Sudan'da eser yaratıcılığı, savaşın etkisi altında

Ülkenin eserleri, mücadeleyi konu alan pek çok içerik ve gelinen aşamanın tanıklarının hissettikleri "iç mağlupluk" ile dolu

Sudan'da 1980'lerin ortasından bu yana yaratıcı yazarlık savaş tarihiyle aynı (Independent Arapça)
Sudan'da 1980'lerin ortasından bu yana yaratıcı yazarlık savaş tarihiyle aynı (Independent Arapça)
TT

Sudan'da eser yaratıcılığı, savaşın etkisi altında

Sudan'da 1980'lerin ortasından bu yana yaratıcı yazarlık savaş tarihiyle aynı (Independent Arapça)
Sudan'da 1980'lerin ortasından bu yana yaratıcı yazarlık savaş tarihiyle aynı (Independent Arapça)

İsra eş-Şaher

Sudan yaratıcılığı, ülkenin uzun yıllardır tanık olduğu acıların gölgesinde savaş hafızasını zenginleştiriyor.

Savaşlar, ardı ardına gelen krizler, yoksulluk ve diğer zorluklar pek çok kişi arasında bu yöndeki yaratıcılığı körüklüyor.

Yüzlerce Sudanlı yaratıcı şiir, düzyazı, roman ve oyun yazdı ve eserlerin çoğunda savaşların etkisi açık bir şekilde görülüyor. 

Eski Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in rejimi, özellikle 2003 yılında Sudan'ın batısındaki Darfur'da meydana gelen savaş trajedilerini yansıtan kitaplar yasaklandığı için yazma ve yayınlama özgürlüğüne tolerans göstermemişti.

Bazı yazarlar, özellikle de 2011'deki ayrılmadan önce güneydeki savaşla ilgilenenler, kitaplarının Sudan'daki kitap fuarına katılmasının engellenmesi kriziyle karşı karşıya kalmıştı. 

O dönemde etkilenenlerin en dikkat çekeni, eserlerinde Darfur halkının trajedilerini konu alan, özellikle de 'Darfur'un Mesihi' romanıyla dikkat çeken romancı Abdülaziz Baraka Sakin oldu.

Birçok dile çevrilen ve önemli ödüller kazanan romanları, yaygın etnik temizliğe maruz kalan insanların acılarının dünyaya duyurulmasına katkıda bulundu.

Savaşla dolu bir hafıza

Sudanlı yazar, onlarca yıldır savaşın trajedilerini ve halkının yaşadıklarını dile getirdi ve 1980'li yıllar, ülkelerinde çeşitli savaşlar yaşayan yazarların anılarının zenginleşmesine katkıda bulundu. 

Bu bağlamda romancı Atıf Hac Said "1980'lerin ortasından bu yana Sudan'da yaratıcı yazarlığın tarihi, savaş tarihidir. Zira savaşlar 1980'lerin başında patlak verdiğinden bu yana sona ermedi. Evet, ülke çok kısa ateşkeslere tanık oldu ancak savaşlar hiçbir zaman durmadı, aksine yaratıcıların anısına gölge düşürdü. Savaş, birçoğu için edebi eserlerinde farklı şekillerde ele aldıkları popüler bir konu haline geldi" dedi.

Bu savaşların özellikle bölge halkı üzerindeki etkisine bakıldığında, Said "Sudan'ın eserleri, savaşı konu alan birçok eserle, özellikle de savaş ve çatışma bölgelerine mensup yazarların eserleri ile dolu" diye açıkladı. 

Mevcut Hartum savaşı ve bunun yaratıcılar üzerindeki gelecekteki etkisi ile ilgili olarak, "Bu katliam, şehir meseleleri ve toplumsal sınıflarla meşgul olan toplumsal hafızayı besleyerek bizim için alışılmadık edebi eserler üretecek. Hartumlu yazarların şu anda bu savaş hakkında yazmalarını beklemiyorum çünkü onlar şu anda bir şok döneminde yaşıyorlar. Bu savaşla ilgili duyguların olgunlaşması ve savaşla ilgili fikirlerin iyice mayalanması yıllar alacak" ifadelerini kullandı. 

Sınırsız gerçekçilik

Alışılmadık çalışmalar, özellikle de gerçeği olduğu gibi yansıtanlar herkesin ilgi odağı oluyor ve yazı yarışmalarda uzun süre inceleniyor ve sık sık önemli yazı ödüllerini kazanıyor.

Bu bağlamda, adını gizli tutmayı tercih ettiğini belirten ve 8'den fazla edebiyat ödülü kazanan Sudanlı bir yazar, "Yazı yarışmaları her zaman her ne kadar bazı fantezilerle gölgelenmiş olsa da, gerçekçilik içeren eserlere ve savaşlar da bir gerçeklik olarak kalacaktır. Bununla birlikte çoğu kişi tarafından bilinmemektedir ve gerçeğini yalnızca onu yaşayanlar bilebilir. Bu nedenle okuyucunun, savaşa ve savaşta yaşananlara ilişkin gerçekleri yaratıcı çalışmalarla öğrenmeye çok istekli olduğunu görüyoruz. Biz de bu gerçeği yansıtmak için yazıyoruz ve Aralık devriminde olduğu gibi önümüzdeki dönemlerde Sudanlı yazarlar tarafından savaşla ilgili çok sayıda edebi eserin yayımlanmasını bekliyorum, zira bu da yazarların hayal gücünün zenginleşmesine katkı sağladı" ifadelerini kullandı. 

Savaşın etkisi sadece edebi üretim alanındaki yazarlara sınırlı kalmadı, mevcut durum sinema ve tiyatro sektörüyle ilgilenenlerin hayal gücünde birçok sahnenin çizilmesine katkıda bulunuyor.

Bununla birlikte bu sektör uzun yıllar süren mücadele ve ötekileştirme nedeniyle acı çekmeye devam ediyor.

Sudan sineması devrimden önce sınırlı kalmıştı. Devrim Sudanlı yapımcıların uluslararası ödül kazanan çeşitli filmlere katılımıyla niteliksel bir değişime yol açtı.

Bu noktada, "Mevcut gerçeklik, Sudanlı film yapımcılarına şu anda Sudan sokaklarında olup bitenleri yansıtan işler üretme konusunda ilham vermeye katkıda bulunacak mı?" sorusu da karşımıza çıkıyor. 

Film eleştirmeni Heysem et-Tayyib, şöyle konuştu:

Savaş, ayrıntılarıyla her zaman yaratıcılar için içsel bir yenilgi yaratır ve kendilerini çaresiz hissetmelerine neden olur. Bu durumu önlemek için bir şeyler yapmaları gerekiyor. Bununla birlikte savaşı destekleyen ve barışı yenilgiye uğratan pek çok durum var ve bu, yaratıcılıkta çokça ele alınan bir fikri teşkil ediyor.

Ayrıca Tayyib, "Savaş, yaratıcının yaşama arzusunu öldürür zira neden, nasıl ve ne kadar süreyle ve 'herhangi bir çözümü var mı' gibi soruları gündeme getirir. Tüm içerik oluşturanlar, seslerinin olmadığına, gerçekliğin artık bir katil olduğuna ve Sudan halkının bir parçası olarak yaratıcının öldürüldüğüne ikna olmuştur ve hayata devam eden bir ölünün olup olmadığını sorgular" ifadelerini sözlerine ekledi. 

Independent Arabia - Independent Türkçe



Blake Lively'den rol arkadaşına taciz davası

Öpüşme sahneleri nedeniyle Katar'da yasaklanan Bizimle Başladı Bizimle Bitti, Türkiye'de 16 Ağustos'ta gösterime girmişti (Sony Pictures Releasing)
Öpüşme sahneleri nedeniyle Katar'da yasaklanan Bizimle Başladı Bizimle Bitti, Türkiye'de 16 Ağustos'ta gösterime girmişti (Sony Pictures Releasing)
TT

Blake Lively'den rol arkadaşına taciz davası

Öpüşme sahneleri nedeniyle Katar'da yasaklanan Bizimle Başladı Bizimle Bitti, Türkiye'de 16 Ağustos'ta gösterime girmişti (Sony Pictures Releasing)
Öpüşme sahneleri nedeniyle Katar'da yasaklanan Bizimle Başladı Bizimle Bitti, Türkiye'de 16 Ağustos'ta gösterime girmişti (Sony Pictures Releasing)

Ünlü oyuncu Blake Lively, bu yaz gösterime giren Bizimle Başladı Bizimle Bitti'de (It Ends With Us) birlikte rol aldığı Justin Baldoni'ye dava açtı.

Baldoni'nin, Lively'yi cinsel taciz olarak değerlendirilebilecek davranışlarla rahatsız ettiği öne sürülüyor.

40 yaşındaki Baldoni, Colleen Hoover'ın çok satan romanından beyazperdeye uyarlanan filmin yönetmenliğini de üstlenmişti. 

Ajansı aktörle yollarını ayırdı

Hollywood Reporter, Lively'nin cuma günü yaptığı şikayetin ardından yetenek ajansı WME'nin Baldoni'yi temsil etmeyi bıraktığını yazdı.

Kaynaklar, Baldoni'ye kararın cumartesi günü bildirildiğini söyledi. WME aynı zamanda Lively'yi de temsil ediyor. Ajans, Amerikalı aktrisin iddialarının ciddiyetinden dolayı hızlı bir şekilde harekete geçti. 

Filmin set sürecinde de iki isim arasında gerginlikler yaşandığı bildirilmişti.

Lively, Baldoni ve çalışma arkadaşlarını cinsel tacizle suçlamakla kalmadı, aynı zamanda itibarını yok etmek için koordineli bir çaba harcadıklarını da öne sürdü. 

Şikayete göre Lively ve Baldoni arasında, Hollywood grevlerinin sona ermesinin ardından bir toplantı yapıldı. Lively'nin eşi Ryan Reynolds'ın da toplantıda hazır bulunduğu bildirildi.

Kilolarından şikayet etmiş

İddiaya göre sözkonusu toplantıda Baldoni, Lively'nin fazla kilolarından şikayet etti. Bununla da kalmayarak uygunsuz şekilde cinsel yaşamından bahsettiği ve dini inancını açıklaması yönünde Lively'ye baskı yaptığı öne sürüldü.

Lively'nin şikayetine göre Baldoni, Sony Pictures tarafından onaylanan senaryoya daha fazla seks sahnesi eklemek istedi. Lively ise bu sahnelerin eklenmesine karşı çıktı.

Popüler dizi Jane the Virgin'in yıldızı Baldoni'nin avukatı Bryan Freedman, iddiaları "utanç verici", "ciddi ve kategorik olarak yanlış" diye niteledi.

Ryan Reynolds, Instagram'dan engellemiş

Öte yandan Ryan Reynolds'ın, eşinin cinsel taciz davası açmasından aylar önce Baldoni'yi Instagram'da engellediği öne sürüldü.

Bir döneme damgasını vuran gençlik dizisi Gossip Girl'ün 37 yaşındaki yıldızı Lively, 40 yaşındaki Baldoni'nin filmin yapım sürecinde toksik bir işyeri ortamı yarattığını öne sürüyor. Baldoni bu iddiayı şiddetle reddediyor.

Bizimle Başladı Bizimle Bitti, aile içi şiddet gibi hassas bir konuya ve toksik bir ilişkiyi sürdürmekle ayrılmak arasında kalan bir kadının verdiği mücadeleye odaklanıyordu.

Filmde 37 yaşındaki Lively, bir beyin cerrahına aşık olan ve çocukluk arkadaşının gelişiyle ilişkisi giderek daha karmaşık bir hal alan çiçekçi Lily Bloom'u canlandırıyordu. 

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter, Daily Mail