Hiçbir üyesi Koreli olmayan K-pop grubu Blackswan

"Bir K-pop grubunda olan her şey bizde de var"

K-pop grubu, Koreli hayranlarının kendilerine genellikle önyargıyla yaklaşmadığını söyledi (Instagram / @blackswan___official)
K-pop grubu, Koreli hayranlarının kendilerine genellikle önyargıyla yaklaşmadığını söyledi (Instagram / @blackswan___official)
TT

Hiçbir üyesi Koreli olmayan K-pop grubu Blackswan

K-pop grubu, Koreli hayranlarının kendilerine genellikle önyargıyla yaklaşmadığını söyledi (Instagram / @blackswan___official)
K-pop grubu, Koreli hayranlarının kendilerine genellikle önyargıyla yaklaşmadığını söyledi (Instagram / @blackswan___official)

ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN, hiçbir üyesi Koreli olmayan K-pop grubu Blackswan'la söyleşi yaptı. 

Grup üyelerinden Senegalli Fatou Samba, "Biz Korece konuşuyoruz. K-pop, Kore popudur. Yani dil olduğu sürece müziğimiz halen K-pop sayılır" dedi. 

20 yaşındaki Brezilyalı Gabi Dalcin de grup arkadaşına katılarak, "Bir K-pop grubunda olan her şey bizde de var" ifadelerini kullandı. 

Haberde, K-pop gruplarına seçilecek kişilerin çok genç yaşta şan ve dans eğitimi programlarına alındığına dikkat çekti. Blackswan üyeleri de farklı süreler boyunca eğitimlere katıldı. 

Fatou, merkezi Güney Kore'nin başkenti Seul'de yer alan müzik şirketi DR Music'in eğitimlerine girdiklerini ve yoğun bir programla kendilerini geliştirdiklerini belirtti. 

28 yaşındaki sanatçı, Korece öğrenmek ve dans koreografilerini ezberlemek için büyük çaba gösterdiklerini ifade ederek, şunları söyledi: 

Eğitmenler canınız acısa da, ağlasanız da, vücudunuz çökecekmiş gibi hissetseniz de her şeyi yapmanızı bekliyor. Size bir pozisyonda kalmanızı söylüyorlarsa, o pozisyonda kalmak zorundasınız.

Müzik şirketinin CEO'su Yoon Deung-ryong ise başarıya ulaşmak isteyen K-pop sanatçıları için bu eğitimlerin şart olduğunu söyledi. Yoon, Avrupa veya Güney Amerika'dan gelen gençlerin "bağımsız yetiştirildiğini ve bu nedenle talimatları uygulamakta güçlük çektiğini" belirtti. 

Grubun 19 yaşındaki Hindistanlı üyesi Sriya Lenka ise Blackswan'ın farklı ülkelerden gençlere hitap ettiğini söyleyerek, ailesinin de kendisine büyük destek verdiğini ifade etti.

Fatou, grupta Koreli olmadığı için kendilerine özellikle uluslararası müzik camiasında şüpheyle yaklaşıldığına dikkat çekti. Genç sanatçı, bunun aslında ilham verici olacağını belirterek, şunları söyledi: 

Farklı ülkelerde farklı ten renklerine sahip milyonlarca K-pop hayranı var.  Grubumuz, onları ‘biri siyah, biri Hintli, biri ABD'den, öteki de Brezilya'dan ama yine de başardılar. Demek ki biz de başarabiliriz' diye düşünmeye itecek.

Grubun, 4. üyesi olan NVee sahne adıyla bilinen 24 yaşındaki ABD'li Alena Smith ise söyleşide yer almadı.

Independent Türkçe, CNN



Bilim insanları mesajlara "görüldü atılmasını" yaygın bir alışkanlığa bağladı

Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
TT

Bilim insanları mesajlara "görüldü atılmasını" yaygın bir alışkanlığa bağladı

Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)

Araştırmacılar, mesajlaşırken ifadeleri kısaltan kişilerin "samimiyetsiz" göründüğünü tespit etti. Yeni çalışmaya göre bu kişilerin mesajlarına cevap almama ihtimali de artıyor.  

Pek çok kişi mesajlaşırken kelimeleri veya uzun ifadeleri birkaç harfle yazarak kısaltıyor. İnternetin ilk yıllarından miras kalan bu alışkanlık yazışmayı kolaylaştırırken kendine has bir çevrimiçi dil de ortaya çıkarıyor. 

Fakat ABD'deki Stanford Üniversitesi'nin yeni çalışmasına göre mesajlarda kısaltma kullanmak özellikle yeni bir ilişkinin başlangıcında olumsuz bir etki yaratabilir. 

Araştırmacılar, 37 ülkeden 5 bin 300'den fazla katılımcının mesajlarını inceledi ve onlarla anketler yaptı. Flört uygulamaları ve sohbet odalarını kullanan kişilerin kısaltma içeren ve içermeyen konuşmalardaki davranışları da incelendi.

Katılımcılar kendilerine gösterilen mesajları, samimiyet, çaba ve cevap verme isteği üzerinden değerlendirdi. 

Bilim insanları daha güvenilir bir sonuç almak adına farklı bağlamlardaki sohbetleri çalışmaya dahil etti.

Bulgularını Journal of Experimental Psychology: General adlı hakemli dergide yayımlayan araştırmacılar, kısaltma kullanmanın genellikle karşı tarafa samimiyetsiz geldiğini kaydetti. Ekip, kişilerin yakınlığı veya mesaj uzunluğu değiştiğinde bile kısaltmaların olumsuz etkisinin sürdüğünü gözlemledi.

Ayrıca bu davranışı sergileyen kişilerin yanıt alma olasılığının daha düşük olduğu saptandı. 

Diğer yandan çalışmanın başında yapılan anketlerde katılımcıların yüzde 99'u kısaltma kullandığını ve yüzde 84'ü bu davranışın rahatsızlık vermeyeceğini düşündüğünü bildirdi.

Yüzde 4'lük bir kısım da kısaltmaların karşı tarafın hoşuna gitmesini bekliyodu. 

Makalenin başyazarı David Fang "Mesajlaşan kişilerin kısaltmalardan hoşlanabileceğini düşündük çünkü gayriresmi bir yakınlık hissi uyandırıyordu" diyerek ekliyor: 

Bu nedenle kısaltmaların bunları kullanan kişiler hakkında olumsuz algılara yol açması bizi şaşırttı.

Araştırmacılar, kısaltmaların çaba göstermemek gibi algılandığı için böyle bir etki yarattığını düşünüyor. 

Fang, "Bulgularımız, örneğin bir ilişkinin başlangıcı ya da iyi bir izlenim bırakmamız gerektiği durumlar gibi, özellikle daha samimi görünmek ve sosyal bağları güçlendirmek istediğimizde önem kazanıyor" diye açıklıyor. 

Diğer yandan kısaltmalar her durumda kötü olmak zorunda değil. Fang, "Örneğin kuryeyle hızlıca mesajlaşırken, daha samimiyetsiz görünmeyi kabul etmek mantıklı olabilir" diyor.

Daha önceki bir araştırmada emoji kullanımının yanlış anlaşılmaya yol açabileceği bulunmuştu. Farklı ülkelerden katılımcılarla yürütülen çalışmada, emojilerin anlamının cinsiyet, kültür ve yaşa göre değiştiği görülmüştü.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Study Finds, Journal of Experimental Psychology: General