BBC'nin yeni gerilim dizisi sınıfta kaldı: "Asla geri alamayacağım bir saat"

Guardian yazarı uyarlama için "kesinlikle sıra dışı" yorumunu yapsa da izleyiciler diziyi "tam bir saçmalık" olarak nitelendirdi

Wolf'un başrollerinde Ukweli Roach, Iwan Rheon, Sacha Dhawan, Sian Reese-Williams ve Juliet Stevenson yer alıyor (BBC)
Wolf'un başrollerinde Ukweli Roach, Iwan Rheon, Sacha Dhawan, Sian Reese-Williams ve Juliet Stevenson yer alıyor (BBC)
TT

BBC'nin yeni gerilim dizisi sınıfta kaldı: "Asla geri alamayacağım bir saat"

Wolf'un başrollerinde Ukweli Roach, Iwan Rheon, Sacha Dhawan, Sian Reese-Williams ve Juliet Stevenson yer alıyor (BBC)
Wolf'un başrollerinde Ukweli Roach, Iwan Rheon, Sacha Dhawan, Sian Reese-Williams ve Juliet Stevenson yer alıyor (BBC)

BBC'nin yeni dizisi, daha ilk bölümden sınıfta kaldı. İzleyiciler dün BBC 1'da yayımlanan Wolf'u ilk gösteriminin ardından yerden yere vurdu. Henüz ilk bölümü ekranlara gelen dizi, "korkunç bir saçmalık", "kesinlikle berbat" ve "saçma sapan" olarak nitelendirildi.

6 bölümden oluşan dizi, 90'lı yıllarda kardeşini öldürdüğüne inandığı komşusunu takıntı haline getiren Dedektif Jack Caffery'nin ve bir psikopatın acımasız oyunlarının kurbanı olan zengin ailenin hikayesini anlatıyor.

Mo Hayder'ın romanından uyarlanan dizi, bu iki üzücü hikayeyi ürkütücü derecede gerilimli bir olay örgüsünde bir araya getiriyor.

Ancak dizi, yayımlanır yayımlanmaz karışık tepkiler aldı ve pek çok kişi ekranda gördükleri "yapmacık saçmalıklara" tepki gösterdi. 

Bir Twitter kullanıcısı, "BBC'nin yeni dizisi Wolf'un bu kadar komik derecede kötü olması mı gerekiyor?" diye yazdı.

Bir diğeri basitçe şunları söyledi: 

BBC'deki Wolf korkunç. Gerçekten kötü.

Bir başkasıysa "Sonuna kadar dayandım ama ne kadar kötü kurgulanmış, kötü yazılmış... Tam bir saçmalık" diye yazdı. 

Bir diğer kişi de isyan ederek şöyle yazdı:

Az önce BBC'de Wolf'u izlemeyi bitirdim. Asla geri alamayacağım bir saat.

Bir başkası da bunun BBC'de yayımlanan en kötü drama olduğunu yazdı ve ekledi:

Wolf, şimdiye kadar gördüğüm en saçma, en kötü kurgulanmış drama. Daha fazla izlemeyeceğim, saatini sabaha karşı 03'00'e kaydırsınlar ki kimse izlemesin.

Mo Hayder'ın kitaplarının hayranlarıysa serinin 7. kitabının uyarlanmasını beğenmedi ve bunun "dolandırıcılık" olduğunu ileri sürdü.

Öte yandan Guardian yazarı Lucy Mangan, "Mo Hayder'ın romanının bu uyarlaması kesinlikle sıra dışı. Bu vahşi gerilime inanmak için görülmesi gerekiyor" yorumunda bulundu.

Independent Türkçe, Daily Mail, Guardian



Yeni bulgular Ortaçağ Avrupası'ndaki at eti tüketimine dair ezberi bozdu

Avrupa'da Hıristiyanlığın kabulüyle birlikte at eti tüketiminin azaldığı düşünülse de resmi bir yasağa dair bir kanıt yok (AFP)
Avrupa'da Hıristiyanlığın kabulüyle birlikte at eti tüketiminin azaldığı düşünülse de resmi bir yasağa dair bir kanıt yok (AFP)
TT

Yeni bulgular Ortaçağ Avrupası'ndaki at eti tüketimine dair ezberi bozdu

Avrupa'da Hıristiyanlığın kabulüyle birlikte at eti tüketiminin azaldığı düşünülse de resmi bir yasağa dair bir kanıt yok (AFP)
Avrupa'da Hıristiyanlığın kabulüyle birlikte at eti tüketiminin azaldığı düşünülse de resmi bir yasağa dair bir kanıt yok (AFP)

Avrupa'nın bazı bölgelerinde Hıristiyanlığa geçildikten sonra bile at eti yenmeye devam edildiği ortaya çıktı. 

Hıristiyanlık öncesi Avrupa'da at eti tüketimi epey yaygındı. Bu alışkanlık Ortaçağ'da azalırken yazılı kaynaklar bunun başlıca nedeninin Hıristiyanlığın kabulü olduğunu öne sürüyor. Metinlere göre bu dönemde at eti yemenin "barbarlık" veya "kafirlik" olduğuna inanılıyordu.

Ancak İsveç'teki Stockholm Üniversitesi'nden László Bartosiewicz ve Macaristan'daki HUN-REN Beşeri Bilimler Araştırma Merkezi'nden Erika Gál'in araştırmasına göre daha farklı bir durum sözkonusu olabilir. 

Bulguları hakemli dergi Antiquity'de yayımlanan çalışmayı yürüten arkeologlar, Macaristan'da Ortaçağ'a ait 198 çöp çukurundaki kalıntıları inceledi. Bu çukurlar Macaristan'ın yanı sıra bugünkü Avusturya, Hırvatistan, Romanya, Sırbistan ve Slovakya'da yer alıyordu. 

Araştırmacılar hayvan kemiklerinin oranına göre atların besin olarak tüketilip tüketilmediğini anlamaya çalıştı. 

Nispeten yüksek sayıda kemik bulan ekip, bölge halkının Macaristan'ın MS 1000'de Hıristiyanlığı kabul etmesinden en az 200 yıl sonra bile muhtemelen at yemeye devam ettiğini düşünüyor. Özellikle kırsal bölgelerdeki at kemikleri, çukurlardaki çiftlik hayvanı kalıntılarının üçte birini oluşturuyordu. 

Ancak çöplüklerdeki kalıntılara göre at tüketimi, 1241-42 Moğol istilasının ardından düşüşe geçti. Araştırmacılar Macaristan'da at tüketiminin, 16. yüzyıldaki Osmanlı işgaliyle birlikte pratikte sona erdiğini öne sürüyor.

Arkeologlar 13. yüzyılda başlayan düşüşün, atların sayısının azalması ve besin yerine savaşlarda kullanılmasına öncelik verilmesinden kaynaklandığını tahmin ediyor. Ekip makalede şöyle yazıyor:

Atlar değerli savaş ganimetleriydi ve hayatta kalan atlar muhtemelen yiyecek dışındaki amaçlar için yüksek talep görüyordu.

Ayrıca Moğol istilasında, Macaristan halkının kayda değer bir bölümünün ölmesi sonucu bölgeye batıdan göçler teşvik edilmişti. Bu grupların at yerine domuz eti tercih etmesinin de gözlemlenen düşüşte rol oynaması muhtemel.

Araştırmacılar bulgulara dayanarak at eti tüketiminin dini sebeplerden değil, hayvanların sayısının azalması ve demografik değişimlerden kaynaklandığını savunuyor. Yeni çalışmada Macaristan'daki at eti tüketimi analiz edilse de Avrupa'nın farklı bölgelerinde de din dışındaki etkenler sözkonusu olabilir.

Ekip makalede "Belgelere dayanarak at eti tüketiminin terk edilmesi, genellikle Ortaçağ Avrupası'nda Hıristiyanlığın ortaya çıkışıyla ilişkilendiriliyor" diye yazıyor: 

Öte yandan açık bir yasağın yokluğunda (Yahudilik/İslam'daki domuz eti yasağı gibi), Avrupa genelinde at etinin bırakılmasında büyük ölçüde bölgesel çeşitlilikler görülüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, Popular Science, Antiquity