Kertenkele türündeki "6. his" keşfedildi

Duyma sistemleri sanılandan karmaşık çıktı

Gekko gecko türündeki gekkolar, Asya'nın güneydoğu ve doğu kesimlerinde yaşıyor (Duncan Leitch)
Gekko gecko türündeki gekkolar, Asya'nın güneydoğu ve doğu kesimlerinde yaşıyor (Duncan Leitch)
TT

Kertenkele türündeki "6. his" keşfedildi

Gekko gecko türündeki gekkolar, Asya'nın güneydoğu ve doğu kesimlerinde yaşıyor (Duncan Leitch)
Gekko gecko türündeki gekkolar, Asya'nın güneydoğu ve doğu kesimlerinde yaşıyor (Duncan Leitch)

Bilim insanları, gekkoların "6. hissi" olduğunu tespit etti. Bulgular hem insanların hem de diğer hayvanların işitme becerilerinin nasıl evrimleştiğine ışık tutabilir. 

Pek çok sürüngen havada hareket eden ses dalgalarını işitme becerisinden yoksun. Bu canlılar yerdeki titreşimleri hissederek "duyuyor". 

Öte yandan geçen yıl yapılan bir araştırmada bazı yılan türlerinin havadaki sesleri ve insanların çığlığını duyabildiği kaydedilmişti.

Bir kertenkele türü olan gekkolar da havada yol alan sesleri işitebiliyor. Ayrıca bu hayvanların iç kulağındaki bir kesecik dengelerini korumada önemli bir rol oynuyor.

Hakemli dergi Current Biology'de dün (4 Ekim) yayımlanan bir çalışmada sözkonusu keseciğin, gekkoların düşük frekanstaki sesleri saptamasını sağladığı bulundu. 

Bilim insanlarının 6. hisse benzettiği bu beceri, sürüngenlerin çevrelerine dair algılarını da şekillendiriyor. 

Maryland Üniversitesi'nden araştırmacılar, Gekko gecko türündeki kertenkeleleri laboratuvar ortamında bir dizi farklı uyarana maruz bıraktı. Bu esnada iç kulaktaki keseciğin verdiği tepkiler gözlemlendi. 

Keseciğin 50 ila 200 Hz bandındaki sesleri yakaladığını kaydeden araştırmacılar, bunun gekkoların sadece kulaklarıyla duyduğu frekansın çok altında kaldığını belirtiyor. 

Ekibe göre bu, keseciğin işitme sistemini destekleyen özel bir rol oynadığını gösteriyor. 

Makalenin ortak yazarı biyolog Catherine Carr, "Kulak, bildiğimiz haliyle havadaki sesleri duyuyor. Ancak genellikle dengeyle ilişkilendirilen bu eski iç yol, gekkoların yer veya su gibi ortamlardan geçen titreşimleri algılamasını sağlıyor" diyor:

İç kulaktaki yapının balık ve amfibilerde de görüldüğünü söyleyen Carr, bulguların kara ve suda yaşayan hayvanların işitme sisteminin evrimine ışık tuttuğunu ekliyor. 

Ekip ayrıca yeni çalışmanın, işitme becerilerinin gelişmediği varsayılan diğer hayvanların iletişim kurma yolları hakkında yeni bulgular edinilmesini sağlayabileceği görüşünde. Duyamadığı sanılan diğer sürüngenler de benzer bir mekanizmayla çevrelerini algılıyor olabilir. 

Yeni araştırma doğrudan insanların işitme sistemiyle ilgili değil fakat bilim insanları bazı benzerlikler olduğunu düşünüyor. 

"Bir rock konserinde olduğunuzu hayal edin" diyen Carr ekliyor: 

Gürültüden dolayı başınız ve bütün vücudunuz titreşir. Müziği sadece duymayıp aynı zamanda hissedersiniz. Bu his, insandaki vestibüler sistemin, bu yüksek sesli konserlerde uyarılabileceğini, yani işitme ve denge duyularımızın yakından bağlantılı olabileceğine işaret ediyor.

İç kulaktaki organları içeren vestibüler sistem, denge duygusunun korunmasını sağlıyor. 

Araştırmacılar bulguların, memelilerin işitme sistemleriyle ilgili çalışmaların önünü açmasını umuyor. 

Makalenin ortak yazarı Dawei Han "Bu araştırmanın sonuçları sürüngenler dünyasının ötesine uzanıyor" ifadelerini kullanıyor: 

Bu gizli mekanizmaları ortaya çıkardıkça hayvanların çevrelerini nasıl algıladığı ve etkileşime girdiğine dair daha zengin ve incelikli bir resim elde ediyoruz ve belki de kendi duyusal deneyimlerimize dair yeni bilgilere ulaşacağız.

Independent Türkçe, Popular Science, Neuroscience News, Current Biology, Cosmos Magazine



Modern tarihte kaydedilen en büyük kuş felaketi: 4 milyon kayıp

Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)
Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)
TT

Modern tarihte kaydedilen en büyük kuş felaketi: 4 milyon kayıp

Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)
Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)

Heather Renner ve çalışma arkadaşları yaklaşık 10 yıl önce Alaska sahillerine vuran binlerce bayağı dalıcı martıyı fark ettiğinde bir şeylerin fena halde yanlış gittiğini düşündü. 

Seneler süren araştırmalar sonucunda dün Science adlı bilimsel dergide yayımladıkları makale, acı gerçeği ortaya koydu: Bu, modern tarihte en fazla sayıda kuşun öldüğü kayıtlı olay. 

2014-2016'da Pasifik Okyanusu'nun kuzeyindeki suları sıradışı bir sıcak hava dalgasının etkilediği ve bunun sonucunda balık popülasyonunun büyük ölçüde düştüğü bildirildi. 

Balıklarla beslenen çeşitli türlerle birlikte milyonlarca kuşun açlıktan öldüğü vurgulandı. 

Ulusal Alaska Deniz Yaban Hayatı Barınağı'ndan biyolog Heather Renner, Alaska'daki bayağı dalıcı martıların yarısından fazlasının, yani 4 milyon tanesinin öldüğünü buldu.

Diğer yandan çok benzer bir tür olan ince gagalı dalıcı martının bu olaydan ciddi bir şekilde etkilenmemesi de kafa karıştırdı. Araştırmacılar bunun sebebini inceliyor.

Renner, 7 yıldır yürüttükleri çalışmanın ardından "Düşündüğümüzden çok daha kötüymüş" diyor.

Bu felaketin balıklar haricinde en fazla sayıda omurgalının öldüğü olay olarak modern tarih kayıtlarına geçtiğini söylüyor. 

1989'da Alaska'da meydana gelerek tüm dünyada gündem olan Exxon Valdez petrol sızıntısında dahi ölen bayağı dalıcı martı sayısının yüzbinlerle ifade edildiğini belirtiyor. 

2014 ve 2021 arasındaki fark böyle görüntülendi (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)

2014 ve 2021 arasındaki fark böyle görüntülendi (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)

Makalenin yazarlarından Brie Drummond da başta bu kuşların çiftleşmek için kayalık bölgelere gitmemesine şaşırdıklarını, ancak sonra trajediyle yüzleştiklerini ifade etti:

Geri gelmiyorlar çünkü öldüler.

Sıcak dalgasının öncesi ve sonrası incelendiğinde 2016-2022'de Bering Denizi ve Alaska Körfezi'ndeki bayağı dalıcı martı sayısının 2008-2014'e göre yüzde 52 ila 78 düştüğü görüldü. 

Bu popülasyonun yeniden aynı rakamlara ulaşması beklenmiyor. 

Washington merkezli sivil toplum kuruluşu Ocean Conservancy'den (Okyanus Koruma) Megan Williams, dahil olmadığı araştırmayı överek çıkarılacak önemli dersler olduğunu vurguluyor:

Bering Denizi ve Alaska Körfezi'nin son 50-100 yılda olduğu kadar üretken kalmasını bekleyemezsiniz. Artık bu türlerin bazıları deniz ekosistemi tarafından desteklenmiyor. Bu gerçekten trajik.

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times