarından dolayı ortama daha iyi uyum sağlayıp hayatta kalması ya da sağlayamayıp yok olması anlamına geliyor. 

19. yüzyıla ait bu evrim tartışması, Communications Biology adlı hakemli dergide pazartesi günü yayımlanan bir çalışmayla çözüme kavuşturuldu. 

Çalışma kapsamında kuşkanatlı kelebeklerin pek çok türüne ait en az 16 bin görüntü incelendi. Bu kelebekler, çarpıcı görüntülerinin yanı sıra erkek ve dişiler arasında belirgin farklılıklar olmasından dolayı tercih edildi. 

Yapay zekaya başvuran araştırmacılar bir makine öğrenimi modeli sayesinde çok çeşitli kanat biçimlerini, renk ve desenleri analiz etti. Çalışmanın sorumlu yazarı Dr. Jennifer Cuthill "Farklı biyolojik gruplarda ve hem erkekler hem de dişiler arasında ne kadar çeşitlilik olduğunu test etmek için ilk kez evrimin görünür boyutlarını ölçebiliyoruz" diyerek ekliyor:

Makine öğrenimi bize, bugüne kadar ihmal edilmiş gruplar da dahil, biyolojik çeşitliliği yaratan ve sürdüren evrimsel süreçler hakkında yeni bilgiler veriyor.

Dr. Cuthill "ihmal edilmiş gruplar" derken dişileri kastediyor. Bu canlıların erkeklerindeki çeşitlilikler daha belirgin olduğu için genellikle dişiler üzerine daha az çalışma yapılıyor. 

Analizler sonucunda bilim insanları, erkeklerin genellikle daha farklı şekil ve desenlere sahip olduğunu gördü. Fakat hem erkeklerin hem de dişilerin genel çeşitliliğe katkıda bulunduğu da saptandı.

İlk bulgu Darwin'i, ikincisi de Wallece'ı haklı çıkarıyor. Dr. Cuthill, "Erkek kelebekler arasında görünen yüksek seviyedeki çeşitlilik, ilk başta Darwin'in öne sürdüğü gibi erkek çeşitliliği üzerinde, dişilerin eş seçiminden kaynaklanan cinsel seçilimin gerçek dünyada önemli bir yer tuttuğu düşüncesini destekliyor" ifadelerini kullanıyor:

Dişi kelebeklerin görünümlerinin kendi türlerindeki erkeklerden daha fazla çeşitliliğe sahip olduğu durumlar da kaydedildi. Bu örnekler Wallace'ın öne sürdüğü gibi, türler arası çeşitlilikte doğal seçilimin, dişi çeşitliliğinde önemli bir rol oynadığı görüşünü destekliyor.

Independent Türkçe, New Atlas, Science Daily, Communications Biology



NASA, Mars'taki en büyük organik bileşikleri buldu

13 yıldır Gale Krateri'nde olan Curiosity, gelişmiş araçlarıyla çeşitli deneyler yürütüyor (AP)
13 yıldır Gale Krateri'nde olan Curiosity, gelişmiş araçlarıyla çeşitli deneyler yürütüyor (AP)
TT

NASA, Mars'taki en büyük organik bileşikleri buldu

13 yıldır Gale Krateri'nde olan Curiosity, gelişmiş araçlarıyla çeşitli deneyler yürütüyor (AP)
13 yıldır Gale Krateri'nde olan Curiosity, gelişmiş araçlarıyla çeşitli deneyler yürütüyor (AP)

Mars'ta bugüne kadar bulunan en büyük karbon molekülleri keşfedildi. NASA aracının bulguları, Kızıl Gezegen'deki yaşam tartışmalarını tekrar gündeme taşıdı. 

Bilim insanları Mars'ta bir zamanlar yaşam olup olmadığını saptamaya çalışıyor. Ancak milyarlarca yıl önce sona eren bu yaşamın izlerinin, gezegende hâlâ bulunup bulunamayacağı da merak konusu.

2012'de gezegene inen NASA'nın Curiosity keşif aracı, Gale Krateri'nde bugüne kadar en az 32 kilometre yol kat etti. Curiosity, Dünya'daki araştırmacılara kıymetli bilgiler sunsa da keşfettiği organik bileşikler, nispeten kısa karbon zinciri molekülleriydi.

Araç son çalışmada, 3,7 milyar yıllık eski bir göl yatağından alınan kaya örneklerinde daha uzun karbon zincirleri tespit etti. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te yayımlanan çalışmayı yürüten ekip yeni bir yönteme başvurdu. Araştırmacılar örnekleri önce 475 dereceye kadar ısıttı, ardından soğuttu ve son olarak tekrar 850 dereceye kadar ısıttı. 

Bu işlemler sonucunda alkanlar olarak bilinen ve dekan, undekan ile dodekan gibi adlar verilen daha büyük organik bileşikler tespit edildi. Bilim insanları bunların, Mars'ta bugüne kadar görülen en büyük karbon zincirleri olduğunu söylüyor.

Daha sonra Dünya'da yapılan deneylerde kaya örneğinin, ısıtma sürecinde alkanlara dönüşen karboksilik asitler veya uzun zincirli yağ asitleri içerdiğine dair bulgular edinildi. Bu asitler, yeryüzündeki canlıların hücre zarında yer alıyor. 

Diğer yandan araştırmacılar, Curiosity'nin keşfettiği bileşiklerin kesin bir şekilde canlıların işareti olmadığını belirtiyor.

Çalışmaya liderlik eden Dr. Caroline Freissinet "Bu moleküller kimyasal ya da biyolojik süreçlerle oluşabilir" diyerek ekliyor: 

Eğer Mars'ta uzun zincirli yağ asitleri varsa, bunlar 3,7 milyar yıl önce var olan hücrelerin zarlarının bozulmasıyla ortaya çıkmış olabilir ve bu sadece bir hipotez.

Dünya'daki organizmalar yağ asitleri ürettiğinde, bileşiklerde tek sayıdan ziyade daha çok çift sayıda karbon atomu bulunuyor. Bu durum bazı enzimlerin her seferinde iki karbon atomu ekleyerek yağ asitleri oluşturmasından kaynaklanıyor. Bilim insanları Mars örneklerinde de benzer bir durumla karşılaştı.

Yeni çalışma Mars'ta 3,7 milyar yıl önce yaşam olduğunu kanıtlamak için yeterli değil. Ancak eğer böyle bir şey gerçekleştiyse, izlerinin hâlâ gezegende saklanıyor olabileceğini gösteriyor.

Bilim insanları Kızıl Gezegen'deki yaşamın geçmişine dair güçlü kanıtlar bulmak için Dünya'ya örnek taşınması gerektiğini belirtiyor.

California Teknoloji Enstitüsü'nden John Eiler, yer almadığı çalışma hakkında "Bu makalede bildirilen bulgular, Mars'taki yaşam kalıntılarını tanımlama yolunda gördüğümüz en iyi fırsatı sunuyor" diyor: 

Ancak işi bitirmek için kesinlikle bu tür örneklerin Dünya'ya gönderilmesi gerekiyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, IFLScience, PNAS