Keanu Reeves'in ünlü soygun filmi 100 banka soyan hırsızdan tam not aldı

"Zamanlama tam isabet"

Reeves, 103 milyon dolardan fazla hasılat yapan filmde rol aldığı sırada 27 yaşındaydı (20th Century Fox)
Reeves, 103 milyon dolardan fazla hasılat yapan filmde rol aldığı sırada 27 yaşındaydı (20th Century Fox)
TT

Keanu Reeves'in ünlü soygun filmi 100 banka soyan hırsızdan tam not aldı

Reeves, 103 milyon dolardan fazla hasılat yapan filmde rol aldığı sırada 27 yaşındaydı (20th Century Fox)
Reeves, 103 milyon dolardan fazla hasılat yapan filmde rol aldığı sırada 27 yaşındaydı (20th Century Fox)

Eski bir banka soyguncusu, Keanu Reeves'in meşhur soygun filmi Kırılma Noktası'nın (Point Break) hayranlarıyla aynı fikri paylaşarak, bazı tasvirlerdeki kusurlarına rağmen filme mükemmel bir puan verdi. 

Başrollerde Keanu Reeves ve Patrick Swayze

1991'de gösterime giren film, suçlu olduğuna inanılan bir grup sörfçüyü araştırmak üzere gizli göreve giden FBI ajanı Johnny Utah'ı merkeze alıyordu. 

Filmin oyuncu kadrosunda Utah'ı canlandıran Reeves'in yanı sıra Patrick Swayze, Gary Busey, Lori Petty ve John C. McGinley bulunuyordu.

"Bunu asla yapmadım"

Kırılma Noktası, yıllar içinde kendine sadık bir hayran kitlesi edindi. Oscarlı Kathryn Bigelow'un yönetmenliğiyle parlayan filmdeki aksiyonun dozu ve başarılı performanslar, hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından övgüyle karşılandı. 

Eski banka soyguncusu Cain Vincent Dyer, Insider için Kırılma Noktası'ndaki soygun sahnesini inceledi. 

Eski soyguncu Dyer, yetkililere teslim olmadan önce 1999 ve 2001 arasında Kaliforniya'da 100'den fazla banka soymuştu.

Dyer, müşterilerin kollarını havaya kaldırması veya soyguncuların maske takmalarıyla ilgili bazı sıkıntılı noktaları açıklarken, filmin böyle bir durumdaki gerilimi genel olarak tasvir etme şeklinden övgüyle bahsetti. 

Pek çok banka soygununda, soyguncuların içeri girip müşterilere ve veznedarlara yere yatmaları ya da ellerini kaldırmaları için bağırdıklarına tanık oluyoruz. Bu benim kesinlikle uzak durduğum bir şey. Bunu yapmalarının ardında, hareketin mutlak kontrolüne sahip olmak yatıyor.

Dyer, geçmişteki tecrübelerinde kimseden yere yatmasını ya da ellerini kaldırmasını istemediğini anlattı:

Eğer bankaya gelen bir müşteriyseniz ve içeride ellerini kaldırmış ya da yere uzanmış bir grup insan görürseniz, içeri girmezsiniz. Yapacağınız ilk şey polisi aramak olur.

Zamanlama tam isabet

Filmde soyguncuların taktığı plastik maskelere de değinen eski hırsız, sözlerini şöyle sürdürdü:

Maske takmanın kötü yanlarından biri: İnsanları burada kötü bir şeyler olacağına dair uyarıyorsunuz. Ben gözlük ve beyzbol şapkası takardım çünkü kimsenin beni soygun yapmaya hazır bir şekilde bankaya doğru yürürken görmesini istemezdim.

Filmdeki zamanlama detayıyla ilgili de konuşan Dyer, Kırılma Noktası'nın mantıklı bir yaklaşım sergilediğini doğruladı:

Bir buçuk dakika içinde girip çıkmak, tam isabet. Bir bankaya girdiğinizde ve alarm kurulduğunda, kolluk kuvvetlerinin gelmesi bankaya göre nerede olduğuna bağlı olarak, genellikle yaklaşık bir buçuk dakika sürer.

10 üzerinden 10

Filmdeki soyguncuların kasayı ele geçirmeye çalışmak için çok fazla zaman harcamak yerine veznelerdeki paraları alıp hızlıca kaçtığına değinen Dyer, grup tarzı soygunlarda bu yöntemin tercih edildiğini de sözlerine ekledi.

Kırılma Noktası'na 10 üzerinden 10 vermeliyim.

