Yapay zekanın biyolojik ve kimyasal silah üretiminde kullanılmasından duyulan endişeler

Teknoloji, kitle imha silahlarının elde edilmesini hızlandırabilecek potansiyele sahip

Bilgisayar ekranında yer alan OpenAI logosu ve arkasında metni görüntüye dönüştüren YZ modeli DALL-E tarafından oluşturulan bir görüntü (AP)
Bilgisayar ekranında yer alan OpenAI logosu ve arkasında metni görüntüye dönüştüren YZ modeli DALL-E tarafından oluşturulan bir görüntü (AP)
TT

Yapay zekanın biyolojik ve kimyasal silah üretiminde kullanılmasından duyulan endişeler

Bilgisayar ekranında yer alan OpenAI logosu ve arkasında metni görüntüye dönüştüren YZ modeli DALL-E tarafından oluşturulan bir görüntü (AP)
Bilgisayar ekranında yer alan OpenAI logosu ve arkasında metni görüntüye dönüştüren YZ modeli DALL-E tarafından oluşturulan bir görüntü (AP)

Marco Mossad

ABD Başkanı Joe Biden, 30 Ekim 2023 tarihinde ABD'nin yapay zekânın (YZ/AI) güvenli ve sorumlu bir şekilde geliştirilmesi ve kullanılmasında öncü olmasını sağlamak ve aynı zamanda riskleri yönetmeyi ve YZ’nin sunduğu faydalardan yararlanmayı amaçlayan kapsamlı bir yönetim çerçevesi oluşturmak için ‘Yapay Zekânın Güvenli ve Güvenilir Bir Şekilde Geliştirilmesi ve Kullanılması’ başlıklı 14110 sayılı başkanlık emrini imzaladı.

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, bu emrin uygulanmasında önemli bir rol üstlendi. Başta biyolojik silahlar olmak üzere kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditleri geliştirmek ya da kullanmak için YZ’nin kullanılması riskini daha iyi anlama ve azaltma ihtiyacı başkanlık emrinin önemini ortaya koyan kilit noktalardan biriydi. Bu yüzden ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Kitle İmha Silahları Müdürlüğü'nün, ABD’nin bu tehditlerden korunmasını sağlamak için yerel ve uluslararası ortaklarla çalışmaları koordine etme çabalarına öncülük ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre İç Güvenlik Bakanlığı, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlerin (KBRN) geliştirilmesinde YZ’den ne ölçüde yararlanılabileceğini değerlendirmek ve bu tehditlerle mücadelede sağlayabileceği faydaları göz önünde bulundurmak üzere kapsamlı bir rapor hazırladı.

Devlet kurumları, akademiler ve endüstriler, YZ’nin kitle imha silahlarının geliştirilmesinde oynayabileceği şok edici ve korkutucu sonuçları ortaya koyan raporun hazırlanmasına katkıda bulundu.

Rapor, kimyasal ve biyolojik araştırmaların işaret ettiği YZ teknolojilerindeki hızlı gelişmenin, ABD hükümetinin önceliklerinden biri olarak bu teknolojilerin kullanımıyla ilişkili potansiyel riskler konusunda ulusal güvenlik ve halk sağlığı kurumları arasında fikir birliği oluşturmak olması gerektiğini gösteriyor.

Çoğu YZ modelinin ve ilgili veri setlerinin özel veya akademik kuruluşların elinde olduğu ve kötü niyetli kullanıcılar için bile kolayca erişilebilir hale geldiği göz önüne alındığında, bu oldukça büyük bir önem taşıyor. YZ teknolojileri ilerledikçe, kötü niyetli tarafların kimyasal, biyolojik, radyolojik ya da nükleer saldırılar planlamasını ve gerçekleştirmesini sağlayarak ulusal güvenliğe yönelik yeni tehditler oluşturabilecekleri için bu riskler daha da artıyor.

