2007 model iPhone, 190 bin dolara satıldı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

2007 model iPhone, 190 bin dolara satıldı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Nadir bulunan bir iPhone neredeyse 200 bin dolara satıldı.

Telefon 2007'de çıkarılan iPhone'un ilk modeliydi ve fabrikadan çıktığı haliyle kutusu açılmamış şekilde duruyordu. Bu, iPhone'un zor bulunan ilk telefonları arasında bile nadir bir model çünkü yalnızca 4GB depolama alanına sahip.

Apple, 15 yıldan uzun süre önce iPhone'u piyasaya sürdüğünde, onu başlangıçta 4GB veya 8GB depolama alanı seçenekleriyle sunmuştu. İlk seçenek pek rağbet görmemiş, Apple 4GB'lik modeli satmakta zorlanmıştı. Çoğu müşteri bunun yerine 100 dolar daha ödeyerek ekstra depolama alanına sahip olmayı tercih etmiş ve telefonun ilk çıkışından sadece iki ay sonra bu seçeneğin üretimi durdurulmuştu.

Dolayısıyla bu model, iPhone koleksiyoncuları arasında "Kutsal Kase" haline geldi. Satış fiyatı da bu durumu yansıtıyor: Daha geniş depolama alanına sahip, fabrikadan çıktığı haliyle kutusu açılmamış ilk iPhone modelleri geçen aylarda 40 bin ve 63 bin dolara satıldı.

Cihazı satan LCG Auctions'a göre telefon, iPhone ilk piyasaya sürüldüğünde Apple'da çalışan mühendislik ekibinin bir üyesinden geldi. Kutu hiç açılmamış ve telefon hiç etkinleştirilmemiş.

Cihazın ilanında "Koleksiyoncular ve yatırımcılar daha üstün bir örnek bulmakta zorlanacaktır" yazıyordu.

Anlamı ve nadirliği, bu heyecan verici koleksiyonluk parça için kazanan bir formül oluşturuyor.

Şirket telefonun 50 bin ila 100 bin dolara satılacağını tahmin ediyordu. LCG Auctions'ın internet sitesindeki açıklamasına göre nihayetinde telefon 28 teklif aldı ve 190 bin 372,80 dolara satıldı.

Bu 4GB'lık iPhone, aslen Haziran 2007 sonunda satışa sunulduğunda 599 dolara satılıyordu. Bunun bile çok pahalı geldiği sonrasında görülmüş ve Apple, 4GB'lık versiyonun üretimini durdururken 8GB'lık modelin fiyatını da 399 dolara düşürmüştü.

4GB depolama alanının yanı sıra, telefon 12 megapiksel kamera ve 128MB RAM sunuyordu. Yaklaşık 15 yıl sonra piyasaya sürülen mevcut iPhone 14 Pro, 1TB depolama alanı, 48MP kamera ve 6GB RAM'e sahip.



Paskalya Adası toplumunun çöküşüne dair yeni teori

MS 12. yüzyıldan 17. yüzyılın ikinci yarısına kadar yapılan moai heykellerinin, Paskalya Adası'nın ilk sakinlerinin atalarını temsil ettiği düşünülüyor (AP)
MS 12. yüzyıldan 17. yüzyılın ikinci yarısına kadar yapılan moai heykellerinin, Paskalya Adası'nın ilk sakinlerinin atalarını temsil ettiği düşünülüyor (AP)
TT

Paskalya Adası toplumunun çöküşüne dair yeni teori

MS 12. yüzyıldan 17. yüzyılın ikinci yarısına kadar yapılan moai heykellerinin, Paskalya Adası'nın ilk sakinlerinin atalarını temsil ettiği düşünülüyor (AP)
MS 12. yüzyıldan 17. yüzyılın ikinci yarısına kadar yapılan moai heykellerinin, Paskalya Adası'nın ilk sakinlerinin atalarını temsil ettiği düşünülüyor (AP)

Paskalya Adası halkının çöküşüne ekokırımın yol açmadığı ve topluluğun hiçbir zaman sanıldığı kadar büyümediği öne sürüldü. 

Büyük Okyanus'un güneydoğusunda yer alan adadaki ilk yerleşimin MS 1000 civarında başladığı düşünülüyor. 

Rapa Nui diye bilinen bölgenin Polinezya kökenli yerli halkının palmiye ağaçlarını kesip çevreye zarar vermesiyle çöktüğü kabul ediliyor. 18. yüzyılda adaya gelen Avrupalıların yıkıma uğramış bir toplumla karşılaştığı iddia ediliyor.

Öte yandan 2020'de yayımlanan bir araştırmada moai adlı devasa taş heykelleriyle tanınan Rapa Nui halkının, Avrupalılar bölgeye geldiğinde faaliyetlerine, özellikle de heykel yapımına devam ettiği bulunmuştu.

Cuma günü Science Advances adlı hakemli dergide yayımlanan araştırma da Paskalya Adası halkının çöküşüne dair genel kabule meydan okuyor. Araştırmacılar, Avrupalıların karşılaştığı manzaranın çökmüş bir toplumun kalıntısı değil, ada sakinlerinin normal popülasyonu olduğunu öne sürüyor.

Bilim insanları kızılötesi uydu görüntüleri ve yapay zekaya başvurarak yerli halkın yaptığı kayalık bahçeleri tespit etti. Paskalya Adası'nın yüzlerce yıl önceki sakinleri toprağın verimini artırmak için bu bahçeleri yapıyordu. 

Araştırmacılar kayalık bahçelerin daha önce düşünülenden çok daha az olduğunu tespit etti. 164 kilometre karelik alanın sadece binde 76'sının kayalık bahçelere ayrıldığını bulan ekip, bu yolla en fazla 4 bin kişilik bir halkın var olabileceğini düşünüyor. 

Daha önceki tahminlerse, Rapa Nui halkının zirve yaptığı 15. yüzyılda 16 bin kişinin burada yaşadığı yönündeydi. 

Makalenin ortak yazarı Dr. Dylan Davis "Ekokırımla ilgili en önemli argümanlardan biri, bütün bu moai heykellerini inşa etmek için çok büyük bir nüfus olması gerektiğiydi" diyor:

Ancak büyük bir nüfusu destekleyen arkeolojik kanıtlar yok ve moai'ler üzerinde yapılan çalışmalar, küçük bir nüfusun onları inşa edip taşıyabileceğini gösteriyor. Sadece işbirliği gerekiyordu.

Öte yandan bazı uzmanlar bu çalışmanın yeterince güçlü bir kanıt sunmadığı görüşünde. Paskalya Adası Heykel Projesi Direktörü Jo Anne Van Tilburg, Live Science'a yaptığı açıklamada yeni çalışmanın tek bir veriye dayanmasını eleştiriyor:

Rapa Nui halkının geçim modellerinin tüm bileşenlerini hesaba katmadan (kronolojiden bahsetmiyorum bile) sistemin sürdürülebilir olduğu ya da olmadığı sonucuna varmak nasıl mümkün olabilir? 

University College London'dan Rapa Nui uzmanı Prof. Sue Hamilton da çalışmadaki bu sınırlamaya değiniyor. Yine de ekokırım teorisini boşa düşüren çalışmalar olduğunu belirten Prof. Hamilton şöyle diyor:

Rapa Nui'de nüfus artışı ve peyzajın kötü yönetimi yoluyla ekokırım yapıldığı fikri, en az 10 yıldır giderek daha ikna edici bir şekilde sorgulanıyor.

Independent Türkçe, Guardian, Live Science, Science Advances, Arkeofili