John Wick 4, çıtayı fazla yükselterek spinoff dizisine zarar vermiş olabilir

The Continental, John Wick'in aksiyon sahnelerine istese de yetişemiyor

John Wick 4, 432 milyon dolar hasılat yaparak serinin en başarılı filmi olmuştu (Lionsgate)
John Wick 4, 432 milyon dolar hasılat yaparak serinin en başarılı filmi olmuştu (Lionsgate)
TT

John Wick 4, çıtayı fazla yükselterek spinoff dizisine zarar vermiş olabilir

John Wick 4, 432 milyon dolar hasılat yaparak serinin en başarılı filmi olmuştu (Lionsgate)
John Wick 4, 432 milyon dolar hasılat yaparak serinin en başarılı filmi olmuştu (Lionsgate)

1970'lerde geçen dizi The Continental, çok sevilen John Wick serisinin öncesini konu alıyor. 

The Continental, Keanu Reeves'in meşhur tetikçiyi canlandırdığı 4 filmin tarzına ve tonuna yakın kalmak için büyük çaba sarf ediyor.

John Wick'e hazırlık

Dizinin New York'ta ustalıkla yarattığı atmosferinden, karakterlerin doğasına kadar The Continental'ın ilk bölümü, uzun soluklu film serisi için adeta hazırlık görevi görüyor. 

The Continental'ın John Wick'e benzemeye çalıştığı bir başka şey de aksiyon sahneleri. 

Bu gösterişli sahneler kendi başına başarılı olsa da John Wick 4'ün (John Wick: Chapter 4) aksiyon sekanslarının yanında sönük kalıyor. 

Bu da son filmin aksiyon çıtasını çok yükseğe koyarak serinin spinoff'larına istemeden de olsa zarar vermiş olabileceği anlamına geliyor.

The Continental'daki ilk büyük aksiyon sahnesi, dizinin hemen açılışında yer alıyor. Frankie karakterinin diziye adını veren otelde yaptığı soygun, onu durdurmaya çalışan tetikçilerle girdiği kanlı mücadeleyle sonuçlanıyor. 

Televizyon standartlarına göre üst düzey

The Continental'daki aksiyon sekansı televizyon standartlarına ve hatta bazı sinema filmlerine göre ne kadar etkileyici olursa olsun, yine de John Wick 4'tekilerle boy ölçüşemiyor.

Eleştirmenlere göre The Continental'ın sahneleri masaya yeni bir şey getiremedi, bunun yerine 2014'teki ilk John Wick'in aksiyon sekansları gibi hissettirdi. 

The Continental'ın prömiyerinden sadece 6 ay önce John Wick 4'teki benzersiz aksiyon sahnelerini izleyenler dizidekilerle yetinmekte zorlandı.

John Wick 4'ün aksiyon sahnelerinin bu kadar başarılı olmasının başlıca nedeni elbette Keanu Reeves. Reeves'in adanmışlığı her filmde çıtayı daha da yükselteren onu en iyi aksiyon yıldızlarından biri haline getirdi.

Independent Türkçe



Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
TT

Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)

Dünyanın çeşitli yerlerindeki toplumların büyük acılar çekmesine neden olan sömürgeciliğin izleri, beklenmedik yerlerden çıkmayı sürdürüyor. 

Dan Hicks yeni yazdığı Every Monument Will Fall (Her Bir Anıt Devrilecek) adlı kitapta dünyanın en prestijli üniversitelerinden Oxford'daki bir örneğe işaret etti. 

Birleşik Krallık'taki okulda görev yapan akademisyenlerin, onlarca yıl boyunca insan kafatasından yapılmış bir bardak kullandığını ortaya çıkardı. 

Aynı okulda arkeoloji dersleri veren Hicks, 2015'e kadar resmi yemeklerde düzenli kullanılan kadehin, gümüşlerle bezenmiş bir kafatası olduğunu söylüyor. 

İçine konan şarapların sızması üzerine bardak, çikolata servisinde kullanılmaya başlanmış.

Akademisyenler ve misafirler bu durumdan giderek daha fazla rahatsızlık duyunca, kadehin kullanımına son verilmiş.

Dan Hicks, okulun kafatasınının kökenlerini incelemek üzere 2019'da kendisini davet ettiğini Guardian'a anlattı. 

Karbon testiyle kafatasının 225 yaşında olduğunu bulan Hicks, onun büyük ihtimalle Karayipler'den getirildiğini ve köleleştirilmiş bir kadına ait olduğunu belirtiyor. 

Okulun eski öğrencilerinden George Pitt-Rivers, 1946'da bu kupayı Oxford'a armağan etmiş. Bu kadeh, ona da Pitt Rivers Müzesi'ni kuran arkeolog dedesi Augustus Henry Lane Fox Pitt Rivers'tan miras kalmış. 

Kafatasının sahibinin kimliğini tespit edememesini sorunsallaştıran arkeolog, Birleşik Krallık sömürgeciliğinin Cecil Rhodes ve Edward Colston gibi simgelerinin adlarının heykeller ve kurumlarla yaşatıldığını ancak kolonyalizm kurbanlarının tarihten ve hafızalardan silindiğini vurguluyor:

İnsanlıktan çıkarma ve kimliklerin yıkımı da şiddetin bir parçasıydı.

Independent Türkçe, Guardian, Daily Mail