Genç farelerin dolaşım sistemine bağlanan yaşlıların ömrü uzadı

Fareler insan DNA'sına çok yakın bir DNA dizilimine sahip olduğu için genellikle deneylerde kullanılıyor (Unsplash)
Fareler insan DNA'sına çok yakın bir DNA dizilimine sahip olduğu için genellikle deneylerde kullanılıyor (Unsplash)
TT

Genç farelerin dolaşım sistemine bağlanan yaşlıların ömrü uzadı

Fareler insan DNA'sına çok yakın bir DNA dizilimine sahip olduğu için genellikle deneylerde kullanılıyor (Unsplash)
Fareler insan DNA'sına çok yakın bir DNA dizilimine sahip olduğu için genellikle deneylerde kullanılıyor (Unsplash)

Rus ve ABD’li araştırmacıların yürüttüğü yeni bir çalışmada, genç ve yaşlı farelerin dolaşım sistemleri 12 hafta boyunca birbirine bağlandı. 

Araştırmanın sonucunda yaşlı kemirgenlerdeki hücresel yaşlanmanın yavaşladığı ve ömürlerinin de yüzde 10 oranında uzadığı görüldü.

Harvard Üniversitesi’nden genetikçi Bohan Zhang ve meslektaşları, yaptıkları deneylerde üç aylık genç farelerle iki yaşındaki daha yaşlı kemirgenleri kullandı.

Hakemli bilimsel dergi Nature Aging'de yayımlanan araştırma makalesinde genç hayvanlardan kan nakli yapılan yaşlı kemirgenlerde trikarboksilik asit gibi düzenleyici bileşiklerin daha fazla görüldüğü ifade edildi.

Araştırmacılara göre bu durum, daha uzun yaşamayı sağlayan gen ifadesinin arttığı anlamına geliyor.

Öte yandan Zhang ve meslektaşlarının çalışması, deneye katılan genç fareler için olumlu sonuçlar vermedi. İşlem sonucunda bu farelerin ömürlerinin kısaldığı saptandı.

Aynı sonuçlar insanlar için de geçerli mi?

Son dönemde özellikle ABD'li zenginler arasında da gençlerden kan nakli yaptırma modası var. İşleme başvuranlar bu şekilde genç kalabileceklerine inanıyor.

Öte yandan uzmanlar insanlar üzerinde yapılan bu uygulamanın herhangi bir bilimsel temeli olmadığını vurguluyor.

ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), 2019'da genç kalma amacıyla yapılan kan nakline karşı uyarı yayımlamıştı.

Açıklamada, "Genç donörlerden alınan plazma infüzyonunun yaşlılığı iyileştirmek, hafifletmek, tedavi etmek veya önlemek için kanıtlanmış hiçbir klinik faydası yoktur. Ayrıca herhangi bir plazma ürününün kullanımıyla ilişkili riskler mevcut" ifadelerine yer verilmişti.

Son çalışmada yapılan deneyde ise farelerin bu işleme 12 hafta boyunca maruz bırakılması da ayrıca soru işareti yaratıyor.

Zira fareler için 12 haftalık bir zaman, insanlarda 8 yıla denk geliyor. Yani sonuçlar insanlar için geçerli olsa da söz konusu etkilerin ortaya çıkması için pratikte uygulanması mümkün olmayan bir süre gerekiyor.

Duke Üniversitesi'nden hücre biyolojisi uzmanı James White, "Çalışmada gözlemlediğimiz etkiyi sağlayan unsurlar son derecede önemli. Ancak bunların ne olduğu tam olarak bilinmiyor" diye konuştu:

Proteinler mi, metabolitler mi, genç farenin sağladığı yeni hücreler mi? Ya da genç fare, eski ve yaşlanan kanın dengelenmesini mi sağlıyor?

Independent Türkçe, Science Alert, Gıda Hattı



Kuantum bilgisayar, zaman kristaline dönüştürüldü

Aynı anda birden fazla işlem yapabilen kuantum bilgisayarlar, hesaplama hızında çığır açacak (Reuters)
Aynı anda birden fazla işlem yapabilen kuantum bilgisayarlar, hesaplama hızında çığır açacak (Reuters)
TT

Kuantum bilgisayar, zaman kristaline dönüştürüldü

Aynı anda birden fazla işlem yapabilen kuantum bilgisayarlar, hesaplama hızında çığır açacak (Reuters)
Aynı anda birden fazla işlem yapabilen kuantum bilgisayarlar, hesaplama hızında çığır açacak (Reuters)

Bilim insanları ilk kez bir kuantum bilgisayarı zaman kristaline dönüştürdü. Yeni çalışma, kuantum bilgisayarların gürültü sorunu çözme potansiyeli taşıyor. 

Hesaplama gücünü muazzam derecede artırarak teknolojiden sağlığa pek çok alanda devrim yaratması beklenen kuantum bilgisayarlar, halihazırda bazı engelleri aşmaya çalışıyor. 

Bu sistemlerin en önemli özelliklerinden biri kuantum dolaşıklığı. Kuantum fiziğine özgü bu durum, iki benzer parçacık arasında uzun mesafeler olsa da birbirlerini etkileyebilmesini ifade ediyor. 

Ancak parçacıkların ses gibi çevredeki diğer şeylerle de "dolaşması" bilgisayarın düzgün çalışmasını engelliyor.

Son yıllarda zaman kristallerinin bu sorunu çözebileceği öne sürülse de somut bir sonuç elde edilemiyordu.

İlk kez 2012'de Nobel ödüllü fizikçi Frank Wilczek'in ortaya attığı zaman kristalleri, 2017'de deneyle kanıtlandı. 

Zaman kristalleri, atomların uzay yerine zaman içinde periyodik şekilde düzenlendiği bir madde türü. 

Onları özel kılan şeyse, sürekli bir dış kaynağa ihtiyaç duymadan farklı durumlar arasında salınmaya devam etmeleri. Bu sistemler, salınımlar sırasında her zaman en düşük enerji seviyesini koruyor. 

Topolojik diye tanımlanan zaman kristali türünün, kuantum bilgisayarların gürültüden etkilenme sorununu çözebileceği bir süredir öne sürülüyor.

Bu kristaller, topolojik düzen denen bir özellik sayesinde sistemdeki bölgesel değişimlerden etkilenmiyor. Bu nedenle gürültü sonucu kuantum dolaşıklığının bozulmasının önüne geçebileceği tahmin ediliyordu.

Hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan bir makalede, bunun mümkün olduğu gösterildi. 

Bilim insanları bir kuantum işlemcisi geliştirerek topolojik zaman kristali gibi davranmasını sağladı. 

Araştırmacılar, sistemin dış etkenlere karşı düzgün çalışmayı sürdürdüğünü kaydetti. Ancak gürültü artırıldığında zaman kristali özelliğini kaybetti. 

Ekip ayrıca bulguların, teorideki tahminlerle uyuştuğunu da söylüyor. 

Bilim insanları sistemin geliştirilmesiyle, kuantum bilgisayarların gürültü sorununu çözebileceğini düşünüyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Nature Communications