Twitter yeniden adlandırılması nedeniyle mali bir şok mu yaşıyor?https://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4598621-twitter-yeniden-adland%C4%B1r%C4%B1lmas%C4%B1-nedeniyle-mali-bir-%C5%9Fok-mu-ya%C5%9F%C4%B1yor
Twitter yeniden adlandırılması nedeniyle mali bir şok mu yaşıyor?
“X" yeniden adlandırıldıktan sonra indirmelerde ve gelirlerde bir düşüşe tanık oluyor ve Eylül ayında net bir düşüş yaşanıyor (AP)
Hızla gelişen dijital iş dünyasında değişim, başarı ve ilerleme için gerekli bir tamamlayıcı; ancak bu değişim riskleri de beraberinde getirebilir.
Twitter'ın adını "X" olarak değiştirmesinden iki ay sonra, rakamlar bu platformun karşılaşabileceği zorlukları ortaya koymaya başladı. Appfigures web sitesi tarafından sağlanan istatistikler 2017'den bu yana, uygulamanın indirilme sayısı önemli ölçüde azaldığını ortaya koydu. Aylık tahminler de Eylül ayı gelirlerinde yaklaşık 4,8 milyon dolar tutarında bir düşüş olduğunu gösterdi.
Grafikte geçtiğimiz aylarda "X" gelirlerinde yaşanan dalgalanmalar gösterilmekte olup, önceki aylarda yaşanan artışın ardından Eylül ayında bir düşüş yaşanmıştır (Appfigures)
Bu düşüşün nedeni nedir?
Şarku’l Avsat’ın Appfigures’ten aktardığına verilere göre yeniden markalaşmanın platformun keşfedilebilirliğini ve tanınabilirliğini etkileyerek yeni nesil kullanıcılar için cazibesini azalttığına inanılıyor. Bununla birlikte, gelirler -daha düşük olmasına rağmen- yılın başına kıyasla daha güçlü bir performans gösterdiği için hala bir umut ışığı var.
Özellikle yaklaşan ABD seçimleri sayesinde gelebilecek ivme ile platformun önümüzdeki aylarda gelirlerinde bir artış görülebileceğine dair beklentiler var. X’in yeni ismi nedeniyle karşılaştığı zorluklara rağmen, gelecek birçok fırsat barındırabilir. Gözlemciler, risklerine rağmen bu değişikliğin Twitter'ın kendisini ‘X’ olarak yeniden tanımlaması ve daha büyük ve geniş bir kitleyi çekmesi için yeni bir başlangıç olabileceğine inanıyor.
Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti
Fotoğraf: Unsplash
Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.
Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.
Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.
Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.
Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.
Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.
Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.
Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.
2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)
Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti.
Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.
Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor.
Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.