Londra merkezli Dar Al-Hikma yayınevinden Sosyal Medya Fıkhı kitabı

Fotoğraf: Al Riyad
Fotoğraf: Al Riyad
TT

Londra merkezli Dar Al-Hikma yayınevinden Sosyal Medya Fıkhı kitabı

Fotoğraf: Al Riyad
Fotoğraf: Al Riyad

İngiltere’nin başkenti Londra’daki Dar Al-Hikma yayınevi, Dr. Es-Seyyid Muhammad Ali el-Hüseyini’nin kaleme aldığı ‘Sosyal Medya Fıkhı: Köklendirme, Hükümler ve Kontroller’ adlı kitabı yayınladı.

Söz konusu kitap, toplumlarımıza kendini empoze eden çok önemli ve yeni bir sosyal mesele haline gelen ve sayıları hızla artan sosyal medya uygulamalarına ışık tutuyor.

İslam toplumu üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri araştırılırken, sosyal medya üzerinden iletişim kurmak, modern çağın araçlarından biri haline geldi.

Dr. Hüseyini, kitabında sosyal medyanın hüküm ve kontrollerinin kök salması, söylenti ve suç amacıyla bilgi ve haberlerin yayılması ve bu medya aracılığıyla iletilmesi konusunu inceleyerek, özellikle de ahlaki ve dini olumsuzlukları sınırlamak için bu konuya yaklaştı.

Yazar, araştırmasını kısaltmak, halkın anlamasını ve daha fazla kişinin faydalanmasını kolaylaştırmak için eserini bir kitapçık haline getirmeye çalıştı.



Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
TT

Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)

Çin'deki 3 bin yıllık kurban çukurlarında ipek kalıntıları tespit edildi. Araştırmacılar değerli lifin, dini ritüellerde kullanıldığını düşünüyor. 

Asya ülkesinin Siçuan eyaletinde yer alan arkeolojik kazı alanı Sanxingdui'de binlerce yıllık kuban çukurları ortaya çıkarılyor.

Bugüne kadar çukurlarda altın ve tunç gibi maddelerden yapılan eserlerin yanı sıra çeşitli hayvanların kalıntıları da bulunuyor.

Shang Hanedanı (MÖ 1600 - MÖ 1100) dönemine ait 6 çukurda, tunç ve yeşim taşı gibi maddelerden yapılan yanmış eserler ve kül katmanları saptanmıştı. Bazı eserlerde kumaş izleri gören bilim insanları bunun ipek olup olmadığını araştırdı.

İpek Yolu'na adını veren lif, kapsamlı ticaret yollarının kurulmasında önemli bir yere sahipti. Ayrıca eski kayıtlarda Çinlilerin ipekböceği yetiştirdiği geçse de ipeğin kolay bozunması nedeniyle geçmişi net bir şekilde belirlenemiyordu.

Bulgularını hakemli dergi Scientific Reports'ta 25 Kasım Pazartesi günü yayımlayan ekip, gelişmiş tekniklere başvurarak maddenin ipek olduğunu doğruladı.

Bilim insanları yaklaşık 3 bin yıl önceye tarihlenen çukurlarda bulunan eserlerin yanma belirtileri taşımasını dini ritüellere bağlıyor. Ekip, bunların tapınaklarda kullanıldıktan sonra "bilinmeyen nedenlerden dolayı" yer altına gömüldüğünü söylüyor.

Tunç ve yeşim taşından yapılan, "ızgara benzeri bir eşya" üzerinde tespit edilen ipek de muhtemelen ritüellerde kullanılıyordu. 

Araştırmacılar, ipeğin dini törenlerde "Cennet ve Dünya arasında iletişim kurmak için bir malzeme taşıyıcı" görevi görmüş olabileceğini öne sürüyor. 

Bu teori, ipeğin genellikle ölülerin öteki dünyayla bağlantı kurmasını sağlama amacıyla cenaze giysilerinde kullanıldığıni ifade eden tarihi metinlerle de örtüşüyor.

Bulgular, Tunç Çağı'nın ilk dönemlerinde ipeğin önemli bir yer edindiği düşüncesini destekliyor. Araştırmacılar makalede şöyle yazıyor:

Sanxingdui arkeolojik kazı alanında ipek izlerinin ve kalıntılarının ilk kez keşfedilmesi, ipeğin ritüel bağlamında kullanımına dair arkeolojik kanıtlar sunuyor ve 3 bin yıl önceki antik Shu halkının dinlerini nasıl ifade ettiğine dair daha fazla bilgi sağlıyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Phys.org, Scientific Reports