İslam'ın yayılmasını sağlayan zaferin kazanıldığı savaş alanı bulundu

"Gözlerime inanamadım"

1970'lerde alınan uydu görüntüleri sayesinde tarihi muharebenin konumu tespit edildi (ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu)
1970'lerde alınan uydu görüntüleri sayesinde tarihi muharebenin konumu tespit edildi (ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu)
TT

İslam'ın yayılmasını sağlayan zaferin kazanıldığı savaş alanı bulundu

1970'lerde alınan uydu görüntüleri sayesinde tarihi muharebenin konumu tespit edildi (ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu)
1970'lerde alınan uydu görüntüleri sayesinde tarihi muharebenin konumu tespit edildi (ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu)

ABD'nin Soğuk Savaş dönemine ait casus uydu görüntüleri, İslam tarihindeki kritik bir dönüm noktası olan Kadisiye Muharebesi'nin gerçekleştiği yeri ortaya çıkardı.

Bugünkü Irak'ta MS 636 veya 637'de yaşanan Kadisiye Muharebesi'nde Müslüman Araplar, bölgeyi kontrol eden Sasani İmparatorluğu'yla karşı karşıya gelmiş ve sayıca azınlıkta kalmalarına rağmen savaştan galip çıkmıştı.

Müslümanların, Pers topraklarına ve ötesine yayılmasını sağlayan bu muharebenin tam nerede gerçekleştiği bilinmiyordu.

Birleşik Krallık'taki Durham Üniversitesi ve Irak'taki Kadisiye Üniversitesi'nden araştırmacılar, ABD'nin 1970'lere ait gizliliği kaldırılan casus uydu görüntüleri ve tarihi belgelerden yararlanarak iki ordunun nerede karşılaştığını tespit etti. 

Araştırmacılar zaman içinde yok olan alanları içeren eski uydu görüntülerinin kıymetli bir kaynak sunduğunu belirtiyor. Araştırma ekibinden William Deadman "Ortadoğu hem tarımsal hem de kentsel genişleme anlamında son 50 yılda çok gelişti" diyor.

Bilim insanları aslında muharebe alanının değil, Irak'ın Kufe kentinden Mekke'ye uzanan Zübeyde Yolu adlı tarihi hac rotasının haritasını çıkarmaya çalışıyordu. 

UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmeye aday Zübeyde Yolu, MS 750 ila 850'de en önemli hac rotasıydı. 

Uydu görüntüleriyle hac yolunun haritasını çıkaran ekip, Kufe'nın 30 kilometre kadar güneyinde Kadisiye Muharebesi'ni anlatan tarihi belgelerle eşleşen özelliklere sahip bir alan keşfetti. 

Deadman metinlerde bahsedilen bir kale ve çift duvar bulduğunda "şaşkına döndüğünü” söylüyor:

Gözlerime inanamadım.

Bölgeyi ziyaret eden ekip, Kadisiye Muharebesi'nin burada gerçekleştiği sonucuna vardı. Deadman yaklaşık 9,7 kilometre uzunluğundaki duvarın büyük bir kısmının artık yıkıldığını ya da tarım arazilerinin sınırlarına dahil edildiğini söylüyor.

Bulguları 12 Kasım Salı günü hakemli dergi Antiquity'de yayımlanan çalışmaya göre derin bir hendek, eski bir nehir ve savaşın gerçekleştiği dönemle uyumlu çanak çömlek parçaları da saptandı. 

Deadman, Kadisiye Muharebesi'nde Müslümanların kendilerinden çok daha büyük bir orduyu mağlup etmesinin "tarihte dönüm noktası niteliğinde" bir olay olduğunu söylüyor. 
Araştırmacılar, Kufe'nin 30 kilometre kadar güneyindeki savaş alanının haritasını çıkardı​​​​​​​ (ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu)Araştırmacılar, Kufe'nin 30 kilometre kadar güneyindeki savaş alanının haritasını çıkardı (ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu)

Exeter Üniversitesi İslam Çalışmaları bölümünden Mustafa Baig de "Bu belirleyici savaş, Sasani İmparatorluğu'nun uçuruma yuvarlanışının ve Müslüman topraklarının Mezopotamya, Pers toprakları ve ötesine doğru genişlemesinin habercisiydi" diyor:

Bugün turistler (dindar olsun ya da olmasın) kesin yeri belirlendiği için gerçek alanı ziyaret etmek isteyecektir.

Sasani İmparatorluğu, 651'de dağılmıştı. 

Keşif ekibinden Jaafar Jotheri, kendisi gibi Saddam Hüseyin iktidarında büyüyen herkesin bu muharebeyi bütün detaylarıyla bildiğini ifade ediyor.

1980'lerdeki Irak-İran Savaşı'nda Saddam, bu muharebeyi ülkesinin bir kez daha İran'ı mağlup edeceğinin işareti olarak gösteriyordu. Washington Post'un Kasım 1980 tarihli haberine göre halk, yıllarca sürecek savaş için "Saddam'ın Kadisiye'si" bile diyordu.

O dönemde büyüyen çoğu çocuk gibi Jotheri de savaşla ilgili popüler bir filmi televizyonda sürekli çıktığı için defalarca izlemiş.

Saddam sonrası dönemde Kadisiye, siyasi bir turnusol testi haline gelirken, Iraklıların savaşla ilgili görüşleri, İran'a yönelik duygularına göre değişiyor.

Jotheri, "Bu savaşta bazı siyasi ve dini bağlamlar var çünkü şu anda elbette Irak'ta dini farklılıklarımız, etnik farklılıklarımız, siyasi farklılıklarımız var ve her şeyi farklılıklarımıza göre okuyor ya da görüyoruz" diyor: 

Ancak hepimiz bunun çok önemli ve belirleyici bir savaş olduğunda hemfikiriz ve hepimiz bunun farkındayız.

Araştırmacılar, bölgedeki kazılara gelecek yıl başlamayı planlıyor. 

Independent Türkçe, CNN, AP, Live Science, Antiquity, Washington Post



Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

TT

Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Her gün çay, kırmızı orman meyveleri, elma, portakal veya üzümlere yer veren bir beslenme biçimi, erken ölüm riskini azaltabilir ve uzun yaşamı destekleyebilir.

Hakemli dergi Nature Food'da yayımlanan yeni bir araştırmada, flavonoid moleküller açısından zengin olan çeşitli gıdalar tüketen kişilerde kronik sağlık sorunları görülme riskinin daha düşük, uzun yaşama potansiyelininse daha yüksek olabileceği sonucuna varıldı.

Queen's Belfast Üniversitesi'nden isimlerin de aralarında olduğu bilim insanları çay, kırmızı orman meyveleri, bitter çikolata ve elma gibi flavonoid içeren gıdaları tüketmenin tip 2 diyabet, kanser, kalp ve nörolojik hastalıklar gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasını önleyebileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Aedín Cassidy, "Birçok yiyecek ve içecekte doğal şekilde yer alan güçlü biyoaktif maddeler olan flavonoidlerin beslenme yoluyla alınmasının kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların görülme riskini azaltabileceğini uzun zamandır biliyoruz" diye açıklıyor.

Ayrıca laboratuvar verileri ve klinik çalışmalardan farklı flavonoidlerin farklı şekillerde etki ettiğini, bazılarının tansiyonu iyileştirdiğini, diğerlerinin kolesterol seviyelerini düşürdüğünü ve iltihaplanmayı azalttığını da biliyoruz.

Flavonoid molekülleri yaban mersini, çilek, portakal, elma, üzümün yanı sıra çay, kırmızı şarap ve bitter çikolatada dahi bol miktarda bulunuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Benjamin Parmenter, "Günde yaklaşık 500 mg flavonoid alımı, herhangi bir nedenden ölüm riskinde yüzde 16, kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve solunum yolu hastalıkları riskinde yüzde 10 azalmayla ilişkilendirildi" diyor.

Bu, aşağı yukarı iki fincan çay içerek tüketilen flavonoid miktarına eşit.

40 ila 70 yaşındaki en az 120 bin kişiyi 10 yıldan uzun süre boyunca izleyen bu çalışma, sadece yüksek miktarda flavonoid tüketmenin ötesinde, flavonoidlerin çeşitli kaynaklardan alınmasının faydalarını vurgulayan ilk çalışma.

Bulgular, daha fazla flavonoid içeren gıdaları bunları daha da çeşitlendirerek tüketmenin, tek bir kaynaktan tüketmeye kıyasla sağlık sorunlarını azaltmakta daha iyi olabileceğini gösteriyor.

Araştırma, renk çeşitliliğine sahip gıdalar tüketmenin sağlığı korumada paha biçilmez olduğu yönündeki yaygın inanışla da örtüşüyor.

Çalışmanın yazarı Tilman Kuhn, "Flavonoid açısından zengin olanlar da dahil çeşitli renklerde meyve ve sebze tüketmek, sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek için ihtiyaç duyulan vitamin ve besinleri alma ihtimalini artırıyor" diyor.

Dr. Cassidy, "Sonuçlar, net bir halk sağlığı mesajı veriyor" ifadelerini kullanıyor. 

Örneğin daha fazla çay içmek ve daha fazla çilek ve elma yemek gibi basit ve uygulanabilir beslenme değişikliklerinin, flavonoid açısından zengin gıdaların çeşitliliğini ve tüketimini artırmaya katkı sağlayarak uzun vadede sağlığı iyileştirme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news