Netflix'in yeni dizisi heyecan yarattı: O ekrandayken insanı büyüleyen bir şey var

12 Ekim'de yayımlanacak korku dizisinin kadrosunda yıldız isimler yer alıyor

Netflix, Mike Flanagan'ın proje üzerinde çalıştığını Ekim 2021'de duyurmuştu (Netflix)
Netflix, Mike Flanagan'ın proje üzerinde çalıştığını Ekim 2021'de duyurmuştu (Netflix)
TT

Netflix'in yeni dizisi heyecan yarattı: O ekrandayken insanı büyüleyen bir şey var

Netflix, Mike Flanagan'ın proje üzerinde çalıştığını Ekim 2021'de duyurmuştu (Netflix)
Netflix, Mike Flanagan'ın proje üzerinde çalıştığını Ekim 2021'de duyurmuştu (Netflix)

O, eleştirmenlerin beğenisini kazanan Tepedeki Ev (The Haunting Of Hill House) ve Cinnet'in (The Shining) devamı niteliğindeki Doktor Uyku'nun (Doctor Sleep) ardındaki adam.

Mike Flanagan, Edgar Allan Poe'nun 12 Ekim'de Netflix'te yayımlanacak dehşet verici uyarlaması Usher Evi'nin Çöküşü'yle (The Fall of The House of Usher) bir kez daha döndü.

Hem cinayetler hem doğaüstü unsurlar var

Yazarın 1839 tarihli kısa öyküsünden uyarlanan ve merakla beklenen mini dizi, hayranlarını korku ve şaşkınlık içinde bırakan tüyler ürpertici bir fragman yayımladı.

Dizi, Bruce Greenwood ve Mary McDonnell'ın canlandırdığı Roderick'le Madeline Usher kardeşleri konu alıyor. 

İkili, neredeyse kırılmaz bir ayrıcalık, nüfuz ve güçle ilaç imparatorluğu kuruyor ancak Usher hanedanının varislerinden bazıları ölmeye başlayınca sırlar gün ışığına çıkmaya başlıyor. 

Flanagan'ın Tepedeki Ev dizisi ve korku filmi Hush'ta izleyicileri hayran bırakan eşi Kate Siegel'ın da yer aldığı Netflix uyarlamasında dehşet verici cinayetlerin yanı sıra doğaüstü unsurlar da eksik olmayacak.

Mini dizinin yıldızlarla dolu oyuncu kadrosunda Yıldız Savaşları'ndan (Star Wars) Mark Hamill, Britanyalı Rahul Kohli, Carla Gugino, Carl Lumbly ve T'Nia Miller gibi isimler yer alıyor. 52 yaşındaki Cugino, daha da önce de Flanagan imzalı Oyun (Gerald's Game) ve Tepedeki Ev'de rol almıştı. 

45 yaşındaki Flanagan, Kabustan Gelen (Before I Wake) ve Absentia gibi yapımlarla da biliniyor.

YouTube'daki izleyiciler tüyler ürpertici diziye duydukları heyecanı paylaşmakta gecikmedi.

"Sabırsızlanıyorum"

Bir Flanagan hayranı şöyle yazdı:

Mike Flanagan'ın her zaman önceki dizileriyle aynı oyuncuları kullanmayı sevmesine bayılıyorum. Aktörlerin oyunculuk yelpazesini gerçekten zorluyor ve onları önceki karakterlerinden farklı davranırken izlemek çok eğlenceli.

Başka bir kullanıcıysa şu ifadeleri kullandı:

Carla Gugino her şeyde izleyebileceğim aktrislerden biri... O ekrandayken insanı büyüleyen bir şey var.

Üçüncü bir kullanıcı da şunları yazdı: 

Mike Flanagan'ın başyapıtlarının her yıl tam da Cadılar Bayramı vaktinde ortaya çıkmasına gerçekten bayılıyorum.

Bir diğer kullanıcı da Mike Flanagan'ı kaliteli dizilere imza attığı için övdü: 

Flanagan getirdiği kalite için körü körüne güvenebileceğiniz insanlardan biri. Bu dizinin nasıl olacağını görmek için sabırsızlanıyorum.

Bir başkası da "Mike Flanagan'ın hikâye anlatımına duyduğum sevgiyi anlatmaya kelimeler asla yetmeyecek" diyerek ekledi: 

Ciddiyim. Dokunduğu her şey mükemmel.

Flanagan, geçen yılın sonunda Netflix'ten ayrılacağını ve Amazon Studios'la anlaşma imzaladığını duyurmuştu. 

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature