Nepalli rehber, Everest Dağı'na 27. kez tırmanarak kendi rekorunu kırdı

"Bu rekorları, onları kırma niyetiyle değil, bir rehber olarak çalıştığım sırada kırdım"

Nepalli dağcı Kami Rita Şerpa, 2021’de bir fotoğrafa poz veriyor (AFP)
Nepalli dağcı Kami Rita Şerpa, 2021’de bir fotoğrafa poz veriyor (AFP)
TT

Nepalli rehber, Everest Dağı'na 27. kez tırmanarak kendi rekorunu kırdı

Nepalli dağcı Kami Rita Şerpa, 2021’de bir fotoğrafa poz veriyor (AFP)
Nepalli dağcı Kami Rita Şerpa, 2021’de bir fotoğrafa poz veriyor (AFP)

Nepalli bir şerpa çarşamba günü dünyanın en yüksek zirvesi olan Everest Dağı'na 27. kez tırmanarak kendi rekorunu kırdı.

53 yaşındaki şerpa Kami Rita, 8 bin 849 metre yüksekliğindeki dağa, sabahın erken saatlerinde geleneksel güneydoğu sırtı rotası boyunca yabancı bir dağcıya rehberlik ederken tırmandı.

Turizm Bakanlığı yetkilisi Bigyan Koirala, "Evet, Kami Rita, Sagarmatha'ya 27. kez tırmandı" dedi.

Rita, Everest'e 22. kez tırmandığı ve diğer iki şerpa dağcıyla paylaştığı bir önceki rekorunu 2018'de geçmişti. O zamandan beri en çok zirve yapan dağcı unvanını elinde tutuyor.

Everest'e ilk kez 1994'de ticari bir keşif gezisi için çalışırken tırmanan Rita, o tarihten bu yana, tırmanışın çeşitli nedenlerle durdurulduğu 2014, 2015 ve 2020 dışında neredeyse her yıl Everest'e tırmandı.

Rita'nın çalıştığı Seven Summit Treks'in genel müdürü Thaneswar Guragai “Ayrıntıları öğrenmeye çalışıyoruz. Şimdilik Kami Rita'nın 27. kez tırmandığı yüzde 100 doğrulandı” dedi.  

The Independent'ın haberine göre, Rita, başarılı dağcılara ev sahipliği yapmasıyla tanınan Solukhumbu bölgesindeki Thame köyünde doğdu.

Dağcının Nepalli şerpa arkadaşı rehber Pasang Dawa da pazar günü 26. kez zirveye tırmanarak Rita'nın geçen yılki rekorunu egale etmişti.

Rita'nın şirketi yaptığı açıklamada onun "hayatını dağcılığa adadığını ve dünyanın en yüksek zirvesiyle özdeşleştiğini" belirtti.

Şerpalar, Everest dağcılarının dağın zirvesine ulaşma hedeflerine erişmesine yardımcı olan yetenekli rehberler.

Geçen ay AFP’ye konuşan Rita, "Bu rekorları, onları kırma niyetiyle değil, bir rehber olarak çalıştığım sırada kırdım" demişti. Rita, aralarında dünyanın en yüksek ikinci dağı olan K2, Cho-Oyu, Manaslu ve Lhotse'nin de bulunduğu birçok başka önemli zirveye de tırmandı.

5’i Rita'yla birlikte olmak üzere Everest'e 12 kez tırmanan ABD merkezli Madison Mountaineering şirketinden Garrett Madison, onu "çok güçlü bir tırmanışçı" diye tanımladı.

Reuters'a konuşan Madison “Yerel bir dağcının Everest Dağı’nın sınırlarını zorlamayı sürdürdüğünü görmek çok ilham verici” dedi.

Sezonun ilk dağcı dalgası hafta sonu zirveye ulaşırken, şerpa rehberler mayıs ayının kalan günlerinde zirveye tırmanmaya çalışacak yüzlerce kişi için yollar açtı.

Mayıs, Everest'e tırmanmak için ideal bir zaman çünkü güneyden muson yağmurları gelmeden önce hava açık oluyor. Muson yağmurları zirvelere bulut ve kar, alçak bölgelere ise yağmur getiriyor.

Nepal hükümeti bu yıl Everest'e tırmanmak isteyen 478 dağcıya izin verdi. Bu şimdiye kadarki en yüksek sayı. Bir önceki rekor, 2021'de 408 kişiye verilen izindi.



Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe