OpenAI, ABD ordusuna yapay zeka desteği sunacak

Ortaklık, Silikon Vadisi'nin savunma ortaklarıyla çalışmaya açıklığının artışına işaret ediyor

Ortaklık, drone savunma sistemlerine odaklanacak (AP)
Ortaklık, drone savunma sistemlerine odaklanacak (AP)
TT

OpenAI, ABD ordusuna yapay zeka desteği sunacak

Ortaklık, drone savunma sistemlerine odaklanacak (AP)
Ortaklık, drone savunma sistemlerine odaklanacak (AP)

ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI ve yüksek teknolojili savunma girişimi Anduril Industries, orduda kullanılmak üzere yapay zeka destekli teknolojiler geliştirmek için işbirliği yapacaklarını duyurdu.

Şirketler çarşamba günü paylaştıkları açıklamada "ABD ve müttefik güçler, hem yeni ortaya çıkan insansız sistemlerle hem de eski insanlı platformlarla hızla gelişerek tahribata yol açabilen, altyapıya zarar verebilen ve can alabilen bir dizi hava tehdidiyle karşı karşıya" yazdı.

Anduril ve OpenAI'ın stratejik işbirliği, ülkenin karşı insansız hava aracı sistemlerini (CUAS) ve bunların ölümcül olma riski taşıyan hava tehditlerini gerçek zamanlı tespit etme, değerlendirme ve bunlara yanıt verme becerileri geliştirmeye odaklanacak.

Şirketler işbirliğini, Çin'le yapay zeka yarışında "kritik bir dönemde" Amerika'nın teknik üstünlüğünü güvence altına almanın bir yolu olduğunu ifade etti. Mali koşulları açıklamadılar.

Ortaklık, dünyanın en değerli yapay zeka şirketiyle yeni savunma girişimlerinin en önde gelen firmalarından biri olan Anduril'i bir araya getiriyor. Şirket, insansız hava araçları, askeri yazılımlar ve yaklaşan insansız hava araçlarını tespit eden sensör kuleleri üretiyor.

OpenAI geçmişte teknolojisinin askeri kullanımını yasaklamış ancak ocakta bazı işbirliklerine izin vermek üzere kurallarını değiştirmişti. OpenAI, The Wall Street Journal'a yaptığı açıklamada Anduril'le geliştirilen teknolojinin sadece savunma amaçlı uygulamalarda kullanılacağını ve CEO Sam Altman'ın, şirketinin "teknolojinin demokratik değerlere bağlı kalmasını sağlamaya çalıştığını" söyledi.

Anlaşma, teknoloji dünyasında Pentagon'la çalışmaya yönelik ilginin artışına da işaret ediyor. Askeri endüstriyel kompleks, internet ve bilgisayar teknolojilerinin gelişiminde tarih boyunca büyük rol oynamış ve teknoloji devleri, savunma kurumlarıyla büyük bilişim sözleşmeleri imzalamış olsa da Silikon Vadisi'nin önde gelen şirketleri ve yeni girişimleri geçmişte savaş alanı teknolojilerinde orduyla doğrudan çalışma konusunda temkinli davranıyordu.

Bu durum, bir dereceye kadar teknoloji dünyasında tartışmalara yol açmayı sürdürüyor. 2018'de Google çalışanları, Pentagon'un drone videolarındaki kişileri tespit etmesine yardımcı olma girişimi Project Maven'ı çokça eleştirmiş ve teknoloji şirketi sonraki yıl ortaklığa devam etmeyi reddetmişti. Bu yıl, Gazze'de savaş devam ederken şirketin yaptığı bulut sözleşmesini protesto etmek için New York ve Kaliforniya'daki ofislerde oturma eylemi düzenleyen çok sayıda Google çalışanı işten çıkarılmıştı.

Yapay zeka dengeleri değiştirmiş gibi görünüyor.

Kasımda OpenAI'ın rakibi Anthropic, ABD Savunma Bakanlığı'na yapay zeka algoritmaları vermek için Amazon ve Palantir'le ortaklık kuracağını duyurmuştu.

Anlaşmalar muhafazakar siyaset, büyük teknoloji ve askeri teknoloji arasındaki artan bağa da işaret ediyor.

Anduril'in kurucu ortağı Palmer Lucky, teknoloji dünyasında Donald Trump'ın erken ve güçlü bir destekçisiydi ve kendisi Elon Musk'la da yakın.

Musk, OpenAI'ın kurucularından biriydi ancak 2018'de ayrılarak kendine ait bir yapay zeka laboratuvarı kurmuştu. Musk ayrıca Altman'la kamuoyu önünde kavga ederek OpenAI'a dava açmıştı. Donald Trump'ın en etkili ve görünür müttefiklerinden biri haline gelen Musk trilyonlarca dolar devlet harcamasını yönlendirmeyi amaçlayan Kamu Verimliliği Bakanlığı danışma komisyonunu da yürütecek.

Müstakbel başkan yardımcısı JD Vance ise, askeri yapay zeka alanında faaliyet gösteren başka bir şirket olan Palantir'in kurucularından yatırımcı Peter Thiel'in desteklediği isimlerden biri.
Independent Türkçe



Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
TT

Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)

Cilalı Taş Devri topluluklarının düşünüldüğü kadar cinsiyetçi olmadığı ortaya çıktı. Genetik analizler, bu toplumdaki bireylerin geniş alanlara yayıldığını da gösterdi.

MÖ 10 bin civarında başlayıp MÖ 2 bin 200'lerde biten Cilalı Taş Devri'nden kalma erkek mezarlarının, ok gibi aletler içermesi ve erkeklerin avlandığını gösteren mağara çizimleri, cinsiyetler arasında bir eşitsizlik olduğu düşüncesine yol açıyordu. 

Bilim insanları, ilk tarım toplumlarının ortaya çıkmasıyla kadın ve erkekler arasında hiyerarşik bir düzen oluşmaya başladığını tahmin ediyordu. 

Ancak Viyana, York ve Harvard üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışması, bu kanıyla çelişen güçlü kanıtlar buldu. 

Bilim insanları, Avrupa'daki Lineer Çömlek Kültürü'nün görüldüğü bölgelerden en az 250 kişinin DNA'sını analiz etti. Spiral şeklinde düzenlenmiş paralel çizgilerle süslenen çömlekleriyle bilinen Lineer Çömlek Kültürü, MÖ 5500-5000 civarında Avrupa'da geniş bir alana yayılmıştı. 

Araştırmacılar bu topluluklara ait farklı kişilerin mezarlarını ve beslenme biçimlerini inceledi.

Bulgularını hakemli dergi Nature Human Behaviour'da dün (29 Kasım) yayımlayan ekip, kadın ve erkek mezarları arasında kayda değer bir fark saptayamadı.

Ayrıca genetik veriler, toplulukların sadece birkaç nesil içinde kilometrelerce uzağa gittiğini gösterdi. Çalışmada, doğduğu yerden uzak yere gömülen kadın sayısının da erkeklerden fazla olduğu kaydedildi. 

Makalenin yazarlarından Dr. Ron Pinhasi "Slovakya'daki Nitra ve Macaristan'daki Polgár-Ferenci-hát kazı alanlarındaki ailelerin tükettikleri gıdalar, birlikte gömüldükleri mezar eşyaları veya kökenleri açısından farklılık göstermediğini ilk kez bildiriyoruz" diyor:

Bu da sözkonusu Cilalı Taş Devri bölgelerinde yaşayanların aile ya da biyolojik cinsiyet temelinde tabakalaşmadığını ve kaynaklara veya alanlara farklı seviyede erişim diye bilinen eşitsizlik belirtilerine rastlamadığımızı gösteriyor. 

Ekip bazı kişilerin aile üyelerinden çok uzakta yaşamasının Cilalı Taş Devri'nde "özgür" bir toplumun varlığına işaret ettiğini düşünüyor. 

Diğer yandan genetik bulgular, geniş ailenin de önemini ortaya koyuyor. Üç kişiyi içeren bir mezarda daha önce anne ve iki çocuğunun yattığı sanılırken, yeni çalışma kadının çocukların halası olduğunu saptadı. 

Makalenin bir diğer yazarı Dr. Penny Bickle "Üçü birbirine yakın gömülmüş ve kadının çocukları kucaklaması, bariz bir şefkat eylemini gösteriyor" diye açıklıyor. 

Arkeolog "Ayrıca mezarlara bırakılan taş aletler ve çanak çömlek gibi eşyalardan, kadınların tarım işlerinde daha önce düşünülenden çok daha aktif bir rol oynadığını ve bazı kadınların erkeklerden daha fazla seyahat ederken, diğer bölgelerdeki kadınların evden pek uzaklaşmadığını biliyoruz" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da belki de düşündüğümüzden çok daha dinamik bir topluluk olduğunu gösteriyor.

"Gizem devam ediyor"

Yeni çalışma, nasıl sona erdiği bilinmeyen Lineer Çömlek Kültürü'ne dair soru işaretlerine yenilerini ekliyor.  

Daha önce Avusturya'da bu kültürden en az 100 kişiyi içeren bir mezar bulunması topluluğun katliamla silindiği düşüncesine yol açmıştı.

Fakat son çalışmada mezardaki çoğu kişi arasında genetik bağ olmadığının tespiti, şiddetin tek bir gruba yöneldiği fikrine meydan okuyor. 

Mezarda çocuklar da bulunurken, genç kadın sayısı azdı. Dr. Bickle "Daha büyük bir topluluktan seçilip taşınmış olabilirler mi? Genç kadınlar vardı ama öldürülmediler mi ya da başka bir yerde esir mi tutuldular? Neden yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da vardı?" diye sorarak ekliyor:

Gizem devam ediyor.

Arkeolog daha fazla çalışmayla bu soruların yanıtlanacağını umuyor.

Independent Türkçe, Telegraph, New York Post, York Üniversitesi, Nature Human Behaviour