Yeni dizi Daryl Dixon, "şimdiden The Walking Dead'den daha iyi"

Eleştirmenler yeni spinoff'un serinin kalanından çok daha farklı olduğunu söylüyor

6 bölümden oluşan dizinin yaratıcılığını ve baş yapımcılığını ER'dan tanınan David Zabel üstleniyor (AMC)
6 bölümden oluşan dizinin yaratıcılığını ve baş yapımcılığını ER'dan tanınan David Zabel üstleniyor (AMC)
TT

Yeni dizi Daryl Dixon, "şimdiden The Walking Dead'den daha iyi"

6 bölümden oluşan dizinin yaratıcılığını ve baş yapımcılığını ER'dan tanınan David Zabel üstleniyor (AMC)
6 bölümden oluşan dizinin yaratıcılığını ve baş yapımcılığını ER'dan tanınan David Zabel üstleniyor (AMC)

Uzun bir bekleyişin ardından The Walking Dead: Daryl Dixon nihayet izleyiciyle buluştu. The Walking Dead'in sona ermesinden bu yana yayımlanan ikinci dizi olan Daryl Dixon, diğer spinoff'lardan farklı bir tat bırakıyor.

The Walking Dead: Dead City, yeni görüntüler ve artan prodüksiyon değerleriyle ana dizinin devamı gibiydi. Başka bir deyişle The Walking Dead hayranları için tanıdık bir tattı. 

Ancak Norman Reedus'ın başrolde olduğu spinoff, yeni bir yöne doğru cesur bir adım atıyor.

Kıyametin sıfır noktası

Daryl Dixon, "L'âme Perdue" (Kayıp Ruh) adlı prömiyer bölümünde, daimi bir korku hissiyle izleyicisini The Walking Dead'den bile daha fazla tedirgin ediyor.

Yıkık dökük binalar ve boş sokaklar, kıyametin başladığı sıfır noktasının halini gözler önüne seriyor.

Acele etmiyor

Eleştirmenlere göre yavaş ilerleyen anlatımı tarzı, belki de yeni dizinin en büyük başarısı. The Walking Dead, genellikle hikayeyi sezon finaline yetiştirmek uğruna aceleci davransa da Daryl Dixon'ın ilk bölümü, zombilerin istila ettiği evrende ağır ilerleyen bir anlatımın mümkün olabileceğini ustalıkla gösteriyor.

The Walking Dead serisi, karakterler söz konusu olduğunda fazlasıyla kalabalıklaşmıştı. Dizinin ilerleyen sezonlarında eklenen yeni karakterler gittikçe daha da tutarsızlaşmış ve hikayeyi ayakta tutan yine eski, güvenilir karakterler olmuştu. 

Yeni spinoff, diyalogların gelişmesine izin vermekten ve krakterlerini yavaşça anlatmaktan korkmuyor. The Walking Dead'in aksiyona geçmek için diyalogları aceleye getirme ihtiyacı hissettiği yerde Daryl Dixon, konuşmaların izleyicilerin ilgisini çekmeye yeteceğine güveniyor.

Bilmemenin yarattığı gerilim

Eleştirmenlere göre, The Walking Dead: Daryl Dixon'ı serinin geri kalanından farklı hissettiren bir başka özellik de Avrupa ortamı. 

Dizi, denizaşırı yerlerde yapılan çarpıcı çekimleri, kulağa çok daha Avrupai gelen müziği ve Daryl'ın yurtdışı macerasına hayat veren Avrupalı oyuncuları bir araya getiriyor. 

Çoğunlukla Fransızca konuşulduğu için zaman zaman seyirci de Daryl gibi neyin tartışıldığını bilmiyor. Bu da gerilim yaratmak için son derece başarılı bir teknik olarak yorumlanıyor.

Eleştirmenlere göre AMC, uzun süre önce ölmüş hissi veren The Walking Dead'de hâlâ yaşam olduğunu kanıtladı.

Etkileyici ilk bölüm, dizinin ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.

Independent Türkçe



Tazmanya'da 122 yıllık şişe içinde mesaj bulundu

Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)
Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)
TT

Tazmanya'da 122 yıllık şişe içinde mesaj bulundu

Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)
Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)

Tazmanya'da, Avustralya'nın en eski deniz fenerlerinden birinin duvarına gizlenmiş 122 yıllık bir şişe mesajı gün yüzüne çıkarıldı. Keşif, tarihçilerin büyük ilgisini çekti.

Nadir bulunan bu mesaj, bu hafta Tazmanya'daki Bruny Adası'nda yer alan Cape Bruny Deniz Feneri'nin fener odasında, rutin koruma çalışmaları sırasında keşfedildi. Buluntuyu fark eden kişi, uzman ressam Brian Burford'dı.

Tazmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi (PWS), ressamın duvarın paslanmış bölümünde çalışırken "alışılmadık bir şey" fark ettiğini ve daha yakından incelediğinde bunun içinde mektup bulunan cam şişe olduğunu anladığını belirtti.

Şişe, Hobart'a getirildi ve Tazmanya Müzesi ve Sanat Galerisi'nden (TMAG) konservatörler, bitüm kaplı mantarı keserek içindeki hassas içeriği dikkatlice çıkardı.

İçinde, Hobart Denizcilik Kurulu'nun o zamanki Deniz Fenerleri Müfettişi James Robert Meech tarafından kaleme alınmış, 29 Ocak 1903 tarihli, el yazısıyla yazılmış iki sayfalık mektup bulunan bir zarf vardı.

Mektupta, deniz fenerinde yapılan önemli iyileştirmeler, ahşap merdivenin yerine yeni demir spiral merdivenin takılması, yeni beton zemin ve yeni fener odasının yapılması gibi ayrıntılar yer alıyordu.

dfghty
Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulunan şişe (Brian Painter/Tazmanya Parklar ve Yaban Hayatı Hizmetleri)

Ayrıca, ışığın yanıp sönme dizisindeki değişiklikler kaydedilmiş. Daha önce 50 saniyelik döngüyle yanıp sönen ışık, üç saniyelik aydınlık ve ardından 19,5 saniyelik karanlık şeklinde değiştirilmiş ve projede yer alan bekçilerin ve işçilerin adları listeleniyor. PWS'ye göre çalışmalar Denizcilik Kurulu'na 2 bin 200 sterline mal olmuş, bu da bugün yaklaşık 474 bin Avustralya dolarına (yaklaşık 12,5 milyon TL) denk geliyor.

PWS Tarihi Miras Müdürü Annita Waghorn, mesajın durumunun olağanüstü olduğunu söyledi.

"Mektup tek parça halinde çıktığında odadaki heyecanı hissedebiliyordunuz" dedi.

Bu mektup bize deniz fenerinde yapılan çalışmalar ve bu çalışmaları üstlenen kişiler hakkında fikir veriyor. Bu bilgiler, Bruny Adası ve Cape Bruny Deniz Feneri'nin zengin tarihine katkıda bulunuyor.

scdfrgt
Cape Bruny deniz fenerindeki şişede yazarın imzaladığı mesajın ikinci sayfası (Tazmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)

TMAG konservatörleri, eski kağıdı korumak için nemlendirme işlemi kullanarak gevşetip düzleştirdi. Mektup nihayetinde halka açık olarak sergilenecek ancak yeri henüz doğrulanmadı.

İlk olarak 1838'de faaliyete geçen Cape Bruny Deniz Feneri, 1996'da hizmet dışı bırakılıp yerine yakındaki güneş enerjisiyle çalışan ışık konana kadar 150 yıldan uzun bir süre gemilere Avustralya'nın en tehlikeli sularından bazılarında rehberlik etmişti.

Buluntu, tarihçileri ve PWS yetkililerini şaşırttı çünkü fener odası 1903'te kurulduğundan beri mühürlü duvar alanına kimse erişmemişti.

Yerel medyanın "son yılların en önemli deniz feneri keşiflerinden biri" diye nitelendirdiği mesaj, eyaletin denizcilik geçmişine ışık tutan bir zaman kapsülü niteliğinde.

Independent Türkçe