Jurassic Park'taki DNA yöntemi gerçek oldu

T-REX, dijital verilerin de korunmasını sağlıyor

Jurassic Park'taki dinozorlar, kehribarda korunmuş DNA'dan geliyor (Universal Pictures)
Jurassic Park'taki dinozorlar, kehribarda korunmuş DNA'dan geliyor (Universal Pictures)
TT

Jurassic Park'taki DNA yöntemi gerçek oldu

Jurassic Park'taki dinozorlar, kehribarda korunmuş DNA'dan geliyor (Universal Pictures)
Jurassic Park'taki dinozorlar, kehribarda korunmuş DNA'dan geliyor (Universal Pictures)

Bilim insanları Jurassic Park'tan aldıkları ilhamla DNA'yı kehribar benzeri bir yapıda muhafaza etme yöntemi geliştirdi. Bu sayede sadece genomlar değil görüntü ve müzik de depolanabiliyor. 

Steven Spielberg'ün meşhur filmindeki bilim insanları, milyonlarca yıldır kehribar içinde saklanan DNA'yı kullanarak dinozorları yeryüzüne geri getiriyordu. 

Bu düşünceden yola çıkan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) araştırmacıları, kendilerinin ürettiği ve kehribara benzeyen cam gibi bir polimerde DNA'yı zarar görmeden sakladı.

Halihazırda kullanılan muhafaza yöntemleri dondurucu soğuklar ve yüksek miktarda enerji gerektiriyor. Yeni teknikteyse DNA, sıcaklık veya nemden zarar görmeden oda sıcaklığında korunabiliyor. 

MIT'li araştırmacılar daha önce DNA'yı silisyum dioksit denen bir kimyasal bileşikte korumayı başarmıştı. Ancak muhafaza etme süreci günler alırken, DNA'yı bileşikten çıkarmak için tehlikeli maddeler kullanılması gerekiyor.

Hakemli dergi Journal of the American Chemical Society'de 12 Haziran'da yayımlanan araştırmanın kıdemli yazarı James Banal "DNA'yı dondurmak onu korumanın bir numaralı yolu olsa da çok pahalı ve ölçeklendirilemiyor" diyerek ekliyor:

Yeni muhafaza yöntemimizin, dijital bilgileri DNA'da saklamanın geleceğini yönlendirebilecek bir teknoloji olacağını düşünüyorum.

Muazzam seviyede bilgi depolama kapasitesine sahip DNA yalnız biyolojik değil, dijital verileri de saklayabiliyor. Dijital depolama sistemleri bunu bilgiyi 0 ve 1 halinde kodlayarak yaparken DNA da temel yapı birimleri adenin, sitozin, guanin ve timini kullanarak bu işlemi gerçekleştiriyor.

Araştırmacılar T-REX (Thermoset-REinforced Xeropreservation / Termosetle Güçlendirilmiş Kurutarak Muhafaza) adını verdikleri yeni saklama yönteminde DNA'nın 75 dereceye kadar sıcaklıklarda korunabildiğini aktarıyor. Ayrıca bu şekilde bir depolama, silisyum dioksitin aksine sadece birkaç saat alıyor. 

Bu yöntemi kullanarak Jurassic Park'ın jenerik müziği, Özgürlük Bildirgesi ve MIT logosunun DNA kodlamasını depolayan araştırmacılar, DNA'yı çıkardıktan sonra verilerin hasara uğramadığını gözlemledi. 

Araştırmacılar halihazırda daha uzun süreli depolama için polimeri kapsüllere dönüştürmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Science Daily, Journal of the American Chemical Society



Yalnızlığa bakışı değiştirecek araştırma: "Zannedildiği gibi değil"

Bilim insanları, yalnızlığın çeşitli hastalıklara işaret edebileceğine dikkat çekiyor (Pixabay)
Bilim insanları, yalnızlığın çeşitli hastalıklara işaret edebileceğine dikkat çekiyor (Pixabay)
TT

Yalnızlığa bakışı değiştirecek araştırma: "Zannedildiği gibi değil"

Bilim insanları, yalnızlığın çeşitli hastalıklara işaret edebileceğine dikkat çekiyor (Pixabay)
Bilim insanları, yalnızlığın çeşitli hastalıklara işaret edebileceğine dikkat çekiyor (Pixabay)

Bilim insanları, genel kanının aksine yalnızlığın diyabet ve kalp hastalığı gibi sağlık sorunlarına yol açmayabileceğini belirtiyor. 

Toplumsal ve sosyal ilişkiler, ruh sağlığı ve gelişim açısından çok önemli. Çinli araştırmacılar, sosyal bağların kopmasıyla oluşan yalnızlık durumunun sağlığı nasıl etkilediğini inceledi.

Guangzhou Tıp Üniversitesi'nden Jihui Zhang ve ekibi, araştırmada Birleşik Krallık'tan 476 bin 100, Çin'den 16 bin ve ABD'den 14 bin kişinin tıbbi verilerini analiz etti. 

Yalnız hissettiğini belirten kişilerin, kanserden sindirim sistemi rahatsızlıklarına kadar çeşitli 56 hastalıktan 30'u için daha yüksek risk altında olduğu tespit edildi. 

Daha sonra bilim insanları, genetik verileri mevcut olan katılımcıların alt kümesine odaklanarak, bu 30 hastalıktan 26'sı üzerinde ikinci bir istatistiksel analiz gerçekleştirdi. 

İncelemede, kardiyovasküler hastalıklar, obezite ve tip 2 diyabet de dahil bu sağlık sorunlarının çoğunun aslında yalnızlıktan kaynaklanmadığı ortaya kondu. Yalnızlığın, bu hastalıklara eşlik eden bir duygu olduğu belirtildi.

Öte yandan yalnızlığın depresyon, hipotiroidizm, astım, uyku apnesi, madde bağımlılığı ve işitme kaybı gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasında rol oynayabileceğine dikkat çekildi. 

Bilimsel dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan araştırmayı yöneten Jihui Zhang, bulgulara dair şunları söylüyor: 

Yalnızlık, doğrudan bir nedenden ziyade bir hastalık göstergesi olarak beliriyor. Bunun yerine sosyoekonomik faktörler, yaşam tarzı seçimleri ve genetik yatkınlık, diyabet ve kalp hastalıkları gibi durumlar için asıl riski oluşturuyor olabilir.

Araştırmada yer alan bilim insanlarından Yu He de "Yalnızlıkla ilgili sorunların ele alınması önemli fakat bu, hastalıkları önlemede tek faktör değil" diyor.

Independent Türkçe, New Scientist, Interesting Engineering