Venüs'ün devasa kraterleri göz önünde saklanıyor olabilir

Gezegenin en eski ve en büyük çarpma krateri olmaya aday

Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)
Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)
TT

Venüs'ün devasa kraterleri göz önünde saklanıyor olabilir

Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)
Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)

Bilim insanları Venüs'ün uzun zamandır aranan devasa kraterlerinin göz önünde olabileceğini öne sürdü. 

Güneş Sistemi'nin ilk oluşum döneminde Dünya da dahil iç kısımdaki karasal gezegenler asteroit bombardımanına maruz kalıyordu.

Dünya'da bu yolla oluşan çarpma kraterleri rüzgar ve levha hareketleri gibi süreçlerle silinirken, Merkür, Ay ve Mars'ta devasa kraterler hâlâ mevcut.

Venüs'teyse bugüne kadar bin civarında krater keşfedildi. Ancak bunların genişliği 300 kilometreyi geçmediği için bilim insanları büyük çarpma kraterlerinin nereye gittiğini anlamaya çalışıyor. 

Journal of Geophysical Research: Planets adlı hakemli dergide 28 Ekim'de yayımlanan makaleye göre hiçbir yere gitmemiş olabilirler. 

Bilim insanları Venüs yüzeyinde Haasttse-baad Tessera adı verilen bir bölgeye odaklandı. Tessera adı verilen yüzey şekilleri büyük ölçüde bozunmuş, buruşukluklar ve oluklar taşıyan alanları ifade ediyor.

Bilim insanları 1500 kilometre genişliğindeki Haasttse-baad Tessera'nın haritalarını kullanarak nasıl oluştuğunu anlamak için bilgisayar modellerine başvurdu.

Venüs'ün bugün 112 kilometre kalınlığa sahip kabuğu milyarlarca yıl önce sadece 10 kilometreydi. 

Yeni çalışmadaki modele göre bu ince kabuk nedeniyle gezegene çarpan büyük bir asteroidin ardında krater yerine tesserayı bırakması muhtemel.

Kabuğu delip altındaki mantoya ulaşan asteroit, buradaki lavların yukarı çıkmasına ve yeni oluşan kratere dolmasına yol açmış olabilir. Daha sonra yüzeyde soğuyan lavların altında meydana gelen plato, manto hareketleri sonucu silinip gitmiş ve lav tabakasının tekrar yüzey seviyesine inmesine yol açmış olabilir.

ABD'nin Arizona eyaletindeki Gezegen Bilimleri Enstitüsü'nden, çalışmanın ortak yazarı Vicki Hansen, bu süreci "bezelye çorbasının üstünde tabaka oluşmasına" benzetiyor.

Aratırmacılar ayrıca Haasttse-baad Tessera'nın eşmerkezli halkalar içerdiğini de kaydetti. Jüpiter'in bazı uydularında da görülen bu halkalar, altında daha yumuşak bir katman olan sert bir kabuğa bir cismin çarpması sonucu oluşuyor.

Bilim insanları, Venüs'teki bu halkaların peş peşe iki ayrı asteroidin çarpması sonucu meydana geldiğini öne sürüyor. Modele göre ikinci asteroit 70 kilometre civarında bir çapa sahipti.

Bilim insanları bu dev çarpma kraterlerinin 1,5 milyar ila 4 milyar yıl önce oluştuğunu düşünüyor. Ancak bulguların doğrulanması için daha fazla veriye ihtiyaç var.

Hansen çalışmayı şu şekilde değerlendiriyor:

Eğer bu gerçekten çarpma sonucu oluştuysa, Venüs'ün en eski ve en büyük çarpma krateri olacak ve bize Venüs'ün geçmişine dair nadir bir bakış açısı sunarak gezegenin erken dönem süreçleri hakkında bilgi verecek.

Independent Türkçe, Space.com, EarthSky, Journal of Geophysical Research: Planets



NASA'dan insanları parçalayabilecek "zombi yıldız"a yakın takip

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
TT

NASA'dan insanları parçalayabilecek "zombi yıldız"a yakın takip

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)

Anthony Cuthbertson Teknoloji Editör Yardımcısı @ADCuthbertson 

NASA, saatte 177 bin kilometreden daha hızlı bir şekilde galaksimizde ilerleyen, yıkıcı etkiler yaratma potansiyeline sahip bir "zombi yıldız"ı takip ediyor.

Son derece yoğun cisim, Samanyolu'nda bilinen 30 magnetarda biri. Magnetarlar, tamamen nötronlardan oluşan ölü yıldız kalıntılarını ifade ediyor.

Sadece 20 kilometre çapa sahip Magnetar SGR 0501+4516'nın Güneş'ten daha fazla kütlesi var ve manyetik alanı, Dünya'nın manyetosferinden yaklaşık 1 trilyon kat daha güçlü.

Magnetar, Hubble Uzay Teleskobu'nu kullanan araştırmacılar tarafından keşfedildi ve NASA bu "kaçak" cismi, "çizgi roman kahramanlarının süper güçlerine sahip" diye tanımlıyor.

NASA'nın Hubble Misyonu ekibi keşfi detaylandırdıkları blog yazısında, magnetarın evrenin bilinmeyen bir bölümünden geldiğini ancak evrenin en büyük gizemlerinden bazılarına ışık tutabileceğini belirtiyor.

Ekip, "Bir kişi magnetarın 600 mil (yaklaşık bin kilometre) yakınına gelse gökcismi, vücuttaki her atomu parçalayan, bilimkurgu filmlerinin meşhur ölüm ışınına dönüşür" diye yazıyor.

Bu kaçak magnetar, Samanyolu Galaksisi'ndeki örnekler arasında, başlangıçta tahmin edildiği gibi süpernova patlamasıyla oluşmama ihtimali en yüksek magnetar adayı. O kadar tuhaf ki hızlı radyo patlamaları diye bilinen olayların ardındaki mekanizmaya dair ipuçları bile sunabilir.

Görsel kaldırıldı.Magnetar adı verilen ultra güçlü manyetik alana sahip bir nötron yıldızının radyo dalgaları (kırmızı) yaymasının, bir sanatçı tarafından tasviri. Magnetarlar, hızlı radyo patlamalarını yaratan başlıca adaylar arasında yer alıyor (Bill Saxton/NRAO/AUI/NSF)


Gökbilimciler daha önce Magnetar SGR 0501+4516'nın komşu bir süpernovanın çekirdeğinin çökmesiyle oluştuğunu düşünüyordu ancak yeni gözlemler doğum yeri hakkında şüpheler uyandırdı.

Bu keşif magnetarın ya 20 bin diye bildirilen yaşından çok daha yaşlı olduğu ya da iki nötron yıldızının birleşmesiyle oluştuğu anlamına geliyor.

Keşfi yapan ekibe liderlik eden Ashley Chrimes, "Magnetarlar, tamamen nötronlardan oluşan nötron yıldızlarıdır (yıldızların ölü kalıntıları)" diyor.

Magnetarları benzersiz kılan şey, Dünya'daki en güçlü mıknatıslardan milyarlarca kat daha güçlü olan aşırı kuvvetli manyetik alanları.

İspanya'nın Barselona kentindeki Uzay Bilimleri Enstitüsü'nden Nanda Rea ise şöyle ekliyor:

Magnetarların doğum oranları ve oluşum senaryoları, yüksek enerji astrofiziğinde en acil sorular arasında yer alıyor. Bunların, gama ışını patlamaları, son derece parlak süpernovalar ve hızlı radyo patlamaları gibi evrenin en güçlü geçici olaylarının çoğu üzerinde etkisi var.

Araştırma ekibi, magnetarın Samanyolu'ndaki güzergahını ve kökenini daha iyi anlamak için gözlemlerine devam edecek.


 Independent Türkçe, independent.co.uk/space