Dünyanın en şişman insanı Daniel Lambert'ın tuhaf hikayesi

Dünyanın en şişman insanı Daniel Lambert'ın tuhaf hikayesi
TT

Dünyanın en şişman insanı Daniel Lambert'ın tuhaf hikayesi

Dünyanın en şişman insanı Daniel Lambert'ın tuhaf hikayesi

Mehmed Mazlum Çelik 

Daniel Lambert, 13 Mart 1770'te Leicester'deki St. Margaret Bölgesi'nde doğdu.

Tüm dünya onu kilosuyla hatırlıyor.

Lambert'ın obezitenin yaygın olmadığı bir çağda yaklaşık 400 kilo civarına ulaşması kendi çağında büyük yankı uyandırmıştı. 

Avcılık yapan babası son derece atletik bir vücuda sahipti.

Annesi de son derece güzel bir ev kadınıydı.

Ayrıca ebeveynlerinin ailelerinde de şişmanlıkla ilgili bir sorunu bulunan kimse yoktu.

Lambert'ın 14 yaşına kadar akranlarına göre daha iri olduğu ailesinin de dikkatini çekmişti; ama insanların nispeten sıska olduğu bir dönemde bu Lambert için bir avantajdı.

Çiftçilik ve fabrika işçiliği gibi ağır işlerde çalışan Lambert, yirmili yaşlarının başına kadar kilosunu hep bir avantaj olarak kullandı.

Lambert'ın giydiği bir pantolon
Lambert'ın giydiği bir pantolon

Sorun şuydu ki Daniel Lambert sürekli şişmanlıyordu.

Şişmanlığı fabrika işçiliği için artık bir engel olunca babasının yanına yerleşti. 

Leicester'da bir hapishanede gardiyanlık yapan babası, oğlunu da yanına aldı.

Lambert, şişmandı ve günden güne de şişmanlamaya devam ediyordu; ama yalnızca şişmanlamıyordu, çünkü kilosu arttıkça kas gücü de o nispetle artıyordu.

Henüz 21 yaşına geldiğinde 500 kilo ağırlığı rahatlıkla kaldırabildiği bir kas gücüne ulaşmıştı.

Leicester'a gelen bir sirk Lambert'ın hayatını değiştirecekti. Sirkteki bir ayı kaçarak evin bahçesine girmiş ve Lambert'ın hayattaki en iyi dostu olan köpeğine saldırmıştı.

Pencereden durumu gören Lambert, koşarak köpeğini ayının elinden kurtardı ve ayıyı oracıkta çıplak elleriyle öldürdü.

Sirk sakinleri bu manzaraya gözleriyle şahit olmuştu, bu Lambert'ın hayatını değiştirecek bir andı.
Aslında genç adam şişmanlıktan nefret ediyordu. 

Çoğu insana göre çok az yiyor ve günde onlarca kilometre yürüyordu. Buna rağmen bir türlü kilosunun önüne geçemiyordu.

Kilosuna rağmen ortalama bir insandan çok daha hızlı koşuyor ve kas gücü de kilosuyla artmaya devam ediyordu.

Lambert sirktekilerin tavsiyesi ile evini ziyarete açtı. Kendisini görmeye gelenlerden 1 şilin para almaya başladı.

Bu ticari girişim başarıya ulaştı ve her gün yüzlerce kişi onu görmeye geldi.

Leicester küçük bir yerleşimdi ve kısa sürede dünyanın en şişman adamına ev sahipliği yapması sebebiyle Birleşik Krallığın en gözde turistik mekanlarından birisine dönüştü.

Zengin tüccarlar, soylular, saray mensupları ve sıradan halk, bu tuhaf adamı görmeye akın ediyordu; çünkü Lambert sadece şişman değildi. Tuhaf bir aurası vardı ve gelenler ile yaptığı hoş sohbetler insanları son derece etkilemekteydi. 

Kont Joseph Borulawski
Kont Joseph Borulawski

Misafirlerinin ziyaret sırasında nezaket kurallarına ehemmiyetle riayet etmesini bekleyen Lambert, kadın ya da erkek hiçbir konuğunun şapkayla odaya girmesine izin vermezdi.

Lambert bu iş sayesinde ekonomik sorunlarını çözünce tuhaftır kendisini daha fazla spora verdi ve bu durum kilosunun günden güne artmasına neden oldu. Lambert ağırlık kaldırıyor, koşuyor ve yüzüyordu. 

Öyle iyi bir yüzücüydü ki kendisini sergilemenin yanı sıra küçük kasabasında yüzme hocalığı da yapmaya başladı.  

Bu süreçte Fransa Diktatörü Napolyan Bonapart'a bir gösteri yapması için Paris'e davet edildi; ünü Avrupa'ya yayılan Lambert ise bu teklifi reddetti. Kendisini bir sirk maymunu olarak tanımlamıyordu.

Zaten onu evinde ziyaret edenler şişmanlığından ziyade dostluğu ve konuşmasındaki zarafete hayran kalıyordu. 

Onu ziyaret edenlerden birisi de cüceliği ile tanınan Kont Joseph Borulawski idi. Kendisi de vücudundan mustarip olan Kont Borulawski, Lambert'in en yakın arkadaşı oldu. Ömrünün sonuna kadar dostunun maddi manevi yanında oldu.

Velhasıl, şöhreti bütün Avrupa'ya yayılan Lambert, soyluların ve prenslerin dostluğunu kazandı; Lambert'in bunu yalnızca şişmanlığı ile yapmadığı aşikâr.

Elbette hiçbir vücut bu denli ağırlığa uzun süre dayanamazdı. 1809 yılında henüz 39 yaşındayken hayatını kaybetti.

Leicester halkı milli kahramanlarını kaybetmişçesine üzüldü ve görkemli bir cenaze merasimi düzenlendi.

