Yarasaların azalması, bebek ölümlerini artırıyor

Yeni çalışma karşısında bilim insanlarının "ağzı açık kaldı"

Yarasaların, beyaz burun sendromu yüzünden ölmesinin çiftçilere toplam 27 milyar dolara mal olduğu hesaplandı (Reuters)
Yarasaların, beyaz burun sendromu yüzünden ölmesinin çiftçilere toplam 27 milyar dolara mal olduğu hesaplandı (Reuters)
TT

Yarasaların azalması, bebek ölümlerini artırıyor

Yarasaların, beyaz burun sendromu yüzünden ölmesinin çiftçilere toplam 27 milyar dolara mal olduğu hesaplandı (Reuters)
Yarasaların, beyaz burun sendromu yüzünden ölmesinin çiftçilere toplam 27 milyar dolara mal olduğu hesaplandı (Reuters)

ABD'deki yarasa nüfusundaki düşüşün, bebek ölümlerini artırdığı tespit edildi. Yeni çalışma, ekosistemlerin bozulmasının insan sağlığı üzerindeki dolaylı etkisini gösteren bulgulara bir yenisini ekliyor. 

Yarasalar pek çok kişiye korkutucu ve uzak durulması gereken canlılar gibi görünmesine karşın, ekosistemlerin dengesini korumada önemli bir rol üstleniyor. 

Tek bir yarasa her gece binlerce böcek yiyor. Bu da tarlalardaki böcek ilacı ihtiyacını büyük oranda azaltıyor. 

Öte yandan ABD'deki yarasa popülasyonu yaklaşık 20 yıldır beyaz burun sendromu denen bir hastalıkla boğuşuyor. 

Kuzey Amerika'ya Avrupa veya Asya'dan 2006 civarında taşındığı düşünülen Pseudogymnoascus destructans adlı mantarın yol açtığı hastalık, insanları etkilemiyor ancak yarasaları öldürebiliyor. 

Bir koloniye bulaştığında grubun tamamını ortadan kaldırma gücüne sahip mantar, halihazırda ABD'nin 40 eyaleti ve Kanada'nın 9 ilinde görülüyor. 

Chicago Üniversitesi'nden çevre ekonomisti Dr. Eyal Frank, şaşırtıcı bir çalışmaya imza atarak yarasa nüfusundaki azalmanın bebek ölümleriyle ilişkisini açığa çıkardı. 

Hakemli dergi Science'ta dün (6 Eylül) yayımlanan araştırmada, 2006-2017 döneminde yarasa popülasyonunun azaldığı bölgelerde böcek ilacı kullanımının yüzde 31 arttığı kaydedildi. 

Böcek ilaçlarının hava ve suya karışıp insan sağlığını etkileyebildiği bilgisinden yola çıkan Dr. Frank, bu maddelerin kullanımının arttığı bölgelerle diğerlerindeki bebek ölüm oranlarını kıyasladı. 

Beyaz burun sendromu sonucu yarasa popülasyonun azaldığı bölgelerde, böcek ilacı kullanımındaki artıştan dolayı bebek ölümlerinin yüzde 8 arttığı kaydedildi. Dr. Frank, 2006-2017 döneminde 1334 bebeğin bu yüzden hayatını kaybettiğini tahmin ediyor. 

Araştırmacı, ölümlerin farklı bir sebebi olmadığından emin olmak adına uyuşturucu, ebeveyn işsizliği, genetiği değiştirilmiş bitkiler ve hava durumu gibi faktörleri de hesaba kattı. Fakat bu ölümleri, yarasa nüfusundaki düşüşten başka bir şeye bağlayamadı. 

Yeni çalışmasıyla ilgili Washington Post'a konuşan Dr. Frank, "Yarasalar, uzak durmayı tercih ettiğimiz ancak ekosistemlerde gerçekten etkili bir rol oynayan türlerin harika bir örneği" diyor.

