Barbie'nin yıldızı, çekimi iki gün süren monoloğuyla herkesi ağlatmış

"America o güzel konuşmasını yaparken hıçkıra hıçkıra ağlıyordum, sonra etrafıma baktım ve sette herkesin ağladığını fark ettim"

Sektörel uzmanlar, Barbie'nin dünya çapında milyar dolar sınırını aşabileceğini ve en az 800 milyon dolar kazanacağını tahmin ediyor (Warner Bros)
Sektörel uzmanlar, Barbie'nin dünya çapında milyar dolar sınırını aşabileceğini ve en az 800 milyon dolar kazanacağını tahmin ediyor (Warner Bros)
TT

Barbie'nin yıldızı, çekimi iki gün süren monoloğuyla herkesi ağlatmış

Sektörel uzmanlar, Barbie'nin dünya çapında milyar dolar sınırını aşabileceğini ve en az 800 milyon dolar kazanacağını tahmin ediyor (Warner Bros)
Sektörel uzmanlar, Barbie'nin dünya çapında milyar dolar sınırını aşabileceğini ve en az 800 milyon dolar kazanacağını tahmin ediyor (Warner Bros)

Barbie'nin yönetmeni Greta Gerwig, America Ferrera'nın kadın olmanın karmaşıklığı hakkındaki güçlü monoloğu karşısında ekibin gözyaşlarına boğulduğunu açıkladı. 

Filmin öne çıkan anlarından birinde, Ferrera'nın canlandırdığı Gloria karakteri, Margot Robbie'nin hayat verdiği Barbie varoluşsal bir krizle boğuşurken onu teselli ediyor. 

Gloria, "kadın olmanın imkansız" olduğunu belirttiği etkileyici bir konuşma yapıyor ve diğer insanların sizi sevmesini sağlamak için "dokuz doğurmanız" gerektiğini, sonuçta yanlış giden her şeyin yine de kadınların üzerine atıldığını ifade ediyor.

Sahne hakkında Atlantic'e konuşan 39 yaşındaki yönetmen şunları söyledi: 

America o güzel konuşmasını yaparken hıçkıra hıçkıra ağlıyordum, sonra etrafıma baktım ve sette herkesin ağladığını fark ettim.

Konuşma kadınlara yönelik olsa da ekipteki erkeklerin de gözyaşları içinde olduğunu açıklayan Gerwig, şöyle dedi:

Erkekler de ağlıyor çünkü onların da asla yapamayacaklarını düşündükleri kendi konuşmaları var, anlıyor musunuz?

America Ferrera da Vanity Fair'e verdiği röportajda monoloğu çekmenin iki gün sürdüğünü açıklamıştı:

Bu, içinde pek çok karakterin yer aldığı çok daha büyük bir sahnenin parçasıydı. Tüm sahneyi tamamlamak için iki gün boyunca birçok kez yapmak zorunda kaldım.

Konuşmayı 500 kez okumuş gibi hissettiğini söyleyen 39 yaşında Ferrera, sözlerine açıklık getirmişti: 

Eminim öyle değildir. Muhtemelen 30 ila 50 kez baştan sona okudum.

Öte yandan Ferrera, 15 yaşındaki rol arkadaşı Ariana Greenblatt'ın çekimler bittiğinde konuşmayı ezberlediğini de itiraf etmişti.

Independent Türkçe, Daily Mail, Atlantic 



Uranüs ve Neptün'ün manyetik alanlarındaki bozulmaya devasa okyanuslar yol açmış olabilir

Neptün'ün (sağda) boyutu Uranüs'ten daha küçük ama kütlesi ondan daha fazla (NASA)
Neptün'ün (sağda) boyutu Uranüs'ten daha küçük ama kütlesi ondan daha fazla (NASA)
TT

Uranüs ve Neptün'ün manyetik alanlarındaki bozulmaya devasa okyanuslar yol açmış olabilir

Neptün'ün (sağda) boyutu Uranüs'ten daha küçük ama kütlesi ondan daha fazla (NASA)
Neptün'ün (sağda) boyutu Uranüs'ten daha küçük ama kütlesi ondan daha fazla (NASA)

Bilim insanları, Uranüs ve Neptün'ün devasa su okyanusları barındırabileceğini öne sürdü. 

NASA'nın uzay aracı Voyager 2, 1986'da Uranüs'ün yakınından geçtiğinde manyetik alanının gezegenin merkezinden uzak bir şekilde, büyük ölçüde çarpık olduğunu bulmuştu. 

Bundan üç yıl sonra Neptün'ün manyetik alanında da benzer bir tuhaflık kaydedilmişti. 

Dünya'nın dış çekirdeğinde üretilen manyetik alanı, gezegenin ekseniyle neredeyse aynı hizada kutuplar yaratıyor. 

Gökbilimci Heidi Hammel, "Gezegenin içinde büyük, dev bir çubuk mıknatıs var gibi" diye açıklıyor:

Dünya, Satürn, Jüpiter ve Jüpiter'in bazı uyduları için bu durum geçerli.

Bu nedenle bilim insanları, Güneş Sistemi'nin buz devleri Uranüs ve Neptün'ün manyetik alanının neden eğik olduğunu yıllardır anlamaya çalışıyor. 

Bu ay yayımlanan bir çalışmada Voyager 2, gezegeni ziyaret ettiğinde güneş fırtınası yaşandığı için Uranüs'ün manyetik alanında bozulma yaşandığı öne sürülmüştü.

Bilim insanları bu ihtimale dayanarak gezegende okyanus olabileceğini de iddia etmişti. 

PNAS adlı hakemli dergide 25 Kasım Pazartesi günü yayımlanan yeni bir çalışmadaysa iki gezegendeki farazi okyanusların, manyetik alandaki alışmadık duruma yol açmış olabileceği savunuluyor. 

ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsünden gezegen bilimci Dr. Burkhard Militzer, bu tuhaflığı anlamak için bir bilgisayar modeli oluşturdu. 

Modele göre gezegenlerin atmosferinin altında yaklaşık 8 bin kilometre kalınlığında su kütlesi var. Bunun altında da hidrokarbon açısından zengin bir katman, su kütlesiyle gezegenlerin çekirdeğini ayırıyor olabilir. 

Dr. Militzer, basıncın Dünya yüzeyinin 60 bin katı kadar olduğu için iki katmanın birbirine karışmadığını düşünüyor. 

Araştırmaya göre Uranüs'ün Merkür büyüklüğünde, Neptün'ün de bundan biraz daha büyük, Mars kadar bir çekirdeği var. 

Yeni çalışma, hidrokarbon tabakası konveksiyona izin vermediği için manyetik alanda bozulma yaşandığını öne sürüyor. 

Bilim insanları daha önce iki gezegenin daha homojen yapıda olduğunu düşünüyordu. Dr. Militzer, normalde hidrojen yığını altındaki su tabakasının dağılacağını söylüyor. Ancak Güneş'ten daha uzak olan buz devleri, daha az hidrojenle oluşmuş olabilir.

Bu da Jüpiter ve Satürn'le iki buz devi arasındaki farklılığa bir açıklama getiriyor. Dr. Militzer "Artık Uranüs ve Neptün'ün neden gerçekten farklı alanlara sahip olduğuna ve bunun Dünya, Jüpiter ve Satürn'den çok farklı olduğuna dair iyi bir teorimiz olduğunu söyleyebilirim" diyerek ekliyor: 

Bunu daha önce bilmiyorduk. Yağ ve suya benziyor; tek fark hidrojen kaybolduğu için yağ aşağıya iniyor.

Independent Türkçe, IFL Science, New York Times, PNAS