Basketbolcu robottan yeni dünya rekoru: En uzak mesafeli atışı yaptı

Daha önce en fazla isabetli serbest atışı kaydeden insansı robot olmuştu

Basketbolcu robottan yeni dünya rekoru: En uzak mesafeli atışı yaptı
TT

Basketbolcu robottan yeni dünya rekoru: En uzak mesafeli atışı yaptı

Basketbolcu robottan yeni dünya rekoru: En uzak mesafeli atışı yaptı

Toyota'nın basketbolcu robotu, bir dünya rekoruna daha imza attı. CUE6, bugüne kadarki en uzak mesafeden basket atan insansı robot oldu.

Japonya merkezli otomotiv devindeki mühendisler arasından birkaç gönüllü 2017'de CUE projesini başlatmıştı.

Yapay zekayla çalışan robotların, bazı fiziksel işlerde gereken hassasiyeti gösterip insanlar kadar başarılı olup olamayacağı merak ediliyordu. 

Çalışmalar sonucunda ortaya basketbolcu bir insansı robot olan CUE çıktı.

Yapay zekayla çalışan robot, örüntüleri tanıyacak ve tıpkı insanlar gibi duruşunu, kol pozisyonunu ve atış gücünü değişkenlere göre düzeltecek şekilde eğitildi.

Bu sayede hatalarından da ders çıkarabiliyor.

Aracın üçüncü versiyonu CUE3, arka arkaya en fazla serbest atışı başarıyla kaydeden insansı robot olarak 2019'da Guinness Dünya Rekoru'nu kırmıştı.

CUE3 peş peşe 2 bin 20 kere topu potadan geçirmişti.

Guinness Dünya Rekorları'nın dün (3 Aralık) yaptığı açıklamaya göre, robot bir rekor daha kırdı.

Serinin 6. versiyonu CUE6, Japonya'nın Nagakute kentinde 24,55 metre mesafeden basket atmayı başardı. Böylece CUE6, insansı bir robot tarafından gerçekleştirilen en uzak baskete imza attı. NBA sahaları 29 metre uzunluğunda. 

Toyota'da CUE projesine liderlik eden Tomohiro Nomi "Bir rekor denemesi yapmak adına, öncekinden çok daha uzak bir mesafeden şut atma amacıyla yola çıktık" diyerek ekliyor:

Uzak mesafeden atış yaparak dünyayı şaşırtmayı hedefledik. Ve böylece bu mesafeden atış yapmak üzere bu meydan okumayı üstlendik.

Bugüne kadarki en uzak mesafeden kaydedilen isabetli basket, ABD'li Joshua Walker'a ait. Walker 2022'de 34,6 metre mesafeden topu potayla buluşturmuştu. 

Guinness Dünya Rekorları, robotun ilk denemesinde başarısızlığa uğrayarak ikincisinde basketi atmayı başardığını aktarıyor.

Nomi "Robot yapısına göre yapay zekayı kullanarak en etkili olacak atış stilini öğrendi ve düşündü. Sonuç olarak şu anki fırlatma formuna ulaştığını düşünüyorum" ifadelerini kullanıyor.

Mühendis, "Michael Jordan gibi smaç basabilen" bir robot üretmeyi hayal ettiğini de ekliyor.

Independent Türkçe, Guinness Dünya Rekorları, TechEBlog



Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
TT

Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)

Cilalı Taş Devri topluluklarının düşünüldüğü kadar cinsiyetçi olmadığı ortaya çıktı. Genetik analizler, bu toplumdaki bireylerin geniş alanlara yayıldığını da gösterdi.

MÖ 10 bin civarında başlayıp MÖ 2 bin 200'lerde biten Cilalı Taş Devri'nden kalma erkek mezarlarının, ok gibi aletler içermesi ve erkeklerin avlandığını gösteren mağara çizimleri, cinsiyetler arasında bir eşitsizlik olduğu düşüncesine yol açıyordu. 

Bilim insanları, ilk tarım toplumlarının ortaya çıkmasıyla kadın ve erkekler arasında hiyerarşik bir düzen oluşmaya başladığını tahmin ediyordu. 