Her ne kadar mevcut YZ modellerinin geliştiricileri risk değerlendirme sistemlerini kendi bünyelerinde uygulamış olsalar da yaklaşımların çeşitliliği ve temel bilimin kullanımındaki tekrarlanma, devlet kurumları, endüstriler ve akademiler arasında sürekli iş birliğinin güçlendirilmesini gerektiriyor. Bu iş birliği, ABD’deki biyolojik ve kimyasal güvenlikle ilgili mevcut düzenlemelerin yetersizlikleri çerçevesinde daha da önemli hale geliyor ve YZ araçlarının artan kullanımıyla halk sağlığını ve ulusal güvenliği tehdit eden ciddi istenmeyen sonuçların ortaya çıkma potansiyelini artırıyor.

YZ destekli siber güvenlik sistemleri, laboratuvarlardaki yetkisiz faaliyetleri gizlemek için manipüle edilebilir ve YZ yanıltıcı veriler üretmek için kullanılabilir.

Öte yandan hükümetler ve sivil toplum kuruluşları da dahil olmak üzere uluslararası taraflarla iş birliği yapılması, YZ'nin risklerini yönetmek ve potansiyelini iyi yönde kullanmak için ortak çerçevelerin geliştirilmesini gerektiriyor. YZ'nin KİS tehdidini önleme, tespit etme ve müdahale yeteneklerine entegre edilmesi önemli faydalar sağlayabilir. Ayrıca, ulusal bir biyolojik savunma stratejisindeki tüm çabaları güçlendirmek için fırsatlar sunuyor.

YZ’nin silahlar için kullanımı

YZ, biyolojik ve kimyasal silah araştırma ve geliştirme çalışmalarını daha önce hayal bile edilemeyecek bir şekilde hızlandırma potansiyeline sahip. Gelişmiş YZ modelleri, büyük miktarda genetik ve biyolojik veriyi analiz edebilir. Yeni ve daha etkili moleküllerin tasarlanmasına yardımcı olabilir ve hatta kimyasal ve biyolojik ajanları hedeflere ulaştırma yöntemlerini geliştirebilir. Bu potansiyel, hastalıklar için yeni tedaviler geliştirmede faydalı olabilir, ancak insan popülasyonları üzerinde benzeri görülmemiş bir tahribata yol açabilecek silahlar yaratmak için kullanıldığında felakete dönüşür.

YZ tabanlı araçlar, özellikle ilaç keşfi ve kimyasal sentez için kullanılanlar, zararlı biyolojik veya kimyasal ajanlar tasarlamak için yeniden ve kötüye kullanılabilir. Örneğin, moleküler özellikleri ve davranışları tahmin eden makine öğrenimi algoritmaları, daha etkili ve tespit edilmesi daha zor olan yeni toksinler, virüsler ya da diğer yeni biyolojik ajanlar oluşturulabilir.

YZ aynı zamanda, kimyasal, biyolojik, nükleer ve radyolojik ajanlara yönelik dağıtım sistemlerinin etkinliğini biyolojik veya kimyasal bir saldırının etkisini en üst düzeye çıkarmak için insansız hava araçlarını (İHA), füzeleri ve diğer dağıtım yöntemlerin optimizasyonunu içerecek şekilde artırmak için de kullanılabilir. YZ algoritmaları, ajanların hedeflerine daha doğru ve verimli bir şekilde ulaşmasını sağlamak için bu sistemlere ince ayar yapılmasına yardımcı olabilir.

YZ destekli laboratuvar otomasyonundan, tehlikeli maddelerin üretimini artırmak için de yararlanılabilir. YZ tarafından kontrol edilen robotik sistemler, tehlikeli maddelerin sentezini ve işlenmesini basitleştirerek, bu maddelerin kapsamlı insan müdahalesi olmadan seri olarak üretilmesini kolaylaştırabilir.

Diğer taraftan Suçlular, yetkililerin tespit ve gözetim çabalarından kaçmak için YZ araçlarını kullanabilir. Örneğin, YZ destekli siber güvenlik sistemleri, laboratuvarlardaki yetkisiz faaliyetleri gizlemek için manipüle edilebilir ve YZ yanıltıcı veriler üretmek için kullanılabilir. Bu durum yetkililerin, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditleri izlemesini ve önlemesini zorlaştırır.

CRISPR gibi gen düzenleme tekniklerinde, YZ'nin biyomühendislik alanındaki rolü, bulaşıcılığı artırılmış, mevcut tedavilere dirençli yahut belirli toplulukları hedef alma yeteneğine sahip patojenler tasarlamak amacıyla kötüye kullanılabilir. YZ, bu tür patojenlerin tasarımını ve test edilmesini hızlandırarak gelişmiş ve karmaşık biyolojik silahların geliştirilmesini kolaylaştırabilir.

Çift kullanımlı YZ modelleri

Bazı YZ modellerinin çift kullanımlı olması, tıbbi araştırma ya da çevrenin izlenmesi gibi faydalı amaçlar için tasarlanmış araçların zararlı kullanımlar için yeniden tasarlanabileceği anlamına geliyor. Bu çift kullanımlılık paradoksu, özellikle YZ'nin silah haline getirilebilecek organizmaların tasarlanmasına yardımcı olabileceği sentetik biyoloji gibi alanlarda endişeleri artırıyor.

YZ, fizik ve yaşam bilimlerindeki araştırmalar üzerinde önemli bir etkiye sahip ve bunu hem beklenen hem de beklenmeyen şekillerde yapmaya devam edeceğine şüphe yok. YZ'nin neden olduğu bu etkiler, yararlanıcıların niyetine ve kullanılan verilerin kalitesine bağlı olarak kullanılabilecek iki ucu keskin bir kılıç.

Yapay zekanın kullanım alanları, bilimsel araştırmaların hızlandırılması ve kimyasal ya da biyolojik silah üretiminde olası kullanımıyla sınırlı değildir. Bu teknoloji aynı zamanda yüksek maliyetli geleneksel laboratuvarlara ihtiyaç duymadan kimyasal deneyler yapmak için de kullanılabilir.

YZ, tüm alanlarda araştırma yapmanın hızını ve kolaylığını artırırken maliyetini büyük ölçüde düşürdü. ABD İç Güvenlik Bakanlığı Kitle İmha Silahlarıyla Mücadele Ofisi (CWMD) Sekreter Yardımcısı Mary Ellen Callahan, sohbet robotu ChatGPT kullanmayı, hızlı ve doğru bir şekilde elde edilebilecek bilgiler ve veriler içerdiği için fen bilimlerinde lisans derecesi almaya benzetti.

YZ'nin biyolojik ve kimyasal araştırmaları desteklemedeki muazzam potansiyeli nedeniyle, bu alanlarda uzmanlaşmış büyük ölçekli dil modellerinin geliştirilmesine de acil ihtiyaç duyuluyor. Örneğin, bilim insanları geçtiğimiz şubat ayında, biyoloji alanındaki ilk kapsamlı ve uzmanlaşmış YZ çekirdek modelini oluşturmak için bir proje başlattı. Projenin amacı, biyomedikal ve çevre bilimlerindeki araştırmaları hızlandırmak için üretken yapay zekayı moleküllerden tüm organizmalara kadar farklı biyoloji seviyelerine bağlamak olarak belirlendi.

Bu, bilimi seven ve bilimle uğraşan herkes için çok iyi bir haber olsa da aynı zamanda korkutucu. Çünkü bu veriler ve araştırmalar çevrimiçi olarak ulaşılabilir. Bu da onları kötü amaçlar için kullanmak isteyen insanların eline geçmesini mümkün kılıyor.

Son yıllarda YZ, kimya ve biyolojinin kesiştiği noktada araştırmalar hız kazanırken bazen yeni teknolojilere ilişkin mevzuatlar ve düzenlemeler göz ardı edildi. YZ modelleri ve bilimsel uygulamalar için mevcut veriler giderek daha etkili hale geldikçe, bilimi ve teknolojiyi kötü amaçlar için kullanmak isteyen insanlar için de bir araç haline gelebilir. YZ teknolojilerinin insan gözetimi, özellikle fiziksel ve yaşam bilimleriyle kesiştiklerinde, savunmasızlığı ele almak, bilginin kullanımını uygun şekilde yönlendirmek ve risk değerlendirmesine dayalı bağlamı korumak için gerekiyor.