Independent Türkçe

Mezar taşına ise şunlar yazıldı:

O eşsiz adamın anısına. 

DANIEL LAMBERT. 

Leicester Yerlisi: yüce ve neşeli bir kavrayışa sahip yüceliğinin benzeri yoktu.

Bacak çevresinde üç fit bir inç ölçtü 

Vücudun etrafında dokuz fit dört inç ve tartıldı 

Elli iki taş on bir Pound! 

Bu Hayattan 21 Haziran 1809'da ayrıldı. 

39 yaşında öldüğünde aziz hatırasına saygı olarak bu taş, Leicester'daki arkadaşları tarafından dikildi.

Independent Türkçe



"Yazılmış en iyi kitaptan uyarlanan" dizi başyapıt ilan edildi

Yüzyıllık Yalnızlık'ta Aureliano Buendía'yı canlandıran 39 yaşındaki Claudio Cataño, Amazon Prime Video'nın Kirli Kıskançlık (Cochina envidia) dizisiyle de tanınıyor (Netflix)
Yüzyıllık Yalnızlık'ta Aureliano Buendía'yı canlandıran 39 yaşındaki Claudio Cataño, Amazon Prime Video'nın Kirli Kıskançlık (Cochina envidia) dizisiyle de tanınıyor (Netflix)
TT

"Yazılmış en iyi kitaptan uyarlanan" dizi başyapıt ilan edildi

Yüzyıllık Yalnızlık'ta Aureliano Buendía'yı canlandıran 39 yaşındaki Claudio Cataño, Amazon Prime Video'nın Kirli Kıskançlık (Cochina envidia) dizisiyle de tanınıyor (Netflix)
Yüzyıllık Yalnızlık'ta Aureliano Buendía'yı canlandıran 39 yaşındaki Claudio Cataño, Amazon Prime Video'nın Kirli Kıskançlık (Cochina envidia) dizisiyle de tanınıyor (Netflix)

Netflix aboneleri, edebiyat tarihinin en büyük eserlerinden biri kabul edilen bir kitaptan uyarlanan dönem dizisine hayran kaldı. 

Aralık 2024'te platformda yayına giren Yüzyıllık Yalnızlık (Cien años de soledad), Buendía ailesinin kuşaklar boyu süren hikayesini konu alıyor. Kendi kaderlerinden ve geçmişlerinden kaçamayan ailenin dramı, görkemli bir anlatımla ekrana taşınıyor.

"Ekrana uyarlanamaz" deniyordu

Kolombiya yapımı 8 bölümlük dizi, Gabriel García Márquez'in 1967'de yayımlanan ve bugüne dek dünya çapında 50 milyon kopya satan aynı adlı romanından uyarlandı. 40'tan fazla dile çevrilen bu başyapıtın, yıllardır "ekrana uyarlanamayacağı" düşünülüyordu. Bu nedenle dizi, yayın devinin Latin Amerika'daki en iddialı projelerinden biri olarak öne çıkıyor.

Hikayenin merkezinde, kuzeni Úrsula'yla evlenmek için ailesinin yaşadığı köyü terk eden José Arcadio Buendía yer alıyor. Yeni bir yurt arayışı onu, kurucusu olduğu efsanevi Macondo kasabasına götürüyor. Ancak bu kasaba, sakinlerini 100 yıl sürecek bir yalnızlığa mahkum eden korkunç bir lanetin gölgesinde varlığını sürdürüyor.

Dizide José ve Úrsula karakterlerini Diego Vásquez'le Marleyda Soto canlandırıyor. Oyuncu kadrosunda ayrıca Édgar Vittorino, Claudio Cataño, Loren Sofía ve Akima gibi isimler de yer alıyor.

Netflix izleyicileri diziyi adeta "nefes kesici" ve "gerçek bir başyapıt" diye tanımlıyor. Bir kullanıcı, "Yüzyıllık Yalnızlık'ın Netflix uyarlaması sadece büyüleyici değil, aynı zamanda kalbinize işliyor" ifadelerini kullanırken, görselliğin ve oyunculukların "şiir gibi" olduğunu belirtiyor. 

"Tam anlamıyla bir başyapıt"

Bir başka izleyici, "Normalde kitap uyarlamalarından hoşlanmam ama Netflix'in Yüzyıllık Yalnızlık dizisi tam anlamıyla bir başyapıt. Görsellik muazzam, sinematografi etkileyici, oyunculuklar harika. Büyülü gerçekçiliği ekrana taşımak kolay değildir ama Netflix bunu başarmış" diyerek övgüsünü dile getirdi.

Reddit'te görüşlerini paylaşan bir başka izleyici ise "Gerçekten çok sevdim. Dizide sihri korurken anlatıyı ayakları yere basan bir gerçekliğe de oturtmayı başarmışlar" ifadelerini kullandı.

Roman, tüm zamanların en iyi 4. kitabı seçilmiş, Goodreads'in 20. yüzyılın en iyi romanları listesinde de kendine yer bulmuştu. Bir Reddit kullanıcısı kitabı "şimdiye kadar okuduğu en iyi eser" diye tanımladı. 

Yıldız isim "hayatımı kurtaran kitap" demişti

Ünlü oyuncu Emma Thompson da Yüzyıllık Yalnızlık'ın babasını kaybettiği dönemde hayatını kurtaran kitap olduğunu söylemişti.

Oprah Winfrey'nin O dergisine konuşan Thompson, "Babam öldükten sonra hayatımı kurtaran kitap Gabriel García Márquez'in Yüzyıllık Yalnızlık'ıydı. Bence kitaplar da insanlar gibidir; tam da ihtiyaç duyduğunuz anda hayatınıza girerler" demişti.

Independent Türkçe, Mirror, Express