ABD polisi, yüz tanıma teknolojisini "kestirme yola" dönüştürdü

Yüz tanıma sistemleri, yapay zeka alanındaki tartışmalı teknolojilerden (Reuters)
Yüz tanıma sistemleri, yapay zeka alanındaki tartışmalı teknolojilerden (Reuters)
TT

ABD polisi, yüz tanıma teknolojisini "kestirme yola" dönüştürdü

Yüz tanıma sistemleri, yapay zeka alanındaki tartışmalı teknolojilerden (Reuters)
Yüz tanıma sistemleri, yapay zeka alanındaki tartışmalı teknolojilerden (Reuters)

ABD'de polis, yapay zeka destekli yüz tanıma teknolojisini kullanırken diğer delilleri incelemeden şüphelileri gözaltına alıyor. 

Washington Post (WP), polislerin başka kanıtları göz önünde bulundurmadan veya detaylı inceleme yapmadan, sadece yapay zeka araçlarını kullanarak hareket ettiğini, bu nedenle vatandaşları haksız yere gözaltına aldığını yazıyor.

Polislerin, güvenliği kanıtlanmamış yüz tanıma teknolojilerini "şüphelileri bulup yakalamak için kestirme bir yola dönüştürdüğü" belirtiliyor. 

Haberde, çok az polis teşkilatının bu teknolojiyi kullandığına dair kayıt tuttuğuna dikkat çekiliyor. WP, 23 polis teşkilatının ayrıntılı kayıtlarını inceledi. 

12 eyalette 15 teşkilatın, şüphelileri gerekli deliller olmadan yüz tanıma teknolojisini kullanarak yakaladığı aktarılıyor. Şimdiye dek bu durum nedeniyle en az 8 kişinin haksız yere gözaltına alındığı ifade ediliyor. 

Polislerin, yapay zeka destekli yüz tanıma teknolojisinde "yüzde 100" eşleşme yakaladıktan sonra, parmak izlerini karşılaştırma ya da DNA kontrolü gibi sağlama yöntemlerine başvurmadan harekete geçtiği belirtiliyor. 

Sözkonusu 8 vakadan 6'sında polislerin, şüphelilerin mazeretlerini detaylıca incelemediği ifade ediliyor. 8 vakadan ikisindeyse ekipler, teorileriyle çelişen kanıtları göz ardı etti.

Bunlara ek olarak tanıkların ifadelerinin gerekli titizlikle alınmadığı, şüphelilerin fiziksel özelliklerine dikkat edilmediği veya olay yerinden önemli kanıtların toplanmadığı yazılıyor. 

Amerikan polisi, 6 Ocak 2021'de Kongre Binası'na yapılan saldırı da dahil pek çok zor vakayı çözmekte yüz tanıma sistemini kullanmıştı. 

WP, bu teknolojinin net fotoğraflar kullanılarak yapılan laboratuar testlerinde neredeyse mükemmel bir performans sergilediğine fakat gerçek dünyada bununla ilgili yeterli testlerin yapılmadığına işaret ediyor.

New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Katie Kinsey, polislerin daha düşük kaliteli görüntüler kullandığını, memurların olası eşleşmeler arasından şüpheli adayları belirlediğini söylüyor. Kinsey, bu nedenle yazılımın ne sıklıkla yanlış sonuç verdiğini bilmenin zor olduğunu ifade ediyor.

Independent Türkçe, Washington Post, Los Angeles Times



Türkiye'de bulunan kafatasının Kleopatra'nın kardeşine ait olmadığı ortaya çıktı

1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)
1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)
TT

Türkiye'de bulunan kafatasının Kleopatra'nın kardeşine ait olmadığı ortaya çıktı

1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)
1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)

1929'da Türkiye'de keşfedilen kafatasının Kleopatra'nın kız kardeşine ait olmadığı ortaya çıktı. 

İzmir'deki Efes Antik Kenti'nde yer alan Oktagon adlı yapıda yaklaşık 100 yıl önce bir kafatası bulunmuştu. Mezarda herhangi bir eşya yoktu ancak arkeologlar burada önemli bir genç kadının yattığını düşünmüştü.

Daha sonra 1982'de antik kentin başka bir kısmında iskeletin geri kalanı ortaya çıkmıştı. Bilim insanları, kafatası ve iskeletin VII. Kleopatra'nın üvey kız kardeşi IV. Arsinoe'ye ait olduğunu öne sürmüştü. 

Aynı babayı paylaşan kız kardeşlerden küçüğü Arsinoe, MÖ 48-47'de ablası Kleopatra ve Jül Sezar'a karşı İskenderiye Kuşatması'nı yürütmüştü. Muharebeyi kaybeden Arsinoe ve birlikleri Efes'teki Artemis Tapınağı'na sığınmıştı. 

Romalı general Marcus Antonius'un emriyle idam edilen Arsinoe, MÖ 41'de hayatını kaybetmişti. 

Yeni bir çalışmada bir grup bilim insanı, 1929'da keşfedilen kafatasını tekrar incelemeye karar verdi.

Bulguları hakemli dergi Scientific Reports'ta dün (10 Ocak) yayımlanan çalışmada, radyokarbon tarihleme yöntemi kullanılarak kafatasının MÖ 205-36'dan kaldığı saptandı. Ayrıca kafatası ve daha sonra bulunan iskeletin aynı kişiye ait olduğu da belirlendi. 

Bu bulgular mezarda yatan kişinin gerçekten Arsinoe olabileceğine işaret etse de çalışmanın devamında şaşırtıcı bilgiler ortaya çıktı. 

Bilim insanları kafatasının gelişim seviyesine bakararak bunun 11-14 yaşında birine ait olduğu sonucuna vardı.

Viyana Üniversitesi'nden Gerhard Weber, başyazarı olduğu çalışma hakkında "Ama sonra büyük sürpriz geldi" diyerek ekliyor: 

Kafatası ve uyluk kemiği üzerinde tekrar tekrar yapılan testler, Y kromozomunun varlığını açıkça gösterdi; başka bir deyişle bu kişi erkekti.

Araştırmacılar erkek çocuğun kafatasında bazı anomaliler de gözlemledi. Örneğin normalde 65 yaşından önce kaynaşmayan kafatası çizgileri birleşmiş ve çocuğun kafası asimetrik bir hal almıştı.

Ekibe göre en ilginç bulguysa üst çenesinin yeterince gelişmemiş olmasıydı. Çenedeki eklemleri ve geriye kalan iki dişi inceleyen ekip, çocuğun ciddi çiğneme sorunları yaşadığını düşünüyor. Özellikle azı dişlerinden birinde yüklenme sonucu çatlaklar oluşmuştu.

Bu bozukluklara neyin yol açtığı tespit edilemedi. Bilim insanları D vitamini eksikliği veya genetik bir rahatsızlıktan şüphelense de bu teorileri test etmek için ellerinde yeterince DNA kalıntısı yok.

Araştırmacılar, bu çocuğun neden Oktagon kadar önemli bir yere gömüldüğünün gizemini koruduğunu söyleyerek makalede şöyle yazıyor:

Oktagon'a gömülen kişinin IV. Arsinoe olmadığını ve kalıntılarını aramaya devam etmemiz gerektiğini kesin bir şekilde söyleyebiliriz.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, Scientific Reports