John Wick dizisi hayal kırıklığına uğrattı: Ucuz, cazibesiz, özelliksiz

Merakla beklenen mini dizinin John Wick evrenine ışık tutması bekleniyordu

The Continental'ın yapımcısı Basil Iwanyk, diziyi "John Wick dünyasının Batman Başlıyor'u" olarak nitelendirmişti (Peacock)
The Continental'ın yapımcısı Basil Iwanyk, diziyi "John Wick dünyasının Batman Başlıyor'u" olarak nitelendirmişti (Peacock)
TT

John Wick dizisi hayal kırıklığına uğrattı: Ucuz, cazibesiz, özelliksiz

The Continental'ın yapımcısı Basil Iwanyk, diziyi "John Wick dünyasının Batman Başlıyor'u" olarak nitelendirmişti (Peacock)
The Continental'ın yapımcısı Basil Iwanyk, diziyi "John Wick dünyasının Batman Başlıyor'u" olarak nitelendirmişti (Peacock)

John Wick spinoff'unun yarın yapılacak prömiyeri öncesinde The Continental için ilk eleştiriler geldi. 

Yeni dizi 1970'lerde geçiyor ve Keanu Reeves'in başrolde yer aldığı film serisinde görüldüğü gibi Winston'ın New York Continental'ın başına nasıl geçtiğini anlatıyor.

Suç dramasında Colin Woodell'ın canlandırdığı genç Winston, Continental'ın başkanı Cormac tarafından kardeşini avlamaya zorlanıyor. Bu görev Winston'ı, ünlü oyuncu Mel Gibson'ın canlandırdığı Cormac ve diğer Continental suikastçılarıyla karşı karşıya getiriyor.

The Continental için gelen ilk eleştiriler iyi gözükmüyor. John Wick spinoff'u, ilgi çekmeyen hikayesi nedeniyle eleştirildi ve "yavan" diye nitelendirildi.

"Rol için yanlış seçim"

ScreenRant'tan Rachel LaBonte "bu dizide olup bitenlerin hiçbiri gerekli değil" diye yazdı. 

Variety'den Alison Herman "The Continental'ın hikayesini harekete geçirmesi bile neredeyse ilk John Wick filminin tamamı kadar sürüyor" ifadelerini kullandı.

TheWrap'ten Gregory Lawrence, oyuncuların performansını eleştirerek Woodell'in "Winston rolü için yanlış seçim olduğunu veya yanlış yönlendirildiğini" iddia etti.

Comicbook.com'dan Charlie Ridgley ise, "Oyuncu kadrosunun çoğunluğu kendilerine verilenle harika iş çıkarıyor" diyerek birçok hatanın senaryoda yattığını ima etti.

Diziyi doğrudan John Wick filmleriyle karşılaştıran pek çok yazıda, eleştiri oklarının merkezinde dizinin hikayesi yer aldı.

"Ekonomik bir otele eşdeğer"

SlashFilm'den Jeremy Mathai, hikayenin ilerleyişi söz konusu olduğunda, "Wick evreninde keşfettiği her yeni köşe, dizinin, filmlerin çok dikkatli bir şekilde beslediği gizemi boşaltmaktan başka bir şey yapamayacağını" söyledi.

Slant Magazine'den Ross McIndoe, "Dizi, ekonomik bir otele eşdeğer" diyerek ekledi:

Ucuz, cazibesiz ve özelliksiz.

"İçi boş bir taklit"

IndieWire'dan Ben Travers, The Continental için "John Wick prequel dizisi içi boş bir taklit" ifadesini kullandı ve ekledi:

Üç gecelik bir yayın etkinliği şu soruyu sormaya yelteniyor: Mel Gibson'dan kaçmak için ne kadar ileri gidersiniz?

Vulture'dan Roxana Hadadi de diziden memnun kalmadı:

Gerçek tarihi olaylara, cinsiyetçilik ve ırkçılıkla ilgili sorulara, New York'un zenginleriyle fakirleri arasındaki uçuruma dair ince yorumlara bağlı kalarak kendini aşındırıyor. Bunların hepsi serinin yerleşik eksantrikliğiyle karşılaştırıldığında katı bir şekilde sıradan.

The Continental, bölünmüş aksiyon sahneleri, fazlasıyla kalabalık hikaye ve John Wick serisindeki gizemlerin hemen yok olmasıyla serinin ilk fiyaskosu gibi görünüyor. 

Independent Türkçe



Netflix izleyicileri seçti: 2025'in en büyük hayal kırıklığı hangisi?

İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
TT

Netflix izleyicileri seçti: 2025'in en büyük hayal kırıklığı hangisi?

İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)

Netflix izleyicileri, bu yıl yayımlanan yapımlar arasından "en hayal kırıklığı yaratan dizileri" seçti. Listede yer alan bir dizi ise aldığı görece yüksek puanlara rağmen tepkilerin odağına yerleşti.

Bir Reddit kullanıcısı, diğer izleyicilere "2025'in en kötü ya da en hayal kırıklığı yaratan Netflix dizileri hangileri?" sorusunu yöneltti. Kullanıcı, paylaşımında "Bu yıl Netflix'te iyi diziler olduğu kadar, platformun sömürdüğü ya da çok kötü şekilde ürettiği için insanları öfkelendiren pek çok yapım da var" ifadelerini kullandı.

Aynı izleyici, kendi tercihini Squid Game'in üçüncü sezonundan yana yaparken, "Siz ne düşünüyorsunuz? Lütfen oylayın ve paylaşın" çağrısında bulundu.

Romantik drama "izlenemez" diye nitelendirildi

Tartışmada en çok öne çıkan yapımlardan biri ise sürpriz biçimde Nobody Wants This'in ikinci sezonu oldu. Bazı izleyiciler diziyi "izlenemez" diye nitelendirdi.

Romantik drama türündeki dizi, 2024'te yayımlanan ilk sezonuyla hem eleştirmenlerin hem de izleyicilerin beğenisini kazanmıştı. 

Dizi, agnostik bir podcast yayıncısı olan Joanne'in (Kristen Bell), haham Noah'yla (Adam Brody) yaşadığı ilişkiyi konu alıyordu. Derin bağlarına rağmen çift, birbirinden son derece farklı yaşam tarzları nedeniyle ilişkilerini sürdürmekte zorlanıyordu. Bu çatışma, ilk sezonda ele alınmış ve yapım Rotten Tomatoes'ta eleştirmenler nezdinde yüzde 95'lik etkileyici bir başarı yakalamıştı.

Ancak ekimde yayımlanan ikinci sezon için tablo tersine döndü. İzleyiciler, dizinin "cazibesini kaybettiğini" savunurken, eleştirmenler de yeni sezonun seyirciye taze bir hikaye sunmak yerine ilk sezonun olay örgüsünü tekrar ettiğini belirtti.

Sonuç olarak ikinci sezon, izleyicilerden yüzde 53'lük bir puan alabildi. Eleştirmenler ise daha cömert davranarak diziye yüzde 79'luk beğeni puanı verdi. Bu tablo, dizinin genel eleştirmen ortalamasını yüzde 87'ye düşürdü; bu hâlâ saygın bir oran olsa da izleyici tepkilerini yumuşatmaya yetmedi.

"Kimse üçüncü sezonu istemiyor"

Sosyal medya tartışmasında bir izleyici, "İlk sezonu çok sevmiştim. İkinci sezon aynı hikayeyi tekrar edip durdu" derken, bir diğeri şöyle yazdı: 

Birinci sezon harikaydı, ikinci sezon ise izlenemezdi. Kimse üçüncü sezonu istemiyor.

Başka bir kullanıcı ise, "İkinci sezon inanılmaz derecede kötüydü, ortada doğru düzgün bir hikaye yoktu. Ben bu diziyi bıraktım" ifadelerini kullandı. 

Bir başka izleyici de "Üç bölüm dayanabildim ve bıraktım. İlk sezon mükemmeldi. Yazık oldu" dedi. 

Tartışmaya katılan son bir kullanıcıysa, "Katılıyorum, ikinci sezon berbattı. Joanne dayanılmaz bir karaktere dönüştü" diye yazdı.

Tüm bu sert eleştirilere rağmen Nobody Wants This, gelecek yıl üçüncü sezonuyla ekrana dönmeye hazırlanıyor. Yeni sezonun, dizinin ilk sezonundaki beğeni düzeyini yakalayıp yakalayamayacağı ise şimdiden merak konusu.

Independent Türkçe, Daily Record, Mirror


Ünlü oyuncu 8 yaşındaki kızından aldığı kariyer tavsiyesini anlattı

Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
TT

Ünlü oyuncu 8 yaşındaki kızından aldığı kariyer tavsiyesini anlattı

Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)

Sigourney Weaver, kariyerine dair yerinde bir tavsiyeyi beklenmedik bir kaynaktan aldığını anlattı.

Yaratık (Alien) serisinin yıldızı, Vanity Fair'a verdiği röportajda, kızı Shar'ın kendisine 2003 yapımı Kuyu'daki (Holes) kötü karakteri canlandırmasını önerdiğini söyledi.

Weaver, "Kuyu'nun benim için özel bir yeri var çünkü kızım Shar, o dönem yaklaşık 8 yaşındaydı ve okulda bu kitabı okuyordu" diyerek anlattı:

Bir gün yanıma geldi ve 'Anne, kitabımda gerçekten korkunç bir kadın var, onu sen oynamalısın' dedi.

5 Oscar adayı Sisteki Goriller'le (Gorillas in the Mist) de tanınan Weaver, bu önerinin kendisini duygulandırdığını dile getirdi. 

"Kitaptan bir adım geri çekilip bana, 'Gerçekten berbat bir karakter var ve onu sen oynamalısın' diyebilmesiyle gurur duymuştum" ifadelerini kullanan Üç Oscar adayı yıldız ekledi: 

Sanırım bundan keyif alacağımı biliyordu.

Filmde Weaver, Green Lake isimli ıslah kampının başındaki Louise Walker karakterini canlandırmıştı. Walker, bir grup çocuğu, kayıp bir kanun kaçağının hazinesini bulma planı kapsamında sürekli çukur kazmaya zorlayan acımasız bir yöneticiydi.

Weaver, canlandırdığı karakterle ilgili şöyle dedi: 

Bir çocuğun gözünden bakıldığında tam anlamıyla kabus gibiydi.

76 yaşındaki Weaver, kariyerine hız kesmeden devam ediyor. Ünlü oyuncu şu sıralar Avatar: Ateş ve Kül'de (Avatar: Fire and Ash) izleyici karşısına çıkıyor. 

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Vanity Fair


Avatar serisi 6 milyar doları geçti, Cameron rekorları zorluyor

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
TT

Avatar serisi 6 milyar doları geçti, Cameron rekorları zorluyor

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)

James Cameron'ın Avatar evrenine dönüşü, gişede güçlü bir karşılık bulmaya devam ediyor.

Çeyrek asır içinde üçüncü kez sinemaseverler, Pandora'ya uzanan yeni bir yolculuk için dünya genelinde salonlara akın ediyor. Bu kez yolculuğun adresi, Avatar evreninin yeni filmi Ateş ve Kül (Avatar: Fire and Ash).

Cameron imzalı yapım, pazar günü itibarıyla küresel gişede yaklaşık 760,4 milyon dolara ulaştı. Bu toplamın 542,7 milyon doları uluslararası pazarlardan elde edildi.

Filmin ikinci hafta sonunda denizaşırı gişeye eklediği hasılat 181,2 milyon dolar oldu. Bu tablo, yüzde 25'lik bir düşüşe işaret ederken; Çin hariç tutulduğunda kayıp yüzde 15'le sınırlı kaldı. Bazı kilit pazarlarda ise artış kaydedildi.

20th Century Studios ve Disney ortak yapımı bilimkurgu üçlemesinin üçüncü halkası, 2025'in dünya genelinde en çok hasılat yapan 5. yapımı konumunda. Avatar serisinin üç filmi toplamda ise küresel ölçekte 6 milyar dolar barajını aşmayı başardı.

Ateş ve Kül, Çin'de de 100 milyon dolar eşiğine dayanmış durumda. Film, bugün itibarıyla 99,6 milyon dolarlık hasılatla bu sınıra çok yaklaşırken, 2025'te Çin pazarında bu başarıya ulaşan yalnızca ikinci Hollywood yapımı olmaya hazırlanıyor. İlk sırada ise yine Disney imzalı Zootropolis 2 (Zootopia 2) bulunuyor.

Avatar: Ateş ve Kül, Jake ve Neytiri'nin oğulları Neteyam'ın ölümünün ardından gelişen olaylara odaklanıyor. Film, aynı zamanda Kül Halkı diye bilinen ve Mangkwan adlı ateş klanına liderlik eden Varang karakteriyle yeni ve ürkütücü bir tehdidi tanıtıyor. 

Başrolleri paylaşan Sam Worthington ve Zoe Saldaña'nın yanı sıra Stephen Lang, Jack Champion, Sigourney Weaver ve Britain Dalton kadroya geri dönerken; Oona Chaplin ve David Thewlis seriye yeni katılan isimler arasında yer alıyor.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Deadline