Bulut laboratuvarları

YZ’nin bu alandaki kullanımları sadece bilimsel araştırmaların hızını arttırmak ve kimyasal ya da biyolojik silah üretiminde kullanılma olasılığı ile sınırlı değil. Bu teknoloji aynı zamanda yüksek maliyetli geleneksel laboratuvarlara ihtiyaç duymadan kimyasal deneyler yapmak için de kullanılabilir.

Sayıları giderek artan teknoloji şirketleri, artık bulut laboratuvarları olarak bilinen uzaktan hizmetler sunuyor. Bu laboratuvarlar sanal bir çalışma ortamı yaratarak deneylerin geleneksel laboratuvarlardaki malzeme ve ekipmanlar yerine sanal olarak yapılmasına ve neredeyse aynı sonuçların elde edilmesine olanak sağlıyor.

Bu laboratuvarlar aracılığıyla deneylerin uzaktan simüle edilmesi, kimyasal ve biyolojik deneyler için gerekli ekipmana sahip laboratuvarlar kurmak için gereken büyük finansman engelinin üstesinden gelirken bu laboratuvarlara her yerden erişme imkanı veriyor.

Teknolojinin ilerlemesi sadece zaman alıcı ve yoğun emek gerektiren bilimsel araştırmalar için tehlike oluşturmuyor, aynı zamanda sonuçların uzaktan ve sorunsuz bir şekilde elde edilmesini de sağlıyor. Çeşitli nedenlerle biyolojik silahlar da dahil olmak üzere silah üretiminde teknolojinin kullanımına ilişkin endişeler giderek artıyor. Öncelikle dark web aracılığıyla anonim kalmak mümkün olabilirken bu da bazı kişilerin ya da tarafların bu teknolojileri kötü niyetli amaçlar için kullanmasına izin veriyor. Ayrıca, bu bilgilerin sıradan insanlar tarafından kolayca erişilebilir olması, kullanımına ilişkin endişeleri körüklüyor.

Şirketler bulut laboratuvarlarını en son teknolojiyle güvence altına almaya çalışsalar bile, özellikle devletler tarafından desteklenen terörist gruplar tarafından bu bilgileri elde etmeyi amaçlayan siber saldırılara karşı savunmasızlar.

YZ’nin gelişmeye devam edeceği ve karşılaştığı zorlukların daha da karmaşıklaşacağı gerçeğini görmezden gelemeyiz.

Ülkeler, bağlayıcı olan ve olmayan mevzuatlar çıkararak teknolojinin hızlı ilerleyişine ayak uydurmaya çalışıyor. Fakat bu alanda, bu bilgilere yetkisiz erişimi engelleyecek yeterli ve etkili bir mevzuat bulunmuyor. Bu durum, YZ'nin kötü niyetli kullanım olasılığını tüm olasılıklara açık bırakıyor.

Teknolojiyi korumak yerine ileriye taşımak

YZ geliştiricisi şirketlerin çoğu, YZ'nin kötü amaçlarla kullanılmasını nasıl engelleyebilecekleri konusunda araştırmalara yatırım yaptıklarını iddia ederek güvenlik konusunda bilinçli bir imaj çizmeye çalışıyor. Ayrıca, YZ uygulamalarını hızla paraya dönüştürmek amacıyla büyük dil araçlarının geliştirilmesini hızlandırmak için araştırmalara yatırım yapıyorlar. Ancak bu iki hedef arasında büyük çelişkiler söz konusu.

YZ güvenliğinin sağlanması demek üretimin ve inovasyonun yavaşlatılması demek değilse de YZ tabanlı ürünlerin ve uygulamaların güvence altına alınmasının ciddiyeti bu şirketlerin yönetim kurullarına bağlı.

Şirketlerin uygulamalarını kötü amaçlı kullanıma ya da siber saldırılara karşı güvenliğini sağlama konusunda ne kadar ciddi olduklarını ortaya koyan birçok husus var. Bunlardan en önemlisi şeffaflık. YZ tabanlı uygulama üretmek için veri kullanma ve büyük dil modelleri besleme süreci, bir şirketin ciddi olup olmadığını ve YZ’nin güvenli bir şekilde kullanımına yatırım yapıp yapmadığını ya da yalnızca finansal kazançlarla ilgilenip ilgilenmediğini analiz etmede büyük bir önem taşıyor.

Yukarıda bahsi geçen raporun yayınlandığı ay, OpenAI şirketinde şu an ve eskiden çalışan bazı isimler, şeffaflığa ilişkin tedbirlerin ortaya koyulamaması, hükümetlerin güçlü yasalarla bu çalışmaları takip etmemesi ve YZ tabanlı uygulamaların kötü niyetli ve zararlı kullanımlarını önlemek için gerekli önlemlerin alınmaması tehlikesine karşı uyaran bir mektup yayınlandılar.

Mektupta, teknoloji camiasında YZ baş döndürücü hızıyla ilgili endişeler dile getirildi. Sektördeki çoğu şirket, YZ’yi besleyen verilerin ve bilgilerin nasıl kullanıldığı ve daha da önemlisi bu bilgilere kimin erişme hakkına sahip olduğu konusunda kamuoyunun bilmediği pek çok iç politikaya sahip.

Mektubu imzalayanlar, şeffaflığın olmayışını ve çalışanların yanlış uygulamalardan şikayet edebilecekleri adil bir sistemin bulunmadığının altını çizerken YZ'nin yol açtığı ve açabileceği zararı en aza indirmek için çeşitli önerilerde bulundular.

Mektup, bu hayati alanda faaliyet gösteren tüm şirketlere yapıcı eleştiri için uygun bir ortam yaratmaları ve çalıştıkları şirketin politikalarını eleştirmeye karar verdiklerinde çalışanlarını cezalandırmamaları çağrısında bulunuyor. Ayrıca, şeffaflığı sağlamak ve bu sektörde çalışanları kapalı kapılar ardında olanları açıklamaya teşvik etmek amacıyla şirket içi politikaları eleştirmek isteyen çalışanlar için güvenli ve anonim bir yol tanımlanması gerektiğini vurguluyor. Bu bir ortamın sunulması, YZ uygulamalarının nasıl yönetileceğine dair yolları aydınlatacağı ve tüm taraflar arasında, insanlığı teknolojik saldırılardan korumak ya da hiç değilse zararını mümkün olduğunca en aza indirmek için sonunda etkili bir mevzuata dönüşecek iyi uygulamalar bulmak için tartışmaları teşvik edeceği kesin.

YZ’nin gelişmeye devam edeceği ve karşılaştığı zorlukların daha da karmaşıklaşacağı gerçeğini görmezden gelemeyiz. Dolayısıyla siber güvenlik alanındaki araştırmaları güçlendirerek, erken uyarı sistemleri geliştirerek ve tespit ve müdahale teknolojilerine yatırım yaparak bu zorluklarla başa çıkmaya hazır olmalıyız. Teknoloji kullanımında etik sorumluluğa dayalı yeni bir küresel kültür inşa etmeye çalışmalıyız. Zira YZ’nin başlıca amacı insan hayatını yok etmek değil, geliştirmektir.

YZ iki ucu keskin bir kılıçtır. İnsanlığı yeniliklerle, sağlık ve sosyal gelişmelerle dolu parlak bir geleceğe doğru götürebileceği gibi, uygun şekilde kontrol edilmediği takdirde bir kitle imha aracı olma potansiyeline de sahip. Hükümetler, kuruluşlar ve bilim insanları, bu teknolojinin insanlığa karşı değil, insanlığın yararına kullanılmasını sağlamaktan sorumlular. Uluslararası iş birliği ve titiz ve şeffaf politikaların geliştirilmesi sayesinde bir yandan YZ’nin biyolojik ve kimyasal silahların geliştirilmesinde kullanılma riskini en aza indirirken diğer yandan da faydalarını en üst düzeye çıkarabiliriz.



Eski Twitter çalışanı platformu geri getirmek için kolları sıvadı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Eski Twitter çalışanı platformu geri getirmek için kolları sıvadı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD merkezli bir girişim, Elon Musk devralmadan önceki Twitter'ın orijinal işlevlerini ve markasını hayata döndüren yeni bir sosyal ağ kurmaya çalışıyor.

Operation Bluebird adlı Virginia merkezli girişim, "terk edilmiş" Twitter ticari markalarını geri almasına izin verilmesi için ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi'ne (USPTO) çoktan dilekçe sundu.

Musk'ın platformu 44 milyar dolarlık bir anlaşmayla devralmasından 9 ay sonra, Temmuz 2023'te Twitter'ın adı X olarak değiştirilmişti.

Şirket, X.com'a yönlendiren Twitter.com internet sitesinin hâlâ sahibi ancak eski kuruluşa ait tüm logoları veya referansları çevrimiçi ortamdan kaldırdı.

X ayrıca kuş odaklı terminolojiye gönderme yapan özellikleri de yeniden adlandırdı; örneğin "Birdwatch" (kuş gözlemi) adlı doğrulama programı artık "Topluluk Notları" diye biliniyor.

Operation Bluebird'ün twitter.new alan adına halihazırda sahip olması, ilgili kişilerin platformun muhtemel açılışından önce kullanıcı adı ayırtmasına olanak tanıyor.

İki tescilli marka avukatı Michael Peroff ve Stephen Coates bu girişimi yönetiyor. Coates daha önce 2014-2016'da Twitter'ın ticari marka, alan adı ve pazarlama müdür yardımcısı olarak görev yapmıştı.

Operation Bluebird'ün USPTO'ya yaptığı başvuruda "Twitter ve Tweet markaları, X Corp.'un ürünlerinden, hizmetlerinden ve pazarlamasından tamamen silindi, efsanevi kuş logosu fiilen terk edildi ve markayı kullanmaya devam etme niyeti sözkonusu değil" ifadeleri yer alıyor.

Bluebird işbu dilekçede, X Corp.'un Twitter markasındaki haklarından yasal olarak vazgeçtiği, tartışmalı markaların yeniden kullanılmasına dair hiçbir niyeti olmadığı, USPTO'ya yanlış beyan ve bildirimlerde bulunarak sahtekarlık yapmayı sürdürdüğü gerekçesiyle, tüm tartışmalı markaların iptalini talep etmektedir.

Dilekçede ayrıca şirketin isminin Twitter'dan X'e çevrilmesinden kısa süre önce Musk'ın yaptığı bir paylaşıma da değiniliyor.

Musk, 23 Temmuz 2023'te "Ve yakında Twitter markasına ve yavaş yavaş tüm kuşlara veda edeceğiz" diye yazmıştı.

Musk ve X'in USPTO dilekçesine yanıt vermek için şubata kadar vakti var. The Independent cevap hakkı için X'le temasa geçti.

Independent Türkçe


En zararlı" yapay zekalar listelendi

(Unsplash)
(Unsplash)
TT

En zararlı" yapay zekalar listelendi

(Unsplash)
(Unsplash)

Anthony Cuthbertson Teknoloji Editör Yardımcısı @ADCuthbertson 

Yeni bir araştırmaya göre yapay zeka şirketlerinin büyük çoğunluğu, teknolojinin getirdiği felaket risklerini yönetmekte başarısız.

Kâr amacı gütmeyen Future of Life Institute'teki yapay zeka güvenliği uzmanlarının değerlendirmesi, önde gelen 8 yapay zeka şirketinin "bu kadar güçlü sistemlerin gerektirdiği somut güvenlik önlemlerinden, bağımsız denetimden ve güvenilir uzun vadeli risk yönetimi stratejilerinden yoksun olduğunu" ortaya koydu.

Yapay Zeka Güvenlik Endeksi'nde en iyi puanları ABD şirketleri alırken, Anthropic, ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI ve Google DeepMind'ı geride bıraktı. Çin şirketleriyse genel olarak en düşük notları alırken, Alibaba Cloud, DeepSeek'in hemen arkasında yer aldı.

Varoluşsal risk değerlendirmesinde hiçbir şirket D'nin üzerinde not almazken, Alibaba Cloud, DeepSeek, Meta, xAI ve Z.ai, F notu aldı.

Araştırmada, "Varoluşsal güvenlik, sektörün temel yapısal başarısızlığı olmaya devam ediyor ve hızlanan yapay genel zeka/süper zeka hedefleriyle güvenilir kontrol planlarının yokluğu arasındaki giderek genişleyen uçurum her gün daha endişe verici hale geliyor" dendi.

Şirketler yapay genel zeka ve süper zeka hedeflerini hızlandırırken, hiçbiri felaket niteliğindeki kötüye kullanımı veya kontrol kaybını önlemek için güvenilir bir plan ortaya koyamıyor.

Önde gelen yapay zeka şirketlerine temel güvenlik konularında verilen puanlar (Future of Life Institute)Önde gelen yapay zeka şirketlerine temel güvenlik konularında verilen puanlar (Future of Life Institute)

Raporun yazarları, yapay zeka şirketlerinin kendi güvenlik değerlendirmelerinde daha şeffaf olmaları ve yapay zeka psikozu gibi daha acil zararlardan kullanıcıları korumak için daha fazla çaba göstermeleri çağrısında bulundu.

UC Berkeley'den bilgisayar bilimleri profesörü Stuart Russell, "Yapay zeka CEO'ları insanüstü yapay zekanın nasıl inşa edileceğini bildiklerini öne sürüyor ancak hiçbiri kontrolü kaybetmemizi nasıl önleyeceklerini gösteremiyor. Bu gelişmeden sonra insanlığın hayatta kalması artık bizim elimizde değil" dedi.

Nükleer reaktör gereksinimlerine uygun olarak, yıllık kontrol kaybı riskini yüz milyonda bire indirebileceklerine dair kanıt arıyorum. Bunun yerine, riskin onda bir, beşte bir, hatta üçte bir olabileceğini kabul ediyorlar ve bu sayıları ne haklı çıkarabiliyorlar ne de iyileştirebiliyorlar.

OpenAI temsilcisi, şirketin "sistemlere güçlü güvenlik önlemleri eklemek ve modelleri titizlikle test etmek" için bağımsız uzmanlarla çalıştığını belirtti.

Google sözcüsüyse şunları söyledi:

Sınır Güvenlik Çerçevemiz, güçlü sınır yapay zeka modellerinden kaynaklanan ciddi riskleri ortaya çıkmadan önce belirlemek ve azaltmak için özel protokoller sunuyor.

Modellerimiz daha gelişmiş hale geldikçe, kabiliyetlerimizle aynı hızda güvenlik ve yönetim konusunda yenilik yapmaya devam ediyoruz.

Independent, yorum için Alibaba Cloud, Anthropic, DeepSeek, xAI ve Z.ai'yla iletişime geçti.

Independent Türkçe, independent.co.uk/tech


NASA ve ESA'dan yeni 3I/ATLAS görüntüleri: İki kuyruğu var

Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)
Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)
TT

NASA ve ESA'dan yeni 3I/ATLAS görüntüleri: İki kuyruğu var

Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)
Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)

3I/ATLAS'ın yeni yayımlanan görüntüleri, yıldızlararası cismin aktivitesinin arttığını ve iki kuyruğu olduğunu ortaya çıkardı.

Oumuamua ve Borisov'dan sonra Güneş Sistemi'nde görülen ilk yıldızlararası cisim olan 3I/ATLAS, son aylarını sistemin iç kısımlarında ilerleyerek geçirdi.

Kuyrukluyıldız, Mars'a ve Güneş'e en yakın konumuna ekimde ulaştı.

Gökbilimcilerin çeşitli teleskoplarla aylardır takip ettiği cisim Dünya'ya en yakın konumuna yaklaşırken, NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) yeni görüntülerini paylaştı.

Görüntüler, 3I/ATLAS'ın Güneş'e yaklaştığında çok parlak ve aktif hale gelerek uzaya büyük miktarda süblimleşmiş gaz ve toz püskürttüğünü ortaya koydu.

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, 3I/ATLAS'ı keşfinden kısa bir süre sonra temmuzda gözlemleyen ilk araçlardan biriydi. 

Bilim insanları emektar teleskobu bir kez daha kuyrukluyıldızın gizemlerini açığa çıkarmak için kullandı. 

30 Kasım'da Hubble, gökcismini Dünya'dan 286 milyon kilometre uzaktayken görüntülemeyi başardı. 

Fotoğrafın merkezindeki parlak beyaz nokta, kuyrukluyıldızın çekirdeğini (ana gövdesi) ve etrafını saran parlak gaz ve toz atmosferi olan komayı gösteriyor.

Kuyrukluyıldızlar genellikle Güneş'e yaklaştıkça içlerindeki buzun ısınıp süblimleşmesiyle parlaklaşıyor. Yıldızın enerjisi bu gazı Güneş'ten uzağa doğru uzanan bir kuyruk haline getiriyor. Cismin Güneş'e bakan en sıcak tarafındaysa, yıldıza doğru eğimli gaz ve toz püskürmeleri meydana gelebiliyor.

Hubble'ın yeni görüntüsünde bu olguların ikisi de belli belirsiz görülebiliyor.

zxscdfrg
Juice aracı, 3I/ATLAS'ın iki kuyruğunu gözler önüne serdi (ESA)

NASA'nın yanı sıra ESA da Jüpiter'e doğru yol alan Juice aracının çektiği 3I/ATLAS görüntüsünü yayımladı.

Nisan 2023'te fırlatılan Juice, Jüpiter'in en büyük üç uydusu Ganymede, Calliston ve Europa'da yaşam belirtileri arayacak. 

2031'de hedefine ulaşması beklenen araç 2 Kasım'da Hubble'a kıyasla daha yakın bir mesafeden 3I/ATLAS'ın görüntüsünü yakaladı. 

Aslında Juice'un, kuyrukluyıldızın 66 milyon kilometre uzağından edindiği veriler Şubat 2026'dan önce bilim insanlarının eline geçmeyecek.

Ancak araştırmacılar yıldızlararası cisim hakkında daha fazla bilgi edinmek için verinin bir kısmını indirdi.

Yeni yayımlanan görüntüde, kuyrukluyıldızı çevreleyen komanın yanı sıra iki kuyruk seçiliyor: plazma kuyruğu ve toz kuyruğu.

ESA'dan yapılan açıklamada "Kuyrukluyıldızın koma diye bilinen, parlayan gaz halesini açıkça görmekle kalmıyor, aynı zamanda iki kuyruğa dair işaretler de görüyoruz" ifadeleri kullanılıyor: 

Kuyrukluyıldızın elektrik yüklü gazdan oluşan 'plazma kuyruğu' karenin tepesine doğru uzanıyor. Ayrıca çerçevenin sol alt kısmına doğru uzanan, küçük katı parçacıklardan oluşan daha soluk bir 'toz kuyruğu'nu da görebiliyoruz.

Güneş Sistemi'nde ortaya çıkan kuyrukluyıldızlar genellikle komanın yanı sıra bu iki kuyruğa da sahip oluyor. 

Bilim insanları şubat sonlarında daha fazla verinin gelmesiyle 3I/ATLAS hakkında daha net bilgiler edinmeyi umuyor.

Ayrıca Dünya'ya yaklaşan cisim, pek çok aracın yanı sıra James Webb Uzay Teleskobu tarafından da görüntülenecek. 

3I/ATLAS'ın, 19 Aralık'ta 270 milyon kilometre uzaklığa gelerek Dünya'ya en yakın mesafesine ulaşması bekleniyor.

Independent Türkçe, Live Science, CNN, ESA