Keith Richards rap müziğe ateş püskürdü: İnsanların bana bağırmasından hoşlanmıyorum

Rolling Stones'un 79 yaşındaki gitaristi pop müziği de "çöp" diye tanımladı

Keith Richards, 1962'den beri Rolling Stones'da çalıyor (Reuters)
Keith Richards, 1962'den beri Rolling Stones'da çalıyor (Reuters)
TT

Keith Richards rap müziğe ateş püskürdü: İnsanların bana bağırmasından hoşlanmıyorum

Keith Richards, 1962'den beri Rolling Stones'da çalıyor (Reuters)
Keith Richards, 1962'den beri Rolling Stones'da çalıyor (Reuters)

Keith Richards rap müziği eleştirerek "insanların ona bağırmasından" hoşlanmadığını açıkladı.

Rolling Stones'un 79 yaşındaki gitaristi pop müzik sahnesini de hedef alarak bu türü de "çöp" olarak tanımladı.

Richards bu yorumları Rolling Stones'un yeni albümü Hackney Diamonds'ın yayımlanmasından önce Telegraph'a verdiği röportaj sırasında yaptı.

Müzisyen, blues, caz ve klasik dahil çok çeşitli müzik türlerini dinlediğini ancak pop müzik listelerini reddettiğini belirtti.

Richards, "Pop müzikten şikayet etmeye başlamak istemiyorum" dedi. 

Her zaman çöptü. Demek istediğim, zaten amacı da bu. Olabildiğince ucuz ve kolay hale getiriyorlar ve bu nedenle kulağa hep aynı geliyor; içinde çok az duygu var.

Richards şöyle devam etti: 

Enstrüman çalan kişilerin müziğini dinlemeyi seviyorum. Yani, eskiden asansörlerde duyduğunuz ve artık alışılagelmiş olan plastik sentezli müziği dinlemekten hoşlanmıyorum.

Richards ardından öfkesini rap müziğe yöneltti ve ekledi: 

İnsanların bana bağırarak bunun müzik, yani rap olduğunu söylemesinden gerçekten hoşlanmıyorum. Buna evimden çıkmadan da yeterince maruz kalabiliyorum.

 

Richards, grup arkadaşları 80 yaşındaki Mick Jagger ve 76 yaşındaki Ronnie Wood'la birlikte önceki haftalarda Hackney'de düzenledikleri basın toplantısında Hackney Diamonds'ın yakında piyasaya çıkacağını duyurmuştu.

Etkinlikte Rolling Stones, 2021'de hayatını kaybeden davulcuları Charlie Watts'ı saygıyla anmıştı.

Richards, "Charlie gittiğinden beri her şey farklı, o 4.'müzdü, artık yok. Elbette onu inanılmaz derecede özlüyoruz" dedi.

Ama Charlie Watts sayesinde, onun tavsiyesiyle grubun yedek davulcusu Steve Jordan'a sahibiz; Charlie eğer ona bir şey olursa, onun aradığımız kişi olduğunu söylemişti. Steve bizim bir arkadaşımızdı, ben de Steve'le çalışmıştım, bu yüzden doğal bir gelişmeydi. Charlie'nin onayı olmasaydı çok daha zor olurdu, biliyorsunuz.

Grubun 18 yıl sonra orijinal repertuardan oluşan ilk stüdyo albümü niteliğindeki kayıtta iki parçada Watts'ın davulları yer alıyor.

Basın toplantısına katılan hayranlar Stones'un yeni single'ı Angry'nin, Euphoria'nın oyuncusu Sydney Sweeney'nin oynadığı müzik videosuna da ilk kez göz atma fırsatı buldu.

Albümde Lady Gaga, bas çalacağı söylenen Paul McCartney ve Stevie Wonder'ın da aralarında bulunduğu bir dizi tanınmış konuk sanatçının yer alacağı da doğrulandı.

Hackney Diamonds'ın 20 Ekim'de piyasaya sürülmesi planlanıyor.

Independent Türkçe



T-rex'in atalarının nereden geldiği bulundu

Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)
Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)
TT

T-rex'in atalarının nereden geldiği bulundu

Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)
Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)

Bilim insanları, Tyrannosaurus rex'in (T-rex) atalarının 70 milyon yıl önce Asya'dan Kuzey Amerika'ya göç ettiğini buldu. 

66 milyon ila 68 milyon yıl önce yaşayan T-rex yaklaşık 4 metre boya ve 12 metre uzunluğa ulaşabilen devasa bir dinozordu. 

Bu türün fosilleri genellikle Kuzey Amerika'da ortaya çıkarken, atalarının nereden geldiği bir süredir tartışma konusuydu. T-rex'in, ait olduğu tyrannosaurid grubunun Asya'daki üyelerine daha çok benzemesi bu belirsizliğin temel nedeni. 

Bazı bilim insanları bu nedenle T-rex'in atalarının Asya'da ortaya çıkıp Kuzey Amerika'ya gittiğini düşünüyordu. 

Bulguları hakemli dergi Royal Society Open Science'ta dün (7 Mayıs) yayımlanan çalışma, bu teoriyi destekleyen sonuçlara ulaştı. 

Araştırmacılar çeşitli tyrannosaurid türlerinin nerede ve ne zaman keşfedildiğine, evrimsel ağaçlarına ve bölgenin çevresel koşullarına dair verileri kullanarak bir bilgisayar modeli oluşturdu. 

Modelde fosil kayıtlarındaki boşlukları da hesaba katan ekip, T-rex'in atalarının Asya'da keşfedilmeyi bekleyen kalıntıları olduğunu düşünüyor. 

T-rex'in atalarının hem Kuzey Amerika hem de Asya'da fosilleri varken T-rex'in kalıntılarına sadece Kuzey Amerika'da rastlandığını saptadılar. 

Bilim insanları bu nedenle T-rex'in atalarının, deniz seviyelerinin düşmesi sonucu bir kara yolu açılmasıyla, yaklaşık 70 milyon yıl önce Asya'dan Kuzey Amerika'ya gittiğini söylüyor.

University College London'dan makalenin başyazarı Cassius Morrison "T-rex'in coğrafi kökeni hararetli tartışmalara konu oldu" diyerek ekliyor:

Modellememiz, T-rex'in atalarının muhtemelen Asya'dan Kuzey Amerika'ya gittiğini ve bugünkü Sibirya'yla Alaska arasındaki Bering Boğazı'nı geçtiğini gösteriyor.

Yeni çalışma tyrannosaurid ve kuzenleri megaraptorların nasıl devasa boyutlara ulaştığına da ışık tuttu. 

Araştırmacılar, her iki grubun da 92 milyon yıl önceki sıcaklık artışının ardından atalarına göre çok daha büyük vücut boyutlarına ulaştığını tahmin ediyor. Bu küresel ısınmanın ardından sıcaklıklar düşmüş ve daha soğuk bir iklim görülmüştü. 

Bilim insanları bu ortamda diğer büyük dinozor türlerinin yok olması ve bu iki grubun soğuk havalara daha iyi adapte olması sayesinde büyüyüp geliştiğini düşünüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Charlie Scherer "Muhtemelen yaklaşık 90 milyon yıl önce nesli tükenen, eşit derecede büyük teropodların yerini almak için bu kadar devasa boyutlara ulaştılar" diyerek ekliyor:

Bu yok oluş, muhtemelen tiranozorların bu boyutlara ulaşmasını engelleyen ekolojik bariyeri ortadan kaldırdı.

Independent Türkçe, CNN, Live Science, Cosmos Magazine, Royal Society Open Science