Dr. Frank'in yer aldığı başka bir çalışmada Hindistan'da akbabaların ölmesinin, çürüyen hayvan leşlerinin suyu kirletmesi ve yabandaki köpeklerin artmasına yol açarak hastalık ve kuduzun yayılmasına ve en az 500 bin kişinin ölümüne neden olduğu bulunmuştu. 

Uluslararası Yarasa Koruma Örgütü'nden Dr. Winifred Frick, yer almadığı çalışmanın verilerini gördüğünde "ağzının açık kaldığını" söylüyor. 

New York Times'a yaptığı açıklamada hayvanların kıymetli bir "ekosistem hizmeti" sunduğunu söyleyen Dr. Frick ekliyor:

Bu hizmetleri hafife alıyoruz çünkü genellikle bunları ölçemiyoruz.

Çalışmada yer almayan başka bilim insanları bulguların şaşırtıcı fakat güvenilir olduğunu söyleyerek bazı eksikliklere değiniyor. 

British Columbia Üniversitesi'nden çevre ekonomisti Dr. Frederik Noack, bebeklerin böcek ilaçlarına nasıl maruz kaldığı ve doğum ağırlığı gibi, sağlık üzerindeki başka hangi etkilerin ortaya çıktığı gibi soruların cevaplanmadığını belirtiyor. 

Bard College'dan Dr. Felicia Keesing ise doğrudan veriler elde etmek için saha çalışmaları yapılması gerektiğini söyleyerek ekliyor:

Temel verileri görmeden, bu bağlantıları destekleyen kanıtların gücünü değerlendiremem ancak etkilere dair burada yapılan tahminler insanı hayrete düşürüyor.

Dr. Keesing bulguların herkesi koruma çalışmalarının hızlandırılması için harekete geçirmesi gerektiğini de ifade ediyor:

Bu çalışma yarasaların yok olmasından kaynaklanan sonuçlardan sadece birkaçını içeriyor ve yarasalar kaybettiğimiz türlerden sadece biri.

Independent Türkçe, Smithsonian Magazine, Washington Post, New York Times, Science



Yapay zekanın fikir babası “pişman”: İnsan ırkını 10 yıl içinde yok edebilir

Bir yapay zeka sergisinde sergilenen insan beyninin bir kopyası (DPA)
Bir yapay zeka sergisinde sergilenen insan beyninin bir kopyası (DPA)
TT

Yapay zekanın fikir babası “pişman”: İnsan ırkını 10 yıl içinde yok edebilir

Bir yapay zeka sergisinde sergilenen insan beyninin bir kopyası (DPA)
Bir yapay zeka sergisinde sergilenen insan beyninin bir kopyası (DPA)

Yapay zekanın (AI/YZ) fikir babası Profesör Geoffrey Hinton, YZ'nin önümüzdeki on yıl içinde insan ırkını yok edebileceği uyarısında bulundu. İngiltere merkezli The Telegraph gazetesine göre Hinton, YZ teknolojisinin yaratılmasındaki rolünden pişmanlık duyduğunu itiraf etti.

Makinelerin hızlı gelişimini ‘sanayi devrimine’ benzeten İngiliz-Kanadalı bilgisayar bilimcisi olan Profesör Hinton (77), ancak bu kez ‘kontrolü ele geçirebileceklerine’ karşı uyardı.

Bu yıl Nobel Fizik Ödülü'nü kazanan Profesör Hinton, hükümetlerin yapay zeka şirketlerine yönelik daha sıkı düzenlemeler yapması çağrısında bulundu.

Hinton daha önce YZ’nin otuz yıl içinde insanlığın çöküşüne yol açma ihtimalinin yüzde 10 olduğunu öngörmüştü.

BBC Radio 4'te yayınlanan Today programında kendisine analizini değiştiren bir şey olup olmadığı sorulduğunda Profesör Hinton, “Pek sayılmaz. Sanırım 10 ila 20 yıl önce kendimizden daha zeki şeylerle uğraşmak zorunda kalmıyorduk” ifadelerini kullandı.

Profesör Hinton, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha zeki bir şeyin daha az zeki bir şey tarafından kontrol edildiğine dair kaç örnek biliyorsunuz? Çok az örnek var.”

ıo9p0
YZ’nin fikir babası Profesör Geoffrey Hinton (Reuters)

Profesör Hinton, 1980'lerde modern yapay zekanın temelini oluşturan, verilerdeki özellikleri bağımsız olarak bulabilen ve görüntülerdeki belirli öğeleri tanımlayabilen bir yöntem icat etti.

Teknolojinin beklediğinden ‘çok daha hızlı’ geliştiğini vurgulayan Profesör Hinton, insanları 3 yaşındaki çocuklara, yapay zekayı ise yetişkinlere dönüştürebileceğini söyledi.

Profesör Hinton, şunları söyledi:

“Bence bu Sanayi Devrimi’ne benziyor. Sanayi Devrimi'nde insan gücü daha az önemli hale geldi, çünkü makineler daha güçlüydü. Eğer bir hendek kazmak istiyorsanız, onu bir makine ile kazarsınız. Şu anda sahip olduğumuz şey insan zekasının yerini alan bir şey. Sıradan insan zekası artık ön planda olmayacak, makineler ön planda olacak.”

Dickensvari değişim

Profesör Hinton, Charles Dickens’ın ifade ettiği üzere tıpkı Sanayi Devrimi'nin yaptığı gibi, yapay zekanın da sıradan insanların hayatlarını önemli ölçüde değiştireceğini öngördü.

Gelecekte teknoloji ile yaşamın ne getireceğinin daha çok siyasi sistemlerimizin bununla ne yapacağına bağlı olacağını söyleyen Profesör Hinton, “Yapay zekanın toplum için iyi olması gereken üretkenlikte büyük artışlara yol açacak olmasına rağmen, tüm faydaların zenginlere gitmesi ve birçok insanın işini kaybedip daha da fakirleşmesi durumunda toplum için çok kötü olabilecek olması beni endişelendiriyor” ifadelerini kullandı.

Profesör Hinton, şöyle devam etti:

“Bu şeyler bizden daha akıllı. Yani Sanayi Devrimi'nde makinelerin sırf daha güçlü oldukları için insanların yerini alma ihtimali yoktu. Kontrol hala bizdeydi çünkü zeka bizdeydi. Şimdi ise bu şeylerin kontrolü ele geçirmesi gibi bir tehdit var.”

Hükümetlerin rolü

Görünmez bir elin bizi güvende tutmayacağını düşünen Profesör Hinton, bu işi büyük şirketlerin kâr güdülerine bırakmanın güvenli bir şekilde geliştiklerinden emin olmak için yeterli olmayacağını vurguladı. Profesör Hinton, sadece hükümetler tarafından alınacak tedbirlerin bu büyük şirketleri güvenlik konusunda daha fazla araştırma yapmaya zorlayabileceğinin altını çizdi.

ghyjuk
Yapay zeka insan ırkını sonunu getirmekle mi tehdit ediyor? (Reuters)

Profesör Hinton, hükümetlerin büyük şirketleri güvenlik konusunda çok fazla araştırma yapmaya zorlaması gerektiğine inanıyor.

Pişmanlık

Bu teknolojiyi dünyaya tanıtmakla ilgili bazı pişmanlıkları olduğunu söyleyen Profesör Hinton, iki tür pişmanlıktan söz etti. Bunlardan ilkinin yapmamanız gerektiğini bildiğiniz bir şeyi yaptığınız için kendinizi suçlu hissettiğiniz, aynı koşullar altında tekrar yapacağınız, ama sonunda pek de iyi sonuçlanmayabilecek türden bir pişmanlık olduğunu belirten Profesör Hinton, ikincisinin ise aynı koşullar altında yine aynı şeyi yapıp genel sonucun bizden daha akıllı sistemlerin önünde sonunda yönetimi ele geçirmesi olması endişesiyle duyduğu pişmanlık olduğunu ifade etti