Stresliyken fast food yeme isteği neden artar?

Kronik stres, beyinde vücudu sağlıksız alışkanlıklar benimsemeye iten değişikliklere neden olabilir (Reuters)
Kronik stres, beyinde vücudu sağlıksız alışkanlıklar benimsemeye iten değişikliklere neden olabilir (Reuters)
TT

Stresliyken fast food yeme isteği neden artar?

Kronik stres, beyinde vücudu sağlıksız alışkanlıklar benimsemeye iten değişikliklere neden olabilir (Reuters)
Kronik stres, beyinde vücudu sağlıksız alışkanlıklar benimsemeye iten değişikliklere neden olabilir (Reuters)

Birçok insan stres altındayken fast food yemek için güçlü bir istek duyar. Ancak bunun arkasındaki bilimsel sebep bilinmiyordu.

Şarku’l Avsat’ın Avustralya merkezli ABC kanalından aktardığı habere göre, Sidney’deki Garvan Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nden bilim insanları yeni çalışmalarında bu konuyu ele aldı.

Araştırmacılar, stresin beyinde sağlıksız alışkanlıklar ve kilo alımına yol açan değişiklikler yaratabileceği sonucuna ulaştı.

Çalışmanın baş yazarı olan, Garvan Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nden Profesör Herbert Herzog araştırma hakkında şunları söyledi;

“Beynimiz tükettiğimiz şekerli ve yağlı gıdaların miktarını doğal olarak düzenler. Normalde, şeker oranı yüksek sağlıksız yiyecekleri çok fazla yediğinizde, aslında beyinde ‘Tamam, peki, artık yeter’ diyen mekanizmalar var. Bu, anti-ödül sistemi denilen şeydir veya bilimsel olarak konuşursak, beynin lateral habenula adı verilen bir bölgesidir.”

Herzog ve ekibi, fareler üzerinde yaptıkları çalışmada, deneklerin strese veya kronik strese maruz kaldığında beyindeki bu doğal sistemin aktif hale gelmediğini keşfetti.

Söz konusu çalışmada, farelerin yarısı, bir saat boyunca buz gibi soğuk suyun olduğu bir kafese konularak psikolojik strese maruz bırakıldı.

Araştırmacılar, farelerin beyinlerinin MRI taramalarını gerçekleştirdi ve diğer grubunun aksine stres grubundaki farelerde ‘anti-ödül sisteminin’ aktif olmadığını gördü.

Sonuçları Neuron dergisinde yayımlanan çalışmada, stresli fareler, diğer farelere göre iki kat daha fazla yemek yedi ve vücut ağırlıkları iki kat arttı.

Profesör Herzog, ilgili nöral yolların çok benzer olması ve bir anahtar molekülün aynı olması nedeniyle benzer bir şeyin insanlarda da meydana geldiğine inanıyor.

Profesör Herzog, ABC kanalına verdiği demeçte çalışmaya ilişkin şunları söyledi;

“Lezzetli bir atıştırmalık yemek beynin ödül sistemini tetikleyerek sakinleşmemize yardımcı olur. Fast food şeker ve yağ oranı yüksek ve sindirimi kolay olduğu için, onu yiyerek ödül duygunuzu artırmak, stresle daha iyi başa çıkmanızı sağlayabilir.”

Profesör Herzog, stresli olduğunuzda yediğiniz yiyeceğin miktarına ve türüne dikkat etmenin önemli olduğunu da söyledi.



Karıncaların kin güdebildiği ortaya kondu

Karıncalar saldırganlaşınca formik asit püskürterek düşmanlarını öldürebiliyor (Unsplash)
Karıncalar saldırganlaşınca formik asit püskürterek düşmanlarını öldürebiliyor (Unsplash)
TT

Karıncaların kin güdebildiği ortaya kondu

Karıncalar saldırganlaşınca formik asit püskürterek düşmanlarını öldürebiliyor (Unsplash)
Karıncalar saldırganlaşınca formik asit püskürterek düşmanlarını öldürebiliyor (Unsplash)

Karıncaların kötü deneyimlerini hatırlayarak düşmanlarına karşı kin güdebildiği tespit edildi. 

Sıkı toplumsal bağlar kurmalarıyla bilinen karıncalar, kokular sayesinde kendi yuvalarının üyeleriyle başkalarını ayırt edebiliyor. 

Daha önceki çalışmalarda bu hayvanların özellikle yakın yuvalardaki komşularına agresif davranışlar sergilediği, alt çenelerini açıp ısırma veya asit püskürtme gibi yollarla rakiplerine saldırdığı görülmüştü. 

Almanya'daki Freiburg Üniversitesi'nden araştırmacılar bu davranışların, karıncaların düşmanlarının kokusunu hatırlamasından kaynaklandığını buldu. Bu nedenle, tanıdık yuvalardan rakiplerle karşılaşınca daha saldırgan oluyorlar.

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de yayımlanan çalışmada iki aşamalı bir deney yürütüldü. 

Bilim insanları ilk başta bir grup karıncayı kendi yuvalarındaki karıncalarla, diğer grubu rakip A yuvasındaki saldırgan karıncalarla, üçüncü grubu da rakip B yuvasındaki saldırgan karıncalarla karşı karşıya getirdi. 

5 gün boyunca birer dakikalığına bu etkileşimleri gerçekleştirdikten sonra deneyin ikinci aşamasına geçtiler. Araştırmacılar, farklı gruplardaki karıncaların A yuvasındakilerle karşılaşınca nasıl davrandığını inceledi.

Deneyin ilk aşamasında bu yuvadan karıncalarla karşılaşan hayvanlar, diğer iki gruptakilere göre kayda değer derecede daha agresif davrandı.

Ancak bu hayvanlar, yolları daha pasif bir yuvanın karıncalarıyla yeniden kesiştiğinde daha sakin davrandı.

Araştırmacılar, çağrışım yoluyla öğrenmenin hem yuva arkadaşlarını hem de yabancı karıncaları tanımada çok önemli bir rol oynadığını söylüyor. Ekip, saldırganlığın düşmanların kokusunu tanımayla bağlantılı olduğunu düşünüyor.

Makalenin ortak yazarı Volker Nehring, "Böceklerin önceden programlanmış robotlar gibi işlev gördüğü fikrine sık sık kapılıyoruz" diyerek ekliyor: 

Çalışmamız bunun aksine karıncaların da deneyimlerinden ders çıkardığına ve kin tutabildiğine dair yeni bir kanıt sunuyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Science Daily, Current Biology