Netflix'in yeni belgeselini izleyenler gözyaşlarına boğuldu: "Tükendim"

Maya'nın ailesi, Florida Çocuk Hastanesine 220 milyon dolarlık tazminat davası açtı (Netflix)
Maya'nın ailesi, Florida Çocuk Hastanesine 220 milyon dolarlık tazminat davası açtı (Netflix)
TT

Netflix'in yeni belgeselini izleyenler gözyaşlarına boğuldu: "Tükendim"

Maya'nın ailesi, Florida Çocuk Hastanesine 220 milyon dolarlık tazminat davası açtı (Netflix)
Maya'nın ailesi, Florida Çocuk Hastanesine 220 milyon dolarlık tazminat davası açtı (Netflix)

Netflix'te yayımlanan Maya'ya İyi Bakın (Take Care of Maya), Maya Kowalski ve ailesinin hikayesini anlatıyor. Çocuk istismarıyla suçlanan ve hasta kızlarının velayetini almak için yetkililere karşı mücadele veren çifte odaklanan belgesel, sorunun özüne inmek için fazla zaman kaybetmiyor. 

19 Haziran'da izleyiciyle buluşan belgesel, yaşanan trajedinin büyüklüğünü doğru bir şekilde vurgulamak için ailenin felaketten önceki hayatına ışık tutarak başlıyor. 

Çocuk sahibi olmakta zorlanan Jack ve Beata Kowalski'nin kızları Maya, 2006'da Florida'da dünyaya geldi. Babası Jack emekli bir itfaiyeciydi ve annesi Beata hemşiresi olarak çalışıyordu. 

Kowalskiler için hayat, Maya 2015'te bulanık görmeye ve dayanılmaz ağrılar çekmeye başlayana kadar iyi gidiyordu. Doktorlar önce Maya'nın hastalığını belirleyemedi. Ardından kompleks bölgesel ağrı sendromu konusunda uzman olan Dr. Anthony Kirkpatrick, Maya'ya teşhis koydu.

Kompleks bölgesel ağrı sendromundan muzdarip bir hasta, normal ağrıdan çok daha büyük ağrı nöbetleri geçirir. Küçük bir dokunuş bile muazzam bir acı hissine yol açabilir.

Doktor, Maya'dan önce birçok hastada kanıtlanmış sonuçlar veren Ketamin infüzyon tedavisini önerdi. Neyse ki Ketamin infüzyonu işe yaradı ve küçük çocuk yürüyememesine rağmen önemli ölçüde iyileşti. 

Maya'nın durumu yüksek dozda Ketamin almasını gerektiriyordu. Kowalskiler artık Dr. Kirkpatrick'in tedavisini karşılayamaz hale geldiklerinde, düşük dozda ilaç vermeye devam eden Dr. Ashraf Hanna'ya yönlendirildi.

7 Ekim 2016'da Maya'nın hastalığı nüksetti ve ailesi mide ağrısı şikayetiyle onu hastaneye götürdü. Endişeli anne ve baba, hastanedeki doktorların Maya'nın durumu hakkında çok az fikir sahibi olduğunu fark etti ve onları yüksek dozda Ketamin infüzyonu kullanmaları yönünde yönlendirmeye çalıştı. 

Bu durum doktorların çocuk istismarına ilişkin şüphelerini uyandırdı. Düşük dozda Ketamin infüzyonunun Maya'nın durumu üzerinde çok az etkisi olduğunu fark ettiklerinde bu şüpheler hızla pekişti. 

Sonuç olarak doktorlar olayı Çocuk Koruma Hizmetlerine bildirerek Çocuk İstismarı Pediyatristi Dr. Sally Smith'in devreye girmesini sağladı. Dr. Smith, Jack'le yaptığı 10 dakikalık görüşmenin ardından Maya'nın devlet gözetimine alınması gerektiği sonucuna vardı.

"İliklerime kadar sarsıldım"

Dr. Smith, Maya'nın çocuk tıbbi istismarı kurbanı olduğuna kuvvetle inanıyordu. Belgeselde yer almayan Dr. Smith'in vardığı sonuç, Maya'nın velayetinin Kowalskilerden alınmasıyla sonuçlandı. 

Bundan sonra her şey daha da kötüye gitti ve Maya'nın devlet gözetimine alınmasından üç ay sonra Beata Kowalski evinde kendini astı. Belgesele göre Beata için kırılma noktası, mahkemede hakimin kızına sarılmasını engellemesiyle oldu.

Netflix belgeselinde Jack, Maya'nın devlet gözetimine alınmasının ardından yaşananları birinci ağızdan anlatıyor. 

Belgeseli izleyenler, trajik olayla ilgili düşüncelerini aktarmak için sosyal medyaya akın etti. Bir Twitter kullanıcısı şöyle yazdı:

Netflix'te Take Care of Maya'yı izlemeyi yeni bitirdim ve duygusal olarak tükendim. Şimdiye kadar izlediğim en yürek burkan belgesellerden biri olsa gerek.

Bir diğer izleyici de şu ifadeleri kullandı:

Hastane, mahkeme sistemi ve bu adaletsizlik yaşanırken suç ortaklığı yapan herkes utansın.

Belgeselden çok etkilendiğini ifade eden bir diğer izleyici de şöyle yazdı:

Hayatımda hiçbir belgeseli kendimi toparlamak ve gözyaşlarımı silmek için bu kadar çok kez durdurmak zorunda kalmamıştım. Maya'ya İyi Bakın beni mahvetti, iliklerime kadar sarsıldım. 

Independent Türkçe, Collider, LADBible



Cannes'da 7 dakika ayakta alkışlanmıştı: İlk fragman geldi

50 yaşındaki Joaquin Phoenix (solda), yaklaşık 2,5 saatlik Eddington'ın Cannes Film Festivali'nde uzun süre ayakta alkışlanması üzerine gözyaşlarını tutamamıştı (A24)
50 yaşındaki Joaquin Phoenix (solda), yaklaşık 2,5 saatlik Eddington'ın Cannes Film Festivali'nde uzun süre ayakta alkışlanması üzerine gözyaşlarını tutamamıştı (A24)
TT

Cannes'da 7 dakika ayakta alkışlanmıştı: İlk fragman geldi

50 yaşındaki Joaquin Phoenix (solda), yaklaşık 2,5 saatlik Eddington'ın Cannes Film Festivali'nde uzun süre ayakta alkışlanması üzerine gözyaşlarını tutamamıştı (A24)
50 yaşındaki Joaquin Phoenix (solda), yaklaşık 2,5 saatlik Eddington'ın Cannes Film Festivali'nde uzun süre ayakta alkışlanması üzerine gözyaşlarını tutamamıştı (A24)

A24, Ayin (Hereditary) ve Ritüel (Midsommar) gibi ses getiren yapımların yönetmeni Ari Aster'ın son filmi Eddington için ilk uzun fragmanı paylaştı. Dünya prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapan Eddington, ABD sinemalarında 18 Temmuz'da gösterime girecek.

Başrollerinde Joaquin Phoenix ve Pedro Pascal'ın yer aldığı, türler arası geçişli bu yapım, Kovid-19 pandemisi sırasında New Mexico'nun küçük bir kasabasında geçiyor. 

Hikâye, kasabanın Phoenix'in canlandırdığı şerifiyle Pascal'ın hayat verdiği belediye başkanı arasındaki gerilimin hızla büyüyerek komşuların birbirine düşman olmasına neden olan tehlikeli bir çatışmayı konu alıyor.

Fragman, izleyiciyi 5 yıl öncesine götürüyor. Sosyal mesafe kurallarının sıkı şekilde uygulandığı sahneler, George Floyd'un öldürülmesinin ardından patlak veren protestolar ve komplo teorileri yayan internet kullanıcıları dönemin ruhunu yansıtıyor. 

Aster'ın sinemasına özgü yüksek tansiyonlu unsurlar da eksik değil: Patlamalar, silahlı çatışmalar ve çölün üzerinde gizemli bir şekilde süzülen bir özel jet izleyicinin dikkatini çekiyor.

Aster, yine A24 bünyesinde çektiği son filmi Korkuyorum'un (Beau Is Afraid) ardından Eddington'da Joaquin Phoenix'le yeniden bir araya geliyor. 

Senaryosu da Aster'a ait olan filmde Luke Grimes, Deirdre O'Connell, Micheal Ward, Austin Butler ve Emma Stone da rol alıyor.

Film, Cannes'daki gösteriminde yaklaşık 7 dakika boyunca ayakta alkışlandı. Deadline yazarı Damon Wise, Aster'ı "modern Amerika'yı ve günümüzün zorluklarını hicvetmekten çekinmeyen” cesur yaklaşımı nedeniyle övmüş ve Eddington'ı "Henüz sinemada hakkıyla anlatılmamış, yalnızca 5 yıl önce yaşanmış bir döneme ait tarihsel bir kesit" diye nitelemişti.

Variety'nin baş film eleştirmeni Owen Gleiberman ise filmi "Amerika'nın gitgide gerçeklikten uzaklaşan yapısını yakalamayı hedefleyen, kışkırtıcı bir Western gerilimi" diye tanımlamıştı.

Eddington'ın Türkiye'deki vizyon tarihi henüz açıklanmadı.

Independent Türkçe, Variety, Deadline