Finlandiya gerçekten dünyanın en mutlu ülkesi mi? Mutluluk sıralamasıyla ilgili yanlış anlaşılan 5 şey

"Finlandiya'nın mutluluğu basit bir kurala bağlı"

Finlandiya'da hem başkent Helsinki'de hem de kırsal bölgelerde turistlere mutluluk dersleri veriliyor (AFP)
Finlandiya'da hem başkent Helsinki'de hem de kırsal bölgelerde turistlere mutluluk dersleri veriliyor (AFP)
TT

Finlandiya gerçekten dünyanın en mutlu ülkesi mi? Mutluluk sıralamasıyla ilgili yanlış anlaşılan 5 şey

Finlandiya'da hem başkent Helsinki'de hem de kırsal bölgelerde turistlere mutluluk dersleri veriliyor (AFP)
Finlandiya'da hem başkent Helsinki'de hem de kırsal bölgelerde turistlere mutluluk dersleri veriliyor (AFP)

Finlandiya, Dünya Mutluluk Raporu'nun yıllık sıralamasında üst üste 6 kez dünyanın en mutlu ülkesi seçildi.

Bazı yorumcular, Finlandiya'nın "mutluluk istikrarını" sıkıcı bulurken, bazıları da ülkenin bu listede neden hep üst sıralarda yer aldığını anlamaya çalışıyor.

Finlandiyalı felsefeci ve yazar Frank Martela ise mutluluk sıralamasıyla ilgili bazı maddelerin yanlış anlaşıldığını dile getiriyor.

Martela, kendi internet sitesinde yayımladığı bir yazıda Finlandiya'nın dünyanın en mutlu ülkesi olmasının tam olarak ne anlama geldiğinin kavranabilmesi için en yaygın 5 yanlış anlaşılmayı sıralıyor.

Martela, okuduğu 40'tan fazla röportajda en öne çıkan yanlış anlaşılmaları bu 5 maddede topluyor:

1. Tüm sıralama tek bir soruya dayanıyor

Mutluluk sıralamasının sosyal destek, gelir, sağlık, özgürlük ve yolsuzluğun olmaması gibi faktörlere dayandığı düşünülebilir. Ancak Martela, böyle olmadığını belirtiyor.

Yazara göre dünyanın en mutlu ülkesini belirlemek için yapılan anketlerde her ülkeden yaklaşık bin kişiye şu soru soruluyor:

Lütfen basamakları en altta 0'dan en üstte 10'a kadar numaralandırılmış bir merdiven hayal edin. Merdivenin tepesinin sizin için mümkün olan en iyi hayatı temsil ettiğini ve merdivenin alt kısmının sizin için mümkün olan en kötü hayatı temsil ettiğini söylediğimizi varsayalım. Şu anda kişisel olarak merdivenin hangi basamağında durduğunuzu hissettiğinizi söyler misiniz?

Bu sorunun cevaplarına dayanarak bir ortalama hesaplanıyor ve bu ortalama, söz konusu ülkenin mutluluk puanı oluyor.

2. Sadece Finlandiya değil, bütün İskandinavya

Yayımlanan son raporda ortalama puanı 7,80 olan Finlandiya'yı 7,59'da Danimarka ve 7,53'le İzlanda izlemişti.

Martela buradan hareketle genel olarak İskandinavların bu soruya benzer yanıtlar verdiği sonucuna ulaşıyor.

"İskandinav ülkelerinin istikrarlı başarısı çarpıcı. 5 İskandinav ülkesi (Finlandiya, İsveç, Norveç, Danimarka ve İzlanda) dünyanın ilk 7'sinde" diyen yazar, şöyle ekliyor:

Finlandiya'nın başarısı için açıklama ararken, İskandinav ülkelerinin diğer ülkelere kıyasla neyi doğru yaptığını incelemeye odaklanıyorum.

3. Kültürel alışkanlıklar değil kurumlar

Finlandiya, Danimarka'yı geride bıraktığında Fin sauna kültürü ve "sisu adı verilen mistik kültürel özelliklere dikkat çekildi. Ancak Martela, sırrın bu öğeler olmadığı görüşünde.

Martela'ya göre yolsuzluğun olmaması, basın özgürlüğü, hukukun üstünlüğü veya demokrasi kalitesi sıralamalarına bakıldığında, Finlandiya ve diğer İskandinav ülkeleri sürekli olarak dünyanın en iyi performans gösteren ülkeleri arasında yer alıyor.

Yazar bu yüzden söz konusu listelerdeki başarıyı güvenilir kurumların varlığına bağlıyor:

İskandinav ülkelerinin ünlü olduğu refah politikalarıyla (ücretsiz sağlık hizmeti, ücretsiz eğitim, işsizlik yardımları ve emekli maaşları) birleştirin. Büyük resmi görmeye başlarsınız.

4. İnsanları mutlu etmekle değil, mutsuzluk kaynaklarını ortadan kaldırmakla ilgili

Martela ayrıca, "Devlet vatandaşı mutlu edemez. Ancak iyi işleyen kurumlar ve sosyal yardım hizmetleri, insanların hayatındaki birçok mutsuzluk kaynağını ortadan kaldırabilir" diyor.

Finlandiya'da ve diğer İskandinav ülkelerinde dünyanın herhangi bir yerinde olduğundan daha az mutsuz insan var.

5. Mutluluk sıralaması sadece bir eğlence değil, ciddi bir politik hedef olmalı

Yazara göre politika yapıcılar, ülkenin başarısını ve ilerlemesini değerlendirirken çok uzun süredir ekonomik ölçütlere odaklanıyor.

"İşleyen bir ekonomi, yoksulluğun ortadan kaldırılmasında önemli bir faktör. Ama ülke ne kadar zenginse, insanların mutluluğu ve yaşam kalitesi ekonomiye o kadar az bağlı olur" diyen yazar, şöyle ekliyor:

Tüm hükümet anayasaları, yalnızca, altında yaşayanların mutluluğunu artırma eğiliminde oldukları oranda değerlidir.

Bu yüzden Martela, Fin mutluluğunun basit ama uygulamada zor bir kurala bağlı olduğunu vurguluyor:

Sadece dar bir seçkinler grubuna değil, genel olarak yurttaşlara gerçekten hizmet eden kurumlar inşa edin.

 

Independent Türkçe, Frank Martela



İzleyiciler, "yürek parçalayan" diziyi yeniden izlemeye cesaret edemiyor

David Nicholls'ın 2009 tarihli romanından uyarlanan One Day, 1988'de Edinburgh Üniversitesi'ndeki öğrenciliklerinin son gününde karşılaşan Emma Morley ve Dexter Mayhew'un hayatlarını konu alıyor (Netflix)
David Nicholls'ın 2009 tarihli romanından uyarlanan One Day, 1988'de Edinburgh Üniversitesi'ndeki öğrenciliklerinin son gününde karşılaşan Emma Morley ve Dexter Mayhew'un hayatlarını konu alıyor (Netflix)
TT

İzleyiciler, "yürek parçalayan" diziyi yeniden izlemeye cesaret edemiyor

David Nicholls'ın 2009 tarihli romanından uyarlanan One Day, 1988'de Edinburgh Üniversitesi'ndeki öğrenciliklerinin son gününde karşılaşan Emma Morley ve Dexter Mayhew'un hayatlarını konu alıyor (Netflix)
David Nicholls'ın 2009 tarihli romanından uyarlanan One Day, 1988'de Edinburgh Üniversitesi'ndeki öğrenciliklerinin son gününde karşılaşan Emma Morley ve Dexter Mayhew'un hayatlarını konu alıyor (Netflix)

Netflix izleyicileri, tam bir yıl önce kendilerini perişan eden drama dizisini tekrar izlemeyi kesinlikle reddettiklerini söylüyor.

David Nicholls'ın 2009 tarihli aynı adlı çok satan romanından uyarlanan 14 bölümlük One Day, geçen yıl 8 Şubat'ta yayına girmişti.

Yıllar süren aşk hikayesi

Leo Woodall ve Ambika Mod'un başrollerini paylaştığı dizi, Dexter ve Emma'nın her yıl aynı gün bir araya gelişini ve yıllar boyunca süren aşk hikayesini anlatıyordu.

Diziyi izleyen pek çok kişi, duygusal olarak altüst olduklarını ve özellikle de yürek burkan final sahnesi yüzünden toparlanmalarının uzun sürdüğünü dile getiriyor.

Prömiyerinden bir yıl sonra pek çok kişi, diziyi yeniden izlemenin aynı yoğun duygusal çöküşü tetikleyebileceğinden endişe ettiklerini söylüyor.

Bu hafta sosyal medyada hayranlar, birinci yılını kutlayan diziyi uzun süre tekrar izlemeye cesaret edemeyeceklerini belirten paylaşımlar yaptı. 

"O dizi beni mahvetti"

Bir TikTok kullanıcısı, "Geçen yıl One Day'i izledim ve hâlâ TikTok'ta diziden parçalarla karılaşınca bile zorlanıyorum" diyerek ekledi:

Yeniden izlemek mi? ASLA. O dizi beni tarif edemeyeceğim şekilde mahvetti ve bunu bir daha yaşamak istemiyorum. Kalbimin gerçekten kırıldığını düşünüyorum. İzledikten sonra bir hafta boyunca kendime gelemedim.

Başka bir hayran, dizinin birinci yaşını kendine has bir paylaşımla kutladı: 

Şubat geldiğine göre, beni haftalarca mahveden 16 yıllık aşk hikayesinin üzerinden tam bir yıl geçmiş demektir.

"Hâlâ atlatabilmiş değilim"

Bir izleyici de şu ifadeleri kullandı: 

Netflix'in dünyaya en yürek parçalayıcı travmayı yaşatmasının üzerinden bir yıl geçti ve ben hâlâ atlatabilmiş değilim.

Diğer bir hayran, sosyal medyada One Day'den kısa videolar görmeye bile dayanamadığını şu ifadelerle anlattı:

Size tamamen dürüst olacağım. Geçen yıl One Day'i izledim ve o günden beri TikTok'ta dizinin editlerini bile izleyemiyorum. Tekrar izlemeyi düşünmek bile imkansız. Beni öyle bir yıktı ki, bunu tekrar hissetmek istemem. Kalbim gerçekten kırılmış olabilir.

Roman, 2011'de Anne Hathaway ve Jim Sturgess'ın başrolleri paylaştığı bir sinema filmine de uyarlanmıştı.

"İnsanlar kendi pişmanlıklarıyla bağ kurdu"

Yazar David Nicholls hem kitabın hem de filmin izleyicilerde neden bu kadar güçlü bir etki bıraktığına dair görüşünü, Metro'ya verdiği röportajda paylaşmıştı:

İnsanlar kendi hayatları, ilişkileri ve pişmanlıklarıyla bağ kurdu. Emma ve Dexter karakterlerinde kendilerini ve arkadaşlarını gördüler. Amacım insanları hem güldürmek hem de ağlatmaktı. Görünen o ki, başarılı olmuşum.

Independent Türkçe, Metro, Surrey Live