Elektrikli araçlarda menzil anksiyetesine son verecek buluş

İkinci el araç piyasasını hareketlendirmesi bekleniyor

Bilim insanları yeni tasarımın "menzil anksiyetesini" çözeceğini umuyor (Reuters)
Bilim insanları yeni tasarımın "menzil anksiyetesini" çözeceğini umuyor (Reuters)
TT
20

Elektrikli araçlarda menzil anksiyetesine son verecek buluş

Bilim insanları yeni tasarımın "menzil anksiyetesini" çözeceğini umuyor (Reuters)
Bilim insanları yeni tasarımın "menzil anksiyetesini" çözeceğini umuyor (Reuters)

Bilim insanları elektrikli araçların bataryasının 15 dakikada sıfırdan yüzde 80'e çıkmasını sağlayan bir model geliştirdi. Buluşun, ikinci el elektrikli araba piyasasına da katkı sunması bekleniyor. 

Elektrikli araçların boş bataryasının dolması yaklaşık 1 saati buluyor. Bu durum sürücülerin şarj istasyonuna denk gelmeden uzun mesafe yol kat etmeye çekimser yaklaştığı bir "menzil anksiyetesine" yol açıyor.

Kanada'daki Waterloo Üniversitesi'nden araştırmacılar, bu soruna yeni bir batarya geliştirmek yerine mevcut teknolojide küçük bir değişiklik yaparak el attı.

Bütün bataryalar anot ve katot denen iki temel bileşenden oluşuyor. 

Advanced Science adlı hakemli dergide yayımlanan makalede aktarıldığı üzere, araştırmacılar genellikle grafit içeren anodun tasarımını değiştirdi. 

Grafit parçacıklarını kaynaştıran ekip, bu sayede elektriğin daha iyi iletilmesini sağladı. Değişiklik sonucu bataryadaki lityum iyonlar, bozulma veya hızlı şarjdan kaynaklanan güvenlik tehlikeleri olmadan hızlıca hareket etmeye başladı

Bilim insanları yeni tasarımın bataryanın doluluk oranını 15 dakika içinde sıfırdan yüzde 80'e çıkarabildiğini söylüyor.

Ayrıca mevcut teknoloji üzerinde değişiklik yapılması sayesinde yeni tasarımın halihazırda üretilen bataryalara kolayca uyarlanabileceğini düşünüyorlar. 

Makalenin ortak başyazarı Michael Pope, "Lityum-iyon pillerdeki malzemelerle ilgili çalışmada tekerleği yeniden icat etmiyoruz. Sadece parçacıkları daha iyi bir yolla düzenliyoruz ve onları bir arada tutan bağlayıcılara son teknoloji elektron, iyon ve ısı transferi özellikleri gibi yeni işlevler sağlıyoruz" diyerek ekliyor:

Bu yaklaşım teknolojinin ölçeklenebilir olmasını ve mevcut üretim hatları kullanılarak uygulanabilmesini sağlayarak batarya üreticilerine düşük maliyetli bir çözüm sunuyor.

Ekip, 800 şarja kadar bozulmadan çalışan bataryanın, ikinci el elektrikli araç almak isteyenlerin daha güvende hissetmesini sağlayacağını düşünüyor. 

Çabuk şarj olması, evinde şarj istasyonu bulunmayan kişilerin de bu arabaları kullanmasını kolaylaştırabilir.

Çalışmanın bir diğer yazarı Yverick Rangom, "Elektrikli araçları sadece zenginler için değil herkes için daha uygun fiyatlı ve erişilebilir hale getirmemiz gerekiyor" ifadelerini kullanıyor: 

Bataryaları küçültüp daha hızlı şarj edilmelerini ve daha uzun ömürlü olmalarını sağlarsak aracın toplam maliyetini düşürürüz.

Araştırmacıların bundan sonra üretim sürecini geliştirerek teknolojiyi sektörde benimsenmeye hazır hale getirmeyi amaçlıyor.

Independent Türkçe, Interesting Engineering, TechXplore, Advanced Science



Yıldızın yuttuğu gezegene yapılan otopsiden şoke edici bir sonuç çıktı

Bir gezegenin yavaş yavaş ev sahibi yıldızın içine doğru spiral çizdiğini gösteren sanatçı tasviri. Bilim insanları Jüpiter büyüklüğündeki bu gezegenin yıldızın atmosferini sıyırmaya başladıktan sonra "içine düştüğünü" söylüyor (R. Hurt & K. Miller [Caltech/IPAC])
Bir gezegenin yavaş yavaş ev sahibi yıldızın içine doğru spiral çizdiğini gösteren sanatçı tasviri. Bilim insanları Jüpiter büyüklüğündeki bu gezegenin yıldızın atmosferini sıyırmaya başladıktan sonra "içine düştüğünü" söylüyor (R. Hurt & K. Miller [Caltech/IPAC])
TT
20

Yıldızın yuttuğu gezegene yapılan otopsiden şoke edici bir sonuç çıktı

Bir gezegenin yavaş yavaş ev sahibi yıldızın içine doğru spiral çizdiğini gösteren sanatçı tasviri. Bilim insanları Jüpiter büyüklüğündeki bu gezegenin yıldızın atmosferini sıyırmaya başladıktan sonra "içine düştüğünü" söylüyor (R. Hurt & K. Miller [Caltech/IPAC])
Bir gezegenin yavaş yavaş ev sahibi yıldızın içine doğru spiral çizdiğini gösteren sanatçı tasviri. Bilim insanları Jüpiter büyüklüğündeki bu gezegenin yıldızın atmosferini sıyırmaya başladıktan sonra "içine düştüğünü" söylüyor (R. Hurt & K. Miller [Caltech/IPAC])

Birçok yıldız milyarlarca yıl yaşayıp yakıtlarını tüketince kırmızı devler diye bilinen ölmekte olan yıldızlara dönüşür. Yıldızlar genişler ve yakındaki gezegenleri yutarak onları yakıp yok edebilir.

Yaklaşık 5 milyar yıl içinde, Dünya'nın kendi Güneş'i de kırmızı deve dönüşecek ve mavi bilyemiz de dahil gezegenleri yutacak.

Gökbilimciler bu kırmızı dev yıldızların birçoğunu tanımlasa da bir gezegeni yeme süreci, ancak kısa bir süre önce doğrudan gözlemlenebildi.

Gökbilimciler birçok kırmızı dev yıldız tanımladı ve bazı durumlarda yakındaki gezegenleri tükettiklerinden şüphelendi ancak bu fenomen daha önce hiç doğrudan gözlemlenmemişti. Bilim insanları 2023'te, ömrünün sonuna yaklaşan bir yıldızın şiştiğini ve muhtemelen Jüpiter büyüklüğünde bir gezegeni yuttuğunu keşfetti.

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, kayıtlara geçen ilk gezegen yutulması olayı olduğu düşünülen bir olayı gözlemledi. Gözlemler şaşırtıcı sonuçlar verdi (NASA, ESA, CSA, R. Crawford [STScI])NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, kayıtlara geçen ilk gezegen yutulması olayı olduğu düşünülen bir olayı gözlemledi. Gözlemler şaşırtıcı sonuçlar verdi (NASA, ESA, CSA, R. Crawford [STScI])

Araştırmacılar James Webb Uzay Teleskobu'ndan gelen ek gözlemlerin ardından, "şaşırtıcı bir ters köşe" yaşandığını söylüyor. Webb'in gözlemleri yıldızın gezegeni yemediğini, gezegenin yörüngesinin milyonlarca yıl boyunca daralarak gökcismini ölümüne yaklaştırdığını ve sonra tamamen yutulduğunu gösteriyor.

Arizona'nın Tucson kentindeki ABD Ulusal Bilim Vakfı Ulusal Optik-Kızılötesi Astronomi Araştırma Laboratuvarı'ndan gökbilimci Ryan Lau yaptığı açıklamada, "Bu yepyeni bir olay olduğu için teleskobu ona çevirmeye karar verdiğimizde ne bekleyeceğimizi tam olarak bilmiyorduk" diyor.

Kızılötesindeki yüksek çözünürlüklü görüntüsü sayesinde muhtemelen bizimki de dahil gezegen sistemlerinin nihai kaderi hakkında değerli bilgiler öğreniyoruz.

Lau, perşembe günü The Astrophysical Journal'da yayımlanan yeni makalenin başyazarı.

Araştırmacılar teleskobun Orta Kızılötesi Enstrümanı ve Yakın Kızılötesi Spektrografı'nı kullanarak Samanyolu Galaksisi'nde yer alan, Dünya'dan yaklaşık 12 bin ışık yılı uzaklıktaki sahneyi inceledi.

Yıldızın daha çok bizim Güneş'imize benzediği kabul ediliyordu fakat Orta Kızılötesi Enstrüman'la yapılan bir ölçüm, yıldızın kırmızı bir deve dönüşmesi durumunda olması gerektiği kadar parlak olmadığını ortaya koydu. Bu bulgu araştırmacılara, bir zamanlar inanıldığı gibi gezegeni yutacak bir şişme yaşanmadığını gösterdi.

Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden, araştırma ekibi üyesi Morgan MacLeod "Gezegen nihayetinde yıldızın atmosferini sıyırmaya başladı. O andan itibaren de kontrolden çıkarak daha hızlı bir şekilde içine düşmeye başladı" diye açıklıyor.

Gezegen düşerken bir nevi yıldızın etrafında yayılmaya başladı.

Gezegen, yıldızın dış katmanlarından gaz püskürtmüş olabilir.

Yakın Kızılötesi Spektrograf, yıldızı çevreleyen sıcak bir moleküler gaz diskini ortaya çıkardı ve burada karbonmonoksit tespit edildi.

Vassar College'dan ötegezegen araştırmacısı Colette Salyk, ortak yazarı olduğu yeni makale hakkında, "Webb gibi dönüştürücü bir teleskopla yıldızın yakın çevresinde ne bulacağımıza dair herhangi bir beklentiye sahip olmak benim için zordu" diyor. 

Burada gezegenler oluşmasa bile, bir yutulma sonrasında gezegen oluşum bölgesinin özelliklerine sahip bir şey görmeyi bekleyemediğimi söyleyebilirim.

Independent Türkçe, independent.co.uk/space