Yeni rapora göre Çin, insan seviyesindeki yapay zekada arayı hızla kapatıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Yeni rapora göre Çin, insan seviyesindeki yapay zekada arayı hızla kapatıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Yeni rapora göre Çin, son teknoloji yapay zekanın geliştirilmesinde ABD'yi hızla yakalıyor.

Stanford Üniversitesi'nin 2025 Yapay Zeka Endeksi Raporu'na göre, her iki ülkede inşa edilen önde gelen yapay zeka modelleri arasındaki performans farkları 2024'te "neredeyse eşit seviyeye" gelirken, Çin yapay zeka yayınları ve patentlerinde başı çekiyor.

Çin'in önde gelen yapay zeka modellerindeki performans sıçraması, ABD'nin Çin'in gelişmiş yapay zeka oluşturmak için gerekli yarı iletkenlere erişimini engelleme girişimleri sürerken geldi.

Stanford araştırmacıları raporda, ABD'nin çip yaptırımlarının Çin'deki Büyük Dil Modelleri'nin (LLM) gelişimini etkilediğini ancak Çinli bilim insanlarının, insan düzeyinde zeka yaratma arayışlarında kısıtlamaları aşmanın yolunu bulduğunu belirtti.

Raporda, "DeepSeek'in V3 modelinin Aralık 2024'te piyasaya sürülmesi, özellikle önde gelen birçok LLM'den çok daha az hesaplama kaynağı gerektirirken olağanüstü yüksek performans elde etmesi sayesinde büyük ilgi topladı" dendi.

ABD'nin üst düzey yapay zeka modelleri genellikle Çin modellerine kıyasla hesaplama açısından çok daha yoğun... Eğitim hesaplamasına göre ilk 10 Çin dil modeli, 2021'in sonlarından bu yana yılda yaklaşık üç kez ölçeklendi. 2018'den bu yana dünyanın geri kalanında gözlemlenen yılda 5 kez eğiliminden epey yavaş.

Çin'in yükselişi aynı zamanda yapay zeka yatırımlarındaki büyük eşitsizliğe rağmen gerçekleşiyor. Geçen yıl ABD'nin bu teknolojiye yaptığı özel yatırım 109,1 milyar dolarla Çin'in 9,3 milyar dolarının yaklaşık 12 katıydı.

Çin'deki sadece 15 ve Avrupa'daki üç modele kıyasla 40 kayda değer yapay zeka modeli üreten ABD sayı açısından hâlâ lider.

Stanford'ın 456 sayfalık raporunda dikkat çeken bir başka eğilim de yapay zekayla ilgili olayların sayısının yüzde 50'den fazla artarak 2024'te rekor seviyeye ulaşması.

Bu olaylar arasında, ölümlere yol açan sürücüsüz arabalar ya da haksız tutuklamalara yol açan yüz tanıma sistemleri gibi yapay zekanın etik açıdan kötüye kullanımı da yer alıyor.

Raporda bahsedilen olaylardan biri, sohbet robotu karakteriyle "uzun süreli etkileşimlerin" ardından intihar eden 14 yaşındaki bir çocukla ilgili.

Raporda, "Bu vaka, yapay zeka güdümlü arkadaşlığın etik zorluklarına ve konuşan yapay zekanın yeterli gözetim olmadan kullanımının olası risklerine işaret ediyor" dendi.

Yapay zeka sohbet robotları duygusal destek sunabilirken, eleştirmenler önlemler olmadan istemeden zararlı davranışları güçlendirebilecekleri veya kullanıcılar sıkıntı içindeyken müdahale edemeyebilecekleri uyarısını yapıyor.

Independent Türkçe



"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
TT

"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)

Son derece nadir rastlanan "Asya tek boynuzlu atı" saolanın ilk defa genom haritası çıkarıldı. Yeni çalışma nesli kritik tehlike altındaki türün yaşamasını sağlayabilir. 

İlk kez 1992'de tanımlanan saola (Pseudoryx nghetinhensis), en yakın zamanda keşfedilen büyük memeli türü. Vietnam ve Laos'un dağlık ormanlarında yaşayan bu sığır türü, boynuzlarının yanı sıra çok nadir görülmesi nedeniyle "Asya tek boynuzlu atı" diye biliniyor.

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'ne (IUCN) göre nesli kritik tehlike altındaki bu türün 100'den daha az üyesi kaldığı tahmin ediliyor. Üstelik en son 2013'te görülmesi, soyunun çoktan tükenmiş olabileceği ihtimalini de gündeme getiriyor. 

Uluslararası bir araştırma ekibi, avcıların evlerinden toplanan saola kalıntılarından alınan parçaları analiz ederek 26 saolanın tam genomunu çıkardı. Türünün ilk örneği olan bu çalışma, saolanın geçmişini anlama ve geleceğini güvence altına alma yolunda kritik bilgiler sundu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de 5 Mayıs Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre saolalar 5 bin ila 20 bin yıl önce iki ayrı popülasyona ayrılmış. 

Makalenin başyazarı Genís Garcia Erill "Saolanın önemli genetik farklılıklara sahip iki popülasyona ayrıldığını görmek bizi epey şaşırttı" diyerek ekliyor: 

Bu daha önce hiç bilinmiyordu ve genetik veriler olmadan bilmemizin yolu yoktu. Bu önemli bir sonuç çünkü türün genetik varyasyonunun nasıl dağıldığını etkiliyor.

Bilim insanları ayrıca iki popülasyonun da Son Buzul Çağı'ndan itibaren azaldığını saptadı. Ekip, toplam saola nüfusunun 10 bin yıldır hiçbir zaman 5 binin üstüne çıkmadığını tahmin ediyor.

Bu durum, iki grubun da genetik çeşitliliğini kaybettiği anlamına geliyor. Ancak her biri genetik kodlarının farklı kısımlarını kaybetmiş. Araştırmacılara göre bu, nesillerinin tükenmesini önlemede kritik bir rol oynayabilir. 

Garcia Erill "Bir popülasyonda kaybolan genetik varyasyon diğerini tamamlıyor. Yani eğer bunları karıştırırsak, diğerindeki eksiklik giderilebilir" diye açıklıyor.

Bilim insanları saolaların hayatta kalması için esaret altında çiftleşmelerini sağlayacak bir program geliştirmeye çalışıyor. Yeni çalışmayı yürüten ekibin hesaplamalarına göre böyle bir program, tükenme riski karşısında en etkili çözümü sunuyor. 

Çalışmanın bir diğer yazarı Rasmus Heller şöyle diyor:

Gelecekteki bir popülasyonun temelini oluşturmak için en az bir düzine saolayı (ideal olarak her iki popülasyonun karışımı) bir araya getirebilirsek, modellerimiz türlerin uzun vadede hayatta kalma şansının yüksek olacağını gösteriyor.

En son 2013'te görülen bir türün 12 üyesini bulmak zorlu bir iş. Ancak araştırmacılar, yeni çalışmanın bu sorunu çözebileceğine inanıyor. Saolanın genetik haritasının çıkarılması, daha kapsamlı arama çalışmalarının önünü açabilir. 

Makalenin yazarlarından Minh Duc Le, "Birçok araştırmacı, suda ve hatta aynı habitatta yaşayan kan emiciler olan sülüklerde, saola DNA'sının izlerini bulmayı deneyip başaramadı" diyerek ekliyor:

Bu tekniklerin hepsi küçük DNA parçalarını tespit etmeye dayanıyor ama artık saola genomunun tamamını bildiğimize göre, bu parçaları bulmak için çok daha geniş bir el kitabımız var.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Cell