Dünya'ya çarpma ihtimaliyle rekor kıran asteroit hakkında net açıklama

Çarpışma ihtimali defalarca yükselse de artık düşmeye başladı ancak asteroit hâlâ Ay'a çarpabilir

2024 YR4 asteroidi (AP)
2024 YR4 asteroidi (AP)
TT

Dünya'ya çarpma ihtimaliyle rekor kıran asteroit hakkında net açıklama

2024 YR4 asteroidi (AP)
2024 YR4 asteroidi (AP)

Andrew Griffin 

Dünya'ya çarparak bir felakete yol açma potansiyeli nedeniyle korku yaratan asteroit, son tahminlere göre aslında bizi ıskalayacak.

Resmen 2024 YR4 diye bilinen asteroit kısa süre önce Dünya'nın yanından geçti ve 2032'de geri dönmeye hazırlanıyor. Yakın zamanda yapılan tahminler, geri döndüğünde Dünya'yla çarpışma ihtimali olduğunu gösteriyordu.

Herhangi bir çarpışmanın, örneğin dinozorları yok eden topyekun felaketin aksine, bölgesel olması bekleniyordu. Ancak yine de feci sonuçlar doğurabilirdi: Asteroidin potansiyel rotası, dünyanın en büyük şehirlerinin birçoğundan geçiyor ve çarptığı yerden yaklaşık 50 kilometre uzaklığa kadar "ciddi patlama hasarına" neden olabilir.

Böyle bir çarpışma ihtimali son haftalarda giderek artıyordu. Önceki günlerde bu olasılık rekor seviyeye ulaşmıştı: NASA çarpışma ihtimalinin, bu büyüklükteki bir cisim için kaydedilen en yüksek orana ulaşarak yüzde 3,1 olduğunu açıklamıştı.

Ancak son günlerde bu ihtimaller düşüyor. Avrupa Uzay Ajansı (ESA) artık neredeyse sıfıra indiğini belirtiyor.

ESA, çarpışma olasılığının halihazırda sadece yüzde 0,16 olduğunu ve muhtemelen daha da düşeceğini açıkladı.

Uzay ajansı son güncellemesinde, "Yeni gözlemler sayesinde Dünya artık daralan 'belirsizlik penceresinin' sınırında yer alıyor" diye yazdı. 

Bu eğilim devam ederse, risk yakında yüzde 0'a ulaşabilir.

Gökbilimciler daha iyi gözlemler topladıkça uzay taşının evrende yol alırken izleyebileceği yolu daha iyi tahmin edebiliyor. 

Asteroidin Dünya'yla değil ama Ay'la çarpışma ihtimali hâlâ var. Hatta artmış görünen bu ihtimal, halihazırda yüzde 1,2 seviyesinde.

Independent Türkçe,independent.co.uk/tech



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news