Ancak Viyana, York ve Harvard üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışması, bu kanıyla çelişen güçlü kanıtlar buldu. 

Bilim insanları, Avrupa'daki Lineer Çömlek Kültürü'nün görüldüğü bölgelerden en az 250 kişinin DNA'sını analiz etti. Spiral şeklinde düzenlenmiş paralel çizgilerle süslenen çömlekleriyle bilinen Lineer Çömlek Kültürü, MÖ 5500-5000 civarında Avrupa'da geniş bir alana yayılmıştı. 

Araştırmacılar bu topluluklara ait farklı kişilerin mezarlarını ve beslenme biçimlerini inceledi.

Bulgularını hakemli dergi Nature Human Behaviour'da dün (29 Kasım) yayımlayan ekip, kadın ve erkek mezarları arasında kayda değer bir fark saptayamadı.

Ayrıca genetik veriler, toplulukların sadece birkaç nesil içinde kilometrelerce uzağa gittiğini gösterdi. Çalışmada, doğduğu yerden uzak yere gömülen kadın sayısının da erkeklerden fazla olduğu kaydedildi. 

Makalenin yazarlarından Dr. Ron Pinhasi "Slovakya'daki Nitra ve Macaristan'daki Polgár-Ferenci-hát kazı alanlarındaki ailelerin tükettikleri gıdalar, birlikte gömüldükleri mezar eşyaları veya kökenleri açısından farklılık göstermediğini ilk kez bildiriyoruz" diyor:

Bu da sözkonusu Cilalı Taş Devri bölgelerinde yaşayanların aile ya da biyolojik cinsiyet temelinde tabakalaşmadığını ve kaynaklara veya alanlara farklı seviyede erişim diye bilinen eşitsizlik belirtilerine rastlamadığımızı gösteriyor. 

Ekip bazı kişilerin aile üyelerinden çok uzakta yaşamasının Cilalı Taş Devri'nde "özgür" bir toplumun varlığına işaret ettiğini düşünüyor. 

Diğer yandan genetik bulgular, geniş ailenin de önemini ortaya koyuyor. Üç kişiyi içeren bir mezarda daha önce anne ve iki çocuğunun yattığı sanılırken, yeni çalışma kadının çocukların halası olduğunu saptadı. 

Makalenin bir diğer yazarı Dr. Penny Bickle "Üçü birbirine yakın gömülmüş ve kadının çocukları kucaklaması, bariz bir şefkat eylemini gösteriyor" diye açıklıyor. 

Arkeolog "Ayrıca mezarlara bırakılan taş aletler ve çanak çömlek gibi eşyalardan, kadınların tarım işlerinde daha önce düşünülenden çok daha aktif bir rol oynadığını ve bazı kadınların erkeklerden daha fazla seyahat ederken, diğer bölgelerdeki kadınların evden pek uzaklaşmadığını biliyoruz" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da belki de düşündüğümüzden çok daha dinamik bir topluluk olduğunu gösteriyor.

"Gizem devam ediyor"

Yeni çalışma, nasıl sona erdiği bilinmeyen Lineer Çömlek Kültürü'ne dair soru işaretlerine yenilerini ekliyor.  

Daha önce Avusturya'da bu kültürden en az 100 kişiyi içeren bir mezar bulunması topluluğun katliamla silindiği düşüncesine yol açmıştı.

Fakat son çalışmada mezardaki çoğu kişi arasında genetik bağ olmadığının tespiti, şiddetin tek bir gruba yöneldiği fikrine meydan okuyor. 

Mezarda çocuklar da bulunurken, genç kadın sayısı azdı. Dr. Bickle "Daha büyük bir topluluktan seçilip taşınmış olabilirler mi? Genç kadınlar vardı ama öldürülmediler mi ya da başka bir yerde esir mi tutuldular? Neden yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da vardı?" diye sorarak ekliyor:

Gizem devam ediyor.

Arkeolog daha fazla çalışmayla bu soruların yanıtlanacağını umuyor.

Independent Türkçe, Telegraph, New York Post, York Üniversitesi, Nature Human Behaviour