Ünlü maceraperest Bear Grylls: Sosyal medyada ne kadar vakit geçireceğini çocuğunuz belirlesin

İnsan Doğaya Karşı'nın yıldızı, çocukların kendilerini "denetlemeyi" öğrenmesi gerektiğini söyledi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Ünlü maceraperest Bear Grylls: Sosyal medyada ne kadar vakit geçireceğini çocuğunuz belirlesin

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Ünlü maceraperest ve baş izci Bear Grylls, çocukların kendilerini "denetlemeyi" ve sosyal medyada geçirdikleri zamanı yönetmeyi öğrenmesi gerektiğini söyledi.

Galler'de her yıl düzenlenen edebiyat etkinliği Hay Festivali'nde sahneye çıkan Grylls, çocukların interneti ne kadar ve nasıl kullandığını kendi kendilerine kontrol etmeyi öğrenmesi gerektiğini belirtti.

Dinleyiciler arasındaki bir çocuğun sosyal medyanın gücü hakkındaki düşüncelerini sorması üzerine Grylls bu yorumu yaptı.

The Times'ın aktardığına göre Grylls, "Sosyal medya harika olabilir, gerçekten olabilir" dedi.

Sosyal medyanın harika olan tarafı, bizi birbirimize bağlaması ve çok hızlı bir şekilde bir şeyler öğrenebilmemizi, eğlenebilmemizi ve harika vakit geçirebilmemizi sağlaması.

Grylls "Ancak işin sırrı, bunun sizi kontrol etmesine izin vermemek. Onu siz kontrol ediyorsunuz. Bu yüzden yetki sizde olsun" diye devam etti.

Dinleyicileri uyaran ünlü maceraperest, sosyal medyanın "onları yıpratmasına" izin vermemelerini söyledi.

Grylls, "Eğer bütün gün sosyal medyada zaman geçirirseniz, bu kalbinizi biraz yıpratacaktır" dedi.

Maceraperest, üç oğullarının (19 yaşındaki Jesse, 17 yaşındaki Marmaduke ve 14 yaşındaki Huckleberry) sosyal medyada geçirdikleri süreye dair, ne kendisi ne de eşi Shara Grylls'in kural koyduğunu da sözlerine ekledi.

"Ben 'Kendi kurallarınızı belirleyin' diyorum" diye konuşan Grylls şöyle ekledi:

Sorumluluk sizde çünkü okulu bitirdikten sonra kimse sizin yerinize bunu denetlemeyecek. Kendi hayatınızı kontrol etmek zorundasınız. Bu sağlıklı beslenmek, spora gitmek ya da bir ilişkide biri size kötü davranırsa, bazı sınırlar koyup 'Hayır buna izin vermeyeceğim' demek olabilir. Kendinizi sosyal medyada da denetlemelisiniz.

İnsan Doğaya Karşı'nın (Man Vs Wild) yıldızı, çocukların bazen akıllı telefonlarının dünyasında "kaybolmasından" endişe duyduğunu sözlerine ekledi ve ebeveynleri, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde donanımlı olabilsinler diye çocuklarına "pratik beceriler" öğretmeye teşvik etti.

Grylls, "Bana 'Bu basit düğümü nasıl atacağımı gerçekten öğrenmek istiyorum, portbagajı düzgün bağlayamadığım için kendimi biraz yetersiz hissediyorum' diyen birçok iri yarı adamla karşılaşıyorum" diye açıkladı.



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature