Netflix'in interaktif romantik komedisi sınıfta kaldı

"The Sims oynarken akla gelebilecek en sıkıcı seçeneklere erişiminizin olması gibi bir şey"

Senaryosunu Josann McGibbon'ın kaleme aldığı film, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5 puan alabildi (Netflix)
Senaryosunu Josann McGibbon'ın kaleme aldığı film, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5 puan alabildi (Netflix)
TT

Netflix'in interaktif romantik komedisi sınıfta kaldı

Senaryosunu Josann McGibbon'ın kaleme aldığı film, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5 puan alabildi (Netflix)
Senaryosunu Josann McGibbon'ın kaleme aldığı film, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5 puan alabildi (Netflix)

Netflix, Black Mirror: Bandersnatch'le izleyicinin kendi hikayesini yarattığı ilk interaktif yapımına imza atmıştı. Onu platformun ilk interaktif romantik komedisi Aşkı Seç (Choose Love) takip etti.

İzleyicilerin kahramanın talibini seçmesine ve aşk hikayesine dahil olmasına izin veren filmin bu uygulaması heyecan verici görünse de Aşkı Seç, ne eleştirmenleri ne de seyircileri tatmin edebildi.

Stuart McDonald yönetmen koltuğunda oturduğu Aşkı Seç'in başrollerinde Laura Marano, Avan Jogia, Scott Michael Foster ve Jordi Webber yer alıyor. Filmin farklı seçenekleriyle ilerleyen izleyiciler, ana karakterler adına verdikleri kararlarla onların bu aşk hikâyesinde hangi yollardan geçeceğini belirliyor. 

Netflix, filmin konusunu kısaca şöyle özetliyor:

İstikrarlı erkek arkadaşı. Elinden kaçırdığı eski sevgilisi. Etkileyici rock yıldızı. Cami hangisini seçecek? Bu interaktif romantik komedide Cami'nin aşk hayatı sizin elinizde.

Eleştirmenlere göre film, en azından birinin izleyicinin ilgisini çekmesini umarak üç belirsiz karakter profili sunuyor. Bu da karakter gelişimini imkansız kılıyor. 

Film, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden yalnızca 38 puan alabildi. 

Variety'den Courtney Howard, filmle ilgili şu ifadeleri kullandı:

Bu yolculukların her birinin farkında olmadan ortaya çıkardığı şey, kadın kahramanımıza, erkeklerle ilişkilerinin dışında kim olduğunu keşfetme lütfu bir yana iç gözlem için bile nadiren fırsat verildiği.

Guardian'daki eleştirideyse şu ifadelere yer verildi:

Aşkı Seç, özgünlük niyetine rağmen, nihayetinde algoritmik içeriğin bir başka kötü sonucu gibi hissettiriyor.

New York Times'dan Claire Shaffer da filmi beğenmeyenlerden:

Aşkı Seç rahatlatıcı bir romantik komediden çok, algoritma destekli medya akışının kaçınılmaz sonucunu andırıyor: Her biri önceden belirlenmiş farklı bir klişeye yol açan bir dizi kopuk, sığ etkileşim.

GQ'dan Patrick Sproull ise, filmi meşhur video oyununa benzetti:

Bu biraz The Sims oynarken akla gelebilecek en sıkıcı seçeneklere erişiminizin olması gibi bir şey.

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature