Kraliçe arıların tuhaf davranışı bilim insanlarını korkuttu

"Hiç beklemiyorduk"

Bombus arısı kraliçelerinin kış uykusu hakkında bugüne kadar çok az şey biliniyordu (Sabrina Rondeau/Guelph Üniversitesi)
Bombus arısı kraliçelerinin kış uykusu hakkında bugüne kadar çok az şey biliniyordu (Sabrina Rondeau/Guelph Üniversitesi)
TT

Kraliçe arıların tuhaf davranışı bilim insanlarını korkuttu

Bombus arısı kraliçelerinin kış uykusu hakkında bugüne kadar çok az şey biliniyordu (Sabrina Rondeau/Guelph Üniversitesi)
Bombus arısı kraliçelerinin kış uykusu hakkında bugüne kadar çok az şey biliniyordu (Sabrina Rondeau/Guelph Üniversitesi)

Bombus arısı kraliçelerinin özellikle böcek ilacı dolu topraklarda kış uykusuna yatmayı tercih ettiği ortaya çıktı. Bilim insanları bu "korkutucu" davranışın arkasında tam olarak ne yattığını henüz bilmiyor. 

Yaklaşık 250 türü bulunan bombus arılarının kraliçeleri, ilkbaharda koloni oluşturmaya başlayarak yaz boyunca bunu büyütüyor.

Sonbaharda kolonideki arıların ölmesinin ardından yeni kraliçeler genellikle yer altında kış uykusuna yatarak tekrar baharın gelmesini bekliyor. 

Kış uykusunda geçen dönem hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak isteyen araştırmacılar, Bombus impatiens türündeki arılarla bir çalışma yürüttü.

Kraliçe arılar, açık alanda serbestçe dolaşmaya bırakıldı ve çifleştikten sonra kış uykusuna yatacakları yeri seçmeye yönlendirildi. 

Arıların karşısında yaygın kullanılan 5 farklı böcek ve mantar ilacını (fungisit) değişik seviyelerde içeren ve hiç kimyasal içermeyen topraklar vardı. 

Daha sonra yeri eşeleyerek arıların nereyi seçtiğini araştıran bilim insanları, büyük oranda kirletilmiş topraklarda yattıklarını görünce şoke oldu. 

Science of the Total Environment adlı hakemli dergide 2 Ekim'de yayımlanan çalışmaya göre, böcek ilacı veya fungisit içeren toprakları seçme oranları iki kat daha yüksekti. 

Kanada'daki Ottowa Üniversitesi'nden Dr. Sabrina Rondeau, yazarları arasında yer aldığı çalışmaların bulgularının "çok şaşırtıcı" olduğunu söylüyor:

Çevre bilimleri alanında çalışan uzman "Bu sonucu beklemiyorduk" diyerek ekliyor:

Nedenini henüz tam olarak anlamadığımız bu durum, kraliçelerin bu kirlenmiş toprakları tercih edebileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar örneğin fungisitlerin topraktaki mantarları öldürmesi sonucu buranın arılara daha cazip gelmiş olabileceğini düşünüyor.

Bu tuhaf davranışın bir diğer açıklaması da kraliçelerin, daha önce maruz kaldıkları bu kimyasallara alışması olabilir.

Ancak sebebi ne olursa olsun bilim insanları böcek ilacı kullanımına dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. 

Kraliçe arılar her ne kadar kirli toprakları tercih etse de bu kimyasalların onlar üzerindeki etkisi henüz net olarak bilinmiyor.

Kaliforniya Üniversitesi Riverside kampüsünde arılar üzerine çalışan biyolog S. Hollis Woodard, yer almadığı çalışmanın bulgularının korkutucu olduğunu ifade ediyor. 

Woodard arıların ciddi risklerle karşı karşıya olabileceğini söylerken, yeni çalışma da böcek ilacı kullanımında son keşfin dikkate alınması çağrısı yapıyor.

Dr. Rondeau, "Yolumuza devam ederken, kullanılan böcek ilacı türleri, uygulama yöntemleri ve bitki örtüsünün yönetimi gibi tarımsal uygulamaların, kraliçelerin kış uykusuna yatma olasılığının yüksek olduğu topraklarda pestisit kalıntısı birikimini nasıl etkilediğini araştırmak büyük önem arz ediyor" diyor.

Independent Türkçe, New York Times, Phys.org, Science of the Total Environment



DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
TT

DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)

Genetik analizler, 19. yüzyılda insanları yiyerek nam salan Tsavo aslanlarının menüsünde başka ne olduğunu ortaya koydu.

1898'de Kenya'daki Tsavo Nehri üzerine bir demiryolu köprüsü inşa eden Britanya'nın projesinde çalışan işçiler, aylarca iki aslanın saldırısına uğramıştı. 

"Tsavo insan yiyicileri" diye bilinen yelesiz iki aslanın, 9 aylık bir süre boyunca en az 35 kişiyi yediği tahmin ediliyor. 

9 aylık dönem içinde bir süre ara verilen çalışmalar, demiryolu projesini yürüten Britanya Ordusu yarbayı John Henry Patterson'ın iki aslanı öldürmesiyle kaldığı yerden devam etmişti. 

Aslanların cesedinden kilim yapılmış ve nihayetinde bunlar ABD'deki Field Doğa Tarihi Müzesi tarafından alınmıştı. Kilimlerin yanı sıra iki kafatası da müzenin koleksiyonuna katılmıştı. 

Daha önce iki hayvan üzerinde yapılan çalışmalarda, dişlerinde sıkıntı yaşayan aslanların diğer avlara göre daha rahat çiğnendiği için insanlara saldırdığı öne sürülmüştü. 

Current Biology adlı hakemli dergide dün (11 Ekim) yayımlanan araştırmada, Tsavo aslanlarının başka neler yediği tespit edildi.

Hayvanların kırık dişlerinde kalan kıl örnekleri üzerinde genetik analizler yürüten ekibe liderlik eden Dr. Alida de Flamingh "Dişteki oyukları, jeologların toprağı incelemesi gibi inceledik" diyerek ekliyor:

Farklı katmanlardaki kılları analiz ederek bu aslanların yaşamları boyunca nasıl beslendiği hakkında fikir ediniyoruz.

Araştırmacılar kıllardaki mitokondriyal DNA'yı analiz ederek iki aslanın, insanların yanı sıra zürafa, oriks, zebra, Afrika antilobu ve Kobus ellipsiprymnus adlı bir antilop türünü yediğini kaydetti. 

Bilim insanları aslanların dişinde özellikle Afrika antilobunun kalıntılarına rastlayınca şoke oldu. O zamanlar Tsavo bölgesinde bu hayvanın pek görülmediğini söyleyen araştırmacılar, aslanların 90 kilometre kadar yol kat etmiş olması gerektiğini belirtiyor.

Illinois Üniversitesi'nden Dr. Alida de Flamingh ya aslanların sanılandan daha uzağa gittiğini ya da Afrika antilobunun bölgede daha yaygın olduğunu ifade ediyor. 

Araştırmacılar ayrıca aslanların Afrika mandası yediğine dair bir kanıt bulamadı. Bugün bölgede yaşayan aslanlar bu hayvanlarla beslendiği için beklenmedik olan bu durumun bulaşıcı bir hastalıkla açıklanabilir.

Aslanların yaşadığı dönemde bölgede yayılan sığır vebası, Afrika mandası popülasyonunda da ciddi düşüşe yol açmıştı.

İki hayvanın insanları avlamaya başlamasının bu salgından kaynaklandığını düşünen uzmanlar da var. 

Bilim insanları yeni çalışmada iki aslanın kardeş olduğu teorisini de doğruladı. 

Dişlerde bulunan insan örneklerini daha detaylı incelemeyi planlayan ekip, bu sayede aslanların onları ne zaman yemeye başladığını daha net saptamayı umuyor.

Independent Türkçe, New York Times, Live Science, Current Biology