Kara kedi tesadüfen yeni bir virüs türü "keşfetti"

İnsanlara sıçrama riski taşıyor

Pepper'ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi (John Lednicky)
Pepper'ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi (John Lednicky)
TT

Kara kedi tesadüfen yeni bir virüs türü "keşfetti"

Pepper'ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi (John Lednicky)
Pepper'ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi (John Lednicky)

ABD'de bir kedi, bir virüsün ülkedeki ilk örneğini ve dünya çapında tanımlanmamış bir türünü "keşfetti". 

Paramiksovirüsler sınıfında yer alan jeilongvirus grubundaki virüsler henüz tam olarak anlaşılmasa da solunum hastalıklarıyla ilişkilendiriliyor. 

Genellikle kemirgenlerde, bazen de yarasa ve kedigillerde rastlanan bu virüs, bugüne kadar ABD'de görülmemişti. 

Kedisi Pepper, ABD'li araştırmacı John Lednicky'nin ayağına ölü bir fare bırakınca işler değişti. 

Florida Üniversitesi'nde virüsler üzerine çalışan Lednicky, geyiklerde görülen başka bir virüsün kemirgenlere sıçrayıp sıçramadığını anlamak için fareyi incelemeye karar verdi.

Fakat analiz sonucunda farede jeilongvirus olduğu saptandı. Pathogens adlı hakemli dergide bulgularını aktaran ekip, ABD'de bu virüsün ilk defa tespit edildiğini söylüyor. 

Ayrıca bu vakadaki virüs, daha önce dünyanın farklı yerlerinde kaydedilenlerden farklı bir genetik yapıya sahip. 

GRJV1 adlı verilen yeni virüs varyantının çeşitli türdeki hayvanlara bulaşabildiği de ortaya kondu. Bu nedenle bilim insanları yakından takip edilmesini öneriyor.

Lednicky, "Kemirgenler, insanlar ve insan olmayan primat (maymun) hücrelerinde eşit derecede iyi büyüyor; bu da onu bir salgın için harika bir aday haline getiriyor" diyor.

Makalenin başyazarı Emily DeRuyter ise "Bu tür bir virüsü beklemiyorduk ve bu keşif, bilmediğimiz birçok virüsün insanlara yakın yaşayan hayvanlarda dolaştığının farkına varmamızı sağladı" diyerek ekliyor: 

Ve gerçekten de eğer araştırsak çok daha fazlası ortaya çıkar. 

Diğer yandan insanlar, yabanda yaşayan fare ve diğer kemirgenlerle pek temas halinde olmadığı için virüsün sıçraması çok yüksek bir ihtimal değil. 

Lednicky, virüsün farelerde hastalığa yol açıp açmadığının ve Florida'daki insanlara bulaşıp bulaşmadığının araştırılması gerektiğini söylüyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Newsweek, Pathogens



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news