ABD'de çiftler arasında yeni trend "para randevusu"

"Aklımızdaki hedefleri konuşurken bir yandan da kendimizi şımartıyoruz"

Danışmanlar, düzenli olarak para randevusuna çıkan çiftlerin harcamalarını daha iyi yönetebileceklerini söylüyor (Unsplash)
Danışmanlar, düzenli olarak para randevusuna çıkan çiftlerin harcamalarını daha iyi yönetebileceklerini söylüyor (Unsplash)
TT

ABD'de çiftler arasında yeni trend "para randevusu"

Danışmanlar, düzenli olarak para randevusuna çıkan çiftlerin harcamalarını daha iyi yönetebileceklerini söylüyor (Unsplash)
Danışmanlar, düzenli olarak para randevusuna çıkan çiftlerin harcamalarını daha iyi yönetebileceklerini söylüyor (Unsplash)

Tierra Bates ve kocası Gregory, bütçeleri ve tasarruf hedeflerini gözden geçirme havasına girmek için şık giyiniyor ve lüks bir et lokantasında akşam yemeğine gidiyor.

Güney Carolina'nın Shelby kentinde okul terapisti ve emlakçı olan Bates, "Bir şeyleri tartışıyoruz ama aynı zamanda kutlama da yapıyoruz" diyor ve ekliyor: 

Aklımızdaki hedefleri konuşurken bir yandan da kendimizi şımartıyoruz.

Romantizm ve finansın bu karışımı, mali danışmanlar ve servet oluşturma işindekiler tarafından "para randevusu" (money date) diye adlandırılıyor. 

Buradaki fikir, çiftlerin genellikle korktuğu konuşmalar için zaman ayırmak ve bunu dört gözle beklenen bir etkinlik haline getirmek. 

Yükselen trend Wall Street Journal'ın (WSJ) da dikkatini çekti. Gazete konuyla ilgili kapsamlı bir haber hazırladı.

Danışmanlar ve ilişki rehberleri, düzenli olarak para randevularına giden çiftlerin harcamalarını, tasarruflarını ve yatırımlarını daha iyi yönetebildiklerini söylüyor. 

Para konusundaki anlaşmazlıklar evlilikleri zorlayabildiğinden, finansal kararlar hakkında eğlenceli şekilde tartışmalar yapmak, sorunların dargınlık yaratmadan önce ele alınmasına yardımcı oluyor.

Cincinnati'de finans koçluğu yapan Christine Luken, "Müşterilerime 'Para randevusuna seksi kıyafetlerinizle çıkın' önerisinde bile bulundum" diyor.

Finansal planlamayı randevuya dönüştürmek kulağa uyumsuzluk gibi gelebilir ancak bilim bu önermeyi destekliyor. 

Michigan Üniversitesi'nde Pazarlama Profesörü olan Scott Rick, "Bu, araştırmaların insanların alışkanlıklarını değiştirmelerine yardımcı olabileceğini öne sürdüğü, daha az heyecan verici bir görevi daha heyecan verici ödülle eşleştiren bir tür cazibe gruplaması" dedi.

Finans uzmanlarından oluşan Entwistle Partners'ın kurucusu ve UBS'in Varlık Yönetimi Kıdemli Başkan Yardımcısı Kathy Entwistle da eşinizle mali durumunuzu konuşmak için zaman planlayarak para konusunda anlayış, daha fazla şefkat ve daha fazla başarıya kapı açabileceğinizi öne sürüyor. 

Entwistle'a göre basit konuşmalar yapmak, potansiyelin kilidini açabilir ve konunun gizemini çözebilir:

Bu küçük adımları atmaya başladığınızda, her şey daha da kolaylaşır. Parayla ve sevgilinizle ilişkinizde, olmak istediğiniz yere daha yakın hissedersiniz.

Florida merkezli finansal terapist Adam Kol, daha iyi para kararları almak için para harcamanız gerekebileceğini hatırlatıyor.

İlk para randevularını ayarlamak isteyen çiftler içinse Kol, en son kredi kartı ekstresinin birlikte incelenmesini öneriyor. 

'Bunu harcadığınıza inanamıyorum' demek yerine 'Burada garip bir şey olmadığından emin olalım' demek daha doğru.

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature