DeepSeek'in veri kullanımıyla ilgili Avrupa'dan ilk hamle geldi

DeepSeek, diğer yapay zeka araçları seviyesindeki modelleri çok daha ucuza mal etmesiyle dikkatleri üstüne çekti (Dado Ruvic/Reuters)
DeepSeek, diğer yapay zeka araçları seviyesindeki modelleri çok daha ucuza mal etmesiyle dikkatleri üstüne çekti (Dado Ruvic/Reuters)
TT

DeepSeek'in veri kullanımıyla ilgili Avrupa'dan ilk hamle geldi

DeepSeek, diğer yapay zeka araçları seviyesindeki modelleri çok daha ucuza mal etmesiyle dikkatleri üstüne çekti (Dado Ruvic/Reuters)
DeepSeek, diğer yapay zeka araçları seviyesindeki modelleri çok daha ucuza mal etmesiyle dikkatleri üstüne çekti (Dado Ruvic/Reuters)

İtalya'nın veri koruma kurumu, Çin merkezli yapay zeka şirketi DeepSeek'ten kişisel verilerin kullanımıyla ilgili bilgi talep etti.

DeepSeek modellerinin, ABD'deki muadillerinden ucuza ve az çiple üretilmesi son günlerde teknoloji sektöründe büyük yankı yarattı. 

Dev şirketlerin yüzlerce milyar dolar değer kaybetmesine yol açan DeepSeek'in Çin merkezli olması güvenlik endişelerine de neden oluyor.

Bu endişelerle ilgili Avrupa'dan bilinen ilk hamle dün (28 Ocak) İtalya'dan geldi. 

İtalyan Veri Koruma Kurumu (DPA), Avrupa'daki tüketici gruplarından oluşan koalisyon Euroconsumers'la birlikte DeepSeek'in Avrupa'daki veri koruma düzenlemeleri kapsamında kişisel verileri nasıl kullandığına ilişkin bir başvuru yaptı. 

DPA, hangi kişisel verilerin, hangi kaynaklardan, hangi amaçlarla, hangi yasal dayanakla toplandığını ve Çin'de depolanıp depolanmadığını öğrenmek istediğini belirtti.

Kurum, DeepSeek ve bağlı şirketlerinin yanıt vermek için 20 günü olduğunu söylediği açıklamada "İtalya'daki milyonlarca kişinin verileri risk altında" ifadelerini kullandı.

Kişisel verileri Çin'deki sunucularda depolayan DeepSeek, bunları kullanıcının yaşadığı ülke dışına aktarırken, "geçerli veri koruma yasalarının gerekliliklerine uygun olarak" yaptığını ifade ediyor.

Ancak DPA ve Euroconsumers daha fazla detay talep ediyor. 

TechCrunch'ın aktardığı üzere Euroconsumers çocukların verisinin nasıl kullanıldığına dair de daha fazla bilgi verilmesini istiyor.

DeepSeek, uygulamalarının 18 yaşından küçüklere uygun olmadığını belirtmesine rağmen üye olmalarını engelleyecek bir mekanizmaya sahip değil. Şirket, 14-18 yaş aralığındaki genç kullanıcıların gizlilik politikasını bir yetişkinle birlikte okumalarını öneriyor.

DPA ve Euroconsumers görünüşe göre bu türden ilk başvuruyu yapsa da muhtemelen son olmayacaklar. 

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, dün yaptığı açıklamada DeepSeek'in ulusal güvenlik tehdidi yaratıp yaratmadığını araştırdıklarını söylemişti. 

DPA, yapay zekayla ilgili Avrupa'nın en aktif gözlemcileri arasında yer alıyor. 2023'te Avrupa Birliği gizlilik kurallarını ihlal ettiği şüphesiyle OpenAI'ın yapay zeka sohbet botu ChatGPT'nin ülkede kullanımını kısa süreliğine yasaklamıştı.

Independent Türkçe, TechCrunch, Reuters, DeepSeek



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy