Eleştirmenlerin "zaman kaybı" dediği film, Netflix'te zirveyi zorluyor

2011 yapımı bilimkurgunun başrollerinde Justin Timberlake, Amanda Seyfried ve Cillian Murphy var

Zamana Karşı, gösterime girdiği dönemde dünya çapında 174 milyon dolarlık hasılat elde etmişti (20th Century Studios)
Zamana Karşı, gösterime girdiği dönemde dünya çapında 174 milyon dolarlık hasılat elde etmişti (20th Century Studios)
TT

Eleştirmenlerin "zaman kaybı" dediği film, Netflix'te zirveyi zorluyor

Zamana Karşı, gösterime girdiği dönemde dünya çapında 174 milyon dolarlık hasılat elde etmişti (20th Century Studios)
Zamana Karşı, gösterime girdiği dönemde dünya çapında 174 milyon dolarlık hasılat elde etmişti (20th Century Studios)

Netflix, 18 Eylül - 24 Eylül haftasında en çok izlenen İngilizce filmleri açıkladı. Gösterime girdiği dönemde eleştirmenlerin yerden yere vurduğu bilimkurgu, zirveyi zorlayarak şaşırtıcı bir performansa imza attı.

12 yıl sonra gelen başarı 

Başrollerde Justin Timberlake, Amanda Seyfried ve Cillian Murphy'nin yer aldığı Zamana Karşı (In Time), vizyona girmesinden 12 yıl sonra beklenmedik bir başarı elde etti. 

Netflix'in dünyada en çok izlenen ikinci filmi olan 2011 yapımı Zamana Karşı, insanların 25 yaşından sonra yaşlanmadığı bir dünyada geçiyor. Bu noktada zaman para birimi olarak kullanılıyor.

Zenginlerin uzun yaşayıp fakirlerin 30'u zor gördüğü bir dünya

Yani zenginler doğal olmayan bir şekilde uzun yaşarken, fakirler genellikle 30'lu yaşlarının ötesini göremiyor.

Netflix, filmin konusunu kısaca şöyle özetliyor:

İşlemediği bir cinayetle suçlanan bir adam yaşlanmanın 25 yaşında durduğu ve sadece fazladan zaman alabilenlerin uzun süre yaşadığı bir gelecekte hayatta kalma mücadelesi verir.

Gattaca'nın yönetmeni Andrew Niccol imzasını taşıyan Zamana Karşı, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden sadece 37 puan almasına rağmen 5,7 milyon tekil izlenmeyle listede 3 numaraya yerleşerek şaşırtıcı bir şekilde üst sıralarda yer aldı. 

Filmi oyuncular sırtlıyor

Toplam 10,4 milyon saat izlenme sayısına ulaşan filmin başarısı, yıldızlarla dolu oyuncu kadrosuna bağlanıyor. Başroldeki Timberlake'in Troller (Trolls) filmi için yazdığı şarkı Oscar'a aday olmuştu. 

42 yaşındaki Timberlake'in rol arkadaşı Seyfried de aradan geçen yıllar içinde büyük bir başarılar elde etti. David Fincher'ın Netflix filmi Mank'taki performansı 2021'de ona Oscar adaylığını getirdi. HBO dizisi The Dropout'taysa Elizabeth Holmes'u canlandırdı ve performansı Emmy ödülüyle taçlandı.

Bu yazın en çok konuşulan filmlerinden Oppenheimer'ın başrolündeki Cillian Murphy'nin adıysa Oscar'la yan yana anılıyor.

Zamana Karşı, Türkiye'de en çok izlenenler listesinde ikinci sırada yer alıyor. Toplamda 51 ülkenin popüler filmler listesine giren bilimkurgu, Vietnam ve Dominik Cumhuriyeti'nde zirveye yerleşti.

Zamana Karşı'da Matt Bomer ve Olivia Wilde gibi isimler de rol alıyor.

Independent Türkçe



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe