"Dünyanın en uzun yaşayan köpeği" Bobi'nin aslında 31 yaşını görmediği iddia edildi

Uzmanlar, gerçek yaşına dair somut kanıtları görmek istiyor

Bobi’nin Portekizli sahipleri, köpeğin ormanlık alanda, özgür bir hayat sürdüğünü söyledi (AFP)
Bobi’nin Portekizli sahipleri, köpeğin ormanlık alanda, özgür bir hayat sürdüğünü söyledi (AFP)
TT

"Dünyanın en uzun yaşayan köpeği" Bobi'nin aslında 31 yaşını görmediği iddia edildi

Bobi’nin Portekizli sahipleri, köpeğin ormanlık alanda, özgür bir hayat sürdüğünü söyledi (AFP)
Bobi’nin Portekizli sahipleri, köpeğin ormanlık alanda, özgür bir hayat sürdüğünü söyledi (AFP)

Guinness Rekorlar Kitabı, Bobi'nin gerçekten 31 yaşına kadar yaşayıp yaşamadığına dair başlayan tartışmaların ardından inceleme başlattı.

Portekiz mastifi cinsi Bobi, 22 Ekim'de hayatını kaybettiğinde kayıtlara göre 31 yıl 165 gün hayatta kalmıştı.

"Dünyanın en yaşlı köpeği" olarak 2 Şubat'ta Guinness Rekorlar Kitabı kayıtlarına geçen Bobi'nin ölümüyle birlikte gerçek yaşına dair tartışmalar ortaya çıktı.

Veterinerler, Guinness Rekorlar Kitabı'nın güvenilirliğini ve otoritesini koruyabilmesi için somut kanıtları yayımlaması gerektiğini dile getirdi.

Guinness Dünya Rekorlar Kitabı'ndan yapılan açıklamada, "Bobi'nin yaşıyla ilgili soruların farkındayız, araştırıyoruz" ifadelerini kullandı.

Bobi'nin tüm patileri, 1999'da daha beyaz görünüyor (Guinness World Records)
Bobi'nin tüm patileri, 1999'da daha beyaz görünüyor (Guinness World Records)

Farklı yıllarda çekilmiş fotoğrafları karşılaştırıldı

Bobi'nin uzun ömrünün sırrına dair çok sayıda haber medyada yer buldu.

Bobi'nin 1999'da çekilen ve 21 Ekim'de hayatını kaybeden köpekten farklı renkte patilere sahip olduğu görülen bir fotoğraf da kafaları karıştırdı.

Öte yandan veterinerler, evcil hayvan veri tabanına kaydedilen yaşların, sahiplerinin beyanlarına dayandığının altını çiziyor.

Ayrıca uzmanlar, ulusal evcil hayvan veri tabanında kaydı bulunan Bobi'ye yapılan genetik testlerde "kesin yaş"ı değil, sadece "yaşlı" olduğunun teyit edildiğini belirtti.

Olağanüstü bir iddia ama kanıtlar sunulmadı

Veteriner hekim ve Veteriner Hekimler Kraliyet Koleji konsey üyesi Danny Chambers, lideri olduğu Veterinary Voices grubundaki meslektaşlarının hiçbirinin Bobi'nin aslında 31 yaşında olduğuna inanmadığını dile getirdi. 

Köpeklerde 31 yaşın, insanlarda 200 yıla eşdeğer olduğunu ifade eden Chambers, "Olağanüstü iddialara, olağanüstü kanıtlar gerekir" dedi ve ekledi:

Bobi'nin yaşını kanıtlayacak hiçbir somut kanıt sunulmadı.

Bobi, dünyanın en yaşlı köpeği ünvanını, 2022'de ABD'de 23 yıl 7 gün yaşadıktan sonra ölen Çivava cinsi Spike'tan almıştı.

Bobi'nin sahibi Costa ailesi, hayvanlarının soyunda iyi genler taşıdığını iddia ediyor.

Aileye göre Bobi'nin annesi 18 yaşına kadar yaşadı, aynı soydan gelen bir başka köpek de 22 yaşında hayatını kaybetmişti.

Independent Türkçe



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe