John Wick dizisi hayal kırıklığına uğrattı: Ucuz, cazibesiz, özelliksizhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4559931-john-wick-dizisi-hayal-k%C4%B1r%C4%B1kl%C4%B1%C4%9F%C4%B1na-u%C4%9Fratt%C4%B1-ucuz-cazibesiz-%C3%B6zelliksiz
John Wick dizisi hayal kırıklığına uğrattı: Ucuz, cazibesiz, özelliksiz
The Continental'ın yapımcısı Basil Iwanyk, diziyi "John Wick dünyasının Batman Başlıyor'u" olarak nitelendirmişti (Peacock)
John Wick spinoff'unun yarın yapılacak prömiyeri öncesinde The Continental için ilk eleştiriler geldi.
Yeni dizi 1970'lerde geçiyor ve Keanu Reeves'in başrolde yer aldığı film serisinde görüldüğü gibi Winston'ın New York Continental'ın başına nasıl geçtiğini anlatıyor.
Suç dramasında Colin Woodell'ın canlandırdığı genç Winston, Continental'ın başkanı Cormac tarafından kardeşini avlamaya zorlanıyor. Bu görev Winston'ı, ünlü oyuncu Mel Gibson'ın canlandırdığı Cormac ve diğer Continental suikastçılarıyla karşı karşıya getiriyor.
The Continental için gelen ilk eleştiriler iyi gözükmüyor. John Wick spinoff'u, ilgi çekmeyen hikayesi nedeniyle eleştirildi ve "yavan" diye nitelendirildi.
"Rol için yanlış seçim"
ScreenRant'tan Rachel LaBonte "bu dizide olup bitenlerin hiçbiri gerekli değil" diye yazdı.
Variety'den Alison Herman "The Continental'ın hikayesini harekete geçirmesi bile neredeyse ilk John Wick filminin tamamı kadar sürüyor" ifadelerini kullandı.
TheWrap'ten Gregory Lawrence, oyuncuların performansını eleştirerek Woodell'in "Winston rolü için yanlış seçim olduğunu veya yanlış yönlendirildiğini" iddia etti.
Comicbook.com'dan Charlie Ridgley ise, "Oyuncu kadrosunun çoğunluğu kendilerine verilenle harika iş çıkarıyor" diyerek birçok hatanın senaryoda yattığını ima etti.
Diziyi doğrudan John Wick filmleriyle karşılaştıran pek çok yazıda, eleştiri oklarının merkezinde dizinin hikayesi yer aldı.
SlashFilm'den Jeremy Mathai, hikayenin ilerleyişi söz konusu olduğunda, "Wick evreninde keşfettiği her yeni köşe, dizinin, filmlerin çok dikkatli bir şekilde beslediği gizemi boşaltmaktan başka bir şey yapamayacağını" söyledi.
Slant Magazine'den Ross McIndoe, "Dizi, ekonomik bir otele eşdeğer" diyerek ekledi:
Ucuz, cazibesiz ve özelliksiz.
"İçi boş bir taklit"
IndieWire'dan Ben Travers, The Continental için "John Wick prequel dizisi içi boş bir taklit" ifadesini kullandı ve ekledi:
Üç gecelik bir yayın etkinliği şu soruyu sormaya yelteniyor: Mel Gibson'dan kaçmak için ne kadar ileri gidersiniz?
Vulture'dan Roxana Hadadi de diziden memnun kalmadı:
Gerçek tarihi olaylara, cinsiyetçilik ve ırkçılıkla ilgili sorulara, New York'un zenginleriyle fakirleri arasındaki uçuruma dair ince yorumlara bağlı kalarak kendini aşındırıyor. Bunların hepsi serinin yerleşik eksantrikliğiyle karşılaştırıldığında katı bir şekilde sıradan.
The Continental, bölünmüş aksiyon sahneleri, fazlasıyla kalabalık hikaye ve John Wick serisindeki gizemlerin hemen yok olmasıyla serinin ilk fiyaskosu gibi görünüyor.
Dünyaca ünlü dağcı, omuzlarından dar kayalıklara tırmandıhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4702211-d%C3%BCnyaca-%C3%BCnl%C3%BC-da%C4%9Fc%C4%B1-omuzlar%C4%B1ndan-dar-kayal%C4%B1klara-t%C4%B1rmand%C4%B1
Dışadönüklük ve olumlu duygulanım demansa karşı koruyabilir (Shutterstock)
ABD’de yapılan bir araştırma, vicdanilik, dışa dönüklük ve olumlu duygulanım gibi kişilik özelliklerine sahip kişilerin, nevrotiklik ve olumsuz duygulanımdan muzdarip olanlara kıyasla bunama geliştirme olasılığının daha düşük olduğunu ortaya koydu.
Araştırmacılar, bu olumlu özelliklerin insanların demansla ilişkili bilişsel engellerin üstesinden gelmelerine yardımcı olduğunu açıkladı ve sonuçlar Çarşamba günü Alzheimer's & Dementia dergisinde yayınlandı.
Şarku’l Avsat’ın dergiden aktardığına göre vicdanilik, sosyal ve ahlaki standartlara bağlılıkla ilgili bir kişilik özelliğidir. Dışadönüklük, sosyal deneyimlere açıklıkla ilgili bir özelliktir. Bunlar, pozitif duygulanım, iyimserlik ve neşe gibi olumlu duygularla ilişkili bir özelliktir.
Nevrotiklik en belirgin kişilik özelliklerinden biri olsa da, insanlar ruh hali değişimlerinden muzdariptir ve endişe, korku, öfke, hayal kırıklığı, depresyon ve yalnızlık gibi duygular yaşarlar.
Bazı kişilik özelliklerinin demansla mücadelede oynadığı rolü izlemek için araştırmacılar, bin 703'ü demans hastası olmak üzere 44 bin'den fazla kişinin verilerini analiz etti.
Araştırmacılar, "Büyük Beşli" kişilik özellikleri (vicdanlılık, dışadönüklük, deneyime açıklık, nevrotiklik ve uyumluluk), öznel esenlik (olumlu ve olumsuz duygulanım ve yaşam memnuniyeti) ve bilişsel testlerdeki performansla ölçülen demansın klinik semptomları ile ilgili ölçümlere baktılar.
Araştırmacılar, negatif özelliklerde (nevrotiklik, negatif duygulanım) yüksek puanların ve pozitif özelliklerde (vicdanilik, dışadönüklük, pozitif duygulanım) düşük puanların demans teşhisi riskinin artmasıyla ilişkili olduğunu buldular. Deneyime açıklık (kişinin yeni ve çeşitli deneyimlerden hoşlanması), kabullenme ve yaşam memnuniyetindeki yüksek puanlar da demansa karşı koruyucu bir etkiye sahip.
Kaliforniya Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden çalışmanın baş araştırmacısı Prof. Dr. Emory Beck ise Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu çalışmanın ana sonucu, olumlu kişilik özelliklerinin demansla ilişkili bilişsel işlevlerin bozulmasına karşı koruyucu bir rol oynayabileceğidir; bu da hafızayı, düşünmeyi, anlamayı, yargılamayı ve davranışı etkileyebilir. Sonuçlar, hastalık için etkili tedaviler geliştirmenin önünde duran devam eden zorluklar ışığında, vicdanlılık ve dışa dönüklük gibi olumlu kişisel özellikleri ve bunamayı önlemenin olumlu etkisini artırmayı amaçlayan müdahaleleri uygulamak için kullanılabilir”.
Beck, çalışmanın aynı zamanda kişilik özelliklerinin yaşamın ilerleyen dönemlerinde bilişsel işlevlerin bozulmasıyla yüzleşmede oynadığı rolü daha iyi anlamamıza da yardımcı olduğunu açıkladı.
Örneğin, farkındalık, insanların iyi beslenmeye ve sağlıklarına dikkat etmeye daha meyilli olmalarına katkıda bulunur ve yüksek derecede dışadönüklüğe sahip insanlar, bilişsel bozulma karşısında kendilerine daha fazla yardımcı olabilecek daha olumlu sosyal davranış ve deneyimlere katılma eğilimindedir. Buna ek olarak, vicdanlı insanların engellilik karşısında çalışmaya devam etmelerine yardımcı olacak davranış ve prosedürlere sahip olmaları muhtemeldir.
Ölen kadının oğlu, annesinin ölmeden önce sürekli seyahatlare çıkan hayat dolu biri olduğunu söyledi (Wiltshire Polisi)
Birleşik Krallık'ta "tokat terapisi" olarak bilinen tekniği uygulayan alternatif tıpçı, 7 yıl önce kendisine başvuran ve hayatını kaybeden kadının ölümünden sorumlu olduğu gerekçesiyle tutuklandı.
Çeşitli hastalıklardan mustarip kişilere "tedavi" amaçlı ücret karşılığı defalarca tokat atıldığı seanslara paida lajin terapisi deniliyor.
Doğu Sussex'te yaşayan şeker hastası 71 yaşındaki Danielle Carr-Goman, 20 Ekim 2016'da hastalığına çare bulmak için Cleeve House'daki tokat terapisi seanslarına katılmıştı.
Fakat Carr-Goman, şifa bulmak için gittiği merkezden bir daha geri dönemedi.
Wiltshire polisi dün yaptığı açıklamada, Çin asıllı ABD'li Hongchi Xiao'nun 2016'da Carr-Goman'ın ölümünde ağır ihmalden kaynaklı cinayetle suçlandığını söyledi.
Birleşik Krallık'ta kendisini doğal şifacı diye tanıtan Xiao hakkındaki tutuklama kararı Avustralya'dayken 2019'da çıkarılmıştı.
Wiltshire polisi, iade talebi üzerine 60 yaşındaki Xiao'nun Avustralya'dan Birleşik Krallık'a teslim edildiğini söyledi.
Ölümle sonlanan terapiyi organize eden Xiao'nun duruşması bugün Salisbury'deki sulh ceza mahkemesinde görülecek.
Fransa'da dünyaya gelen Carr-Goman, 21 yaşında Birleşik Krallık'a taşındı.
Ailesinin aktardığına göre 1999'da diyabet teşhisi konan kadın, iğneden korktuğu için kendisine insülin enjekte etmekte zorlanıyordu.
Annesinin diyabetine çare bulmak için alternatif yöntemleri araştırdığını söyleyen oğlu Matthew Carr-Goman, talihsiz kadının bu hastalıktan kurtulmak ve hayatı dolu dizgin yaşamak için çok çabaladığını belirtti.
Tokat terapisi nedir?
Vücuttaki toksinleri atmaya yardımcı olduğu iddia edilen paida lajin terapisine göre hastalar ya tokatlanıyor ya da kendini tokatlıyor.
Xiao, bu terapi yöntemiyle vücut dolaşımını iyileştirdiğini iddia ediyor (YouTube/ Journey To Self-Healing)
Terapinin sonunda vücutta morarmalar ya da kanamalar görülebiliyor.
Dünyanın birçok yerinde tokatlama seansları düzenleyen Xiao, aynı zamanda Kaliforniya'daki Pailala Enstitüsü'nün de kurucusu.
Enstitünün internet sitesinde taşınabilir lajin tezgahları ve tokatlamaya yardımcı aletler de satılıyor.
Kökleri alternatif Çin tıbbına dayanan bu yöntem, bilimsel herhangi bir dayanağı olmadığı için uzmanlar tarafından tavsiye edilmiyor.
Independent Türkçe
Henry Kissinger'ın Prenses Diana'ya nasıl kur yaptığı ortaya çıktıhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4701551-henry-kissinger%C4%B1n-prenses-dianaya-nas%C4%B1l-kur-yapt%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ortaya-%C3%A7%C4%B1kt%C4%B1
Henry Kissinger'ın Prenses Diana'ya nasıl kur yaptığı ortaya çıktı
Diana ve Kissinger'ın 1995'te New York'taki yardım gecesinde karşılaşması (AFP/Pool)
Britanyalı yazar Jonathan Aitken, 100 yaşında hayatını kaybeden ABD'nin eski dışişleri bakanı Henry Kissinger'ın Galler Prensesi Diana'yı etkilemek için çeşitli numaralar yaptığını yazdı.
ABD'li diplomat Kissinger, 29 Kasım'da hayatını kaybetti.
Aitken 30 Kasım'da Daily Mail'de yayımlanan, "Sevgili dostum Kissinger ve Diana acayip şekilde flört etti ve o güzel kadınlar için çok çekiciydi" başlıklı yazısında ünlü politikacıyla ilgili anılarını yazdı.
"20. yüzyılın en tartışmalı ve yaratıcı devlet adamlarından biriydi" diyen Aitken, Kissinger'ı "eğlenceli ve karizmatik" biri olarak tarifledi.
Şişman ve gözlüklü olmasına rağmen onun kadınlar için karşı konulamaz bir cazibesi olduğunu söyleyen Aitken, 1995'te verilen bir akşam yemeğinde Diana'yla Kissinger'ın arasında geçen anları kaleme aldı.
Birleşik Krallık'ta 1989 ila 1995'te Dışişleri Bakanlığı yapan Douglas Hurd'ın resmi konutunda verdiği özel akşam yemeğine, 1997'de hayatını kaybeden Prenses Diana ve Henry Kissinger da katılmıştı.
Aitken, dönemin iki popüler isminin karşılaşmasını şöyle anlattı:
Davette Henry'nin Diana'yı etkilemek için cazibesini ve derinden gelen büyüleyici bas sesini nasıl kullandığını gördüm. Diana'nın da kirpiklerini titreterek Kissinger'a söylediği ilk sözlerin şöyle olduğunu hatırlıyorum: 'Korkarım ben dış politika konusunda uzman değilim'
Aitken bu sözlerin karşısında Henry'nin centilmen bir şekilde, "Endişelenmeyin hanımefendi. Bu, çoğu öğrencinin lisans eğitiminde asla bitiremediği bir konudur. Fakat karizmanız, birçok yabancı devlet adamını sizin ilkleri başarabileceğinize ikna etmeye yetecektir" diye cevap verdiğini belirtti.
Yazara göre, Kissinger'ın "Güç en büyük afrodizyaktır" sözüne şaşılmaması gerekiyor (AFP)
Adı savaş suçlarıyla anılan Kissinger, Nazilerin iktidarda olduğu 1938'de baskılar nedeniyle Yahudi ailesiyle birlikte ABD'ye göç etti.
Kissinger, 1969 ila 1975'te Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı, 1973 ila 1977'de Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.
Richard Nixon ve Gerald Ford'un iktidarda olduğu dönemde dışişleri bakanlığı yapan Kissinger, dünya kamuoyunda da tartışmalı bir isim.
ABD'nin Vietnam, Kamboçya ve Laos'ta işlediği savaş suçlarının mimarı olarak gösterilen Kissinger, Arjantin ve Şili'deki askeri darbelere de destek verdiği için eleştirildi.
Independent Türkçe
7 yılda sadece 4 kilometre kazılmış: Elon Musk'ın süper hızlı yolculuk hayali suya mı düştü?https://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4701211-7-y%C4%B1lda-sadece-4-kilometre-kaz%C4%B1lm%C4%B1%C5%9F-elon-musk%C4%B1n-s%C3%BCper-h%C4%B1zl%C4%B1-yolculuk-hayali-suya-m%C4%B1
7 yılda sadece 4 kilometre kazılmış: Elon Musk'ın süper hızlı yolculuk hayali suya mı düştü?
Musk bu sistemin geleceğin ulaşım aracı olacağını söylüyordu (AFP)
Elon Musk'ın geleceğin ulaşım aracı olarak hayal ettiği "hyperloop" için 7 yılda sadece 4 kilometre tünel kazdığı ortaya çıktı.
Musk, "hyperloop" teknolojisini hayata geçirmek için 2016'da Boring Company adlı bir şirket kurmuştu.
İki yıl önce ABD'deki Las Vegas Kongre Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte ziyaretçileri küçük bir tünel içinde yolculuğa çıkaran Musk, bu konuda epey kararlı görünüyordu.
Ancak Fortune'un haberine göre şirket, kuruluşundan bu yana yalnızca 4 kilometrelik operasyonel bir tünel inşa edebildi.
Ülke çapındaki birçok tünele ilişkin planlar ya başarısız oldu ya da iptal edildi.
Hyperloop nedir?
Hyperloop sisteminde sürücüsüz araçlar, bir tünel içindeki basınç kapsülleri üzerinde hareket ediyor.
Sisteme özel motorlara sahip bu araçlar, boru şeklindeki bu vakumlu ortamda çok daha hızlı gidebiliyor.
Türkçe'de "hızyuvar" diye de bilinen bu teknoloji ilk kez 2012'te SpaceX ve Tesla CEO'su Musk tarafından ortaya atılmıştı.
Boring Company'nin kuruluşunu uzay firması Virgin Galactic'in kurucusu Richard Branson'ın girişimi olan Virgin Hyperloop şirketi izlemişti.
Firmaların çalışmalarının büyük ölçüde fon yetersizliği sebebiyle yavaş ilerlediği biliniyordu.
Diğer yandan Fortune'a göre, Boring Company'de personel ve yönetici sayısı endişe verici bir hızla değişiyor.
Bu arada Musk'ın da şirkete ya uğramadığı ya da orada çok az zaman geçirdiği öne sürülüyor.
Gazeteye konuşan ve adı açıklanmayan eski bir çalışan, "Elon'ın Boring Company fikri iyi bir fikirdi" dedi.
Ancak henüz başarıyla hayata geçirilemedi.
Yine adı açıklanmayan eski bir şirket yöneticisi de, "Tünel mühendisleri, Elon'ın diğer şirketlerinde işe alınanlardan farklı. Düşüncelerinde çok daha muhafazakarlar" ifadelerini kullandı:
Elon için çalışmak istiyorsanız Boring Company son tercihiniz olur.
İddiaya göre Baltimore ve Washington'ı birbirine bağlayacak ikiz tünel sistemi gibi birçok büyük proje rafa kaldırıldı.
Şirketin halihazırda Las Vegas'ta kurulmuş olan tüneli 100 kilometreye kadar uzatmaya odaklandığı tahmin ediliyor.
Çin bu alana büyük yatırım yapıyor
Halihazırda maglev trenleri gibi yenilikçi ve son derece hızlı ulaşım araçlarının gündelik hayatta kullanıldığı Çin'in hyperloop teknolojisine gözünü dikmesiyse ülkenin bu alanda öncü olup olamayacağı sorusunu gündeme getiriyor.
Nitekim Çin'deki ultra hızlı hyperloop treni, Ocak 2023'te ilk test sürüşlerini tamamlamıştı.
Şanşi eyaletinde gerçekleştirilen üç test sürüşünde tren saatte 50 kilometre hıza ulaşmıştı.
Yeni nesil ulaşım aracının nihai amacı, yolcuları veya kargoları saatte yaklaşık bin kilometre hızla gidecekleri yere ulaştırmak.
Independent Türkçe
Bilim cevaplıyor: Bebekliğimizi neden hatırlamıyoruz?https://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4700326-bilim-cevapl%C4%B1yor-bebekli%C4%9Fimizi-neden-hat%C4%B1rlam%C4%B1yoruz
Bilim cevaplıyor: Bebekliğimizi neden hatırlamıyoruz?
Neredeyse hiçbirimiz erken çocukluk günlerimizi hatırlamayız ve bu, ‘çocukluk amnezisi’ olarak bilinen bir olgudur. Peki neden bu anıları unutma eğilimindeyiz?
Bu muhtemelen o yaştaki beyinlerimizin henüz, bilgiyi anılar olarak bildiğimiz karmaşık sinirsel kalıplarda birleştirecek şekilde çalışmamasından kaynaklanıyor.
Küçük çocuklar o sırada ebeveynlerinin kimliği veya kişinin (lütfen) demesi gerektiği gibi gerçekleri hatırlar ve buna ‘anlamsal hafıza’ denir. Bununla birlikte 2 ve 4 yaşlarındaki çocuklarda belirli bir olayın ayrıntılarıyla ilgili olan ‘epizodik hafıza’ yoktur. Bu tür anılar beynin yüzeyinin veya korteksinin çeşitli kısımlarında depolanır.
Örneğin ses hafızası beynin her iki tarafındaki işitsel kortekste işlenirken, görsel hafıza arkadaki görsel korteks tarafından yönetilir. Beyinde hipokampus adı verilen ve tüm parçaları birbirine bağlayan bir alan vardır.
Şarku’l Avsat’ın Live Science sitesinden aktardığı habere göre Philadelphia’daki Temple Üniversitesi’nden psikoloji profesörü Nora Newcombe, çocukların 2 ila 4 yaş aralığına kadar belirli bölümleri kaydetmede başarısız olabileceğini, çünkü bu dönemde hipokampusun bilgi parçalarını birbirine bağlamaya yeni başladığını belirtti. Ayrıca, bu yaş aralığından daha küçük çocuklarda, dünyanın nasıl çalıştığını yeni öğrendikleri bir dönemde olaysal hafızanın gereksiz derecede karmaşık olabileceğini söyledi. İlk iki yılın temel amacının anlamsal bilgi edinmek olduğunu düşündüğünü ve bu açıdan bakıldığında epizodik hafıza aslında dikkat dağıtıcı olabileceğini de sözlerine ekledi.
Ancak başka bir teori, aslında bu erken anıları çocukluğumuzda sakladığımızı ve yetişkin olduğumuzda bunları hatırlamakta zorlandığımızı öne sürüyor. Örneğin, Science Advances dergisinde 2023 yılında yayınlanan bir araştırma, ‘unutulmuş’ çocukluk anılarının, belirli anılarla ilgili sinir yollarının uyarılması sonucu yetişkin farelerde yeniden canlandırılabileceği sonucuna ulaştı.
Araştırmanın yazarları ilk olarak çocukluk çağındaki amneziyi etkileyebilecek gelişimsel faktörleri araştırmaya başladı. Otizm spektrum bozukluğu (ASD) özelliklerine sahip farelerin, erken yaşamlarına ait anıları hatırlayabildikleri sonucuna ulaşıldı.
Otizmin birçok nedeni bulunuyor ancak daha önce hamilelik sırasında annenin bağışıklık sisteminin aşırı aktivasyonuyla ilişkilendirilmişti. Bu nedenle araştırmacılar otizm spektrum bozukluğu olan fareler yapmak için hamilelik sırasında dişi farelerin bağışıklık sistemini uyardı. Bu bağışıklık aktivasyonu, beyinlerindeki uzman hafıza hücrelerinin boyutunu ve esnekliğini etkileyerek yavrularda erken dönem hafıza kaybının önlenmesine yardımcı oldu. Hücreler otizmi olmayan yetişkin farelerde optik olarak uyarıldığında unutulan anılar geri getirilebildi.
Bu yeni bulgular, hamilelik sırasında bağışıklık aktivasyonunun, doğuştan gelen unutmaya yönelik geçişlerimizi değiştiren bir beyin durumuna yol açtığını gösteriyor.
Çalışmanın ortak yazarı, İrlanda’daki Trinity College Dublin’de biyokimya profesörü olan Tomás Ryan çalışma ile ilgili yorumda bulunarak “Araştırma fareler üzerinde yapılmış olmasına ve henüz insanlarda uygulanmamış olmasına rağmen, otizm bağlamında genel bilişsel esnekliğin yanı sıra, çocuk gelişimi boyunca hafıza ve unutmaya ilişkin anlayışımızı geliştirmek için önemli çıkarımlara sahip” ifadelerini kullandı.
Her gün çok fazla kafein tüketmek beynin yeniden bağlantı kurma yeteneğini baskı altına alabiliyor.
ABD’nin Rhode Island Eylati’nin Providence şehrinde bulunan Butler Hastanesi Nöromodülasyon Araştırma Merkezi’nden araştırmacılar, 20 kişide öğrenme ve anıların korunmasıyla ilişkili beyin sinyallerini analiz ederek, kafeinin beyin hücrelerinde esnekliği arttırdığı varsayımlarına meydan okuyan şaşırtıcı ayrıntılar keşfetti.
Science Alert sitesinin Frontiers in Psychiatry dergisinden aktardığına göre, araştırmacılar yayınlanan makalelerinde “Bu ön veriler, ileriye dönük çalışmalarda kafeinin etkilerini doğrudan test etme ihtiyacını vurguluyor. Zira teorik olarak çok fazla kafein kullanımının öğrenmeyi veya beyin hücrelerinin plastisitesini sınırlayabileceği öne sürülüyor” ifadelerine yer verdi.
Makalede ayrıca şu ifadeler aldı:
Doğru zamanda uykulu hissetmemize yardımcı olan bir beyin kimyasalı olan adenosini bloke etme yeteneği sayesinde kafein, uyanıklığı artırmasıyla biliniyor. Adenozin aynı zamanda basit bir ifadeyle beyindeki nöronların aralarındaki bağlantıları güçlendiren, uzun vadeli güçlenme (LTP) adı verilen bir süreci de etkiliyor. LTP’nin beynin yeni bilgileri alması ve zaman içinde uyum sağlaması için çok önemli olduğu düşünülüyor.
Günde bir ila beş bardak arasında kafeinli içecek içen toplam 16 kişiye ve çok az kafein tüketen 4 kişiye, beynin öğrenmeye hazır olma durumunu taklit etmek için tasarlanmış, tekrarlayan manyetik uyarım tedavisi (rTMS) adı verilen bir beyin stimülasyon prosedürü uygulandı. Ekip daha sonra LTP’yi ölçmenin bir yolu olarak sinir sistemindeki elektriksel uyarı işaretlerini aradı. Kafeinli içecekler içmeyenler için LTP’nin etkileri önemli ölçüde daha güçlüydü.
Araştırmacılar “Kafeinle düzenli uyarma, beyinde antagonistik bir etkiye neden olabilir ve bu da azalan plastisite seviyelerini açıklayabilir ancak bu şu anda sadece bir hipotez” ifadelerini kullandı.
İnceleme aynı zamanda kişilerin bildirdiği kafein dozlarına da dayanıyordu. Bu da araştırmacıların farklı dozlardaki kafeinli içeceklerin aslında LTP’yi nasıl etkilediğini bilemeyeceği anlamına geliyor. Ancak bu inceleme gelecekteki hipotezlere bilgi vermeyi amaçlayan ampirik bir araştırmaydı.
Bu bağlamda araştırmacılar, testten önce kafein alımının zamanlamasının ve dozunun sıkı bir şekilde düzenlendiği dikkatli, iyi kontrollü ileriye dönük çalışmalar yoluyla daha fazla araştırma yapmayı planlıyor. Araştırmacılar “Bu, merkezi sinir sistemine biyoyararlılığın ve bunun plastisite yanıtlarıyla ilişkisinin daha iyi bir tahminini sağlayacaktır” dedi.
Kafein ve sağlık arasındaki ilişki aslında oldukça karmaşık, önceki araştırmalarda demansa karşı potansiyel korumadan, diyabet riskini artırma olasılığına kadar hem olumlu hem de olumsuz etkileri olduğu gösterildi.
Bu nedenle araştırmacılar sözlerini “Kafeinin öğrenme ve hafızanın altında yatan mekanizmayı nasıl değiştirdiğinin ve kafeinin rTMS klinik etkileri üzerindeki potansiyel etkisinin daha iyi anlaşılması, daha fazla ilgiyi hak ediyor” ifadeleri ile sonlandırdı.
Ünlü aşçı, yumurtalı pilav tarifiyle Çinlileri kızdırdı: "Hakaret ediliyor"https://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4700106-%C3%BCnl%C3%BC-a%C5%9F%C3%A7%C4%B1-yumurtal%C4%B1-pilav-tarifiyle-%C3%A7inlileri-k%C4%B1zd%C4%B1rd%C4%B1-hakaret-ediliyor
Ünlü aşçı, yumurtalı pilav tarifiyle Çinlileri kızdırdı: "Hakaret ediliyor"
Yumurtalı Çin pilavı, çeşitli sebzelerle renklendirilerek sunuluyor (Pixabay)
Çin'in ünlü şefi Wang Gang, yumurtalı pilavın nasıl yapılacağını anlatan bir video yayımlamasının ardından Mao Zedong'un oğlunun anısına hakaret etmekle suçlandı.
Lezzetli ve hafif yapısı, kolay tarifiyle yumurtalı pilav, Çin mutfağının en sevilen yemekleri arasında yer alıyor.
Fakat Çin'de belli tarihlerde bu geleneksel yemeğe dair paylaşımlar yapmaktan kaçınmak iyi bir tercih olabilir.
Özür diledi, bir daha pişirmeyeceğine söz verdi
Şef Wang, Çin'in popüler sosyal medya platformu Weibo'da 24 Kasım'da yumurtalı pilav tarifi paylaştı.
Sosyal medyada toplam 10 milyondan fazla takipçisi bulunan ünlü şefin tarifi paylaşma tarihi, Çin'deki birçok kişiyi kızdırdı.
Sosyal medya kullanıcıları Wang'ı, Çin'in eski lideri Mao Zedong'un Kore Savaşı'nda hayatını kaybeden oğlu Mao Anying'le dalga geçmekle suçladı.
Eleştirilerin ardından 27 Kasım'da bir video yayımlayan Wang, paylaşım tarihinin tesadüf olduğunu iddia etti.
Dedesinin de Kore Savaşı gazisi olduğunu belirten Wang, çocukken tüm hayalinin orduya katılmak olduğunu ancak fizik testinden geçemediğini söyledi.
Askerlere çok büyük saygısı olduğunu dile getiren Wang, eleştirilerin ardından özür diledi.
Aynı zamanda Wang, bir daha asla yumurtalı pilav pişirmeyeceğine de söz verdi.
"Hepsi mi tesadüf?"
Öte yandan Wang ilk kez tepki çeken bir paylaşımda bulunmuyor.
Daha önce de Wang, 2018 ve 2020'de Anying'in ölüm yıldönümünde benzer videolar yayımlamış ve eleştiri yağmuruna tutulmuştu.
Askerlere çok büyük saygısı olduğunu dile getiren Wang, eleştirilerin ardından özür diledi (Weibo / @Wang Gang)
Bir Weibo kullanıcısı Wang'ın özür videosunun altına “Hadi ilk sefer bir tesadüftü ama hepsinde olabilir mi?” yorumunu yaptı.
Neden bu kadar tepki topladı?
24 Ekim 1922'de dünyaya gelen Çinli subay Anying, 25 Kasım 1950'de Kore savaşı sırasında ABD bombardıman uçakları tarafından öldürüldü.
Fakat ortada dolaşan bir söylentiye göre Anying o gün, sığınağa girmek yerine yumurtalı pilav pişirmeye çalıştı ve sobadan çıkan duman nedeniyle yerlerini belli etti.
Çin'in resmi makamları ve tarihi kurumu bu iddiayı kesinlikle reddediyor.
Çin'de birçok kişiye göre Anying'in doğum ya da ölüm tarihleri civarında yumurtalı pilavdan bahsetmek kasıtlı bir hakaret eylemi.
Öte yandan 2018'de Xi Jinping liderliğindeki hükümet, Çin ya da Komünist Partisi için kendilerini feda etmiş kişilere hakaret etmeyi suç sayan yasayı kabul etmişti.
Independent Türkçe
Aylardır baş ağrısı çeken adamın beyninden yemek çubukları çıktıhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4699971-aylard%C4%B1r-ba%C5%9F-a%C4%9Fr%C4%B1s%C4%B1-%C3%A7eken-adam%C4%B1n-beyninden-yemek-%C3%A7ubuklar%C4%B1-%C3%A7%C4%B1kt%C4%B1
Aylardır baş ağrısı çeken adamın beyninden yemek çubukları çıktı
Asya'da daha yaygın kullanılan yemek çubukları 23 santimetre uzunluğunda oluyor (Unsplash)
Vietnam'da yaklaşık 5 aydır şiddetli baş ağrısı çeken adamın kafasından bir çift yemek çubuğu çıktı.
24 Kasım'da Dong Hoi'deki Küba Dostluk Hastanesi'ne baş ağrısı şikayetiyle başvuran 35 yaşındaki adam aynı zamanda görme bozukluğu, burun ve boğaz akıntısından da mustaripti.
Yerel basında yer alan habere göre, tam ismi verilmeyen hastaya, bilgisayarlı tomografi taraması yapıldı.
Tomografinin ardından adama tansiyon pnömosefali teşhisi kondu.
Tansiyon pnömosefali genelde kafa travması, kurşun ve spinal bıçak yaralanması gibi durumların ardından ortaya çıkıyor.
Doktorlar daha sonra yaptıkları incelemelerde, bu hastalığa neden olan şeyin adamın burnundan girip beynine ulaşmış bir çift yemek çubuğu olduğunu ortaya çıkardı.
New York Post'un aktardığına göre, beynindeki yemek çubuklarının varlığını öğrendikten sonra şoke olan adamın, 5 ay önce alkollüyken kavgaya karıştığını hatırladığı belirtildi.
Hastanenin Beyin Cerrahisi Anabilim Dalı başkanı Dr. Nguyen Van Man, vakanın çok nadir görüldüğünü söyledi (Küba Dostluk Hastanesi)
Kavga gününe dair ayrıntıların hafızasında belli belirsiz olduğunu belirten adam, yüzüne bir şeylerin saplandığını söyledi.
Fakat kavgadan hemen sonra acil servise giden adamın burnunda yemek çubuğu görülmediği gibi herhangi bir anormallik de gözlemlenmedi.
Kavga sırasında bıçaklandığını düşünen hastanın burnuna yemek çubukları saplanmıştı.
Kontrollerin ardından ameliyata alınan adamın kafasındaki yemek çubukları başarılı bir şekilde çıkarıldı (Küba Dostluk Hastanesi)
Hastaneden taburcu olmayı bekleyen hastanın durumunun stabil olduğu belirtildi.
Independent Türkçe
İnovasyon ve mahremiyet arasında: Yapay zeka, eğitimin gidişatını nasıl yeniden şekillendiriyor?https://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4699766-i%CC%87novasyon-ve-mahremiyet-aras%C4%B1nda-yapay-zeka-e%C4%9Fitimin-gidi%C5%9Fat%C4%B1n%C4%B1-nas%C4%B1l-yeniden
İnovasyon ve mahremiyet arasında: Yapay zeka, eğitimin gidişatını nasıl yeniden şekillendiriyor?
Yapay zeka eğitimde giderek daha belirgin bir rol oynarken, uzmanlar etik hususların önemini vurguluyor (Shutterstock)
Sürekli gelişen eğitim sektöründe oyunun kurallarını değiştiren bir teknolojik gelişme var: İsmi yapay zeka.
Modern eğitim yaklaşımlarının karmaşıklığı ele alınırken, yapay zeka eğitim yolculuğunu yeniden şekillendiriyor ve hem öğretmenler hem de öğrenciler için sayısız fırsat sunuyor.
İdari görevleri basitleştirmenin gücü
Yapay zekanın eğitimdeki dönüştürücü potansiyeli, idari görevleri basitleştirme becerisinde açıkça görülmektedir. Yapay zekanın eğitim platformlarına entegrasyonu, idari süreçlerde devrim yaratarak öğretmenleri zaman alan rutin işlerden kurtarmıştır. Not vermenin otomatikleştirilmesinden devam ve katılım takibinin iyileştirilmesine kadar, yapay zeka öğretmenlerin gerçekten önemli olan şeylere yeniden odaklanmasına olanak tanır.
Şarku’l Avsat'a röportaj veren PowerSchool Başkan Yardımcısı ve Uluslararası Satışlar Genel Müdürü Robert Speed, yapay zekanın her teknoloji gibi geliştirilme şekli kadar faydalı olabileceğini belirtiyor. Speed, "Doğruluk, hassasiyet, erişim süresi, performans ve kaliteyi sağlamak için çıktıların ve yanıtların denetlenmesi ve izlenmesi gerekiyor. Eğitim, hızlı mühendislik, ince ayar ve artırılmış hatırlama üretimi (RAG) gibi teknikler, insan teknikleri de dahil olmak üzere doğruluğu sağlamak için uygulanmalıdır" diyor.
Kişiselleştirme, büyük bir veri zenginliğinden yararlanması nedeniyle yapay zekanın eğitime en önemli katkılarından biridir (Shutterstock)
Kişiselleştirme, yapay zeka tabanlı sistemlerin notlar, öğrenme stilleri, test puanları ve hatta sosyal ve duygusal faktörler de dahil olmak üzere çok sayıda veriden yararlanarak bireysel ve kişiselleştirilmiş öğrencilere özel ders planları ve ödevler oluşturması nedeniyle yapay zekanın eğitime en derin katkılarından biridir. Speed, "Bu özel yaklaşım sadece öğrenme sonuçlarını iyileştirmekle kalmıyor, aynı zamanda öğrenciler ve eğitim yolculukları arasında daha derin bir bağ kuruyor" dedi.
Tahmine dayalı analitik yoluyla erken müdahale
Eğitimde yapay zekanın temel taşlarından biri olan tahmine dayalı analitik, risk altındaki öğrencileri ilkokul gibi erken bir dönemde tespit etme olanağı sağlar. Bu erken müdahale, öğretmenlerin zamanında destek sağlamasına olanak tanıyarak sonuçta öğrenci başarısını artırır. Tahmine dayalı analitiğin tam etkisi hala araştırılıyor olsa da ilk geri bildirimler kaynak tahsisi ve öğrenci desteği açısından umut verici sonuçlar ortaya koyuyor.
Tahmine dayalı analitik, risk altındaki öğrencileri ilkokul sınıfları gibi erken bir dönemde belirleme olanağı sunar (Shutterstock)
Robert Speed, “Tahmine dayalı analitik, risk altındaki eğilimlerin ilkokul gibi erken bir dönemde belirlenmesine yardımcı olabilir ancak örnek olarak anaokulundan sekizinci sınıfa kadarki öngörüler en çok sonuç veren öngörülerdir. Beşinci sınıftaki davranışsal katılımı tahmin etmeye yardımcı olmak için üçüncü sınıftaki okuma başarısı ve diğer benzeri öngörülere ihtiyaç vardır" açıklamasında bulundu.
Sanal öğretim
Yapay zeka tabanlı sanal öğretim asistanları, eğitim teknolojisinde büyük bir sıçramayı temsil ediyor. Bu dijital yoldaşlar sürekli olarak yeni bilgilere, kullanıcı ihtiyaçlarına ve öğretim yöntemlerine uyum sağlamaktadır. Eğitmenler bu asistanları belirli öğretim stillerine, dil tercihlerine ve kurs içeriğine uyacak şekilde özelleştirerek genel öğrenme deneyimini geliştirebilir.
Şeffaflık, adalet ve açıklanabilirlik, eğitimde yapay zeka çözümlerinin geliştirilmesi ve uygulanmasında yol gösterici ilkelerdir (Shutterstock)
Robert Speed, yapay zekaya dayanan araçların ‘sürekli öğrenmeye ihtiyaç duyduğunu’ düşünüyor ve ‘yapay zekanın hatalarından ve mevcut yeni bilgilerden öğrenebilmesi için insan tepkilerinin çok önemli olduğunu’ belirtiyor.
Etik hususlar
Yapay zeka eğitimde giderek daha belirgin bir rol oynadıkça, etik hususlar da ön plana çıkmaktadır. Teknolojinin, gizliliklerinden veya refahlarından ödün vermeden tüm öğrencilere fayda sağlaması için yapay zekanın sorumlu kullanımı esastır. Şeffaflık, adalet ve açıklanabilirlik, eğitimde yapay zeka çözümlerinin geliştirilmesi ve uygulanmasında yol gösterici ilkelerdir.
Robert Speed, "Eğitim kurumlarının yapay zekanın potansiyelini etik ve sorumlu bir şekilde kullanabilmelerini sağlamak ve tüm öğrenciler için güvenli, kapsamlı ve etkili bir eğitim ortamını teşvik etmek önemlidir" dedi. PowerSchool'un ‘eğitim sistemindeki mevcut önyargıları güçlendirmeyi amaçlayan yapay zekayı kullanmayacağını veya korunaklı bir sınıfta öğrenciler için öğrenme fırsatlarını azaltmayı amaçlayan yapay zekayı kullanmayacağını’ da açıkladı.
Eğitimin geleceği
Yapay zekanın eğitimdeki dönüştürücü gücü tek bir platform veya sağlayıcıyla sınırlı değil. Bunun yerine, öğrenmeye yaklaşımımızda bir paradigma değişikliğini temsil ediyor. Öğretmenler ve öğrenciler, yapay zekanın potansiyelinden faydalanarak eğitimin daha kişiselleştirilmiş, verimli ve kapsayıcı olduğu bir geleceğin habercisi olabilir. Bu dönüştürücü teknolojileri benimsemeye devam ettikçe, eğitim potansiyeli sınırsız olacak ve her öğrencinin potansiyelinin tam olarak gerçekleştirilebileceği bir gelecek vaat edecektir.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة