Annesinin banka kartını cep telefonuna bağlayan küçük kız mobil oyunlarla aileyi iflas ettirdi

Gong Yiwang parayı geri alabilmek için uğraştığını söyledi (Unsplash)
Gong Yiwang parayı geri alabilmek için uğraştığını söyledi (Unsplash)
TT

Annesinin banka kartını cep telefonuna bağlayan küçük kız mobil oyunlarla aileyi iflas ettirdi

Gong Yiwang parayı geri alabilmek için uğraştığını söyledi (Unsplash)
Gong Yiwang parayı geri alabilmek için uğraştığını söyledi (Unsplash)

Çin'de mobil oyun bağımlısı küçük kız çocuğu, ailesinin birikimlerini silip süpürdü. Insider'ın aktardığına göre 13 yaşındaki çocuk, oyunlar için yaklaşık 64 bin dolar harcadı.

Anne Gong Yiwang, kızının bir öğretmeninin geçen ayın sonlarında kendisiyle temasa geçtiğini söyledi. Öğretmen, adı açıklamayan kızın ücretli oyunlara bağımlı olmasından endişelenediğini dile getirdi.

Gong bunun ardından kontrol ettiğinde banka hesabının bomboş olduğunu gördü. Talihsiz anne kızının oyunlara ocak ve mayıs arasında yaklaşık 16 bin 800 dolar harcadığını belirledi. Uygulama içi satın alma işlemlerinde de yaklaşık 30 bin dolar gittiği tespit edildi. Küçük kızın, 10 sınıf arkadaşına da para aktardığı anlaşıldı. Böylece maliyet yaklaşık 64 bin doları buldu. 

Haylaz çocuk ise Henan eyaletindeki yerel haber kanalı Elephant News'e annesinin banka kartını cep telefonuna bağladığını ancak paranın nereden geldiğini ve ne kadar harcadığını bilmediğini ifade etti. Hesabın şifresini daha önce başka bir alışveriş için annesinden aldığını bildirdi.

Küçük kız, okul arkadaşlarının harcamaları öğrenince para için kendisini rahatsız ettiğini söyledi:

Para göndermezsem bütün gün beni rahatsız ederlerdi. Bunu öğretmene söylersem, onun aileme anlatmasından ve annemin kızmasından korktum.

Anne Gong, "13 yaşındaki bir kızın bunu yapabileceğini hiç düşünmemiştim. Şaşkınlık içerisindeyim. Kafam patlayacak gibi" dedi. 

Oyun bağımlılığının epey yaygın olduğu ülkede gençler için internet kısıtlamaları uygulanıyor. Pekin, gençlerin video oyununu haftada üç saatten fazla oynamasını yasaklıyor. Ayrıca internet bağımlılığına karşı tedavi merkezleri kuruldu.

 

Independent Türkçe, Insider, New York Post



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature