Microsoft'tan kuantum bilgisayarda devrim: Maddenin yeni bir hali kullanıldı

Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)
Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)
TT

Microsoft'tan kuantum bilgisayarda devrim: Maddenin yeni bir hali kullanıldı

Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)
Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)

Microsoft, maddenin yeni bir haline geçebilen bir malzeme kullanarak kuantum çipi ürettiğini açıkladı. Şirket, kuantum bilgisayar devriminin çok yaklaştığını öne sürüyor.

Kuantum bilgisayarlar, temel bilgi birimi olarak klasik versiyonlarındaki bitler yerine kuantum biti (kübit) kullanıyor. Bitler aynı anda sadece 0 veya 1 durumunda olabilirken, kuantum fiziğinin hakim olduğu kübitler, aynı anda birden fazla durumda bulunarak işlem hızının katlanarak artmasını sağlıyor. 

Dünya genelinde çeşitli şirketler bu teknolojiyi geliştirmek için yarışıyor ve kuantum bilgisayarların, tıptan yapay zekaya pek çok alanda muazzam sıçramalar yaratması bekleniyor.

Ancak kübitlerin çevresel koşullara karşı hassas olması ve kontrol edilmesindeki zorluk, beklenen kuantum atılımının önünde engel teşkil ediyor. 

Bilim insanları bu sorunları çözme yollarını ararken Microsoft, "topolojik kübit" adı verilen yeni bir kübit geliştirerek önemli bir başarıya imza attı. 

Yeni teknoloji, Majorana fermiyonu denen bir atom altı bir parçacığa dayanıyor. Kübitlerin karşılaştığı sorunlara daha dayanıklı olan bu parçacıklar ilk kez 1930'larda ortaya atılmış ancak fizikçiler bunu bulup kontrol etmeyi başaramamıştı.

17 yıldır bu konu üzerine çalışan Microsoft, "dünyanın ilk topoiletkenini" geliştirerek kuantum bilgisayarları mümkün kılacağını söylediği topolojik kübitleri üretmeyi başardı.

Bulgularını önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (19 Şubat) yayımlayan araştırmacılar, indiyum arsenit (yarı iletken) ve alüminyumu (süperiletken) birleştirerek topoiletkeni üretti.

Klasik bilgisayarlardaki çipler yarı iletken maddelerden yapılırken, kuantum bilgisayarlarda genellikle süperiletken tercih ediliyor. Microsoft ikisini birleştirdiği yeni cihazın, neredeyse mutlak sıfıra kadar soğutulmasıyla Majorana fermiyonunun ortaya çıktığını söylüyor.

Bilim insanları, maddeyi topolojik duruma getirmenin sürecin en zor kısmı olduğunu ifade ediyor. Microsoft ekibinden Jason Zander, "En zor kısmı işin fiziğini çözmekti" diyerek ekliyor:

Bunun için bir ders kitabı yok ve biz bunu icat etmek zorundaydık.

Topoiletkenle geliştirilen Majorana 1 adlı çip halihazırda sadece 8 kübit içeriyor. Ancak şirket, 1 milyon kübit içeren çiplerin geliştirilmesinde kritik bir adıma işaret ettiğini savunuyor.

Teknolojiyi üreten ekibin lideri Chetan Nayak, kuantum bilgisayarlar için "Biz bunu onlarca yıl değil, yıllarca uzakta olan bir şey olarak görüyoruz" diyor.

NVIDIA CEO'su Jensen Huang kısa süre önce teknolojinin pratik kullanımının 20 yıl ileride olduğunu söylerken, Google 5 yıl sonrayı işaret etmişti.

Google, Aralık 2024'te tanıttığı Willow çipiyle kübit sayısı arttıkça bilgisayarın hata yapma oranının azaldığını duyurmuştu. Normalde kübit sayısıyla birlikte sorunlar da arttığı için bu gelişme kuantum teknolojisinde kritik bir dönüm noktasına işaret ediyor.

Majorana 1 de sektörde benzer bir heyecana yol açtı. Harvard Üniversitesi Fizik Bölümü'nden Philip Kim, topolojik kübitlerin kuantum bilgisayarların gelişimini hızlandırabileceğini belirtiyor:

Eğer her şey yolunda giderse Microsoft'un araştırması devrim niteliğinde olabilir.

Diğer yandan Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden (Caltech) teorik fizikçi Jason Alicea, şirketin gerçekten bir topolojik kübit inşa ettiğine şüpheyle yaklaşıyor. Kuantum sistemlerinin davranışını kanıtlamanın genellikle zor olduğunu söylüyor.

Microsoft'un yeni çipi halihazırda çok fazla hata yapıyor ancak çoğu bilim insanı, topolojik kübitler kusursuz hale getirilirse hata düzeltme işlemlerinin daha kolay ve verimli olacağını düşünüyor.

Nayak, "1 milyon kübit içeren kuantum bilgisayar sadece bir kilometre taşı değil, dünyanın en zor sorunlarından bazılarını çözmeye açılan bir kapı" diyerek ekliyor: 

Faydalı kuantum hesaplamaya giden yolumuz net. Temel teknoloji kanıtlanmış durumda ve yapımızın ölçeklenebilir olduğuna inanıyoruz. 

Independent Türkçe, New York Times, Live Science, Reuters, Verge, Microsoft, Nature



Kambur balinaların insanların konuştuğu gibi şarkı söylediği bulundu

Kambur balina şarkılarının yapısı, bunları öğrenmelerini kolaylaştırıyor (Reuters)
Kambur balina şarkılarının yapısı, bunları öğrenmelerini kolaylaştırıyor (Reuters)
TT

Kambur balinaların insanların konuştuğu gibi şarkı söylediği bulundu

Kambur balina şarkılarının yapısı, bunları öğrenmelerini kolaylaştırıyor (Reuters)
Kambur balina şarkılarının yapısı, bunları öğrenmelerini kolaylaştırıyor (Reuters)

Kambur balinaların söylediği şarkıların, insan dillerine çarpıcı bir benzerlik gösterdiği bulundu. 

Eş bulma amacı taşıdığı düşünülen şarkıları, kambur balinaların sadece erkekleri söylüyor. Bu uzun ve ayrıntılı şarkılardaki çeşitli sesler kalıplar halinde tekrar ediyor. 

Bilim insanları bu şarkıların zaman içinde yavaş yavaş değiştiğini biliyor. Şarkılara yeni kalıplar girmeye başlıyor ve bir süre sonra parçanın ilk halinden eser kalmıyor.

Ancak bu öğrenme sürecinin tam olarak nasıl gerçekleştiği bilinmiyordu. 

Uluslararası bir araştırma ekibi bu gizemi gidermek adına Büyük Okyanus'taki Yeni Kaledonya'nın çevresinde 8 yıl boyunca kaydedilen balina şarkılarını analiz etti.

Araştırmacılar işe şarkılardaki sesleri harflerle kodlayarak başladı. Hakemli dergi Science'ta 6 Şubat Perşembe günü yayımlanan makalenin yazarlarından Jenny Allen, "Seslerin farklı şekilde gruplanması sözkonusu" diye açıklıyor:

Mesela bir yıl homurtu, homurtu, ciyaklama diye gidiyor ve elimizde AAB grubu oluyor, başka bir yıl inleme, ciyaklama, homurtu oluyor ve buna da CBA diyoruz. 

Ardından şarkıların yapısını çözmek isteyen ekip, insan bebeklerin kelimeleri öğrenme yöntemine başvurdu. 

Bebeklerin, etraflarında duyduğu konuşmalar kesintisiz ilerlediği için kelimeler arasındaki "bariyerleri" fark etmeleri gerekiyor. Makalenin bir diğer yazarı Inbal Arnon "Sesler aynı kelimenin parçasıysa bir arada bulunma olasılıkları daha yüksektir. Bebekler, kelime sınırlarını keşfetmek için bir sesin diğerini takip etme ihtimalindeki bu dalgalanmaları kullanır" diyor.

Örneğin "güzel çiçekler" ifadesinde "gü" ve "zel" seslerinin peşpeşe olması ihtimalinin, "zel" ve "çi"den daha yüksek olduğunu anlayarak kelimeler arasındaki sınırları öğreniyorlar.

Harflerle kodladıkları şarkıları analiz eden ekip, sık sık birbirini takip eden sesleri kelime benzeri alt gruplara ayırdılar. Örneğin kısa bir ıslığın ardından gelen ciyaklama bunlardan biriydi.

Bilim insanları bu alt grupların şarkılara, tıpkı insan dillerindeki kelimeler gibi dağıldığını buldu: Zipf yasası diye bilinen kurala göre bir dildeki en yaygın kelime, ikinci sıradakinden iki kat daha sık kullanılıyor.

Bir diğer çarpıcı bulguysa en yaygın balina seslerinin, tıpkı en yaygın insan kelimeleri gibi kısa olmasıydı. 

Araştırma ekibinden Simon Kirby "Grafiğin ortaya çıktığı anı asla unutmayacağım; tıpkı insan dilinden çok iyi tanıdığımız bir grafik gibiydi" diyerek ekliyor: 

Onlarca milyon yıllık evrimle birbirinden ayrılmış bu iki tür arasında derin bir ortaklığı ortaya çıkardığımızı fark ettik.

Bulgular, balina şarkılarının insan dillerindeki cümleler gibi karmaşık anlamlar taşıdığını anlamına gelmiyor. Ancak kambur balinaların bu şarkıları, bebeklere benzer bir süreçle öğrendiğine işaret ediyor. 

Science Advances adlı hakemli dergide 5 Şubat'ta yayımlanan başka bir çalışmada, başka deniz memelileriyle ilgili benzer bulgular edinildi.

16 yunus ve balina türünün 11'inde, insan dillerinde geçerli olan Menzerath yasasının izleri bulundu. Bu kurala göre daha fazla sözcük içeren cümleler, genellikle daha kısa kelimelerden oluşuyor.

Araştırmacılar Zipf yasasının da 5 türden ikisinde mevcut olduğunu kaydetti.

Makalenin yazarlarından Mason Youngblood, "Çalışmalarımız birlikte ele alındığında, kambur balina şarkılarının daha verimli ve daha kolay öğrenilecek şekilde evrimleştiğini gösteriyor" diyor.

Independent Türkçe, New York Times, New Scientist, Science, Science Advances