Kalorisi düşük gazlı içecek içen hamilelerin çocuklarında otizm görülme riski neden daha fazla?

Düşük kalorili içeceklerde aspartam kullanılıyor (AP)
Düşük kalorili içeceklerde aspartam kullanılıyor (AP)
TT

Kalorisi düşük gazlı içecek içen hamilelerin çocuklarında otizm görülme riski neden daha fazla?

Düşük kalorili içeceklerde aspartam kullanılıyor (AP)
Düşük kalorili içeceklerde aspartam kullanılıyor (AP)

ABD’de yürütülen yeni bir çalışma, düşük kalorili gazlı içecek veya birçok gıdayı tatlandırmak için kullanılan yapay tatlandırıcı aspartam içeren diğer yiyecek ve içecekleri tüketen hamile veya emziren kadınların özellikle ‘erkek çocuklarında’ daha yüksek oranda otizm görülebileceğini ortaya çıkardı.

Şarku’l Avsat’ın Fox News’ten aktardığı habere göre, araştırmacılar, Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) tanısı konan 235 çocuğun annesinin rapor edilen aspartam tüketimini analiz etti.

Daha sonra, bu sonuçlar ‘tipik nörolojik gelişime’ sahip 121 çocuktan oluşan bir kontrol grubuyla karşılaştırıldı.

Texas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi’ndeki araştırmacılar, otizmli çocukların, anne karnındayken veya emzirilirken günlük olarak aspartamla tatlandırılmış ürünlere üç kat daha fazla maruz kaldıklarını buldu.

Ancak araştırmacılar, bu çalışmadaki otizm vakalarının çoğunun (yüzde 87) erkek olduğuna dikkat çekti.

Araştırmanın başyazarı Sharon Parten Fowler çalışma bulgularına ilişkin şunları söyledi;

“Hamilelik ve emzirme sırasında aspartam tüketimi ile çocuklarda otizm görülme sıklığı arasındaki bu ilişkiyi, annelerin maruz kaldığı ve çocuklarının hastalığa yakalanma riskini etkileyebilecek ek risk faktörleri hakkında daha fazla bilgi toplandıkça incelemek önemli olacaktır.”

ascdf
Hamilelik ve emzirme döneminde aspartam tüketimi ile çocuklarda otizm görülme sıklığı arasında bir ilişki olduğu ortaya çıktı (AP)

Fowler, bu çalışmanın, kadınların hamilelik sırasında bu ürünleri tüketmesine ilişkin uyarıda bulunan ilk araştırma olmadığını söyleyerek, şu ifadelerle açıklamasını sürdürdü;

“2010’dan bu yana, hamilelik sırasında düşük kalorili gazlı içecekler içen kadınların çocuklarında artan sağlık risklerine ilişkin bir dizi rapor yayınlandı.”

Bu sağlık riskleri arasında, erken doğum riskinin yanı sıra çocuklukta obezite riskinin artması da bulunuyor.

Fowler araştırmaya ilişkin ayrıca şunları söyledi;

“Yakın zamanda yapılan bir araştırma, diyet içeceklerde kullanılan tatlandırıcıların, çocuğu rahimde çevreleyen amniyotik sıvıda ve çocuğun göbek kordonundaki kanda bulunduğunu gösterdi. Bu, bir kadın diyet tatlandırıcıları içtiğinde bunların rahme ve çocuğun içinde bulunduğu sıvıya ulaştıklarını kanıtlıyor.”

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Temmuz ayında yaptığı açıklamada, aspartamın insanlar için olası bir kanserojen olarak sınıflandırıldığını bildirdi.



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe