Cazibe dolu limanlar... Fotoğraf ve sesli materyallerle Akdeniz medeniyetleri sergisi

3 bin yıl boyunca tanık olunan yaşam, ticaret, sanat ve alfabeye ışık tutmak için Lübnan’da interaktif bir sergi açıldı

Sergi, plastik kapların denize atılmasının deniz ortamı üzerindeki tehlikeleri hakkında bir uyarıyı içeriyor / Fotoğraf: Independent Arabia
Sergi, plastik kapların denize atılmasının deniz ortamı üzerindeki tehlikeleri hakkında bir uyarıyı içeriyor / Fotoğraf: Independent Arabia
TT

Cazibe dolu limanlar... Fotoğraf ve sesli materyallerle Akdeniz medeniyetleri sergisi

Sergi, plastik kapların denize atılmasının deniz ortamı üzerindeki tehlikeleri hakkında bir uyarıyı içeriyor / Fotoğraf: Independent Arabia
Sergi, plastik kapların denize atılmasının deniz ortamı üzerindeki tehlikeleri hakkında bir uyarıyı içeriyor / Fotoğraf: Independent Arabia

Beşir Mustafa 

İtalya'nın sponsorluğunda Lübnan, Akdeniz havzasında yaşayanların ortak hafızasını canlandırmak amacıyla, bölgeyi etkili olan 3 bin yıllık siyasi olayları özetleyen serginin ilkini başlattı.

Söz konusu sergi, artan çevresel tehlikelere dair uyarıların yanı sıra, ekonomik ve sosyal hayatın farklı alanlarındaki çeşitliliğini de ele alıyor.

Etkileşimli sergi 

Akdeniz sergisi, Lübnan'nın kuzeyindeki Nabu müzesine gelen ziyaretçilere, bölgenin tarihini ve çeşitli deniz vizyonlarını tanıtıyor ve sergi 23 Temmuz kadar devam ediyor.

Etkileşimli bir ortamda, ziyaretçi, Akdeniz halkının alfabenin icadı ve gelişimi döneminden ve Roma'da şehir devletinin yeniden dirilişinden bu yana yaşadığı önemli durakları, Arap-İslam medeniyetinin Avrupa'da yayılması ve ardından Osmanlı saltanatının farklı evrelerine ve nihayet çağdaş tarihin evrelerini inceleyebiliyor. 

Bu bölümlerin her birinde, Roma-İtalyan Tarihi sergisi, çeşitli kültürel ve uygarlık bileşenleri arasında kimi zaman bir çatışma alanı, kimi zaman ise bir etkileşim ve karşılaşma alanı olan Akdeniz'in bölgesinin merkeziliğine odaklanan ayrıntılı bir görsel sunum sunuluyor.

Görsel-işitsel efektler ile yapay zekayı birleştiren medya teknolojilerinin yarattığı hayranlık bir yana, ziyaretçi İtalyan zevkini yansıtan tasarımın zarafetini hissediyor.

Tarzın ve içeriğin sunumundaki sadelik bulunan sergide organizatörler, her biri Akdeniz uygarlıklarının bir yönü hakkında kısa bilgi sağlamakla ilgilenen birden fazla ekran yerleştirdi.

Aynı zamanda ziyaretçiye, bazı kültürel ve çevresel mesajlar vermeyi unutmayan rehberler de eşlik ediyor. 

Sergi, Akdeniz bölgesinin siyasi ve ekonomik durumuna bağlı kalıyor. Akdeniz bölgesinin siyasi ve ekonomik durumu, tarih boyunca Doğu ile Batı arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinde temel bir rol oynadı.

Zira Akdeniz sadece insanların bir arada yaşaması için bir alan ve bilgi, bilim ve sanatın merkezi olmanın yanı sıra tuz, baharat, kehribar, mücevher, yağ, parfüm, makineler ve silahların lojistiğini sağlandığı İpek Yolu'nun geçtiği bir konumu da teşkil ediyordu.  

Sergi ayrıca Helenizmin yanı sıra Roma gibi büyük uygarlıkların kuluçka merkezi olan bu bölgenin, dinlerin ve kehanetlerin ruhani ve felsefi boyutunu vurgulayan öğeleri de içeriyor.

Kültürel zenginlik

Etkileşimli platform, sergide önemli bir durağı oluşturuyor ve Akdeniz haritası şeklinde inşa edilmiş ve birbirine bağlı 5 ayrı birime bölünmüş bulunuyor.

Bu birimlerin her biri, Akdeniz havzasında uygarlığın ortaya çıkışı ardından Roma medeniyetinin yayılma çağının başlaması, İslam medeniyeti ve yayılması için üçüncü bir alan, Osmanlı dönemi için dördüncü bir saha ve nihayet bölgenin bugününe yönelik farklı tarihi ve uygarlık dönemlerine ışık tutuyor. 

Sergi, etkileşimli formatı ve multimedya teknolojilerini içeriyor / Fotoğraf: Independent Arabia
Sergi, etkileşimli formatı ve multimedya teknolojilerini içeriyor / Fotoğraf: Independent Arabia

Bu bölgelerden herhangi birine basılması durumunda, Akdeniz insanının yaşamında o döneme kadar uzanan bir video eşliğinde, uygarlığın geçtiği dört ardışık aşamadan birini izlemek için çeşitli seçenekler beliriyor. 

Bu platformun yanı sıra, duvarın tepesinde, Akdeniz'i geçen yelkenli gemiler arasında ilkel bir şekilde çizilmiş bir grup devasa harita bulunuyor.

Duvarın merkezinde, Arap coğrafyacı Muhammed el-İdrisi tarafından hazırlanan H. 1154 tarihli harita bulunuyor.

Duvarda ayrıca rüzgar yönünü ölçmek için aletlerin gelişimini belgeleyen bir dizi fotoğraf da bulunuyor. 

Efsane ve alfabe

Sergi, bazı adaların isimlerini efsanelerde geçen tanrılardan alması nedeniyle mitlerin Akdeniz insanlarının kültüründeki yerine de dikkat çekiyor.

Zira güneş tanrısı Helios memleketi sayılan Rodos adası, Zeus'un eşi ve Olympos Kraliçesi Hera'nın doğum yeri olan Samo adası ve Barbarossa'nın veya olağanüstü güçlere sahip bir grup efsanevi varlığın doğum yeri olan Midilli Adası bulunuyor. 

yanı sıra, alfabenin ortaya çıkışı, Akdeniz'de ortaya çıkan medeniyetlerle ilişkilendirildi, böyle Fenike alfabesinin ortaya çıkışı, MÖ 900 yılından başlayarak insanlar arasında iletişim düzeyinde kuantum bir sıçramayı temsil ediyordu.

Sonrasında MÖ 750'de Greko-Yunan alfabesi, MÖ 500'de Latin alfabesinin ilk biçimleri ortaya çıkarak, Latin alfabesi ve Arap doğasının yolunu açtı.
 

Akdeniz bölgesi, kültürel, tarihi ve sosyal zenginlikleri öne çıkıyor / Fotoğraf: Independent Arabia
Akdeniz bölgesi, kültürel, tarihi ve sosyal zenginlikleri öne çıkıyor / Fotoğraf: Independent Arabia

Kültürel çeşitliliğin yanı sıra Akdeniz sergisini ziyaret edenler, Akdeniz bölgesinde bolca bulunan farklı aromatik bitki ve tahıl türlerini deneyimle imkanı buluyor.

İnsanın yiyecek toplayıcılığından üretici konumuna geçişinde ve tarımda ileri aşamaya ulaşmasında büyük uygarlık sıçraması ele alındı.

Bu bağlamda sergi, biri tahıllar, diğeri aromatik bitkiler olmak üzere karşılıklı iki platformla donatıldı.

Tahıl platformunda ziyaretçi, akıllı sensörlerle donatılmış saksılara yerleştirilmiş farklı buğday türlerinin yanı sıra, başta mısır olmak üzere farklı türleri keşfediyor.

Ziyaretçi tahılı tutmak için elini kaba sokar sokmaz, karşısındaki dev ekranda o türün tarihçesi, özellikleri, yayılış yerleri gibi açıklayıcı bir anlatım çıkıyor.

Diğer bir köşede, aromatik bitki standı, bölge ülkelerinin çeşitli coğrafi bölgelerinde yetişen kekik, limon, lavanta, nane, sedir ve diğer bitkilerin kokularını keşfetme imkanı sağlayarak ziyaretçilerin hayal gücünü harekete geçiriyor.

Çevresel tehlikeler

Sergi, Akdeniz havzasındaki çeşitliliğin avantajlarını vurgulamakla yetinmeyerek, bölgeyi etkileyen radikal değişimlerin etkilerine de dikkat çekiyor.

Bu kapsamda gerek kentsel genişleme düzeyinde gerekse artan ekonomik hareketlilik düzeyinde tanık olunan dönüşümler hakkında farkındalık yaratılıyor. 

'Sanal mezarlık' platformunda, sanatçı Camelia Gorgon plastik kapları denize atmanın tehlikeleri konusunda uyarıyor.

Sanatçı daha önce de, Yunanistan, Mısır, Hırvatistan, İspanya, Sardinya, Sicilya ve Toskana'ya yaptığı 15 yıllık turist gezileri sırasında bu plastiklerden bir grup toplamış ve bunları bir sanat objesine dönüştürerek plastiğin denizlere yönelik tehlikesine karşı uyarıda bulunmuştu. 

Sergi bir yönüyle Akdeniz kıyısındaki şehirlere odaklandı ve denizin, ticari ve kültürel alışveriş için bir platform olmadan önce nüfus merkezlerinin kurulması için bir cazibe noktaları oluşturduğunu bu nedenle de kıyı şehirleri ve balıkçı ve yelken limanlarının kurulduğunu gösterdi. 

Sergiye gelen bir ziyaretçi, denizlere bakan şehirlerin topoğrafyasındaki çeşitliliği ve bölgede yaşayan bir gruptaki ekonomik aktiviteyi pazarlama-turizm boyutunu da içerecek şekilde bir dizi yüksek çözünürlüklü görüntüler üzerinden inceleyebiliyor.

Ayrıca İtalya'da Venedik, Palermo ve Napoli, İspanya'da Cadiz, Mısır'da İskenderiye, Fransa'da Marsilya, Yunanistan'da Atina, Kuzey Afrika'da Cezayir ve Tunus, Türkiye'de İzmir ve İstanbul ve Lübnan'da Beyrut gibi bir dizi hayati önem taşıyan şehir hakkında bilgi de alabiliyor. 

 

Independent Arabia - Independent Türkçe



İzleyiciler, "yürek parçalayan" diziyi yeniden izlemeye cesaret edemiyor

David Nicholls'ın 2009 tarihli romanından uyarlanan One Day, 1988'de Edinburgh Üniversitesi'ndeki öğrenciliklerinin son gününde karşılaşan Emma Morley ve Dexter Mayhew'un hayatlarını konu alıyor (Netflix)
David Nicholls'ın 2009 tarihli romanından uyarlanan One Day, 1988'de Edinburgh Üniversitesi'ndeki öğrenciliklerinin son gününde karşılaşan Emma Morley ve Dexter Mayhew'un hayatlarını konu alıyor (Netflix)
TT

İzleyiciler, "yürek parçalayan" diziyi yeniden izlemeye cesaret edemiyor

David Nicholls'ın 2009 tarihli romanından uyarlanan One Day, 1988'de Edinburgh Üniversitesi'ndeki öğrenciliklerinin son gününde karşılaşan Emma Morley ve Dexter Mayhew'un hayatlarını konu alıyor (Netflix)
David Nicholls'ın 2009 tarihli romanından uyarlanan One Day, 1988'de Edinburgh Üniversitesi'ndeki öğrenciliklerinin son gününde karşılaşan Emma Morley ve Dexter Mayhew'un hayatlarını konu alıyor (Netflix)

Netflix izleyicileri, tam bir yıl önce kendilerini perişan eden drama dizisini tekrar izlemeyi kesinlikle reddettiklerini söylüyor.

