Dövüş Kulübü'nün yazarı, meşhur filmde neyi sevmediğini açıkladı

"Bunu zamanla kabul etmeye başladım"

1999 yapımı filmde Edward Norton ve Brad Pitt'e Helena Bonham Carter eşlik etmişti (20th Century Studios)
1999 yapımı filmde Edward Norton ve Brad Pitt'e Helena Bonham Carter eşlik etmişti (20th Century Studios)
TT

Dövüş Kulübü'nün yazarı, meşhur filmde neyi sevmediğini açıkladı

1999 yapımı filmde Edward Norton ve Brad Pitt'e Helena Bonham Carter eşlik etmişti (20th Century Studios)
1999 yapımı filmde Edward Norton ve Brad Pitt'e Helena Bonham Carter eşlik etmişti (20th Century Studios)

Dövüş Kulübü'nün (Fight Club) beyazperde uyarlaması, kaynağına büyük ölçüde sadık kalsa da hikayede yapılan önemli bir değişiklik, yaratıcısı Chuck Palahniuk'u rahatsız etmiş.

1996 tarihli aynı adlı romandan uyarlanan film, ismi açıklanmayan bir beyaz yakalının, asi Tyler Durden'la tanıştıktan sonra değişen hayatını ve kurduğu kulübü konu alıyordu. 

Başrollerini Edward Norton'la Brad Pitt'in paylaştığı ve David Fincher'ın yönettiği film, gösterime girdiğinde eleştirmenleri kutuplaştırmış ancak daha sonra kült bir klasik haline gelmişti.

Yeni romanı Not Forever, But For Now'ın (Sonsuza Kadar Değil, Şimdilik) tanıtımı için Variety'ye röportaj veren Palahniuk, Dövüş Kulübü'nü değerlendirdi. 

Vizyona girmesinden bu yana geçen yıllar içinde uyarlamada kendisini rahatsız eden herhangi bir bölüm olup olmadığı sorulduğunda yazar, filmin sonunu işaret etti.

20. romanını yayımlayan 61 yaşındaki yazar, saatli bomba sahnesinin hikayeye bakışına uymadığını söyledi:

Filmin sonuna doğru geri sayan saatli bombanın hiç de hayran değildim. Senarist Jim Uhls bunu araya sıkıştırdı çünkü belli ki böyle bir kinaye var. Ben de zamanla bunu kabul etmeye başladım.

*Bundan sonrası spoiler içerir, bizden uyarması* 

Dövüş Kulübü'nün sonunda Edward Norton'ın canlandırdığı anlatıcı, Tyler'ın aslında kendi içinde bölünmüş bir kişilik olduğunu fark ediyor ve onu öldürmek için silahı kendine çeviriyordu. 

Ancak kitapta Tyler'ın farklı bir planı vardı ve anlatıcıyla birlikte patlamada ölmeyi tasarlıyordu. Filmdeki bir diğer değişiklik de Tyler'ın planının başarılı olmamasıydı. Kitabın sonunda anlatıcı yine kendini vuruyor ve hayatta kalarak akıl hastanesine yatırılıyordu. 

Independent Türkçe



Dünyanın en eski futbol sahası keşfedildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Dünyanın en eski futbol sahası keşfedildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bir tarihçi, İskoçya kırsalında Solway Firth yakınlarındaki bir sahanın muhtemelen dünyanın en eski futbol sahası olduğunu iddia etti.

Saha 1600'lü yıllarda, yani İngiltere'de bu sporun kuralları ilk kez belirlenmeden yaklaşık iki asır önce futbol maçlarına ev sahipliği yapıyordu.

Spor tarihçisi Ged O'Brien, 1600'lerin başında Rahip Samuel Rutherford tarafından yazılan ve Sebt günü öğleden sonraları sahada "insanların futbol oynadığını" belirten mektuba işaret etti.

Sahada sık sık yapılan futbol maçlarının Sebt gününü bozmasına kızdığı anlaşılan peder, cemaat üyelerine maçları durdurmak için sahaya büyük taşlar yerleştirmelerini emretmiş.

O'Brien, bazıları bugün hâlâ yerinde duran taşların, futbol oynayanları durdurmak için geçici bariyer olarak sahaya döşendiğini belirtti.

The Times'a, "Bu, futbol tarihinde okuduğum en önemli cümlelerden biri" diye konuştu.

Çünkü futbol sahasının tam nerede olduğunu belirtiyor. Her zaman futbolun İskoçya'da yüzlerce yıldır oynandığını düşündüm. Çete futbolu değil, gerçek futbolun.

Sahadan alınan toprak üzerinde yapılan laboratuvar testleri, kayaların Rutherford'un mektubunun yazıldığı tarihlerde tarım arazisine yerleştirildiğini doğruladı.

Bu bilgiler bir araya getirildiğinde, İngiltere'de 1863'te Futbol Federasyonu kurulmadan birkaç yüzyıl önce futbolun organize bir şekilde oynandığı anlamı çıkıyor.

1600'lerde oynanan futbolun daha vahşi ve kaotik olduğu, birkaç düzine kişinin bir domuz mesanesini şehrin bir ucundan diğer ucuna kovaladığı ve tekmelediği düşünülüyordu.

Ancak pederin mektubu, İskoç sahasında oyunun daha organize bir şeklinin oynandığını ve insanların ertesi gün işe gitmeyi umarak özellikle pazar günleri geldiğini gösteriyor.

Ancak İskoç tarlasında oynanan futbolun modern oyuna benzeyip benzemediği tespit edilemedi.

İskoç Futbol Müzesi'ni kuran O'Brien, bunun sporun evriminde kritik bir nokta olduğunu, saha, takımlar ve kabul edilmiş bazı kurallarla oynanan düzenli maçlar içerdiğini belirtti.

"Bu, modern dünya futbolunun atası, büyükbabası" dedi.

Ve İskoç.

Son bulgular, daha fazla doğrulanırsa, futbolun evriminin zaman çizelgesini değiştirebilir ve 19. yüzyılın sonlarında uluslararası futbol başladığında İskoçya'nın spordaki hakimiyeti hakkında bilgi sağlayabilir.

O'Brien, "1872'de, uluslararası futbol başladığı anda, İskoç kulüpleri İngiliz takımlarını kesinlikle ezip geçiyordu" dedi.

Bu kesinlikle sürpriz değil çünkü bu insanlar İngiltere'nin yapmaya başladığı şeyi 200 yıldan beri yapıyordu.

Independent Türkçe