Independent Türkçe, Insider, ScreenRant



Adrien Brody, SNL'e konuk olmasının yasaklandığını yalanladı

Adrien Brody, meşhur Jamaika aksanı nedeniyle SNL'e konuk olmasının yasaklandığını yalanladı (AFP)
Adrien Brody, meşhur Jamaika aksanı nedeniyle SNL'e konuk olmasının yasaklandığını yalanladı (AFP)
TT

Adrien Brody, SNL'e konuk olmasının yasaklandığını yalanladı

Adrien Brody, meşhur Jamaika aksanı nedeniyle SNL'e konuk olmasının yasaklandığını yalanladı (AFP)
Adrien Brody, meşhur Jamaika aksanı nedeniyle SNL'e konuk olmasının yasaklandığını yalanladı (AFP)

Adrien Brody, meşhur bir skecin ardından Saturday Night Live'a (SNL) geri dönmesinin yasaklandığı iddialarına yanıt verdi.

Kısa süre önce The Brutalist'teki rolüyle Altın Küre kazanan aktör, Mayıs 2003'te SNL'i sunmuştu ve ABD'deki skeç programında bir daha hiç yer almadı.

Yıllar içerisinde Brody'nin bir daha konuk alınmamasının bölümündeki tartışmalı bir an yüzünden olduğu iddia edilmişti. New Yorklu olmasına rağmen Brody, Jamaika'nın başkenti Kingston'da doğmuş rapçi Sean Paul'u, rasta peruğu takarak abartılı bir Jamaika aksanıyla beceriksiz bir şekilde sunmuştu.

Yeni filmi "bir başyapıt" diye nitelenen aktöre, programın yapımcıları tarafından bir daha geri dönmesinin yasaklandığına dair söylentiler sorulduğunda Brody, Vulture'a durumun aslında böyle olmadığını söyledi.

Ancak bir daha programı sunmak üzere çağırılmadığını da kabul etti:

Yani, ne diyebilirim bilmiyorum.

Brody, Paul'u bu şekilde tanıtma fikrini ortaya attığında tüm yapımcıların "kelimenin tam anlamıyla şaşıp kaldığını" ama teklifini onaylayarak ona peruğu temin ettiklerini açıkladı.

Aktör, kostümlü provada yapımcı Lorne Michaels'ın "biraz abartmış olmasından memnun kalmadığını" ama sonuçta Paul'u bu şekilde sunmasına "izin verildiğini" söyleyerek ekledi:

Tuhaf bir şekilde bunu yapmak için oranın güvenli bir alan olduğunu düşünmüştüm.

Bu an SNL kayıtlarından neredeyse tamamen silinmişti ve programın resmi sayfalarının hiçbirinde izlenemiyor.
 

ertbf
Adrien Brody'nin Jamaikalı aksanı SNL kayıtlarından silinmişti (YouTube)

Röportajın başka bir anında Brody'ye kariyerindeki bir başka tartışmalı an, 2003'te Piyanist'le (The Pianist) En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını alırken Halle Berry'yi aniden öpmesi soruldu. Ancak yayın kuruluşu, Brody'nin bu gönderme karşısında "dehşete düştüğünü" ve "bu konuda bir şey söylemeyi reddettiğini" belirtti.

Aktörün, pazar günü (5 Ocak) Altın Küre'de Drama Dalında En İyi Film ve Brady Corbet'la En İyi Yönetmen ödüllerini kazanan The Brutalist'teki rolüyle Oscar'a aday olacağı tahmin ediliyor.

30 yıllık bir süreyi anlatan film, Macaristan doğumlu Yahudi mimar László Tóth'un (Brody) Holokost'tan kurtulup eşiyle (Felicity Jones) birlikte ABD'ye göç ettikten sonra, hayatının akışını değiştiren gizemli Harrison Lee Van Buren'la (Guy Pearce) karşılaşmasını konu alıyor.

Daha önce Bir Liderin Çocukluğu (The Childhood of a Leader) ve Vox Lux gibi filmleri çeken Corbet "1950'lerin geniş ekran deneyimlerini yansıtmak" için 70 mm lensle çekilen ve 15 dakikalık bir araya sahip olan 215 dakikalık epik yapımı 7 yılda tamamlamıştı. Filmin senaryosunu The World to Come'ın yönetmeni Mona Fastvold'la yazmıştı.

Birleşik Krallık'ta 24 Ocak'ta gösterime girecek film, Türkiye'de 31 Ocak'ta sinemalarda.
Independent Türkçe