David Nicholls'ın 2009 tarihli aynı adlı çok satan romanından uyarlanan 14 bölümlük One Day, geçen yıl 8 Şubat'ta yayına girmişti.

Yıllar süren aşk hikayesi

Leo Woodall ve Ambika Mod'un başrollerini paylaştığı dizi, Dexter ve Emma'nın her yıl aynı gün bir araya gelişini ve yıllar boyunca süren aşk hikayesini anlatıyordu.

Diziyi izleyen pek çok kişi, duygusal olarak altüst olduklarını ve özellikle de yürek burkan final sahnesi yüzünden toparlanmalarının uzun sürdüğünü dile getiriyor.

Prömiyerinden bir yıl sonra pek çok kişi, diziyi yeniden izlemenin aynı yoğun duygusal çöküşü tetikleyebileceğinden endişe ettiklerini söylüyor.

Bu hafta sosyal medyada hayranlar, birinci yılını kutlayan diziyi uzun süre tekrar izlemeye cesaret edemeyeceklerini belirten paylaşımlar yaptı. 

"O dizi beni mahvetti"

Bir TikTok kullanıcısı, "Geçen yıl One Day'i izledim ve hâlâ TikTok'ta diziden parçalarla karılaşınca bile zorlanıyorum" diyerek ekledi:

Yeniden izlemek mi? ASLA. O dizi beni tarif edemeyeceğim şekilde mahvetti ve bunu bir daha yaşamak istemiyorum. Kalbimin gerçekten kırıldığını düşünüyorum. İzledikten sonra bir hafta boyunca kendime gelemedim.

Başka bir hayran, dizinin birinci yaşını kendine has bir paylaşımla kutladı: 

Şubat geldiğine göre, beni haftalarca mahveden 16 yıllık aşk hikayesinin üzerinden tam bir yıl geçmiş demektir.

"Hâlâ atlatabilmiş değilim"

Bir izleyici de şu ifadeleri kullandı: 

Netflix'in dünyaya en yürek parçalayıcı travmayı yaşatmasının üzerinden bir yıl geçti ve ben hâlâ atlatabilmiş değilim.

Diğer bir hayran, sosyal medyada One Day'den kısa videolar görmeye bile dayanamadığını şu ifadelerle anlattı:

Size tamamen dürüst olacağım. Geçen yıl One Day'i izledim ve o günden beri TikTok'ta dizinin editlerini bile izleyemiyorum. Tekrar izlemeyi düşünmek bile imkansız. Beni öyle bir yıktı ki, bunu tekrar hissetmek istemem. Kalbim gerçekten kırılmış olabilir.

Roman, 2011'de Anne Hathaway ve Jim Sturgess'ın başrolleri paylaştığı bir sinema filmine de uyarlanmıştı.

"İnsanlar kendi pişmanlıklarıyla bağ kurdu"

Yazar David Nicholls hem kitabın hem de filmin izleyicilerde neden bu kadar güçlü bir etki bıraktığına dair görüşünü, Metro'ya verdiği röportajda paylaşmıştı:

İnsanlar kendi hayatları, ilişkileri ve pişmanlıklarıyla bağ kurdu. Emma ve Dexter karakterlerinde kendilerini ve arkadaşlarını gördüler. Amacım insanları hem güldürmek hem de ağlatmaktı. Görünen o ki, başarılı olmuşum.

Independent Türkçe, Metro, Surrey Live