The Continental'ın yapımcısı, yeni John Wick dizisini Batman'le kıyasladı

Yeni dizi, John Wick dünyasının birçok yönüne yeni bir ışık tutacak

The Continental'in başrollerinde Colin Woodell, Mel Gibson ve Mishel Prada yer alıyor (Peacock)
The Continental'in başrollerinde Colin Woodell, Mel Gibson ve Mishel Prada yer alıyor (Peacock)
TT

The Continental'ın yapımcısı, yeni John Wick dizisini Batman'le kıyasladı

The Continental'in başrollerinde Colin Woodell, Mel Gibson ve Mishel Prada yer alıyor (Peacock)
The Continental'in başrollerinde Colin Woodell, Mel Gibson ve Mishel Prada yer alıyor (Peacock)

The Continental'ın baş yapımcısı Basil Iwanyk, dizinin Winston Scott gibi karakterleri ve John Wick'in dünyasını nasıl inceleyeceğini anlattı.

The Continental, John Wick filmlerindeki olaylardan onlarca yıl önce geçiyor ve Winston Scott'a, özellikle de New York'taki Continental Hotel'e nasıl sahip olduğuna odaklanıyor.

"Filmlerde uçup giden fikirleri açıklıyoruz"

The Continental, John Wick'in dünyasında önemli bir yere sahip. Suikastçılar için güvenli olan bu otelde "iş" yapılmasına izin verilmiyor.

Iwanyk, John Wick'in prequel (orijinal yapımdaki olayların geçmişini anlatan yapım) dizisiyle ilgili şunları söyledi:

John Wick dünyasının ve Winston'ın Batman Başlıyor'u (Batman Begins) gibi olduğunu söyleyebilirim. Sonunda bu 4 filmde sunulan tüm çılgınlığı açıklamaya başlıyor. Bu 4 filmin 6 ayda geçtiğini unutmamalısınız. İlk üçü, üç hafta gibi bir sürede geçiyor. İnsanlar kovalanıyor. Bu yüzden aslında yavaşlıyoruz. Filmlerde uçup giden tüm bu fikirleri, kavramları, karakterleri açıklıyor ve daha derine iniyoruz.

İlk film The Continental'ı, suikastçılar için güvenli bir sığınak olarak tanıtıyordu. Ancak, John Wick'in müttefiki ve Continental'ın New York şubesinin yöneticisi Winston Scott'ın geçmişi gibi, buranın nasıl çalıştığı ve ortaya çıktığı da gizemini koruyordu.

"Daha anlatılacak çok hikaye var"

Üç bölümden oluşan dizi, Winston'ın henüz otelin sahibi olmadan bu pozisyona nasıl geldiğini merkeze alacak. Prequel ayrıca, Winston'ın geçmişini de araştıracak.

The Continental, John Wick dünyasının birçok yönüne yeni bir ışık tutacak.

Dizinin yürütücü yapımcıları Basil Iwanyk ve Erica Lee, çekincelerine rağmen ikinci bir sezona açık olduklarını söylüyor.

Serinin ardındaki yaratıcı ekip, John Wick evreninde anlatılacak daha çok hikâye olduğuna inanıyor.

Dizinin ilk bölümü 22 Eylül'de Amazon Prime'da yayımlanacak.

Independent Türkçe



Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor
TT

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Kanada'daki York Üniversitesi Sağlık Fakültesi'nde yapılan devrim niteliğindeki bir keşif, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1'ini etkileyen ve zayıflatıcı bir otoimmün hastalık olan iltihaplı romatizma (romatoid artrit) tedavisinde yeni bir dönemin habercisi olabilir.

İltihaplı romatizma bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi dokularına saldırması sonucu eklemlerde oluşan kronik sertlik, şişlik ve ağrı olarak tanımlanır. Hastalık zamanla eklemlerde, kıkırdakta ve kemiklerde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açarak günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyebilir. Mevcut tedaviler genellikle steroidler gibi geniş spektrumlu İmmünsüpresyonlar (bağışıklık sisteminin aktivasyonunun veya etkinliğinin azalması) veya spesifik sitokinleri (hücrelerin birbirleriyle iletişimini sağlayan protein ve peptidlerin bir grubu) hedef alan biyolojik ilaçları içeriyor. Ancak bu yaklaşımlar genellikle etkinliğini yitirirken enfeksiyonlara yatkınlığın artması ve diğer ciddi yan etkiler gibi riskler taşıyor.

Umut verici sonuçlar

Kanada York Üniversitesi Kinesiyoloji ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Araştırma Başkanı Doç. Dr. Ali Abdussettar liderliğinde yürütülen ve geçtiğimiz mart ayında Journal of Autoimmunity dergisin yayımlanan çalışmada araştırmacılar ‘TRAF1’ proteininin bağışıklık düzenlemesindeki rolünü incelemek için gelişmiş bir gen düzenleme tekniği kullandılar. Araştırma ekibi, TRAF1 proteini üzerindeki valin 196 (V196) bölgesindeki tek bir mutasyonun farelerde enflamasyonu önemli ölçüde azaltabileceğini keşfetti. Çünkü bu mutasyon aşırı duyarlı bir bağışıklık sisteminin sürdürülmesi için kritik olan moleküler bir etkileşimi bozuyor. Bu da normalde aşırı iltihaplanmaya neden olan olaylar zincirini etkili bir şekilde durduruyor. İltihaplı romatizma, günlük yaşamın birçok yönünü etkileyebilen yaygın bir sağlık sorunudur ve bu hastalığın tedavisinde mevcut tedavilerin sınırlı etkinliğine bağlı olarak yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyuluyor. Bu çalışmada, İltihaplı romatizma ve diğer inflamatuar (iltihaplı) hastalıklar için daha etkili tedavilerin önünü açabilecek bir keşif yapıldı.

TRAF1, bağışıklık sistemindeki ikili rolüyle biliniyor. TRAF1, gen bazı bağlamlarda inflamatuar sinyalleri güçlendirirken, diğerlerinde bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini önlemek için bir fren görevi görür. Bu ikili görev, TRAF1'i şimdiye kadar tedavi edici müdahale için zor bir hedef haline getiriyordu.

Çalışma, mutasyonun TRAF1'in başka bir proteinle etkileşimi üzerindeki etkisini belirleyerek, inflamatuar sinyallerin nasıl daha hassas bir şekilde modüle edilebileceğine dair yeni bilgiler sağladı. Bu mutasyon, aşırı iltihaplanmaya neden olan moleküler olaylar dizisini etkili bir şekilde durduruyor. Bu hedefe yönelik yaklaşım sadece iltihaplı romatizma semptomlarını hafifletmekle kalmayıp aynı zamanda hastalığa yol açan bozuk mekanizmaları da ele alarak mevcut tedavi seçeneklerine iyi yanıt vermeyen hastalara umut veriyor.

Bu çalışma, bağışıklık sisteminin düzenlemesi ve bunun iltihaplı hastalıklar üzerindeki etkilerini anlamamızda büyük bir sıçrama olarak görülüyor. Araştırma ekibi, gen düzenleme teknolojisinin gücünden yararlanarak, önemli moleküler etkileşimlerin değiştirilebileceğini göstermiş ve daha hassas tedavi edici stratejilerin geliştirilmesinin önünü açmıştır.

Yeni tedavi yöntemleri

Bu bulgular farelere ve insanlara başarıyla uygulanabilirse, sonuçları çok derin olabilir. Bu yeni keşif temelinde gelecekte üretilecek ilaçlar, iltihaplı romatizma için daha uygun bir tedavi sağlayabilir. Potansiyel olarak geniş spektrumlu immünosupresanlara olan bağımlılığı azaltabilir ve enfeksiyon ve kanser gibi yan etkilerin oluşma riskini en aza indirebilir. Araştırmanın ortaya koyduğu ilkeler diğer inflamatuar hastalıkların tedavisinde de uygulanabilir ve bağışıklık sisteminin önemli bir faktör olduğu hastalıkların tedavisi için yeni yollar açabilir.

Bu keşif, araştırma ekibinin yenilikçi ruhunun da bir kanıtı olurken genetik araştırmaların modern tıptaki önemli rolünü de ortaya koyuyor. Çalışmalar ve klinik deneyler ilerledikçe, iltihaplı romatizma hastaları yakında sadece semptomları hafifletmekle kalmayıp aynı zamanda inflamasyonun temel nedenlerini de hedef alan tedavilere erişebilecekler. Araştırma ekibi, doktorlar ve hastalar, iltihaplı romatizma tedavisini yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyan bu öncü çalışmayı laboratuvardan klinik uygulamaya geçerken yakından takip ediyor.

Dünya genelinde iltihaplı romatizma hastası 18 milyon insanın birçoğu her gün ağrı çekiyor ve bazı sakatlıklar yaşıyor. Bu keşif, tedavilerin daha etkili ve daha hafif olduğu bir gelecek için umut veriyor.

Araştırma ilerledikçe, ekibin çalışmaları, yeniliğe büyük ihtiyaç duyulan bir alanda devrim niteliğinde tedaviler keşfetmek için genetik içgörülerin gücünü vurguluyor. Bu keşif, bilimin vaat ettiğinden daha fazlasını, kronik hastalıklardan kurtarılmış yaşamların olabileceğine dair bir vizyon sunuyor.