Galaksinin Koruyucuları 3'ün izleyicileri filmde bir şeyin yokluğundan şikayetçi

O olmadan Marvel'ın bu son filmi aynı değil

(Marvel Studios)
(Marvel Studios)
TT

Galaksinin Koruyucuları 3'ün izleyicileri filmde bir şeyin yokluğundan şikayetçi

(Marvel Studios)
(Marvel Studios)

Galaksinin Koruyucuları (Guardians of the Galaxy) hayranları yeni filmde özellikle bir eksiklikten memnun değil.

600 versiyonunun tamamıyla önceki haftalarda sinemalarda gösterime giren Galaksinin Koruyucuları 3 (Guardians of the Galaxy Vol 3), hayranlara Chris Pratt'in canlandırdığı Peter Quill'le ekibinin son macerasını sunuyor.

Pratt'in yanı sıra Zoe Saldaña, Dave Bautista, Pom Klementieff, Vin Diesel ve Bradley Cooper'la Roket Rakun'u seslendiren ve hareket yakalama teknolojisiyle oynayan Sean Gunn da dahil tüm oyuncu kadrosu yeniden bir araya geldi.

James Gunn'ın yönettiği filmi eleştirmenler ve izleyiciler çoğunlukla övgüyle karşılarken, serinin pek çok hayranı filmde Tyler Bates'in ilk iki filmdeki jenerik müziğin kullanılmamasını onaylamadığını ifade etti.

Bir izleyici "Galaksinin Koruyucuları 3'le ilgili tek büyük şikayetim Tyler Bates'in geri dönmemesine dair korktuğum her şeyin gerçekleşmesi" diye yazdı.

Başka bir hayransa şöyle ekledi:

Sanırım tek gerçek şikayetim Galaksinin Koruyucuları 3'ün müziği çünkü bu işi kimse Tyler Bates gibi yapamıyor... Galaksinin Koruyucuları 1'in müziği muhtemelen aklımdaki en unutulmaz ve ikonik Marvel Sinematik Evreni müziklerinden biri.

Bir hayran filmin müziğinin "fena halde özlendiğini" söylerken, yazar Houston Coley de şöyle ekledi:

Filmin diğer tüm yönlerini sevsem de Galaksinin Koruyucuları 3'le ilgili tek korkumun, yani Tyler Bates'in jenerik müziğinin kullanılmamasının ya da az kullanılmasının tamamen gerçekleşmesi berbat bir şey. Böyle şeylerin nasıl olduğunu anlamıyorum, dostum, koysana o müziği!

Öte yandan Marvel hayranları, bazı "rahatsız edici" içerikler nedeniyle filmin yaş sınırlamasını sorguluyor.

Galaksinin Koruyucuları 3 halen sinemalarda.



Bilinen en acı madde bulundu

Amaropostia stiptica mantarı (Wikimedia Creative Commons)
Amaropostia stiptica mantarı (Wikimedia Creative Commons)
TT

Bilinen en acı madde bulundu

Amaropostia stiptica mantarı (Wikimedia Creative Commons)
Amaropostia stiptica mantarı (Wikimedia Creative Commons)

Gıda bilimcileri, şimdiye kadar bilinen en acı madde olduğunu söyledikleri bir mantar kimyasalı keşfetti. Bu bulgu, dilin tadı algılamamızı nasıl sağladığına ışık tutuyor.

Almanya'daki Leibniz Gıda Sistemleri Biyolojisi Enstitüsü'ndeki araştırmacılar, Amaropostia stiptica mantarından üç bileşik çıkardı ve bunların insan tat reseptörleri üzerindeki etkilerini inceledi.

Kimyasalların bilinen en acı maddeler olduğunu tespit eden araştırmacılar, doğal acı bileşikler ve bunların dil üzerindeki etkileri hakkındaki bilgilerimizi genişletti.

Çoğunlukla çiçekli bitkilerden veya sentetik kaynaklardan elde edilen binlerce farklı kimyasal molekülün acı olduğu biliniyor. Ancak bilim insanları hayvansal, bakteriyel ya da mantar kökenli acı bileşiklerin daha az çalışıldığını belirtiyor.

Bu tür bileşiklere dair anlayışımızı artırmanın, insanlarda acı algısının nasıl evrimleştiğine dair gizemi çözebileceğini söylüyorlar.

Acı tat reseptörlerinin, insanları zararlı olması muhtemel maddeleri tüketmeye karşı uyarmak için evrimleştiği düşünülüyor.

Ancak tüm acı bileşikler zehirli ya da zararlı değil ve köygöçüren mantarı gibi her zehirli maddenin tadı da acı değil.

Önceki çalışmalar, acı maddelere yönelik sensörlerin sadece ağızda değil aynı zamanda mide, bağırsaklar, kalp ve akciğerlerde de bulunduğunu göstermişti.

Bu organlar "tat almamıza" yardımcı olmadığından, bu sensörlerin fizyolojik önemi gizemini koruyor.

Leibniz Enstitüsü araştırmacıları, acı bileşiklere ilişkin kapsamlı veri toplamalarının bu noktada yardımcı olduğunu söylüyor. Çalışmanın ortak yazarı Maik Behrens, "Çeşitli acı bileşik sınıfları, tat reseptörü tipleri ve varyantları hakkında ne kadar sağlam verilere sahip olursak, yeni acı bileşiklerini tanımlamak ve acı tat reseptörü aracılı etkileri öngörmek için tahmin modelleri geliştirebiliriz" diyor.

Sonuçlarımız, doğal acı bileşiklerin moleküler çeşitliliği ve etki şekli hakkındaki bilgilerimizi artırmamıza katkıda bulunuyor.

Son çalışmada bilim insanları, tadı "son derece acı" olan ve zehirli olmayan acı raf mantarını değerlendirdi. Mantardan daha önce bilinmeyen üç bileşiği çıkarıp incelediler ve kimyasal yapılarını belirlediler.

Laboratuvarda ortamında geliştirilen hücre modellerini kullanan araştırmacılar, bu kimyasalların vücuttaki yaklaşık 25 insan acı tat sensörü tipinden en az birini aktive etmede rol oynadığını gösterdi.

Çalışma sırasında keşfedilen bir bileşik olan oligoporin D, en düşük konsantrasyonlarda bile dilde TAS2R46 adı verilen acı tat reseptörünü uyardı.

Sadece 1 gram oligoporin D'nin, "106 küvet dolusu su" içinde çözündüğünde bile acı olduğu belirlendi.

Araştırmacılar çalışmada, "Oligoporin D, TAS2R46'yı zaten mikromolar altı derişimde aktive etti ve bu nedenle en güçlü acı agonistleri ailesine ait" diye belirtti.

Independent Türkçe